Elitler Sınıfı - Cilt 10 - Bölüm 24 - Boynumuzun Borcu
Cilt 10 – Bölüm 24 – Boynumuzun Borcu
Ek sınavın ilk açıklandığı gün, Ichinose’in Nagumo’nun şartlarını kabul etmesinden çok öncesi.
Diğer sınıfların aksine, A sınıfı bu sınavı coşkuyla karşıladı.
Diğer sınıflardan çok ama çok önce bir karar aldılar.
“Karar sizin. Oylamadan önce bir karar verin, yeter.”
A sınıfının sınıf öğretmeni Mashima, sınıfa sınavın açıklamalarını yaptıktan sonra küçük bir uyarıda bulundu.
Dersin kalan süresini, öğrenciler aralarında konuşup tartışsınlar diye bıraktı. Sakayanagi ise, ayağa dahi kalkmadan sırasında konuşmaya başladı.
“Bu sınavda, Katsuragi-kun’a çıkış kapısını göstermek boynumuzun borcudur.”
Sakayanagi tereddüt dahi etmeden okuldan atılacak kişinin adını verdi.
Katsuragi hiç istifini bozmadı: sırasında gözleri kapalı, kolları birbirine bağlıydı.
“Ne?!? bu hiç adil değil!”
Bu konuya itiraz eden tek kişi, Katsuragi’nin sadık arkadaşı Totsuka Yahiko oldu. Sınıfın önüne geçerek bağırmaya başladı.
“Boş ver, Yahiko.”
Katsuragi, ona engel olarak kendisi adına konuşmasına izin vermedi.
“A-amaaa Katsuragi-san!”
“Ben başıma gelecekleri kabul ediyorum.”
Sakayanagi: “İtiraz yok gibi… ya da itiraza gerek bile yok mu demeliyim?”
A sınıfının nerdeyse hepsi Sakayanagi’nin tarafına geçmişti. Birkaç kişi ondan hoşnut olmasa da, isyan çıkaracak kadar Sakayanagi’ye karşı gelmiyorlardı. Bu okuldan güvenle mezun olmak için Sakayanagi ile aynı tarafta olmak zorundaydılar da.
Katsuragi’ye gözü kapalı güvenen Totsuka ise, ona karşı çıkan tek kişiydi.
Bu tarz tavırların hiç işe yaramadığının farkında olan kişi ise, Katsuragi idi. Yanında duran tek kişiyle, tüm sınıfa karşı gelemeyeceğini adı gibi biliyordu.
“Eh, hadi adet yerini bulsun, oy kullanalım. Katsuragi-kun’un okuldan atılmasını isteyenler el kaldırsın da sayımızı bilelim.”
A sınıfından 3 kişi hariç herkes el kaldırdı: Totsuka, Katsuragi, ve Sakayanagi dışında, 37 öğrenci bu oylamaya evet dedi.
Mashima hafifçe kaşlarını kaldırıp başını başka yöne çevirdi. Bu sohbetin devamının nasıl gideceğini anlamıştı.
“Bu kısa ve öz oylamayla, sınavın sonucunu da belirlemiş olduk. Değil mi, millet?”
“Bunu kabullenecek misin gerçekten!?”
“Boş ver dedim ya, Yahiko.”
Totsuka’nın tüm çabasına rağmen, Katsuragi kendisini savunmak için kılını dahi kıpırdatmadı.
“D sınıfıyla yaptığım anlaşma geçerli olduğu için, A sınıfı her ay Ryūen’e puan ödüyor. Sorumluluğu almış olacağım.”
“A-ama o sayede sınıf puanı kazandık!! Kazanmadık mı!? Boşa gitmedi hiçbir şey!!! D sınıfı da kurban seçecek ve Ryūen gidebilir! Katsuragi-san’ın gitmesine gerek yok ki!”
Totsuka biçare karşı koymaya çalışıyor, ona destek oluyordu.
“Sınıfın liderisin diye her boku yapacak değilsin! Yeter artık!”
“Totsuka, yeter.”
Totsuka ateşe körükle gitmeye başlayınca, Katsuragi onu susturmak zorunda kaldı. Bu sefer daha sert bir ses tonuyla seslendi.
“Katsuragi-san…!”
Katsuragi tavrını hiç bozmadı. Oysa sınıfta en çok zor duruma düşen kişi o’ydu. Tüm sınıf ona karşıydı ve gidecekse gururuyla buradan çekip gidecekti. Kuyruğu dik tutmaya çalışıyordu bir nevi.
Totsuka elleriyle kafasını tutarak oflayıp pufladı. Sırasına geri oturmakla yetindi.
“Devam edebilirdi. Biz eğleniyorduk.”
“Beni okuldan atmak istiyorsanız, atın. Benim kabulüm.”
“Öyle mi? O zaman Katsuragi-kun’un dileğini yerine getirelim.”
5 dakikadan daha kısa bir sürede, bu sınav için stratejisini belirledi, A sınıfı. Ardından sınıf, bu sınav yokmuşçasına normal akışında devam etti.
Sırasından kalkan Katsuragi, sınıftan çıkmak için harekete geçti.
Totsuka de peşinden koşup sınıftan çıktı.
“Katsuragi-san, bunu nasıl kabul edersin!?”
“…başka çarem yok. Böyle bir sınavda sınıfa söz geçiren kişinin dediği olur. Olay çıkartsam bile, Sakayanagi’nin tarafını tutanların şikayet oylarından kurtulamam.”
“A-ama Sakayanagi’den memnun olmayanlar var, sen de biliyorsun. Onları bir araya getirirsek biz-”
“Bana çok yardımın dokundu. Sana minnettarım ama yeter.”
“Katsuragi-san…”
“Ben okuldan ayrıldıktan sonra, Sakayanagi’ye destek olmalısın. Ona karşı gelirsen, yeni hedef sen olursun, Yahiko.”
Katsuragi bu gerçeği herkesten iyi bildiği için, Totsuka’yı uyardı.
“Bu, sana son tavsiyem.”
“…Kahretsin…!”
Totsuka yüzünü öfkeyle kapattı. Başını sallayıp tamam demekten başka çaresi yoktu artık.
✩ ✩ ✩ ✩
Aynı gün, dersler bittikten sonra, okul çıkışı.
“Hadi yurda gidelim, Masumi-san.”
“…olur.”
Sakayanagi sırasından kalkıp Kamuro’ya seslendi.
“Keyaki AVM’ye yeni içecekler gelmiş. Yolda alalım mı ne dersin?”
Bu haftasonu aralarından biri okuldan atılacaktı. Sakayanagi bizzat sınıfa bir isim verdiği halde, tavırlarında hiçbir değişiklik yoktu.
“Hey.”
“Efendim?”
“…boş ver.”
Kamuro soru sorarak boşa zaman harcamak istemedi. Sakayanagi’nin soğuk tavırları ile hesapçı kimliği, nerdeyse hep caniceydi.
Kamuro da ondan pek farksız olmayınca, konuyu uzatmak istemedi.
Aralarındaki sohbete bir telefon engel oldu. Sakayanagi, cebinden telefonu çıkartıp gülümseyerek aramayı yanıtladı.
“N’aaaber, Yamauchi-kun? Ben de senden haber bekliyordum, tam zamanında aradın. Kalp kalbe karşıymış.”
“Tuhaf fantezine bak ya-…” [Ç.N: Galiba Kamuro kuruyor bu cümleyi]
Son günlerde Sakayanagi, Yamauchi ile pek bir haşır neşirdi. Nerdeyse her gün araşıyorlar; eften püften konulardan sohbet ediyorlardı.
“Görüşelim mi?”
“Bugün mü? Olur, görüşelim. Birazcık işim var, onu halledeyim. Sonra bulaşalım olur mu?”
“Tamamdır, olur.”
Sakayanagi birkaç saniye içinde telefonu kapattı.
“Bu akşam Yamauchi-kun ile görüşeceğim.”
“Sen… sürekli Yamauchi ile konuşup duruyorsun. Planın ne?”
“Ne dememi bekliyorsun? Dikkatimi çeken birisi işte.”
“Dikkatini mi çekti? O çocuktan hoşlanıyor musun?”
“Evet dersem garipser misin?”
Yamauchi’yi kafasında canlandırınca, Kamuro kafasını sağa sola sallayıp yüzünü ekşitti.
“Şaka mı yapıyorsun?”
“Evet, şakaydı.”
“Seni var ya!…”
“Onu yetiştiriyorum diyelim. C sınıfında casusum olacak mı onu test ediyorum.”
“Yetiştirmek mi … bu kadar basit bir şeyin peşinde olamazsın ama?”
“Onu kandırması epey kolaymış. Güzel bir sınav da başladı. Bende onu planlarıma dahil edeyim diyordum.”
Sakayanagi’nin sözlerinin yarısı doğru yarısı yalandı.
Kamuro en yakınlarından biri olsa da, ona yüzde yüz güvenmiyordu. Sakayanagi güzelce planını saklıyor, ona açıkça bilgi vermiyordu.
“Onunla beraber görüşelim. Az çok amacımı sen de anlarsın.”
Olacakları düşünmeden edemeyen Sakayanagi, sırıtıp mutlu oldu.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