Türkçe Light Novel
  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
Sign in Sign up
  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
  • Isekai
  • Aksiyon
  • Fantastik
  • Seinen
  • Macera
  • Yaşamdan Kesitler
  • Harem
  • Romantik
  • Psikolojik
  • Okul Hayatı
  • Komedi
Sign in Sign up
SON EKLENEN BÖLÜMLER

Elitler Sınıfı

25 Mart 2023
   Cilt 17 - Bölüm 5 - 5K    Cilt 17 - Bölüm 4 - Konsey Odası

Emperor Of Solo Play

23 Mart 2023
Bölüm 132 - Arife (3) Bölüm 131 - Arife (2)

Our Second Master

19 Eylül 2022
Bölüm 7: Final Bölüm 6: #####

En Çok Senden Nefret Ediyorum!

21 Ağustos 2022
Bölüm -5- Final Bölüm -4- #####

Alçakgönüllü Hizmetkârınız Kabahatli

30 Temmuz 2022
Bölüm 7: Final Bölüm 6: #####

Emperor Of Solo Play - Bölüm 78 - ##### (2)

  1. Home
  2. Emperor Of Solo Play
  3. Bölüm 78 - ##### (2)
Prev
Next

“Hassiktir lan!”

Oyunculardan biri kayaya takılıp düştü.

Ve bamm!

Oyuncunun peşinden koşan iri kurt, tek lokmada vücudunun neredeyse yarısını yedi.

‘Ay siğ ded pipıl.’

“Üzgünüm, Polio babana rahmet.”

Oyuncular, arkadaşlarının yenirken ki nahoş görüntüsünü izlemek için kalmadılar. Dönüp bakmadılar bile. Onlara fazladan zaman kazandırdığı için ona yardım etmeyi bile düşünmediler. Bütün güçleriyle kaçtılar.

Parti üyelerini kurbanlık kuzu olarak kullanmışlardı ve işe yaramıştı. Artık kurdun nefesini veya ayak sesini duymuyorlardı. Kurt izinin olmadığı bir yere ulaştıklarında, üç grup üyesi sonunda durup geriye baktı. Ancak arkalarında hiçbir şey olmadığını doğruladıktan sonra konuşabildiler.

“O taşı oraya koyanın babasına rahmet.”

Yutulan parti üyesinin burada olmaması iyi bir şeydi.

“Artık kaçmak bile kolay değil.”

“Onu bırak her şey karıştı.”

“Doğru. Hahoe Maskesi şifacıların çoğunu öldürdüğünden beri partilerle avlanmanın bir esprisi kalmadı.”

Battlefield açılalı 88 saat olmuştu.

Battlefield’da önemli miktarda zaman geçmişti ve oyuncuların mevcut görünümü Battlefield adına yakışmayan bir şey değildi. Fakat canavarlar ve oyuncular arasında sürekli bir savaş hiç olmadı. O soluk soluğa savaşlar hiç olmadı. Sonuç tek taraflı bir katliamdı. Normalin aksine canavarların kurbanlık kuzu olması değildi, asıl kurbanlık kuzu oyunculardı.

Nedeni elbette Hyrkan’dı.

Hahoe Maskesi, Chu Rong’u evine gönderdikten sonra ayrıldı ve onun ardından aniden yedi tane canavar ortaya çıktı. Canavarlara karşı bu savaşta önemli sayıda oyuncu öldü.

Böyle bir durumda taraflar birbirleriyle iletişim dahi kuramıyordu. Sadece her yöne dağılmışlardı. Elbette, artık birbirleriyle ittifak yapmaya devam etmediler. Birisi bunu gerçekleştirmeyi üstlenmiş olsaydı, bir kez daha bir ittifak kurulabilirdi.

Ancak, herkes öne geçmek için adım atan Chu Rong’un kaderini hatırlıyordu. Süreci canlı canlı görmüşlerdi. Başına gelenlerin ibretlik görüntüsü, hafızalarından kaybolmayacaktı.

Böylece her parti kendi kendine avlanmaya başladı. Her parti aralarına kabul edilebilir bir mesafe koydu. Her biri bir bölgeyi güvence altına aldı ve avlanmaya başladı. Herkes Battlefield’da çoğu partinin yaptığı gibi sessiz ateşkes altında avlandı.

