Elitler Sınıfı - Cilt 2 - Kısım 4 - Her Tahmin (7)
Herkes ayrılınca, bilgisayarın başına geçip Sakura’nın – yani idol Shizuku’nun -bloguna bakınmaya başladım. Geçmiş gönderilerine şöyle bir göz gezdirince, blog açılalı 2 sene civarı olduğunu anladım.
Tam Sakura’nın idol olmaya başladığı zamanlardı. Yazılarında amaçlarını, uzun vadeli hedeflerini bir bir anlatmıştı. Öyle çok sırıtan bir şey yoktu. Referans almak amacıyla diğer idollerin de bloglarına şöyle bir baksam da, hepsi birbirine benzerdi.
Bir ortaokul öğrencisinin, eğlence sektörüne atılması üzerine nasıl hissettiğini merak ediyordum. 1 yıl boyunca, neredeyse her gün blogunu güncellemiş. Gönderilerinde o gün neler olduğunu ve düşüncelerini anlatmıştı. Fanlarından gelen yorumlara tek tek cevap vermesi de çabasıydı. Ama tam da düşündüğüm gibi, okula kabulünden sonra yorumların yanıtlanması da kesilmiş.
Okul dışındaki kimseyle iletişim kurmamayla ilgili olan kurala kati bir şekilde uymuştu. İlginin direkt odağı olmasa bile, Sakura düşündüğümden daha popüler gibiydi. Twitter’da 5000’den fazla takipçisi vardı. Çoğu, dergilere yeniden kapak olmasını ya da televizyona çıkmayla ilgili bir planı olup olmadığını öğrenmek isteyen fanlarıydı. Birçok gönderi arasından, üç ay önce atılmış olan birine gözüm takıldı.
“Kadere inanır mısın? Ben inanırım. Sonsuza dek birlikte olacağımıza inanıyorum.”
Eğer tek mesaj bu olsaydı, hayal dünyasında yaşayan bir hayran olarak nitelendirebilirdim. Ama gün geçtikçe sayıları çoğalan mesajlarda seviye de giderek yükselmişti.
“Her zaman yanımdaymışsın gibi hissediyorum.”
“Bugün biraz daha sevimli gibisin?”
“Göz göze geldiğimizi fark ettin mi? Ben ettim.”
Eğer Sakura bunları gördüyse, muhtemelen baya korkmuştur. Sanki kulağına bu sözleri fısıldamak istercesine, fiziksel olarak yakın olmak istiyorlardı? Yoksa sadece fantezilerden mi ibaretti? Böylesi, kısıtlamaların hat safhada olduğu bir okulda, çok az kişi Sakura’yla yüz yüze karşılaşabilirdi.
Öğrenciler, öğretmenler… ve okul sınırları içindeki herkes. Kampüste yer alan elektronik mağazadaki görevli adamla olan olayı hatırlıyorum da… Derken, geçen pazar atılmış bir gönderiyi daha okudum. Tüm tüylerim diken diken oldu. Yıkıcı gerçeğin farkına vardım.
“Gördüğün üzere, Tanrı gerçekten de var.”
Sakura okula geldikten sonra bir dijital kamera satın almıştı. Ve muhtemelen hemen hemen her ünlü gibi, o gün kılık değiştirmişti. Yaptığı şey hayranlarının onu tanımaması için mantıklı olsa da; anlaşılan o görevli, Sakura’nın kim olduğunu anlamıştı. Tabii, o noktada iletişim kurabilmelerinin sadece birkaç yolu vardı.
Bununla birlikte kamera bozulduktan sonra da Sakura’yı gördü. Kamerayı çok sevdiğinden olsa gerek, tamir ettirmesi gerekti. İçinde bulunduğumuz şartlardan ötürü, D sınıfından birisi için yeni bir tanesini almak imkansıza yakındı. Tamir ettirmek için kamerasını götürünce de, mağaza görevlisiyle karşılaşma olasılığı doğmuş oluyordu.
Görevli yüzünden kamerasını tamir ettirmeye tereddüt etmişti. Öbür yandan, görevlinin keyfi oldukça yerindeydi. Ne de olsa doldurulan form üzerinden en sevdiği idolün gerçek adını ve telefon numarasını öğrenme şansını elde etmişti. Bu ayrıca, o gece neden beni çağırıp oldukça manidar sorular sorduğunu da açıklıyordu.
Az biraz kafa yorunca gerisi çorap söküğü gibi geliyordu.
O elemanın girdiği daha fazla gönderi var mı diye yorumları taramaya devam ettim.
“Beni görmezden gelmen çok kabaydı.! Ah, belki de sadece fark etmemişsindir?”
“Şu an n’apıyorsun? Seninle olmak, yanında olmak, birlikte olmak istiyorum!”
Korkunç gönderiler ardı arkası kesilmeksizin devam ediyordu. Tabii diğer hayranlar bu yorumlardan iğrenmişti. Yine de durum Sakura açısından farklıydı.
Onun bu kadar yakında olduğunu bilmek, Sakura’nın hayal edilemez bir derecede ürkmesine mi neden oldu?
Ama Sakura bu durumu saklamıştı, şimdi de bizim için C Sınıfı’yla bir tanık olarak umutsuzca mücadele etmeye çalışıyordu. Bu herifin varlığının onu bu denli korkuttuğunu göz önünde bulundurduğumda, Sakura muhtemelen yurttan ayrılmaya korkuyordu.
Aynı kampüste olduklarından, bu kadar ürkmesi şaşırtıcı değildi. Bununla birlikte yarına kadar bu problemi çözmek için ne yapabileceğimiz bir şey, ne de bu pis sapık hakkında uygulayabileceğimiz bir planımız vardı.
Sonuç olarak, şimdilik tek yapabileceğim şey Sakura’nın yardım çığlığını beklemekti sanırım.
Çeviren: lightningbridge
Düzenleyen: Fatoshisme