Elitler Sınıfı - Cilt 15.5 - Bölüm 27 - Güç Mücadelesi
Cilt 15.5, Bölüm 27 – Güç Mücadelesi
Birçok öğrencinin dikkatini gemideki tesislere çevirdiği bir sıradaydı.
9/A sınıfı öğrencisi Amasawa Ichika, yalnız bir öğrencinin kendisini beklediği odaya girdi.
“Oda arkadaşlarından biri gelirse ne diyeceksin? Hep böyle diyorum ama her şeyi hesaplamışsındır sen.. Bir süre odaya dönmeyecekler, demi?”
Amasawa ona bu soruyu yönelttiğinde, o gülümseyip tek kelime etmedi.
“Durumun farkında mısın? Nanase-chan, Horikita-senpai ve Ryuuen-senpai deli gibi seni arıyorlar. Sessiz kalmaya devam mı edeceksin?”
“Her şey tıkırında ilerliyor. İlginç bir plan ilmek ilmek işleniyor.”
“O zaman bu dahiyane planının detaylarını anlat da bileyim… Takuya.”
9/B sınıfından Yagami Takuya sessizce yatağından kalktı.
“Hiç ders almıyorsun, değil mi Ichika?”
Kendisine doğru yaklaşan Yagami’ye karşı temkinli olan Amasawa, gözlerini kırpmadan onu izledi. Gözünü kırptığı anda güçlü bir saldırı alma riskine karşı önlem alıyordu.
“Böyle bir yerde elimi kaldırmam.”
“Buna ben de inanmak isterim, biliyor musun?”
“Artık Beyaz Odadan biri değilsin. Benim için, bir düşmansın.”
Sağ kolunu uzatıp Amasawa’nın kaküllerine hafifçe dokundu.
“Ben de öyle düşünmüştüm, ama… Seni düşman olarak bile tanımlamıyorum.”
“Aman Tanrım, neler söylüyorsun.”
“Şaka diyorum. Artık sivil olduğuna göre, dikkatsiz davranmam.”
“Konuşmamızı kaydediyor olabilirim, değil mi?”
“Eh, bu kadarını yapabilirsin.”
Yagami, şu anki konuşmalarını kaydetmenin hiçbir zararı olmayacağını biliyordu. Amasawa, Ayanokouji’nin tarafında olsaydı, onunla doğrudan bu konuyu konuşur, safını belli ederdi.
Tabii, böyle bir konuşma gerçekleşse dahi, şüphesi devam edecek; sadece daha dikkatli davranacaktı.
“Seni buraya çağırma sebebim, gerçek niyetini öğrenmek içindi. Ayanokouji-senpai’yi korumak istediğin için mi planlarıma defalarca müdahale ettin?”
“Neyden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok, nya~”
Amasawa’nın çocuksu cevabını duyan Yagami gülüp parmaklarını onun saçlarından çekti.
“Dikkat çeken çok şey vardı ama planlarımı bozan ana konuları soracağım. Issız ada sınavında Ayanokouji’nin peşine gönderdiğim Kushida ve Kurachi’ye neden müdahale ettin?”
“Açıklama yapmama gerek var mı gerçekten? Ayanokouji-senpai’yi zorlayan bir strateji idi. Nanase-chan ve Kurachi-kun’la dövüştüğü bir sahnenin çekilmesini istemedim. Eminim Senpai bu konuyu idare ederdi. Ama rahatsız edici görüntüler çıkacaktı ortaya.”
“Söz konusu o ise, Nanase ile Kurachi’nin işini, zorlanmadan çözerdi. Ancak, durumla nasıl başa çıktığının kaydı iyi bir pazarlık kozu olacaktı. Ayanokouji tableti Kushida’dan zorla alsa bile kilidini açamayacak veya yok etmeye kalkması başka sorunlara yol açacaktı.”
Planı, hamlelerini tahmin eden Amasawa engellemişti.
“Kızdın mı?”
“Yok. Aksine işler daha ilginç bir şekilde sonuçlandı. Ayrıca karakteri ve analiz yeteneği hakkında bilgi sahibi oldum. Saldırıya uğradığını bilmesine rağmen GPS araması yapmamayı tercih etti. Dikkat dağıtıcı olacağını biliyordu. Nanase’nin yaptığı gibi GPS araması yaparak çıkan sonuçlara göre, Kurachi ve Kushida’yı takip etmesi sıradan bir hamle olurdu.”