Sorun, partilerin çoğunun en optimum durumda olmamasıydı. Bir şifacı, bir tankı ya da bir öncüsünü kaybeden partiler vardı… Bir benzetme yaparsak, ağız gibiydiler. Bazıları ön dişlerini, bazıları azı dişlerini kaybetmişti. Dişleri eksikken canavarları düzgün bir şekilde çiğneyemezlerdi.

Battlefield canavarlarla o kadar doluydu ki, canavarlar oyuncuları aramak için geliyordu. Oyuncular tekrarlanan canavar savaşlarından kaçınmaya çalıştı, ancak sonunda pes etmek zorunda kaldılar.

“Sur kapısı yakında açılacak. Şimdi sur kapısına gidelim. Oradan çıkış yapabilir ve açıldığı zaman tekrar giriş yapabiliriz.”

“Evet. Sur kapısına yaklaşırsak aynı durumdaki oyuncuları bulacağız. Belki orada birlikte çalışmak için bir anlaşmaya varırız.”

“Zamanımı bu şekilde boşa harcayacağımı hiç düşünmemiştim.”

“Bu sefer ölmediğimiz için şanslıyız.”

Canavar avında kendilerini aşırı derecede abartırlarsa, yok edileceklerdi. Hala biraz bozulmamış bir partileri varken beklemek için sur kapısına gitmek daha iyiydi. Bu, biraz nefes alma yeri olan oyuncular tarafından alınan dersti. Güvenlik için sur kapılarının yakınında çıkış yapacaklardı. Partililerinin çoğunu kaybedenler, sur kapısına bile ulaşmakta zorlandılar.

Tabii bu herkes için geçerli değildi.

Sadece bir kişi!

Bir kişinin kaderi diğerlerinden tamamen farklıydı.

[Seviye atladın.]

“Tamam. İstatistiklerim dolu! Kahrolası kurt, o evini kundakladığım! Onu kendim yakalayacağım!”

Bu kişi, taşan canavar sürüsü arasında enerjiyle dolup taşıyordu. Avının iyi ya da kötü olması önemli değildi, eğleniyordu..

Bu kişi…… Elbette, Hyrkan’dı.

Büyük Kurtlar, Büyük Ayılar, Büyük Yılanlar… Canavarların postlarında kan rengi desenler vardı ve Hyrkan’ın önünde toplanıyorlardı. Hyrkan sanki kum savuruyormuş gibi 3 Kemik bombası fırlattı.

Kwah-gwah-gwahng!

Pahalı Kemik bombaları, Hyrkan’ın bir ay boyunca yiyebileceği ramenlerin fiyatına değerdi. Patlamaların sonucu görmek için güzel bir manzaraydı.

Bu şamata devam ederken, Kemik Zırh ve Delilik Miğferi giyen iki İskelet Savaşçısı hızla öne çıktı. Her birinin 1000 altını kolayca aşan silahları vardı ve bu İskelet Savaşçıların dövüş yetenekleri inanılmazdı. Kılıçları, seviye 80 canavarların derisini kağıt gibi kesiyordu.

Pooh-oohk, suh-guhk, ssoo-oohk!

Saplama, kesme ve doğrama sesleri yankılanıyordu. Kemik bombalarının gümbürtüsünün ardından sadece katliam sesleri vardı.

Koo-huhng!

Canavarların çığlığı, tehditkar bir sesten çok kederli bir sese yakındı. O yerde ortaya çıkan manzara tek taraflı ve eziciydi. İnsanların canavarlar için üzülmesine neden olabilirdi.

Tabii ki en kötü durumda olanlar Hyrkan tarafından yakalananlardı.

Hyrkan seviye atladıktan sonra tüm sağlık puanlarını geri kazanmıştı. İlk iş daha önce fakirlere zorbalık eden şanssız kurda doğru koştu.

‘Hişşş sen bi gelsene buraya konuşucaz senle.’

Mesafeyi kapattığında, Hyrkan hançerini piçin gözüne sapladı. Bir nefeste kırmızı benekli kurdun vücudunun üstüne atladı. Sırtına biner binmez hançerini tekrar sapladı.

Gömülü hançerleri dümen olarak kullandı ve başka bir hançeri kurdun vücuduna saplamaya başladı.

Pook pook. Pook, pook!

Dört kez sapladıktan sonra, dikdörtgen şeklinde bir et parçası yere düştü. Açılan yaraya hızlıca ilaçtan daha etkili bir şey koydu.

Kemik bombası!

Hyrkan bombayı gediğe zorla sıkıştırdı. Kısa süre sonra kalan tüm manasını kemik bombasının patlamasını sağlamak için kullandı.

Kwahng!

Patlayan kemik bombasının sesi şimdiye kadarkilerin en sessiziydi ama sonuç oldukça ürkütücüydü.

Hoo-doo-doo!

Patlama etrafa kan ve et saçtı. Geride grotesk bir manzara bıraktı.

ÇN: Grotesk = eskiçağ Roma yapılarında bulunan, insan, hayvan ve çiçek figürlerinin gülünç bir biçimde birleşmeleri biçimindeki abartılı süsleme tarzı.

Koo-roo-roo…….

Kurt sendelemeye başladı. Beyaz Mamba’nın zehri ve biriken hasarın altında acı çektikten sonra direnemedi. Mücadele bile edemezdi. Hyrkan kurda hiç merhamet göstermedi. Bu sürtüğün hayatı neredeyse sona ermek üzere olduğundan, Hyrkan onu daha hızlı ve daha emin bir şekilde öldürmek istiyordu.

ÇN: Beyaz mamba kılıcı daha önceki bölümlerde yanılmıyorsam qiyote’nin saatinden çıkarttığı ekipmandı. Zehir onun pasif etkisi olmalı.

Poohk poohk!

Korkunç çığlık art arda yankılandıktan sonra kurt öldü. Hyrkan hançerini çıkardıktan sonra, yeni bir canavar aradı. İskelet Savaşçılarının alt etmekte zorlandıkları bir tane buldu.

Vücudunu hızla hareket ettirirken Hyrkan’ın yüzünde bir gülümseme vardı.

“Buradaki tüm canavarlar benim!”

Diğerleri ya canavarlarla gerektiği gibi savaşamadan öldüler ya da pes ettiler. Bunu kesin olarak bilmiyordu ama olayların bu şekilde olacağını tahmin etmişti.

Mongmart partisinin yardımıyla şifacılardan kurtulmak için kurduğu tuzağı açtığında bu olayın gidişatını tahmin etmişti.

Bir parti, şifacıları olmadan nasıl normal bir şekilde avlanabilirdi?

Yaptığı şeyi bu yüzden yapmıştı. Bu yüzden kendisine dişlerini gösteren oyuncuları kendi hâline bırakmıştı. Chu Rong’un 1’e 1 savaş talebini kabul etmesinin nedeni de buydu. Hyrkan harekete geçmese bile şifacıları öldükten sonra vazgeçmek zorunda kalacaklarını biliyordu.

Hiçbir rakip yoktu, bu en değerli canavarların sadece Hyrkan’a ait olduğu anlamına geliyordu.

‘Geriye bir tek Mavi Dev kaldı.’

“Ooh-haha!”

Hyrkan bilinçsizce mutlu bir kahkaha attı. Gülüşü boş Battlefield’da yankılandı.

4.

Kooh-oohng!

Mavi bir derisi vardı. Ten rengi ormanın rengiyle tezat oluşturuyordu. Devin tek bir gözü vardı ve sert bir tahta parçası gibi yere düştü. Dev düşerken, gövdesi 5 ağacı ezerek onları toprağın içine gömdü.

Düşen Mavi Dev’in vücudundan çıkan yedi hançer vardı. Vücudunun yarısı ezilmiş bir Golem yakınlardaydı ve omzunun biri güçsüzce çökmüştü.

“Hoo-ooh.”

Mavi Dev.

Hyrkan sonunda onu devirmeyi başardı. Ancak neşeyle tezahürat yapmadı. Uzun bir iç çekti.

‘Zar zor öldürdüm. Yanlış bir hareket yapsaydım, ölebilirdim.’

Mavi Dev’i bulmak çok zor olmadı. Ormanın ağaçlarından daha uzundu ve ten rengi maviydi. Ayrıca bulmayı kolaylaştıran vahşi bir aurası vardı. Sadece bir ağaca tırmanması ve onu bulmak için etrafına bakması gerekiyordu.

Zor olan kısım onu öldürmekti.

‘Saldırı ve savunma yeteneği vasattı, ancak SP’si… Gerçektende 100. Seviye Patron Canavarıyla karşılaştırılabilir’

Etkinlik Canavarı olarak anılmaya değerdi. SP’si anormal derecede yüksekti. Çok fazla SP’si olduğu için Hyrkan onu bitirmek için çok zaman harcamak zorunda kaldı. 28 dakika kullanmıştı. Hyrkan’ın verdiği hasar inanılmazdı. İskelet Savaşçıları, İskelet Büyücüleri ve Golem’e sahipti. Biraz lanet büyüsü de karıştırırsa, 5 kişilik partiyle karşılaştırılabilir bir hasar verebilirdi. Kemik bombalarını özgürce kullanmaya başladığında, verdiği hasar 10 kişilik bir ekiple bile kıyaslanabilirdi.

Hyrkan’ın bu savaşı 30 dakika civarında bitirebilmesinin nedeni buydu.

‘Kılık değiştirmiş nimet dedikleri şey bu mu?’

Mevcut durum nedeniyle bu canavarı öldürmeyi başarmıştı.

Rakiplerinin çok olduğu bir ortamda savaşmak zorunda olsaydı, onu kolayca tekeline alamazdı. Dahası, onu gizlice öldürmesi imkansız olurdu. Sürekli müdahale edilirdi. Bir vur-kaç stratejisi benimsemek zorunda kalacaktı ve bu, canavarı başka birinin çalma olasılığını ortaya çıkarabilirdi.

Sonunda, Chu Rong agresif bir şekilde Hyrkan’ın peşinden gitmeseydi, bu fırsat Hyrkan’a asla gelmeyecekti. Bilmeden Hyrkan’a gelinlik dikmişti

‘Öyleyse neden Chu Rong beni yakalamak için bu kadar uğraşıyor? Bir şekilde Big Smile’ı gücendirdim mi?’

Hala şüphelerinin olduğu kısım buydu.

Chu Rong’un sadece şöhretine göz diktiği için ona karşı hareket ettiğini düşünmüyordu. Hyrkan, Chu Rong’un bu kadar kişisel bir sebepten dürtüsel hareket edeceğini de düşünmüyordu. Big Smile, üyeleriyle gevşek bir organizasyon değildi.

Bu, Big Smile’daki birinin Chu Rong’a Hyrkan’ı ortadan kaldırmasını emrettiği anlamına geliyordu. Bunu anlamak onun için bile zordu. Hyrkan henüz Big Smile’ı rahatsız etmemişti. Bu zamanda hiç değil.

‘Hayır. Üstelik Big Smile’ın şu anda benim için zamanı olmamalı.’

Big Smile, dikkatlerini Hyrkan’a ayırabilecekleri bir konumda değildi. Şu anda, Triple Wing ile savaş halindeydiler ve başa çıkmak için zahmetli bir gruptu. Hyrkan’ı böyle bir durumda rahatsız ettilerse, temelde sıkıntılarına yenilerini eklemek olurdu.

‘Her halükarda, 30 büyük lonca sadece birer pislik.’

Hyrkan’ın bakış açısından açıktı. Ona birdenbire saldırmışlardı. Hyrkan saldırıdan çabucak sıyrıldı ve bir karşı saldırı yaptı. Bir kol saati kazanmayı başardı ama bu Big Smile’ı affedeceği anlamına gelmiyordu. Tam tersiydi.

‘Bakalım sen ters puluma geldiğinde ne olacak, Big Smile. Sizi parçalara ayıracağım.’

Hyrkan, Big Smile’ı listesine Stormhunters’ın hemen altına koydu. Ama Stormhunters’ın altında yer alıyorsada, olmak için iyi bir yer olmadığı belliydi.

