Tharold - Bölüm 15 - MEZUNİYET
MEZUNİYET
Mezuniyet günü geldiğinde bizi tören yapılacak bir alana topladılar herkesi sıraya soktular ve sırayla çağırdılar elimize bir belge verip resmi olarak asker olduğumuzu söylediler. Törende herkes mutluydu ve özel olarak alkol getirmiştiler çok alkol içen bir kız değilim ama herkesi böyle mutlu görmek beni sevindiriyordu.
Herkes eğlenirken mikrofondan bir cızırtı geldi. Mikrofonun başında Ellie vardı.
Tekrar Kiyoshi’nin gözünden
Tören günü beni gizli saklı sahnenin arkasına götürdüler ‘sıran gelince sahneye çağırılacaksın’ dediler bende herkes eğleniyorken sahnenin arkasında boş boş bekliyordum ve yemek gelince yemek yiyordum sahne arkasında havam hoştu valla
rahat rahat takılıyordum sonra mikrofondan bir cızırtı geldi ve rahatımın bozulacağını anladım.
Ellie: Arkadaşlar bugün A üssü için iyi bir gün ama öncelik olarak sahneye büyük bir başarı yakalamış ve erkenden mezun olan askerimiz KİYOSHİ KAZUKİ’Yİ SAHNEYE ÇAĞIRIYORUM
Gerçekten bu kadar şova gerek var mıydı?
Sahnenin merdivenlerinden çıkarak önce Rodney sonra Caitlyn ve en sonda Ellinin elini sıkarak mikrofonun başına geçiyorum ve ne diyeceğimi bilmeden mikrofonun başına geçmiştim.
Kiyoshi: Asker arkadaşlarım öncelikle bu özel günümüzde herkesi tebrik ediyorum ve umarım önümüzdeki savaşlarda zaferle ayrılırız.
Kalabalık coşku ile alkışlıyor
Kiyoshi: Ve bizi eğiten komutanlarımıza içten teşekkürlerimi sunuyorum
Bunu deyince Ellie sertçe başımı okşuyor. Kalabalık buna karşılık olarak gülüyordu
Kiyoshi : Diyebileceğim çok bir şey yok bu özel günde olabildiğince eğlenelim çünkü önümüzden zor günler geçecek
Kalabalık tekrardan alkışlıyor ve mikrofonun başına Ellie geçiyor
Ellie : Askerler öncelikle bu üs adına size özel bir duyuru yapacağım.Yeni baş yardımcı komutanınız KİYOSHİ KAZUKİ’YE SELAM VERİN
Daha sahneden inemeden şoka uğramıştım yardımcı komutan olduğumu burada öğreneceğim aklımın ucunda yoktu. Arkamı döndüğümde tüm askerler bana selam veriyordu, çok büyüleyici bir andı
Bende hemen karşılık olarak selam verdim ve kalabalığın içine girdim
Güzel bir parti ve eğlenceden sonra herkes dağılmıştı bende Ellienin odasına gidip Ellie’den apoletimi almaya gittim odaya girdiğimde blytharos Ellie’yi boğazından tutmuş ve sıkıyordu hemen üzerine atıldım yumruğu tam vuracakken görünmez duvarı ile engelledi
Blytharos: Kazuki merak etme sıra sana da gelecek ama şu an değil
Kiyoshi : Benden kaçabileceğini mi sanıyorsun
Blytharos : Senden kaçma gibi bir amacım yok, senle şu anlık uğraşamam velet
Blytharos hemen pencereden Ellie ile atlayıp kaçmaya başladı ve hemen ardından bende atladım ardından kovalamaya başladım. Ellie’yi bayıltmıştı altımı su ile kayganlaştırarak hızlanmaya başladım tam yakalayacakken
Blytharos: Fena değil büyü gücüne alışmaya başlamışsın ama yeterince değil
D üssünde olduğu gibi yine altına bir bomba bırakarak etrafı toz duman yaptı ve gözden kayboldu
Hemen tüm alarmları devreye soktum ve yardım talebi istedim tüm komutanları toplantı odasına topladım ve durumu açıkladım
Caitlyn : Ellie’yi kaçıran uzaylıyı nasıl yakalayabiliriz ki
Kiyoshi: bilmiyorum şimdilik düşünmem lazım
Lukas: istersen sen,ben ve Shun aramaya çıkabiliriz çok uzaklaşmış olamaz yakındaki terk edilmiş bölgelere bakalım
Kiyoshi : tamam o zaman şimdilik siz ikiniz gidin bir şey bulursanız bana bildirin
Lukas ve Shun hızla yakındaki terk edilmiş bölgelere gitti bende bombayı patlattıktan sonra bıraktı büyü izlerini araştırıyordum
Araştırma sırasında telefonuma bir mesaj gelmişti bir fotoğraftı. Fotoğrafı açtığımda Elli’yi bağlanmış bir masanın üzerinde görüyorum ve işkence ediyorlardı
OROSPU ÇOCUKLARI İŞTE ŞİMDİ KAŞINDINIZ
Hemen bu fotoğrafın kaynağını tespit etmeleri için laboratuvara yolladım ama şifrelenmişti açmak için birkaç güne ihtiyaçları varmımş
Kiyoshi: Baş komutanımıza işkence ediyorlar ve benden birkaç gün mü istiyorsunuz?
Çalışanlardan biri: Efendim çok üzgünüz ama çok güçlü bir şifre
Kiyoshi: Sikiyim yapacağınız işi
Hugh: Kiyoshi sakin ol Ellie’ye bir şey olmaz o güçlü bir kadın sen öncelikle o uzaylıyı nasıl bulacağımıza odaklan Ellie’de bunu isterdi
Kiyoshi: Tamam deneyeceğim
Aklıma takılan bir şey vardı bombayı attıktan nasıl kayboluyordu tekrardan Blytharos’un
bombayı attığı yere gittim ama ekstra bir şey bulamadım kafamı kurcalıyordu uzaylılar da bile böyle bir teknoloji yoktu Blytharos’un böyle bir teknolojiyi bulması imkansızdı ve
Bu da demek oluyordu ki bu tarikatçıların teknolojisiydi.Anlaşılan tarikatçılar Blytharos’a fazla güveniyorlar.
Ellie kaçırılalı 2 gün olmuştu ama biz hiçbir şey bulamamıştık.Kara kara düşünürken Hugh odama geldi
Hugh: Sanırsam bir şey bulduk büyük bir ipucu olabilir
Hemen laboratuvara gittik, bombayı Hugh anlatmıştım bombayla ilgili bri gelişme olabilir
Hugh: bombanın patladığı yere gittim bombaya ait parça aramaya başlamıştım
Kiyoshi: Tamamda bu çok işe yaramaz ki atan kişiyi zaten biliyoruz
Hugh: Evet haklısın ama dikkatli bak iki tane büyü izi var
Kiyoshi: ne nasıl olur Blytharos ‘dan başka kimseyi görmedim ben
Hugh: Zaten öyle değil önceden aktarılmış bir büyü izi bu büyük ihtimalle Blytharos bu büyü izini taşıyan kişinin yanına gidiyor şimdi bu büyü izinin kime ait olacağını bulucam
Kiyoshi: Helal olsun sana Hugh senin maaşı kesin artırmalıyız
Hugh: şaka yapmayı bırakta birlikleri topla 1 saate falan kim olduğunu bulurum savaşa hazırlanmalıyız
Hemen bir anons ile tüm askerleri topladım ve savaşa gideceğimizi duyurdum.Herkes savaşa hazırlanırken çatımıza bir helikopter indi hemen karşılamaya gittim gelenler: Adem mareşal ve Victor’du, hemen yaşananları anlattım ardından Hugh bana öbür büyü izinin kime ait olduğunu bulduğunu söyledi.
ismi Jeremy Maude baş komutanın erkek kardeşiydi ama bir yanlışlık vardı Jeremy uzaylılarla olan ilk savaşta ölmüştü büyü izinin onun olması imkansızdı. Adem mareşal konuşmaya başladı
Adem: Bu işte bilmediğimiz bir şey var ama şu an Ellie’nin konumu tespit ettik mi
Hugh: Evet efendim Çin ülkesinin terk edilen bölgelerini gösteriyor
Adem: Tamam oraya göndermek için bir ekip kuracağız
Kiyoshi: Efendim niye oraya orduyla gitmiyoruz
Adem: Orası bir tuzak şehrin güvenliğini azaltmak istiyorlar
Bu mareşal gerçekten çok zeki
Kiyoshi: Efendim benim bir ekibim var isterseniz onlarla hemen yola çıkayım
Adem: Tamam olur
Hızlı bir şekilde ekibimi topluyorum ve hazırlanıyoruz ve deniz yoluyla Çine gidiyoruz. Konuma yaklaşmaya başladığımız tarikatçılar gözükmeye başladı Adem mareşale göre bunlar yemdi. Hemen tarikatçıları öldürerek içeri girdik kapısı yerin altındaydı önümüze çıkanı kesip doğruyorduk Ellie’yi bulduğumuzda hiçbir şey yapılmamış gözüküyordu ama bayıltılmıştı hemen bağlarını çözüp yukarı çıktık ve helikoptere koyduk ardından bizde bindik.
Üsse yaklaşmaya başladığımızda helikopter bir yerden ateş topu geldi helikopter düşmeye başladı hemen rüzgar büyüsü kullanarak Üssün çatısına indirdim kimseye bir şey olmamıştı. Geldiğimizde savaş çoktan başlamıştı şehrin etrafına barikatlar konmuştu ve tarikatçılar şehrin girişinden barikatları yıkmaya çalışıyordu biz savunan taraftık.
Şehirde yaşayan sivilleri hemen sığınaklara yerleştirdik ve ardından ekibimle birlikte savunmaya yardım ettik. Barikatlar çok dayanacakmış gibi durmuyordu ama zaten biz gelene kadar dayansa yeterdi. Barikatların kapısını açtık ve karşı saldırıya başladık sayımız onlara göre baya azdı ama biz daha güçlüydük.
Savaş başlayalı 3 saat olmuştu ve tarikatçıları baya geriye püskürtmüştük her şey mükemmel gidiyordu ta ki savaş alanına Blytharos inene kadar.Blytharos gelince savaşın rengi değişmişti bizi yenmeye başlıyorlardı yüzden dazla askerimizi kaybetmiştik hemen barikatların arkasına çekildik ve kahverengi renkte olan askerler toprak büyüsü ile barikatımızı güçlendirdi
Onlar barikatlarımızı yıkmaya çalışıyorken bizde sürekli yeniliyorduk ama bu böyle devam edemezdi kahverengi kullanıcılarımız tükenmeye başladı ama onlarda tükeniyordu ve birden Blytharos bağırdı
Blyrharos: DURUNNNNNNNN!!!
Neden böyle bağırdığını anlayamadık ama herkes durmuştu
Blytharos: Size bir teklifim var
Adem mareşal konuşmaya başladı
Adem: Nedir?
Blytharos: Böyle devam edersek hiçbir yere varamayacağız
Adem: O zaman gidin
Blytharos: Gidersek o biricik baş komutanınız ölür
Adem: Nasıl ölecekmiş
Blytharos: Kanına zehir koyduk koyduğumuzdan bu yana 6 saat geçti yaklaşık 2 saat sonra ölür büyük ihtimalle
Adem mareşal Hugh’a döner
Adem: Doğru mu bu
Hugh: Evet komutanım bizde şimdi tespit ettik ama şu an panzehir yapacak vaktimiz yok
Blytharos: Panzehir bizde bulunuyor.
Adem: Nasıl inanacağım panzehirin sende olduğuna ya da panzehri var mı diye?
Blytharos: İnan ya da inanma onu kurtarmanın tek yolu benim dediklerimden geçiyor.
Adem: tamam ne istiyorsun?
Blytharos: En güçlü iki askerinizi yollayın onlarla dövüşeceğim eğer kazanırsanız panzehri sorgusuz vereceğim ve buradan gideceğiz.
Adem: Kaybedersek ne olacak?
Blytharos: Önceki savaştan kalan cesetleri bana vereceksiniz bende size panzehiri vereceğim eğer vermezseniz panzehiri unut.
Adem: SİKTİR! Düşünmeme izin ver
Blytharos: 10 dakikan var yoksa teklifimden vazgeçeceğim ve saldırmaya devam edeceğiz
5 dakika sonra Adem mareşale sesleniyorum
Kiyoshi: Efendim ne yapmalıyız Ellienin ölmesine izin mi vereceğiz cesetler yüzünden
Victor araya giriyor
Victor: Kiyoshi cesetlerin ne kadar önemli olduğunu anlayamıyorsun
Kiyoshi: Victor bana akıl verme senin önemsediğin biri değil diye sorun etmiyorsun
Victor: Bana artistlik yapma yüzünü tanınmaz hale getiririm
Sinirli ve tehditkar bir sesle
Kiyoshi: SIKIYORSA DENE!!
Victorla kavga ederken Adem mareşal bizi uyarıyor.
Adem: Biraz daha kavga ederseniz sizi askeri hapsineye tıkacağım.
Ikimiz bir ağızdan: Özür dileriz efendim.
Adem: Blytharos tamam teklifini kabul ediyorum çıkaracağım iki askerden biri Victor diğeri Kiyoshi
Blytharos: tanıdık isimler ha HEYCANLANIYORUM
Kiyoshi: efendim niye beni seçtiniz
Adem: çünkü Blytharosla en fazla siz ikiniz denk geldiniz ve şu anda burada bulunan en güçlü askerler sizlersiniz beyler size güveniyorum kazanıp Ellie’yi kurtarın.
Ikimiz tekrardan bir ağızdan: ANLAŞILDI EFENDİM!
Barikatın kapısı açılıyor ve Victor bana dönüyor.
Victor: Tartıştığımız için özür dilerim biraz hatam vardı kabul ediyorum.
Kiyoshi: Sorun değil bende çok ileri gittim şimdilik önümüzdeki piçe odaklanalım.
Victor ‘tamam’ diyor ve şaka ile karışık.
Victor: Ayak bağı olma ha.
Kiyoshi: Merak etme eskisi gibi değilim.
Blytharosun karşısına çıkıyoruz asker arkadaşlarımız bize tezahürat yapıyor ‘hadi öldürün şu piçi’ tarzından sesler geliyor aralarında Ayame’yi de görüyorum biraz endişeli görünüyor ama kafaya çok takmıyorum. Aşırı gaza gelmiş bir durumdayım şu an herkesi yenebilecekmiş gibi hissediyorum.
Victor bana sesleniyor.
Victor: Hazır mısın?
Kiyoshi: Her zaman.
Blyltharos: BU DÖVÜŞ GERÇEKTEN EĞLENCELİ OLACAK.