Türkçe Light Novel

deneme bonusu veren siteler
deneme bonusu veren siteler 2025
deneme bonusu veren siteler yeni
deneme bonusu

  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
Sign in Sign up
  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
  • Isekai
  • Aksiyon
  • Fantastik
  • Seinen
  • Macera
  • Yaşamdan Kesitler
  • Harem
  • Romantik
  • Psikolojik
  • Okul Hayatı
  • Komedi
Sign in Sign up
SON EKLENEN BÖLÜMLER

The Larvas’s Evolution Journey

1 Aralık 2025
Bölüm 8: Metalin Çığlığı ve Derinlerin Çağrısı Bölüm 7: Paslı Bir Miğfer ve Kağıtın Tadı

Elitler Sınıfı

27 Kasım 2025
   Cilt 22 - Bölüm 23    Cilt 22 - Bölüm 22

Tharold

13 Kasım 2025
Bölüm 17 - SAVAŞ İLANI Bölüm 16 - BLYTHAROS VS VİCTOR & KİYOSHİ

After The Big Bang

25 Haziran 2025
Bölüm 11 Bölüm 10
NEW

Solentra

18 Nisan 2025
Bölüm 16 Bölüm 15

The Larvas's Evolution Journey - Bölüm 8: Metalin Çığlığı ve Derinlerin Çağrısı

  1. Home
  2. The Larvas's Evolution Journey
  3. Bölüm 8: Metalin Çığlığı ve Derinlerin Çağrısı
Prev
Manga Info

Bölüm 8: Metalin Çığlığı ve Derinlerin Çağrısı

Mavi, paslı miğferinin içinde, benim tekmemle hızlanan bir gülle gibi havayı yararak uçtu.

Hedefim, üçgen formasyonunun en önündeki Çürük Şövalye’ydi. Şövalye, üzerine gelen bu “uçan miğferi” görünce refleks olarak devasa kılıcını kaldırdı. Bu, tam olarak istediğim şeydi. Gövdesini korumayı bırakıp, savuşturmaya odaklanmıştı.

ÇANG!

Metal metale çarptı. Mavi’nin içinde bulunduğu miğfer, Şövalye’nin göğüs zırhına değil, suratındaki vizöre çarptı. Şiddetli çarpışma yüzünden Mavi’nin bir kısmı dışarı taştı ve asidi doğrudan şövalyenin göz deliklerine sıçradı.

Şövalye boğuk bir ses çıkararak sendeledi. Miğfer (ve içindeki Mavi) yere düştü ve tıngırdayarak yuvarlandı.

“Şimdi!”

[Gölge Adımı]‘nın sağladığı o bulanık, yarı-varoluş halinde ileri atıldım. Ses yoktu. Görüntü yoktu.

Ortadaki şövalye sersemlemişken, sağ kanattaki şövalye tehlikeyi sezdi. Baltasını körlemesine bir hızla, benim olmam gereken yere savurdu.

Rüzgarın kesildiğini hissettim. Balta, kafamın sadece birkaç santim üzerinden geçti. Eğer [Avcı İçgüdüsü II] sayesinde o kas hareketini milisaniyeler önce görmeseydim, şu an iki parça halindeydim.

Yere kapandım ve kayarak baltalı şövalyenin bacaklarının arasına girdim. Zırhları kalındı. Göğüslerine vurmak, duvara kafa atmak gibiydi. Ama her zırhın bir zayıf noktası vardır. Hareket etmek zorundadırlar.

Diz kapağının arkası. Zırh plakalarının birleştiği, sadece sertleştirilmiş deri ve mantar liflerinin olduğu yer.

[Keskin Kancalar] devrede.

Tüm gücümle (STR 2.1 + Hız Bonusu) sağ kancamı o boşluğa sapladım.

KIRT.

Sert bir şeyi kestiğimi hissettim. Lifler koptu. Şövalye, taşıdığı o ağır zırhın ve kendi mantar kütlesinin ağırlığı altında dengesini kaybetti. Sağ bacağı boşaldı ve tek dizinin üzerine çöktü.

Ama zafer çığlığı atmak için çok erkendi. Çünkü üçüncü şövalye -Çift Elli Kılıç taşıyan- arkamdaydı. Ve o, arkadaşlarının aksine paniklememişti. Beklemişti.

Döndüğüm anda, yüzüme doğru inen metal bir eldiven gördüm. Kaçacak zaman yoktu.

GÜM!

Yüzüme (mandibulalarıma) inen darbe, dünyamı kararttı. Geriye doğru fırlatıldım. Bir taş sütuna çarparak durabildim. Zırhım çatırdadı. Başım zonkluyordu. Dört gözümden ikisi bulanık görüyordu.

[SİSTEM UYARISI]

HP: 45 -> 28 (Kritik Darbe!) Durum: Sersemlemiş (2 saniye).

“Ağır…” diye düşündüm. “Çok ağır vuruyorlar.”

Yerde yatarken, üç şövalyenin de toparlandığını gördüm. Gözüne asit yiyen körlemesine savuruyor, dizi kesilen yerden kalkmaya çalışıyor, bana vuran ise “işi bitirmek” için ağır adımlarla üzerime geliyordu.

Ve arkadan gelen o sesler… Harabelerin gölgelerinden çıkan, daha küçük, daha hızlı “Yaverler” (Squires). Ellerinde hançerler ve kırık kalkanlar olan mantar kuklaları. En az on tane.

Sayıları çok fazlaydı. Burası bir mezbaha olacaktı. Ve kurban bendim.

Gözüm, şövalyelerin koruduğu o şeye takıldı. Miselyum Kalbi. Yerde nabız gibi atan, kırmızı, damarlı tümsek.

Şövalyelerin hareketleri senkronizeydi. Sanki görünmez bir iplerle o kalbe bağlıydılar. Biri zarar görünce diğeri açığını kapatıyordu. Bu bir “Kovan Zihni”ydi. Merkezi yok edersem, kuklaların ipleri kesilirdi.

Ama Kalp, şövalyelerin arkasındaydı. Oraya ulaşmak için bu metal duvarı aşmam gerekiyordu.

Mavi’ye baktım. Mavi, yerde, miğferinin içinde ters dönmüş bir kaplumbağa gibi debeleniyordu. Asidi, yerdeki taşları eritiyordu.

“Mavi!” diye bağırdım (tısladım). “Kayganlaştır!”

Mavi ne dediğimi anlamadı ama niyetimi hissetti. Tehlikedeydik. Miğferinden dışarı taştı ve kendini bir su tabancası gibi sıkarak, şövalyelerin bastığı o taş zemine geniş bir asit ve balçık tabakası püskürttü.

Zemin, buz pistine döndü.

Bana doğru yürüyen Şövalye, o ağır metal botlarıyla asitli balçığa bastı. Sürtünme sıfıra indi. Tonlarca ağırlıktaki zırhlı beden, fizik kurallarına boyun eğdi. Ayakları kaydı ve sırt üstü, gürültülü bir ÇANGIRTI ile yere kapaklandı.

Zırhı o kadar ağırdı ki, bir kaplumbağa gibi hemen kalkması imkansızdı.

Yol açılmıştı.

Acıyı, sersemliği bir kenara ittim. Bacaklarımdaki tüm gücü topladım. O “düşmüş” şövalyenin göğsüne basarak (trambolin gibi kullanarak) havaya sıçradım.

Diğer şövalyelerin başlarının üzerinden, bir gölge oku gibi geçtim. Ve Miselyum Kalbi‘nin tam tepesine indim.

Kalp, tehlikeyi hissetti. Yüzeyindeki gözenekler açıldı ve üzerime zehirli spor bulutları püskürttü. Ama umurumda değildi. Ciğerlerimi kapattım. Kancalarımı kaldırdım.

“Bağlantıyı kesiyorum.”

ŞLAK! ŞLAK! ŞLAK!

Ön uzuvlarım birer kıyma makinesi gibi çalıştı. O etli, süngerimsi, kırmızı mantar dokusunu parçalamaya başladım. Kalp, tiz bir çığlık attı. Fiziksel bir ses değil, psişik bir çığlık. Beynimin içinde bir iğne patlamış gibi hissettim.

[DİNG!]

[Psişik Saldırı!] [Direnç Başarılı (Kısmen)] İrade (WIS) statünüz deliliğe direniyor.

Burnumdan (spiracle) yeşil kan sızdı ama durmadım. Kalbin merkezindeki o parlak, zonklayan çekirdeği buldum. Ve ısırdım. Dişlerimle söküp attım.

Bir anlık sessizlik oldu.

Sonra, şövalyeler… durdu. Bana saldırmak üzere kılıcını kaldıran şövalye, olduğu yerde dondu. Miğferindeki sarı ışık titredi ve söndü. Yerden kalkmaya çalışan diğeri, bir kukla gibi ipleri kesilmişçesine yere yığıldı. Gelen “Yaverler” sürüsü, amaçsızca sağa sola bakmaya başladı. Saldırganlıkları gitmiş, yerini boş bir aylaklığa bırakmıştı.

Kovan zihni çökmüştü.

[DİNG!]

[Bölge Patronu (Mini-Boss) Yok Edildi!] Hedef: Miselyum Kalbi (Seviye ??) Etki: Bölgedeki Çürük Şövalyeler devre dışı kaldı (Debuff: %90 Yavaşlama / Körlük). Kazanılan XP: 350

[SEVİYE ATLADINIZ!] Gölge Avcısı Seviye 4 -> Seviye 5

Derin bir nefes aldım. Sporlar hala havadaydı ama artık o kadar boğucu gelmiyordu. Kalbin parçalanmış etlerinin üzerinde duruyordum. Aşağıda, tehlikesiz hale gelmiş, sadece seğiren metal yığınları vardı.

Mavi, neşeyle (ya da açlıkla) yanıma yuvarlandı. Miğferi yamulmuştu ama kendisi sağlamdı.

