Emperor’s Of The Solo Play Bölüm 15: Bima Dağı (2)

Artık ücretli videolar ile para kazanmak garip bir iş değildi. Bu, özellikle oyun yoluyla para kazanan oyuncular için geçerliydi. Geçmişte oyun içi eşyaları satarak çok para kazandılar, ancak şimdi oyun videoları çok daha fazla para kazandırıyordu. Bir yılda yüz milyon kazanan sayısız oyun kanalı vardı. Aynı şey Warlord için de geçerliydi. Canlı yayın kanalları olmasa…

Emperor’s Of The Solo Play Bölüm 10: İskeletlerle Dans (3)

Warlord oyuncularının yüzde 50’sinden fazlası büyücü olmayı seçti. Yeni başlayanlar için büyücüler şaşırtıcı derecede kolaydı. Korkutucu canavarlarla yüzleşmek zorunda kalan kılıçlıların aksine, büyücüler arkalardan büyülerini savurmak zorundaydı. Ne zaman ve nasıl kaçacaklarını biliyorlarsa, mükemmeldi. Büyücüler popülerdi ve onlar için talepte çok fazlaydı. Sadece sanal gerçeklik oyunlarında mümkün olan bir sınıftı, sihir kullanmak birçok insan için…

Emperor’s Of The Solo Play Bölüm 9: İskeletlerle Dans (2)

Sınıf Kulesi Beceri kitapları hakkında düzenli olarak bilgi edinme yeriydi. Aynı zamanda, aynı sınıfı paylaşan oyuncuların bir araya geldiği bir buluşma noktasıydı. Sonuç olarak, hangi kale ziyaret edilirse edilsin, Sınıf Kulesi birçok insan tarafından kuşatılacaktı. Her zaman olduğu gibi açgözlü insanlar bu yer etrafında gizlendi. Sınıf Kuleleri yakınında farklı amaçları olan insanlar vardı. En yaygın…

Emperor’s Of The Solo Play Bölüm 8: İskeletlerle Dans (1)

Başlamadan önce açıklama eklemek istiyorum, Ast = emir altındaki biri olarak düşünebilirsiniz Yz = yapay zeka İyi okumalar! 🙂   Sanal gerçeklik, modern çağın ön saflarında yer almayı başardı, çünkü VR dünyasında her şey mümkündü. VR alanında herkes Hulk, Iron Man, hatta Marilyn Monroe bile olabilirdi. Bir kişi, bir uçaktan daha hızlı bir yarış arabasında…

Emperor of Solo Play, Önsöz

Önsöz Hayatım boyunca hep çöp muamelesi yapıldı bana.. Allah vergisi bir yeteneğim yoktu. Bir alanda diğerlerinden daha iyi de olmadım, olamadım. Ne zaman vasıfsız, gereksiz insan muamelesi yapılsa, ağzımı açıp bir şey diyemezdim… Bu, asla daha iyi olmak için mücadele etmediğim anlamına gelmiyor; ama günün sonunda, yine yatağımın çarşaflarını öfkeyle tekmeleyerek uyuyakalırdım. Bu lanet olası…