Gemiye döndükten sonra bile, bu konuda gözle görülür bir tavır almamıştı.
“Nanase-chan ve Ryuuen-senpai o tuzağa düştüler. Henüz bağlantıya geçtiler mi bilmiyorum ama alakası olmayan Utomiya’yı sorgulayacaklar galiba. Peki ya, Horikita-senpai? Yazdığın kağıdı ipucu olarak kullanarak seni teşhis etmeye çalışıyor, Takuya. Hazine avı oyunu için herkesin adını yazdırtması oldukça iyi bir fikirdi.”
“Eminim ona birkaç ipucu daha versem, bana ulaşacaktır.”
Yagami sabırsızlanmıyordu, Aksine, doğru anı bekliyordu.
“Yani o kağıdı bilerek mi koydun?”
“Tabii ki, bu da planımın bir parçasıydı. Elinden gelenin en iyisini yapması ve bana ulaşmasını istiyorum.”
Yagami bu amaç için ipuçları serpmeye devam edecekti. Amasawa ona doğrudan sormadan bile bunun bilincindeydi.
“Peki sonra ne olacak? Eğer senin el yazınla eşleştirirse Takuya, bu bilgi Ayanokouji-senpai’nin kulağına gider.”
Böyle bir şey yaşanırsa, potansiyel bir Beyaz Oda öğrencisi olduğundan şüphelenilirdi.
“Baştan beri bana güvenmiyordu. Eminim attığım bazı yalanların da farkındadır. İşleri bu şekilde halletmenin asıl nedeni Tsukishiro’nun yoluma taş koymasındandı. Şimdi o da yok. Ayanokouji’yi hazırlıklı ve avantajlı bir durumda yenersem bir anlamı olmazdı zaten.”
“Yani öğrenirse öğrensin mi diyorsun?”
“Evet, öyle diyorum. Kendimi doğrudan ona göstersem bile sorun olmayacağını düşünüyorum.”
En başından beri Yagami, Ayanokouji ile başa baş bir mücadele planlıyordu. Ancak, ön aşamalarda Tsukishiro’nun müdahale etme olasılığı vardı. Pek çok plan yaparak Tsukishiro’ya itaatkar davrandı, ama her şey zaman kazanmak içindi.
“Ama ıssız ada sınavı bittiğine göre, bir süre 10.sınıflarla yarışma şansımız olmayacak, değil mi? Bence çabucak Beyaz Odaya dönmek senin için daha iyi olur.”
Geri dönmeye niyeti olmayan Amasawa için Beyaz Odadan kovulması her şeyin istediği gibi sonuç verdiği anlamına geliyordu. Ama Yagami için geri dönebileceği tek yer orasıydı.
“Onu mükemmel bir planla al aşağı etmeliyim. Derslerime kaldığım yerden istediğim zaman devam ederim.”
Şuanki sırıtışı, her zamanki ferahlatıcı gülümsemesine hiç benzemiyordu.
“Kişiliğin çok çarpık, değil mi Takuya?”
Dehşete düşmüş olmasına rağmen, Amasawa devam etti.
“Utomiya-kun için de üzülüyorum. Sadece arkadaşlarını düşünüyor, ama Tsubaki-chan’ı korumak için seninle takım olması….. Arkadaşını senin okuldan attırdığını bilse, öfkeden deliye döner… haksız mıyım?”
“Sakar olduğunu ve her zaman arkadaşlarını düşündüğünü başından beri biliyorduk. Sınıf arkadaşlarından biri okuldan atıldıktan sonra, tekrarlanmaması için elinden geleni yapma kararlılığı gösterdi. Başka bir sınıfla el ele verebilmek için, en hızlı ve en kolay yöntem ortak bir düşman yaratmaktı. Yani: Housen. Tsubaki ve Utomiya’yı avucumun içine alıp asla başarılı olamayacakları bir strateji kurarak Ayanokouji’nin kartlarını görme fırsatım oldu. Bu sayede, 10/A Sınıfının lideri Sakayanagi ile de bir bağlantısı olduğunu öğrendim.”
“Ah~ Evet, beni ziyarete gelen, Arisu-senpai.”
“İlerde Ayanokouji ile aramdaki mücadeleye karışma ihtimali var, onunla nasıl başa çıkacağımı düşünmem gerekecek.”
“Evet, ne istiyorsan onu yap.”
Yagami’nin konuşmasını dinlemekten sıkılan Amasawa, derin bir of çekti. Keyfi yerindeyken, Yagami sürekli konuşurdu. Yalnız kalsa bile konuşması kesilmezdi.
Gerçekte kim olduğunu açığa çıkarma tehlikesiyle karşı karşıya kalsa bile, bu durumdan herkesten daha fazla zevk alıyordu.
“Konuşmanı yaptığına göre tatmin oldun mu? Artık gidebilir miyim?”
“Gitmeden önce.. Amacım niyetini öğrenmek demiştim, Ichika.”
“Hmm~ Niyetim mi?”
Çocuksu bir gülümsemeyle Yagami, Amasawa’nın kollarını bir anda yakaladı.
“Off!”
Bu saldırıdan kaçınmak amacıyla tetikte olan Amasawa, gardını düşürmese de zamanında tepki veremedi.
“Utomiya mı, ben mi? Her şey herkesin çok geride kalmadığı bir zamanda ortaya çıkacak. İşte o zaman asıl olay başlayacak.”
“O zaman sana umduğun ciddi mücadeleyi mi bahşedecek?”
“Her iki tarafın da birbirini düşman olarak gördüğü, gerçek güç mücadelesi olacak.”
“Bu kadar dolambaçlı bir şekilde yarışmak yerine, neden erkek gibi yumruklarınızla dövüşmüyorsunuz? Dövüş yeteneğinle rakibin Ayanokouji’yle başa çıkabilirsin, değil mi ?”
“Şiddeti minimum seviye harici, kullanmıyorum.”
“Bunu gerçekten söyleyen sen misin?”
Onu zapt eden elin gücü o kadar büyüktü ki, Amasawa bile kurtulamıyordu. Farklı yöntemler seçse bile, Amasawa karşılık verecek güçte değildi.
“Şu anda uyguladığım şiddetin minimum seviyede olduğunu anlamıyor musun?”
Amasawa ona gülümsese de aklında tekrar tekrar bu tarz sahneleri hayal ediyordu. Kafasının içinde bu sahne ne kadar dönerse dönsün, kaçacak bir yol bulamıyordu.
“Bugün seni buraya çağırmamın sebebi aslında iyileşmenin ötesinde bir yara alman gerektiğini düşünmemdi. Kim olduğumu bildiğine göre Ichika, gelecekte ne yaparsam yapayım, benim için bir engel olacaksın. Farkındasın değil mi?”
“Ahaha~ bu hiç komik değildi.”
Amasawa, Yagami’nin bakışlarını görünce, kendini hazırlamaya başladı.
Yagami kollarına uyguladığı gücü çekiverdi.
“Latife ediyorum, canım.”
Her zamanki gibi kibarca gülümseyerek, elini Amasawa’nın arkasındaki kapıya dayadı.
“Ne kadar güzel bir şaka ama~”
“Pardon~ Bugün seni gerçekten ezmeyi düşünüyordum. Ama vazgeçtim.”
“Oo, gerçekten mi?”
Amasawa geriye birkaç adım atarak uzaklaştı.
“Shiba’nın sana yaptırım uyguladığını duydum. Karşı koymamakla en doğrusunu yapmışsın.”
“Onu geri çevirirsen, daha sert gelirdi üzerime. Bunu çocukken öğrendim. Ama beni kendi halime bırakmakta kararlı mısın?”
“Sessiz kalacağını biliyorum, Ichika. Ayanokouji’nin tarafını seçseydin, çoktan işini bitirmiş olurdum.”
“Hayran olduğum senpai ile yaşıtlarımdan birinin arkadaşlığı arasındaki teraziyi dengelemek biraz zor.”
“Endişelenmene gerek yok. Ayanokouji ile savaşım farklı olacak. Ona şiddet uygulamama gerek yok. Ya okuldan ben atılacağım ya da o.”
Bu sözlerinin ardından Yagami, odanın kapısını açıp Amasawa’yı bir beyefendi gibi uğurladı.
Çeviren & editleyen: fatoshisme