“Bitti,” dedim. “Şimdilik.”

Savaş alanını temizlemek ve ganimet toplamak saatler sürdü. Şövalyelerin zırhlarını açamadım ama eklem yerlerindeki o yoğun mantar liflerini yedim. Tadı küflü ekmek gibiydi ama enerji doluydu.

Asıl ödül, Kalbin içinden çıkan [Miselyum Özü] idi. Küçük, kırmızı bir kristal. Sistem bunu “Simya Malzemesi” olarak tanımladı ama içgüdülerim “Ye bunu” diyordu. Şimdilik sakladım.

Güvenli bir mesafeye, harabelerin biraz dışındaki bir kaya kovuğuna çekildik. Yaralarımı yalamam (iyileşmesini beklemem) gerekiyordu.

Huzursuzdum. Göğüs zırhımın içindeki o kağıt topu, derimi kaşındırıyordu. Pençemle zırh plakamı araladım ve buruşmuş haritayı çıkardım.

Mavi, yanımda, miğferinin içinde uyukluyordu (ya da sindirim yapıyordu).

Haritayı yere serdim. Zayıf görüşümle, o titrek çizgileri tekrar inceledim.

“Bulunduğumuz Yer: Kat 3 – Mantar Bahçeleri.” “Hedef: Kat 4 – Kristal Tüneller.”

Parmağımı (kancamı) haritanın üzerinde gezdirdim. Daha aşağıya inen merdivenler çizilmişti. Derinlere. Karanlığa. Maceracıların notlarında, 4. Kat’ın daha tehlikeli olduğu, “Kristal Yiyenler”in orada dolaştığı yazıyordu.

Bir anlığına, içimde buz gibi bir korku dalgası yükseldi. Bu, Elian‘ın korkusuydu. İnsan olan Elian’ın.

“Yanlış yöne gidiyorsun,” dedi o insan sesi. “Yüzeye çıkmalısın. Güneşi görmelisin. Bu delikten kaçıp kurtulmalısın. Derine inersen asla geri dönemezsin.”

Gözlerimi kapattım. Güneşi hatırlamaya çalıştım. Sıcaklığını. Ama tek hatırladığım, zindanın soğuk zemini ve Kael’in ihanetinin o metalik tadıydı.

Sonra başka bir ses konuştu. Daha derin, daha gırtlaksı bir ses. Gölge Avcısı‘nın sesi.

“Yukarıda ne var?” diye sordu o ses. “Zayıflık var. Kurallar var. Seni sırtından bıçaklayan ‘arkadaşlar’ var. Oraya şu anki halinle dönersen ne olacaksın? Bir canavar. Avlanacak bir böcek. Seni gören ilk muhafız kafanı ezecek.”

Haritadaki 4. Kat girişine baktım. Sonra 5. Kat’ın silik çizgilerine. Ve hafızamdaki o nihai hedefe: 40. Kat.

İhanetin gerçekleştiği yer.

Korkum yavaşça sönümlendi, yerini soğuk, keskin bir kararlılığa bıraktı.

“Haklısın,” diye fısıldadım karanlığa.

Geriye dönmek yoktu. Eğer yüzeye çıkacaksam, bunu kaçan bir böcek olarak yapmayacaktım. Oraya, bu zindanın zirvesindeki “Kral” olarak çıkacaktım.

Yeri titretecek kadar güçlü, kimsenin ezemeyeceği kadar zırhlı ve kimsenin ihanet etmeye cesaret edemeyeceği kadar korkunç olmalıydım.

Ve bunun yolu, yukarı değil, aşağı gitmekten geçiyordu. Zindanın kalbine. Cehennemin dibine.

Haritayı tekrar buruşturup göğüs zırhımın içine, kalbimin (ya da onun yerini alan organın) üzerine yerleştirdim.

“Duyuyor musun Mavi?” dedim. Mavi uykusunda pırtladı.

“Derine iniyoruz. Daha fazla yemek, daha fazla savaş ve daha fazla evrim.”

Kendi yansımama, yerdeki su birikintisinde baktım. Dört gözüm, karanlıkta kırmızı kırmızı parlıyordu. O eski insani yumuşaklıktan eser kalmamıştı.

“40. Kat’a kadar durmak yok. Kael orada olmasa bile… ben oraya çıkacağım. Ve o kapıyı kırdığımda, karşılarında bir Gümüş İzci değil, bir Kabus bulacaklar.”

Ayağa kalktım. Yaralarım hala sızlıyordu ama bu acı bana canlı olduğumu hatırlatıyordu. Canavar yanım gülümsedi. İnsan yanım ise… sustu ve itaat etti.

Artık korku yoktu. Sadece açlık vardı.

 

Prev
Manga Info

Comments for chapter "Bölüm 8: Metalin Çığlığı ve Derinlerin Çağrısı"

MANGA DISCUSSION

  • Ana sayfa

TurkceLightNovels

Sign in

Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Sign Up

Register For This Site.

Log in | Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Lost your password?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Back to Türkçe Light Novel

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası