Türkçe Light Novel

deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler 2025
deneme bonusu veren siteler yeni
deneme bonusu

  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
Sign in Sign up
  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
  • Isekai
  • Aksiyon
  • Fantastik
  • Seinen
  • Macera
  • Yaşamdan Kesitler
  • Harem
  • Romantik
  • Psikolojik
  • Okul Hayatı
  • Komedi
Sign in Sign up
SON EKLENEN BÖLÜMLER

Tharold

27 Ekim 2025
Bölüm 8 - İNSANLIĞIN DÜŞMANI İNSAN Bölüm 7 - ARAMA EKİBİ

Elitler Sınıfı

12 Eylül 2025
   Cilt 22 - Bölüm 20    Cilt 22 - Bölüm 19-DUYURU BÖLÜMÜ

After The Big Bang

25 Haziran 2025
Bölüm 11 Bölüm 10
NEW

Solentra

18 Nisan 2025
Bölüm 16 Bölüm 15

Sonsuzda Bir

20 Şubat 2025
Bölüm 4 Bölüm 3

Tharold - Bölüm 6 - İLK GÖREV

  1. Home
  2. Tharold
  3. Bölüm 6 - İLK GÖREV
Prev
Next

İLK GÖREV

Gücü istediğim gibi kontrol ediyorum, ama kendime ait bir teknik hâlâ ortaya çıkmıyor. Ne kadar denersem deneyeyim, dört aylık süreçte Matteo‘yla çok çalışıyoruz—yok.

Matteo omzuma dokunup hep aynı şeyi söylüyor:
Matteo: “İlla bir yerde belirecek. Kafaya takma. Biz pratik etmeye devam edelim.”

Sınıfta ve sahada antrenman sürüyor. Pratik dövüşlerde herkes ikili gruplar kurarken ben çoğu zaman tek kalıyorum. Gücüm hâlâ sınıfa göre fazla, ama kişisel tekniğimin ortaya çıkmaması canımı sıkıyor.
Kontrol var… ama güç yok. Bu da rahatsız edici bir sessizlik gibi içimde duruyor.

Aylar sonra sınıfta Komutan Caitlyn‘i beklerken kapı açılıyor; içeri baş komutan giriyor. O da Siyah.

Ellie: “Merhaba askerler. Ben Ellie Maude. Bu üssün genel baş komutanıyım. Tanıştığıma memnun oldum.”
Sınıf (bir ağızdan): “Sağ olun!”

Ellie: “Öncelikle gelişiminizi tebrik ederim. Mükemmel ilerliyorsunuz. Artık göreve çıkma vaktiniz geldi.”

Sınıfta heyecanla karışık bir uğultu yükseliyor.

Ellie: “Sessizlik. Resmî bir göreve çıkacaksınız. Detaylar: İstila sonrası bazı tarikatlar uzaylıların safına geçti. Çoğunu dağıttık, ama birkaçı çok gizli çalışıyor. Az önce onlardan birinin yerini saptadık. Orayı darmadağın edeceksiniz. Dikkatli olun—onların da gücü var. Rakibi hafife almayın.”

— Hâlâ böyle itler var ha. Hepsini öldüreceğim.

Ellie: “Kıyafetlerinizi giyin, eşyalarınızı toplayın, helikopterlere binin.”
Sınıf: “Anlaşıldı, komutanım!”

Hızla Matteo‘nun yaptırdığı zırhı giyiyorum, katanayı bele takıyorum. Helikoptere yürürken arkamdan ses:

Matteo: “Kiyoshiii!”
— Görmezden gelmek istiyorum.
Matteo: “Kiyoshi, bizim helikoptere bineceksin—komutanların helikopterine.”
Kiyoshi: “Niye?”
Matteo: “Baş komutan öyle istedi.”

Komutanlarla aynı helikoptere bindiriyorlar. İçeride Baş Komutan Ellie, Caitlyn, Matteo ve sınavın eski gözetmeni Rodney var. Helikopter havalanıyor. Görev bölgesine ilerlerken Ellie bana dönüyor.

Ellie: “Kiyoshi, Matteo‘dan hakkında çok şey duydum.”
— Ne anlattı bu gerizekâlı acaba?
Kiyoshi: “Baş komutanım, ne yaptıysam özür dilerim.”
Ellie şaşırıyor.
Ellie: “Niye özür diliyorsun ki? Seni övecektim.”
Matteo kahkahayı basıyor.
— Matteo’yu kesin bir ara döveceğim.

Ellie: “Gerçekten olağanüstü bir fiziksel güce sahipsin ama büyü tekniğin henüz görünmüyor.”
Kiyoshi: “Evet, komutanım. Açmayı başaramadım.”
Ellie: “Açmana gerek yok; zaten açık.”
Kiyoshi: “Nereden biliyorsunuz?”
Ellie: “Enjeksiyonu aldığında o da geldi. Sadece ne olduğunu bilmiyorsun. Bu görevde öğreneceksin.”

Yer altı katına kadar kocaman bir delik açılıyor. Toz perde gibi iniyor; patronların odası gözümün önünde.

Kısacık göz gezdiriyorum: Üç kişiler. Ne olduğunu anlamaya çalışırlarken üçü de aynı anda güç çıkarıyor: ateş, su, rüzgâr.
Renkleri net: Kırmızı (biraz koyu), Mavi (biraz koyu), Gri (biraz koyu).

Alev dalgası kıyıma sürtünüyor, su kamçısı taş zemini sıyırıyor, rüzgâr itiyor. Dizlerimi esnetiyorum; nabız sakin.

Kiyoshi: “Üçe bir, ha?…”
Çenenin kenarıma sert bir sırıtış yerleşiyor.
“HEPSİNİ ÖLDÜRECEĞİM.”

Alev dalgasını omuzla sıyırıp kırmızıya giriyorum.
Gövdeye tek eksende yumruk—TAKK.
Plaka gibi kaburga içe çöker, arkasında delik açılıyor. Kırmızı düşerken diğer ikisi panikleyip kaçıyor.

Maviye sıçrıyorum; dizim taşta çınlıyor. Üstüne biniyorum, bileğini yere çivileyip başı hizasına kalkıyorum.
Topuğu indiriyorum—KRAK.
Sessizlik.

Gri yerinde kalıyor. Dudakları hızla kıpırdıyor; anlamadığım birkaç kelime, havanın tınısı değişiyor.
“Yok,” diyorum. Mesafeyi kapatıp üstüne atılıyorum.

Tam yakalayacakken patlama. Havada çatlak açılıyor; içten karanlık bir geçit doğuyor.
İçinden insan formunda bir şey süzülüyor.

Rüzgâr kullanıcısı coşkuyla bağırıyor:
Rüzgâr: “HAHAHAHA! ŞİMDİ ÖLDÜN—BENLE BİRLİKTE!”

Kiyoshi: “Sen öyle san.”

Yaratık kafasını ona çeviriyor… ve tek hareket.
Rüzgâr kullanıcısı yerinde sönüyor; beden bir bez gibi düşüyor. Sonra yaratık gözlerini bana kilitliyor.

Kiyoshi: “Sen nesin?”

Cevap ararken kulakta telsiz cızırtısı—Caitlyn:
Caitlyn: “Kiyoshi, ondan uzaklaş! O bir uzaylı!”

Cümle bitmeden üstüme yükleniyor.

— Çok hızlı.

Yumruğu kapatıyor, tüm kuvvetle indiriyor. Kollarımı gardda kilitliyorum; darbede zemindeki toz halı gibi kalkıyor. Omuzlarım kaymıyor.

Telsize kısık ses:
Kiyoshi: “Şimdi olmaz, komutanım. Öldürmem gereken bir uzaylı var.”

Uzaylı bir anda ateş ve rüzgâr çıkarıyor. Tüm elementleri kullanabiliyor . Çekirdeğini bulup kırmam gerek—ama nasıl tespit edeceğim? Telsiz cızırdıyor; Matteo.

Matteo: “Sana uzaylıların çekirdeği nasıl bulunur, hiç söyledim mi?”
Kiyoshi: “Hayır.”
Matteo: “Tamam, şimdi öğreneceksin: Ona tüm gücünle sağlam bir darbe vur.”

Yakına giriyorum. Sol kroşesini slip, sağını içeriden kes. Gövde boş. Yumruğu tek eksende gömüyorum.

TAKK.
Gövdesinde delik açılıyor; içerde parlayan bir top dolaşıyor—vücudun içinde geziyor.

Kiyoshi: “Sanırım çekirdeğini gördüm.”
Matteo: “Aferin. Çekirdeğin yerini darbe ile öğrenirsin.”
Kiyoshi: “Ama bununki hareket ediyor.”
Matteo: “O zaman net göreceğin şekilde hasar ver—çekirdeği yavaşlat ya da yola sok.”
Kiyoshi: “Anlaşıldı.”

Vücudu saniyeler içinde toparlanıyor; yeniden üstüme atılıyor. Yumruk yağmuru başlıyor. Gardı kilitliyorum ama darbeler ağır—havalanıp duvara tosluyorum.

— Anlaşılan seninle düz yumruk dövüşü zor…

Katanayı çekiyorum. O, tüm elementleri birbirine örüp karmaşık bir saldırı kuruyor: alev, su kamçısı, rüzgâr itişi—sakin kalıp teker teker atlıyorum. Aralara gizlediği bir hamlede bir anda önümde bitiyor; kendi saldırılarından hasar alıyor ama hızla yeniliyor. Geri adım—yaklaşıyor. Kaçamıyorum.

— Has siktir… Buradan bir şekilde çıkmalıyım.

İçimde bir şey uğulduyor. Göğüs kafesimden siyah bir akış sızıyor—gölge duman gibi. Siyaha bürünen bu şey, uzaylının attığı büyülerin üstüne gidiyor.

— Neler oluyor böyle?

Siyah akış bir an dışarıda kalıyor, sonra yeniden içime çekiliyor—ve uzaylının büyüleri sönüyor. Havanın tınısı boşalıyor; alanım genişliyor. Uzaylının yumruğuna doğru kaybolup kenardan çıkarak kaçıyorum.

— Az önce ne oldu?

Uzaylı tekrar büyü kurmaya çalışıyor—ateş kıvılcımı, su titreşimi… Hiçbiri tutmuyor. Parmağının ucundaki ışık çökmüş gibi. Gözleri büyüyor; ilk kez şaşkın.

Ben nefesi derin alıyorum.
“Demek bu…” diyorum, katanayı alçaltıp adımımı sabitliyorum.
“Karartma.”

Uzaylının omuzları geriliyor, çıplak güce dönmekten başka seçeneği yok. Benim alanım sessiz, keskin ve siyah.
“Şimdi deneyelim,” diyorum. “Büyüsüz.”

Anlaşılan büyü gücüm rakibin büyülerini yapmasını engelliyor.

Şu karartmayı biraz daha deneyelim.

İçimden çıkan siyah şeyi elimde topluyorum ve ateşliyorum; uzaylıya çarpıyor, uzaylıyı sarmaya başlıyor. Sardıktan sonra bana geri dönüyor, tekrar içime akıyor. Uzaylıya bakıyorum: Hareket edemiyor. Etmeye çalışıyor; tepkilerinden anlıyorum ama yapamıyor. Bu etkinin ne kadar süreceğini bilmediğim için hızla yaklaşıyorum; katanayla uzaylıyı 50’ye doğruyorum. Çekirdek görünüyor; katanamı çekirdeğe saplıyorum ve ortadan ikiye bölünüyor. Uzaylı erimeye başlıyor.

Sanırım kazandım; ilk öldürdüğüm uzaylı bu.

Tekrar yeryüzüne çıkıyorum, telsize cevap veriyorum.

Kiyoshi: “Efendim, içerdeki üç patron ve çıkan yeni uzaylı ölmüştür. Görev başarılı. Emir bekleniyor.”
Telsizden bir cızırtı—Ellie:
Ellie: “Aferin, asker. Helikopterle yaklaşıyoruz. Öbürleri de halletmiş; görev başarılı, tebrikler.”

Helikopter yaklaşıyor; biniyorum ve üsse doğru yola koyuluyoruz. Matteo bana dönüyor.

Matteo: “O uzaylı nasıl ortaya çıktı?”
Kiyoshi: “Bilmiyorum; patronlarından biri garip garip sözcükler söylemeye başladı. Patlama anında karanlık bir geçit açıldı; oradan geldi.”

Ellie konuşmaya dahil oluyor:
Ellie: “Öbür tarikatlar da bunları yapabiliyorsa çok büyük bir sıkıntımız var demektir ve uzaylıların gelmesi de an meselesi. Neyse, bunu boş verirsek… büyü gücünü ortaya çıkartabildin mi?”

Söyleyip söylememek arasında kalıyorum ama söylüyorum.
Kiyoshi: “Evet, başardım. Başaramasaydım ölmüş olabilirdim.”

Bir anda Caitlyn:
Caitlyn: “Sana kaç demiştim, yoldaydık. Emrimi neden dinlemeden… Üsse dönünce sana 500 şınav cezası var.”
Kiyoshi: “Haklısınız, komutanım; ama bunu başarabileceğimi düşündüm ve başardım.”
Ellie: “Hey Caitlyn, çocuğun bu kadar üstüne gitme—olur öyle arada. Neyse, şu gücünden bahset.”

Tekrar karartmayı elimde topluyorum; herkes şaşkın gözlerle elime bakıyor.

Ellie: “Bu ne?”
Kiyoshi: “Bunu rakibin büyülerine fırlattığımda büyüleri etkisizleştiriyor ve kullanmasını engelliyor. Eğer rakibe değerse, rakip hareket edememeye başlıyor—tam anlamıyla etkisizleşiyor.”
Ellie: “Vay be, gerçekten güçlüymüş. Şimdiden bir uzaylı komutanla kapışabilecek bir seviyedesin ama kazanır mısın bilmem. O yüzden komutanla karşılaşırsan bize haber veriyorsun.”
Kiyoshi: “Anlaşıldı.”

Üsse dönüyoruz; B Bölüğündeki herkes ilk görevi tamamlamanın mutluluğunu yaşıyor ve parti veriyor. Ben antrenman salonuna iniyorum; bu büyü gücünü denemek istiyorum. Arkamda Matteo beliriyor.

Matteo: “Hey, ne yapıyorsun burada herkes sınıfta kutlama yaparken?”
Kiyoshi: “Bu gücü denemeliyim.”
Matteo: “Gel, yardım edeyim o zaman. Nasıl bir yardım istersin?”
Kiyoshi: “Bana saldırmanı istiyorum.”
Matteo: “Tamam, nasıl istersen.”

Matteo kılıcını çekiyor; ben de karartmayla tüm vücudumu kaplıyorum. Matteo hızlı bir adımla kılıcıyla vuruyor; darbeyi hissetmiyorum. Matteo geri çekiliyor; ben karartmayı kapatıyorum.

Matteo: “Sen darbeyi yemedin; benim kılıcım da yok olmadı veya herhangi bir şey olmadı.”
Kiyoshi: “Kılıcınla kolumu kesmeyi dene.”
Matteo: “Emin misin? Bunun sonuçlarına sen katlanırsın ama.”
Kiyoshi: “Eminim.”

Matteo tekrar atılıyor; kılıcıyla kolumu kesmeye çalışıyor—ama kesilmiyor.

Matteo: “NASIL? Neden kesmiyor?!”
Kiyoshi: “İşte—inanılmaz bir savunma gücüm var. Şimdi anladın mı?”

Matteo şaşkın ifadesini saklayamıyor; ben de antrenman odasından çıkıyorum.

Ama bir sıkıntı var: Kafamı da kaplayınca önümü göremiyorum. O yüzden yüzüm açık kalmak zorunda. Zayıf noktam belli: başım.
Bir de tüm vücudu en fazla 5 dakika kaplayabiliyorum. Belki çalışarak bu süreyi artırabilirim.

Artık eve doğru yola çıkıyorum. Aklımda tek şey büyü gücünü güçlendirmek. Yatağa uzanıyorum; gözlerim tavana takılı.
Sonraki günlerde neler olabilir?
Süreyi uzatmak, görüşü kaybetmeden zırhı kaplamak…
Nefesimi sayıyorum. Yarın devam.

 

 

Prev
Next

Comments for chapter "Bölüm 6 - İLK GÖREV"

MANGA DISCUSSION

YOU MAY ALSO LIKE

resim_2024-12-07_042123598
Bir Romanın Sonsuz Döngüsü
7 Aralık 2024
Bilge Okuyucu
19 Mayıs 2021
resim_2025-04-12_173710281
Solentra
18 Nisan 2025
resim_2024-09-26_225511770
KANLI TAHTIN VARİSİ 
26 Eylül 2024
  • Ana sayfa

TurkceLightNovels

Sign in

Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Sign Up

Register For This Site.

Log in | Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Lost your password?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Back to Türkçe Light Novel

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası