Arifureta: From Commonplace to World's Strongest - Bölüm 16 - Mühürlü Odadaki Canavar
- Ana Sayfa
- Arifureta: From Commonplace to World's Strongest
- Bölüm 16 - Mühürlü Odadaki Canavar
Akrepin ilk hareketi kuyruğundaki iğneden mor bir sıvı püskürtmek oldu.
Sıvı dikkate değer bir hızla yaklaştı ancak Hajime hemen geriye zıplayarak saldırıdan kaçındı.
Mor sıvının üzerine geldiği zemin cızırtılı bir ses çıkardı ve mor sıvı göz açıp kapayıncaya kadar zemini eritti.
Bir çözücüye veya asite benziyordu.
Yan bakış atarak mor sıvının zararını onaylayan Hajime Donner’i çekti ve ateş etti.
Dopan~!
Maksimum güç.
Akrep canavarının başına saniyede 3.9 kilometre hıza sahip olan mermi hızla ilerledi.
Hajime’nin sırtındaki Yue’nin şaşkın ifadesi açıkça görülebiliyordu.
Daha önce hiç görmediği bir silah hiçbir büyü belirtisi taşımadan flaş benzeri bir saldırı ortaya çıkarıyordu.
Sağ eli birazcık elektrikle sarılmış olarak görülse de büyülü sözlere veya büyülü çembere benzer hiçbir şey ortaya çıkmamıştı.
Yue farkına vardı, başka bir deyişle Hajime’nin kendisine benzediğini, büyüyü doğrudan manipüle etmenin bir yoluna sahip olduğunu fark etmişti.
‘’Kendisine’’ benziyordu, o zaman neden uçurumun dibindeydi?
Yue bunun uygun bir an olmadığını bilmesine rağmen dikkatini akrep yerine Hajime üzerinde tuttu.
Öte yandan Hajime【Aerodinamik】kullanarak tekrar tekrar sıçrıyordu, yüz ifadesi eşi benzeri görülmemiş bir şekilde korkunçtu.
Hajime, hareketsiz akrebin 【Varlık Algısı】 ve 【Büyü Algısı】aracılığıyla ne yaptığını fark etti.
Akrep diğer kuyruğundaki iğneyle Hajime’yi hedefledi.
Sonra, iğne müthiş bir hızla Hajime’ye vurmadan önce kuyruğun ucu kısa bir sürede şişti.
Hajime bundan kaçınmaya çalıştı fakat iğne yarı yolda geniş bir alana yayılmak suretiyle bir anda patladı.
“Ku!”
Hajime acı bir şekilde inlerken iğnelere Donner ile ateş etti, 【Haşmetli Tekme】ile hızla yol açtı ve 【Hava Pençesi】ile de iğneleri parçalara ayırdı.
İğnelerin üstesinden geldikten sonra sanki iyiliğinin karşılığını veriyormuş gibi Donner’i ateşledi.
Bundan hemen sonra Donner’i havada bıraktı ve düşerken, torbasından bir el bombası çıkarıp akrebe fırlattı.
Akrep Donner’dan gelen bir darbeye daha dayandı ve daha da fazla iri saçma iğne ve asit salmak için hazırlandı.
Ancak akrep bunu başaramadan önce sekiz santimetre çapında bir el bombası havada yuvarlanıp düştü ve patladı.
El bombası patladığı anda akrebin üzerine yanan siyah katran benzeri bir madde yayıldı ve yapıştı.
Bu sözde 【Yangın Bombası】idi.
Katran katındaki Alev cevherini kullanarak yaptığı 3000 santigrat dereceye kadar çıkabilen ‘’yapışkan bir bombaydı”.
Beklendiği gibi akrebin saldırısını engellemede etkili görünüyordu çünkü akrep kendine yapışan katranı sökmek için delice çırpınıyordu.
Bu fırsatı algılayan Hajime düşen Donner’i havada yakaladı ve hızla mermilerini doldurdu.
Mermileri doldurduğu zamana kadar【Yangın Bombası】 ‘ndan yayılan katran akrebi yakmıştı ve yanan katran neredeyse sönmek üzereydi.
Akrebin her yerinden duman çıkmasına ve hasar almış gibi görünmesine rağmen akrebin yoğun öfkesi açıkça hissedilebiliyordu.
“Kishaaaaaaaa~!!!”
Bir çığlık atan akrep aniden sekiz bacağını hareket ettirmeye başladı.
Hajime ve Yue’ye doğru saldırıya geçmişti.
Aninden rüzgârın uğultusuyla birlikte yaklaşan dört büyük kıskaç Hajime’ye yaklaştıkça bombardıman topu gibi genişlemeye başladı.
Hajime ilk kıskaçtan 【Zemin Küçültme】ile kaçınmış, ikincisinden ise 【Aerodinamik】ile zıplayarak kaçmıştı.
【Haşmetli Tekme】 ‘yi kullanarak üçüncü kıskacı yok etmiş, bunun sonucunda ise duruşu bozulmuştu.
Dördüncü kıskaçsa onlara vurmak için hızla yaklaşıyordu.
Ancak Hajime Donner’i kullanarak tek seferde ateş etti ve deşarjdan gelen itişi kullanarak kendini bükerken, bir şekilde havaya doğru uçtu.
Her nasılsa başarılı bir şekilde saldırılardan kaçınıyordu.
Sırtında olan Yue ise bu kadar hızlı hareket etmenin verdiği karmaşayla inledi, “Uuu”.
Fakat bu şiddetli hareketlere bir şekilde dayanabiliyordu.
Hajime havadayken becerisiyle sıçradı ve akrebin sırtına iniş yaptı.
Sonra öfkeli akrep üzerinde dengesini korurken namluyu kabuğa bastırdı ve bir Klik sesiyle Donner yakından bir atış yaptı.
Zugan~!!
Muazzam bir patlama sesi duyuldu ve akrebin gövdesi darbeden dolayı zemine çarptı.
Bununla birlikte kabuğa doğrudan darbe almasına rağmen zarar görmemişti.
Mermi zar zor çizik atıyor gibiyidi.
Herhangi bir hasar veremediği gerçeğiyle dişlerini gıcırdatan Hajime, Donner’i【Hava Pençesi】ile sararak savurdu.
Kaching!
Çarpıcı bir metal sesiyle düşmanın kabuğunu kıramadığını gördü.
Akrep sanki “Bu kadar yeter!”, der gibi iri saçma iğnesini kendi sırtına doğru hedefledi ve ateşledi.
Hajime hızla o noktadan uzağa sıçradı ve iri saçma iğnelerin kaynağına ateş ederken vücudunu havada büktü.
Yüksek hızlı mermiler kuyruğun ön uç bölümüne isabet etti ve önemli ölçüde kuyruğu geri püskürttü…… yine de sert bir kabukla kaplanmış kuyruğun hasar almadığı açıkça görülüyordu.
Ateş gücü tamamen eksikti.
Bir kez daha bir fırtına gibi dört dev kıskaç arka arkaya Hajime’ye saldırdı.
Hajime, umutsuzca akrebin sırtına bir 【Yangın Bombası】 daha fırlattı ve büyük bir geri adım attı.
Patlamadan yayılan dağınık katran akrebi oyalamaktan başka bir işe yaramıyora benziyordu.
Akrepten kaçtıktan hemen sonra ‘’Ne yapmalıyım?’’ diye düşünürken akrep eşi benzeri görülmemiş bir çığlık attı.
“Kyi~i~iii~!!”
Bu çığlığı duymak Hajime’nin tüm vücuduna yayılan bir titreşim gönderdi ve Hajime’nin【Zemin Küçültme】 ‘yi kullanarak aralarında mesafe açmasını istemesine neden oldu…… lâkin artık çok geçti.
Çığlık oda boyunca yankılanırken aniden çevredeki toprak yükseldi ve çınlayan bir kükreme ile yerden koni şeklinde sayısız iğne yerden dışarı çıktı.
‘’Or*spu ç ——!!”
Tam anlamıyla gafil avlanmıştı.
Hajime umutsuzca havaya kaçmayı planlıyordu fakat arkadan yaklaşan koni şeklindeki iğneleri sonradan fark etti ve vücudunu Yue’yi korumak için bükerek, duruşunun bozulmasına neden oldu.
Bir şekilde Donner ve【Haşmetli Tekme】ile savuşturmayı başarmış olsa da diken üstünde olan görüşüyle Hajime, iri saçma iğnenin ve asit fırlatan kuyruğun doğrudan ona hedeflendiğini gördü.
Hajime’nin yüzü sertleşti.
Bir sonraki an iri saçma iğne ve asit ayrı olarak akrebin iki kuyruğundan da hedefini vurmak için ateşlendi.
Hajime kararlılığını sağlamlaştırdı, böyle bir durumda her iki saldırıdan da kaçması imkansızdı.
Dişlerini sıkarak 【Aerodinamik】ile asitten kaçındı ve hayati organlarını olabildiğince iyi korumak için sağ kolunu ve sadece dirseğine kadar olan sol kolunu çapraz hale getirdi.
Ayrıca Donner’in namlusunu yüzünü korumak için kullanıyordu.
Ve sonrasında, vücut kaslarını sınırlarına kadar güçlendirmek için büyü gücünün doğrudan manipülasyonunu kullandı.
Bundan hemen sonra muazzam bir güçle birlikte onlarca keskin iğne Hajime’nin vücudunu derinden deldi.
“Ga~a~aaa!!!”
Çığlık atarken bir şekilde ölümcül bir yara almaktan kılpayı kurtulmuştu.
İğneleri durdurmak için kendi bedenini kullandığından sırtında olan Yue zarar görmemişti.
Hajime darbe yüzünden bir tarafa uçmuştu.
Çarpışmadan kaynaklanan muazzam acı ve zemine birkaç defa çarpması basitçe taklalar atmasına neden olmuştu.
Yue de darbeden dolayı sırtından fırlamıştı.
Dişlerini sertçe sıkarken ve bedenin saplanan sayısız iğnenin acısına katlanırken, Hajime torbasından bir 【Flaş Bombası】 çıkardı ve akrebe fırlattı.
【Flaş Bombası】 parabolik şekilde uçtu ve patlayarak akrebin gözlerinin önüne yoğun bir ışık bıraktı.
“Kyisha~a~aaa!!”
Akrep ani ışık yüzünden bağırdı ve içgüdüsel olarak geri adım attı.
Hajime’nin adımlarını başından beri takip ediyordu. Akrep hangi adımları atması gerektiğine karar vermiş ve hata yapmamıştı.
Hajime, tüm iğneleri tek bir seferde çıkarıp azı dişlerinin arkasına yerleştirdiği kutsal suyu içti.
“Gu~u~u!!”
Giderek artan ağrısından dolayı inlemesi sıkışık dişlerinin arasından çıktı.
Yine de ağrı dayanılmaz bir boyutta değildi.
Hajime bu derece bir ağrıya katlanabilirdi, sadece bu derece bir ağrı ruhunu kırmak için tamamen yetersizdi.
İğneleri çıkaran Hajime Yue’yi bulmak için etrafa bakıyordu ama Yue ondan hızlıydı ve onu bulamadan önce Yue Hajime’yi bulmuş, çoktan yanına gelmişti.
“Hajime!”
Yue endişeyle Hajime’ye koştu.
İfadesiz yüzü tamamen kaybolmuş, onun yerine yüzüne ağlamanın eşiğinde olan bir ifade gelmişti.
“S-sorun yok. Daha önemlisi bu eleman fazla zor değil mi? Uygun bir yöntem bulabildiğimi sanmıyorum. Ağzını ya da gözlerini hedeflemem için şu dört kıskaç engelini geçmem gerekiyor…. Hasar almayı göze alıp intihar saldırısına mı kalkışmalıyım?’’
Hajime, Yue’nin endişelerinden bihaber bir şekilde akrep ile başa çıkması gerektiğini düşündü.
Böyle bir Hajime görmek Yue’nin gözyaşlarının düşmesine neden oldu.
“…… Neden?”
“Hm?”
“Neden kaçmadın?”
Yue’nin bunu söylemesi ‘Tek başına kaçabilir’ olasılığını bildiğini ima ediyordu.
Hajime bu sözlere karşı şok olmuş bir şekilde Yue’ye baktı.
“Şu anda neler diyorsun? Sadece biraz daha güçlü bir düşman ortaya çıktı diye seni terk edecek değilim ya.”
Hajime hayatta kalmak için her şeyi yapmaya hazırdı. Şu ana kadar gizli saldırılar yaptı, tuzaklar kurdu, kandırdı.
Gerekirse korkakca yalanlar söyleyip blöf bile yapabilirdi.
Pençeli Ayıya karşı yaptığı mücadele tek istisnaydı ancak temelde, eşitlik, adalet, doğruluk veya dürüstlük gibi şeyler sikinde değildi.
Çünkü burası böyle bir zaman kaybına izin verecek cömert bir yer değildi.
Suçluluk duygusuna sahip değildi, sonuçta buranın atmosferi onu değiştirmişti.
Her şeye rağmen kalpsiz birine dönüşmeye de niyetli değildi.
Doğruyu yanlıştan erdemle ayırabiliyor, iyi anlayışa sahip bir şekilde yaşamaya devam ediyordu.
Tüm bunları hatırlamasını ve yeniden aklına kazımasını sağlayan Yue’den başkası değildi.
Bu yüzden Yue kesinlikle kurtarılmalı, onu burada bırakmak bir seçenek değildi.
Kendisini Hajime’ye emanet ettiği an Hajime kararını vermişti.
Bu an Hajime’nin kalpsiz biri olup olmadığını anlamasının dönüm noktasıyı.
Yue, Hajime’nin sözlerinden bir şey anlamış gibi başını salladı ve aniden kendini Hajime’nin etrafına sardı.
“Oh, Ouh? N-ne yapıyorsun?”
Durum bu hâldeyken aniden ne yapıyordu?
Hajime bir parça sarsıldı.
Akrep her an kendine gelip geri dönebilirdi.
Hajime’ni yaraları iyileşmişti, yakında savaş moduna girmesi gerekliydi.
Ancak Yue kollarını Hajime’nin boynuna sararken akrebi umursamıyor gibi görünüyordu.
“Hajime…… Güven bana.”
Yue bunu söyleyerek Hajime’nin ensesini öptü.
“——!?”
Hayır, bu bir öpücük değildi.
Bir ısırıktı.
Hajime boynunun arkasında iğne batıyormuş gibi bir acı hissetti ve sonrasında vücudundan enerji emiliyormuş gibi rahatsız bir hisse kapıldı.
Hajime bir anlığına ondan kurtulmak istedi ama Yue’nin kendini bir vampir olarak tanıttığını hatırlayarak kan emdiğini fark etti.
“Güven bana.”————Bu sözlerle Hajime’nin kan emme eyleminden korkmamasını veya tiksinmemesini diliyordu.
Alaycı bir gülümsemeyle bunları düşünürken Hajime, Yue’ye sıkıca sarılarak onu destekledi
Yue daha sıkı bir şekilde Hajime’ye sarılmadan önce bir anlığına titredi.
Yüzü boynunun arkasında daha da derine gömüldü.
Bu sadece hayal olabilirdi fakat bir şekilde bundan keyif alıyor gibi görünüyordu.
“Kyisha~aaaa!!”
Akrebin çığlığı duyuldu.
Flaş bombasının şokundan kurtulmuş gibi görünüyordu.
Zemin bir kez daha yükselmeye başladı, bu akrebin onların mevcut yerlerini bulduğu anlamına geliyordu.
Akrebin özgün büyüsü çevredeki araziyi manipüle ediyora benziyordu.
“Ama bu benim uzmanlık alanım!”
Hajime dönüşüm yapmak için sağ elini zemine koydu.
Üç metrelik yarıçap içindeki dalgalanma durdu ve zeminin yükselmesi yerine Hajime ve Yue’nin etrafını çevreleyen bir taş duvar kuruldu.
Konik iğneler onlara saldırmak için her yerden geliyordu fakat Hajime’nin savunma duvarı tarafından tamamen engellendiler.
Her darbe duvarı yavaş yavaş parçalıyordu ama hemen yeni duvar inşa ediliyor, iğnelerin onlara yaklaşmaması sağlanıyordu.
Akrebin saldırı hasarı hem menzili hem de gücü çok daha üstündü ancak Hajime dönüşüm hızı avantajını elinde tutuyordu.
Hajime’nin dönüşüm yarıçapı üç metreyi geçemezdi ve uçup saldırmaları için yeterli güce sahip iğneler yaratamazdı bu nedenle Hajime’nin dönüşüm türü savunma için daha uygundu.
Hajime hem savunma için dönüşüm yapıp hem de Yue tarafından emilirken nihayet Yue’nin dudakları ensesinden ayrıldı.
Dudaklarını yalıyor, ifadesi çılgın bir tutkuya kapılmış gibi görünüyordu.
Her nasılsa önceki zayıflığının bir parçası bile görünmüyordu, cildi porselenlerinkine benzer şekilde tonunu ve parlaklığını geri kazandı.
“…… Yemek için teşekkürler.”
Bunu söyleyerek Yue yavaşça ayağa kalktı ve akrep karşısında sağ elini kaldırdı ve açtı.
Aynı zamanda böyle hassas bir bedenden hayal bile edilemeyecek bir büyü gücü ortaya çıktı.
Büyü gücünden yansıyan ışık—— karanlığı biçiyor gibi görünen altın rengiydi.
Ve çırpınan sarı saçlarıyla aynı renkte büyü gücüyle kaplanan Yue, iki kelime mırıldandı.
“【Masmavi Gökyüzü】”
Anında akrebin başının üstünde yaklaşık altı veya yedi metre çapında bir mavimsi beyaz alev küresi belirdi.
Saldırı açıkça akrebe vurmamıştı ama güçlü ısısı akrebin geri çekilirken çığlık atmasına yeterde artardı.
Ancak uçurumun kan emici prensesi buna izin vereceğe benzemiyordu.
Parmağını uzatıp bir seferde onu aşağı indirdi.
Bunu sonucunda mavimsi beyaz alev küresi efendisinin talimatını sadakatle uyguladı, kaçan akrebi takip etti ve… doğrudan isabet etti.
“Gu~ugyiya~a~a~aaaa————!?”
Akrep benzeri görülmemiş bir çığlık attı.
Açıkçası bu bir ızdırap çığlığıydı.
Darbenin vurduğu noktada tüm çevre soluk mavi ışıkla kaplıydı ve hiçbir şey görülemiyordu.
Hajime gözlerini koluyla korurken böyle ihtişamlı bir büyüye sadece şaşkınlıkla bakabildi.
Çok geçmeden büyünün etki süresi doldu ve havada dönüp etkileyici bir ses çıkarırken ortadan kayboldu.
Akrebin acı içinde inleyişi net bir şekilde duyulabiliyordu.
Isıdan dolayı sırtındaki kabuk erimiş, kırmızı bir renge dönmüş ve yapış yapış olmuştu.
Hajime, Yue’nin övmek isteyip istemediğine dair bir ikilem hâlindeydi — Üç bin derece ısıya sahip【Yangın Bombası】’nın bile eritemediği ve dibinden ateş ettiği hâlde Donner’in kabuğa zar zor çizik attığını düşününce bunu düşünmesi doğaldı.
Yine de akrep çok güçlüydü. Bunun nedeni yüksek sıcaklıktaki bir saldırıya dayanacak ve sadece erimesini sağlayacak bir kabuğa sahip olmasıydı
Bir flop sesi Hajime’nin bu hayret verici görüntüden vizyonunu yerde nefes nefese oturan Yue’ye doğru döndürmesine yol açtı.
Büyü gücünün tükendiği anlaşılıyordu.
“Yue, iyi misin?”
“Nn…… Azami aşama…… yorucu”
“Haha, baya etkileyicisin hm? Sayende kurtulduk. Gerisini bana bırak ve iyice dinlen.”
“Nn, bol şans……”
Hajime el sallarken 【Zemin Küçültme】 becerisini kullanarak ek seferde akreple arasındaki mesafeyi kapattı.
Akrep kabuğunun yüzeyi erimesine rağmen hâlâ güçlüydü.
Yaklaşmakta olan Hajime’ye iri saçma iğnesini ateşleyerek apaçık bir öfke ile kükredi.
Hajime hızlıca çantasından bir 【Flaş Bombası】 aldı ve yükseğe fırlattı.
Sonra Donner’i çıkarıp dağılmamış olan iri saçma iğneye ateş etti.
Ardından elektromanyetik olarak hızlandırılmamış mermiyle 【Flaş Bombası】’na ateş etti ve bombayı patlattı
Akrep çoktan ışığa alışmıştı. Rahatsız olmasına rağmen sarsılmadı ve Hajime’yi ışıkla aydınlanmış odada aradı.
Ancak ne kadar bakarsa baksın Hajime’ye dair bir iz yoktu.
Akrep, Hajime’nin varlığını kaybettiği için şaşkına dönmüş haldeyken Hajime 【Zemin Küçültme】becerisiyle aşırı hızlanarak akrebin sırtına sertçe iniş yaptı.
“Kishua?!”
Akrep korktuğunu belli eden bir çığlıkla duvara çarptı.
Oda akrebin duvara yaptığı baskı yüzünden şiddetli bir şekilde sallandı.
Flaş bombasından çıkan ışıkla birlikte Hajime akrebin arkasına inmek için varlığını gizlemeye karar vermiş ve sonucunda 【Varlığı Gizleme】 becerisini kullanmıştı.
Akrebin ısı yüzünden yanan kabuğu Hajime’nin derisini yaktı.
Lâkin bu tür hususlara dikkat etmedi ve namluyu kabuğun yüzeyinin erimiş olduğu yere itip tetiği defalarca çekti.
Akrep kabuğu, orijinal dayanıklılığını kaybetmiş ve Donner’dan art arda gelen mermileri karşılamaya başlamıştı.
Nihayetinde darbelere daha fazla dayanamayan kabuk son olarak en içteki korumasını da kaybederek parçalara ayrıldı.
Akrep kendine zarar verme olasılığını göz önüne aldı ve ikiz kuyruklarıyla Hajime’yi öldürmeye çalıştı ancak Hajime ilk hamleyi yapan kişi oldu.
“SANA SEVECEĞİN BİR ŞEY VERECEĞİM.”
Hajime sanki bir ayrılık hediyesini vücuduna gömüyormuş gibi çantasından bir【El bombası】çıkardı ve kolunu Donner tarafından açılan deliğe derinlemesine sokmak için kullandı.
Hajime kolunun yanıklarla kaplanmasını bile umursamadan el bombasını derine koydu.
Akrep saldırısı ona ulaşmadan【Zemin Küçültme】ile kaçarak oradan uzaklaştı.
Akrep, geri çekilen Hajime’ye başka bir saldırı yapmak için geri dönmeye çalıştı.
Fakat buraya kadardı.
“BOOM————!!”
Etrafı sarsan boğuk bir patlama sesiyle akrep bir kez seğirerek titredi.
Biraz önce Hajime’yle yüzleşen akrep hareket etmeyi bıraktı ve tüm alan sessizlikle kaplandı.
Sonunda, akrep eğilmeye ve gürleyen bir ses çıkararak yere çöktü.
Hajime hareketsiz akrebe dikkatlice yaklaştı, Donner’i ağzına soktu ve akrebin öldüğüne emin olmadan önce iki üç el daha ateş etti.
Hajime “Güzel” diye mırıldanırken başını salladı.
Hajime’nin yaptığı bu eyleme son günlerde uyguladığı bir politika denilebilirdi.
Yue, hâlâ ifadesiz olsa da, oturmuş Hajime’yi izlerken gözleri biraz memnun görünüyordu.
Bu zindan fethinin ne zaman sona ereceğini söyleyemiyordu yalnız umut verici bir ortağın ortaya çıktığı açıkça görülebiliyordu.
Pandora’nın kutusunun⌈2⌋ dünyadaki bütün kötülükleri ve bir parça umudu içerdiği söylenir.
Her nasılsa bu odaya girmeden önce söylediği cümle ⌈3⌋ açıkça hedefi on ikiden vurmuştu.
Böyle şeyler düşünürken Hajime yavaşça Yue’nin yanına doğru yürüdü.
*****************************************************
- Kaiven: Bu bölüm biraz zordu hata varsa kusura bakmayın çevirisi de çok uzun sürdü bittim, tükendim. İngilizce çeviri de bile 13 tane not vardı( bu notlar çevirmenin çeviriden tam olarak emin olmadığı hakkındaydı). Umarım anlaşılacak şekilde çevirmişimdir. Yine de bir sorun görürseniz sormaktan çekinmeyin daha açıklayıcı bir şekilde anlatayım.
- Pandora’nın Kutusu, Antik Yunan efsanelerinde geçen ve içinde kötülüklerin bulunduğuna inanılan sihirli kutudur
- 2 bölüm önce söylediği cümleyi kast ediyor ben yine de buraya bırakıyorum cümleyi:
“Tıpkı bir Pandora’nın kutusu gibi… Acaba, ne tür bir umuda sahip olacak?”