Hyrkan, olay olduğunda intikam listesini düşünüyordu.

[Savaş Alanının Özel Canavarı ‘Mavi Dev’ öldü.]

Battlefield’daki herkese bir duyuru yapıldı. Hyrkan da duyuruyu duydu.

Duyuruyu duyunca kol saatindeki uygulamaya dokundu.

[138 : 33 : 22]

Hyrkan saati görünce gülümsedi.

‘Bir şekerlemeden sonra geri dönersem, mükemmel olur.’

Battlefield denilen yerden ayrılma vakti yaklaşıyordu.

4.

– Üzgünüm.

Chu Rong’un cevabını duyduğunda Heh-bibin kaynayan öfkesini tükürmedi. Sakin bir tavırla konuştu.

“Bugünkü olaylar senin için acı bir ilaç olacak. Bugünkü olayları unutma ve nerede yanlış yaptığını düşün.”

– Sözlerini kalbe alacağım.

“İyi edersin. Git biraz dinlen.”

– İzninle.

Telefon görüşmesi sona erdiğinde Heh-bibin iki elini de yumruk yaptı. Telefonu elinde olsaydı duvara fırlatırdı. Neyse ki oyunun içindeydi ve bunu yapamazdı.

‘Kahretsin.’

Heh-bibin sakince cevap verdi, çünkü Chu Rong’a değer veriyordu. Chu Rong değilde başka biri olsaydı, bu kadar kolay gitmesine izin vermezdi.

Heh-bibin bu işten büyük bir darbe almıştı. Acil parasal hasar o kadar yüksek değildi.

‘Apollo. O babası iflas edesice herif bunu biliyor.’

Sorun Apollo’ydu. Bunun peşini kolay kolay bırakmazdı. Bu durumu çok net biliyordu.

‘Beni şantaj yoluyla kullanmaya çalışacak.
‘

Heh-bibin, Big Smile’ın bir subayıydı ve bu ifşa Apollo’nun onu ateşe vermesi için bir fırsattı.

Hahoe Maskesinin Chu Rong’un Big Smile’ın bir parçası olduğunu anlamasını istemediğinden, Apollo’nun sunduğu her anlaşmayı kabul etmesi gerekecekti. Bu baş ağrısına neden olan bir durumdu.

En kötü durum senaryosu, Hahoe Maskesinin Chu Rong ve Big Smile arasındaki bağlantıyı bulmasıydı. Düşmanları Triple Wing ile güçlerini birleştirseydi, o zaman bu sadece incinmiş bir hisle bitmezdi.

Big Smile 30 büyük loncadaki yerlerinden bile düşebilirdi.

‘Puşt herif.’

Heh-bibin’in kalbi böyle bir senaryoyu düşündüğünde siyah küller içinde yandı.

Birisi Heh-bibin’in kalbini bir kez daha yakmak istiyor gibiydi.

“Böyle hayatın awk.”

Bir arama geldi. Aramanın Apollo’dan geldiğini kontrol ettikten sonra, telefona cevap vermeden önce dişlerini gıcırdattı. Dişlerini gıcırdatırken, içindeki öfkenin dışarı akmasına izin verdi.

‘Hahoe Maskesi. Bunu ödeyeceksin.’

ÇN: Çekimler sırasında hiçbir canlı zarar görmemiştir…

Prev
Next

Comments for chapter "Bölüm 78 - ##### (2)"

MANGA DISCUSSION

YOU MAY ALSO LIKE

71WfYppw8L
Karımı Keşfedilmeden Öldürebilme İhtimalim
16 Temmuz 2022
classroom of the elite
Elitler Sınıfı – Kısa Hikayeler
26 Temmuz 2022
FMHNtHYXsAQYboC
Elitler Sınıfı
25 Mart 2023
ORV_Volume_1_cover_(Korean_ver)
Bilge Okuyucu
19 Mayıs 2021
Tags:
emperor of solo play oku, light novel oku türkçe, Solo Oyun Kralı
  • Ana sayfa

TurkceLightNovels

Sign in

Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Sign Up

Register For This Site.

Log in | Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Lost your password?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Back to Türkçe Light Novel

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası