Elitler Sınıfı - Cilt 15 - Bölüm 14 - Önlemler
Cilt 15 – Bölüm 14 – Önlemler
Sınavın 13. günü geldi çattı. Saat 6.51 sularıydı.
Utomiya, Tsubaki’nin çadırlarının yakınında gökyüzüne baktığını görerek:
“Ne düşünüyorsun, Tsubaki?”
“‘Kafamda son durum değerlendirmesi yapıyordum. Ne oldu?”
“Yok bir şey, sadece görev başlamadan önce seninle konuşmak istedim. Tsubaki, seninle son konuşmam olabilir, biliyorsun. “
Bu aralarındaki son konuşma olabileceği için, düşüncesini paylaşıyordu.
“Neden benimle iletişim kurmak için telsiz kullanmadın?”
“Yüz yüze görüşmeden kimin ne düşündüğünü anlayamazsın. Housen ile olan görüşmemi duydun. “
“Sanırım, haklısın. Ne düşündüğünü bilmediğim için, ona hiç güvenmiyorum. “
“Housen-kun‘a sen de güvenemiyorsun, değil mi?”
Utomiya, bu şekilde gün yüzüne çıkardığı gerçekten rahatsız olarak yüzünü çevirdi.
“Utomiya-kun, 9. sınıf öğrencileri arasında güvenebileceğim tek kişisin. Sana doğrudan plan hakkında soru sorup ne düşündüğünü öğrenmek istedim.“
Biraz alaycı bir şekilde gülümsedikten sonra, Tsubaki tekrar boş boş bakındı.
Utomiya’ya güvenilir olduğunu söylemişti söylemesine ama kontrol edilmesi gereken çok şey vardı.
“Hazırlık nasıl gidiyor?”
“Az önce yaptığım GPS aramasının ekran görüntüsünü görmek ister misin?”
Tsubaki onun tabletini açıp GPS görüntüsüne baktı. Ayanokouji’nin kampı E5’te; 9.sınıfların kampları ise D4 ve E6’de idi.
“Düzenleme mükemmel, tıpkı Tsubaki’nin planladığı gibi.”
“Eh, dikkatlice hazırlandık. Arazi de bizden yana. “
Tsubaki yavaşça ekranı izleyen Utomiya’ya baktı. Bu ikilinin yanına birisi yaklaşıyordu.
“Tsubaki-san, konuşabilir miyiz?”
Utomiya ile aynı gruptan, 9/B’nin lideri Yagami’ydi gelen.
“Her şey hazır ve konuşacak zamanımız var.”
Şüpheli bir bakış atan Yagami, Tsubaki’ye ‘Bilmen gereken şeyler var’ dercesine bakıyordu.
“Kusura bakma seni bekleteceğim. Yagami ile konuşayım biraz.”
Utomiya, Tsubaki ile konuşmak üzere olan Yagami’ye sert bir ses tonuyla sordu:
“Ne oldu?”
“Dün aniden ortadan kayboldun, neredeydin?”
“Özür, saatim kırıldı ve başlangıç noktasına geri koşmak zorunda kaldım.”
Yagami, sol elindeki saati gösterdi.
“Arızalandı mı? Bu ikinci kez oluyor. Neler karıştırıyorsun, insan merak ediyor doğrusu?”
Şüphelendiğini belirterek sordu, Utomiya.
“Saat arızalandı diye komplo teorileri üretmek de ne bileyim? Utomiya-kun, senin de birkaç gün önce saatin arızalanmadı mı? O zaman bu durum, seni de şüpheli yapıyor. Farkında mısın? “
“Benimki kazara oldu.”
“Aynı şey benim de başıma geldi işte.”
Utomiya, gülümseyerek cevap veren Yagami’yi baştan aşağı süzdü.
“Böyle bir zamanda olay çıkartmasanız? Biz arkadaşız, değil mi? “
“Özür dilerim. Görevden dolayı çok gerginim.”
“Ben de haddimi aştım, özür diliyorum.”
“Bütün günü saati değiştirmekle mi uğraştın? Ya da başka bir neden varsa, söyle?
“Bugünkü görevle ilgili, Tsubaki-san için bir hediye hazırladım.”
“Hediye mi?”
“Ayanokouji-senpai’yi avlama stratejisi her zaman işe yaramıyor, değil mi?”
Önemli görevin uygulamaya konmasından hemen önce Yagami, huzursuz edici bir laf ortaya attı. Bu sözlerine ilk tepki gösteren Tsubaki değil, yanındaki Utomiya oldu.
“Neler diyorsun, Yagami? Bu görevin başarısız olacağını mı düşünüyorsun?”
“Başarısız olacağını düşünerek bir göreve girmem.”
Utomiya’nın sert çıkışına karşılık, Tsubaki de sert bir tonla karşılık verdi.
“Tsubaki’nin stratejisi mükemmel. Açık kapı bırakmıyor. 9.sınıflar olarak hazırlayabildiğimiz en büyük güçle, meydan okuyacağız. Bu yüzden başaracağımıza eminim; hiç şüphem yok. Ama alınabilecek önlemleri almak fayda sağlar, değil mi? “
“Peki. Abartılı şeyler söyleyeceksen, kabul etmeyeceğim. Ama önce bir dinleyelim.”
Tsubaki, Yagami’nin teklifinin ne olduğunu dinledikten sonra karar vereceğini söyledi.
“Şimdi, Tsubaki-san Ayanokouji‘nin yerini öğrenmek için GPS aramasını sürekli kullanarak onu köşeye sıkıştıracak ve bunu yaparken çok fazla puan harcaması da kaçınılmaz olacak, değil mi? “
“Bu yüzden birkaç yedek tabletimiz var.”
Utomiya açıklamasına cevap verince, Yagami’nin hafifçe başını sallayıp ekledi.
“Ancak verimli olması zor. Neden, peki farkında mısınız?”
“Ayanokouji-senpai’nin belirlenen bölgesinin nerede olduğunu bilmediğimiz için, hareketlerini tahmin edemiyoruz.”
Yagami, Tsubaki’nin cevabından hoşnut olarak bir kez daha başını salladı.
“Evet. Ayanokouji-senpai’nin hareketlerini bilirseniz, hangi belirlenen alana gittiğini, hangi görevi takip ettiğini, kaçış yollarını öngörebiliriz. Potansiyel yolları da kapatarak daha verimli hareket etmiş oluruz.”
“Anlaşılması kolay olsaydı, zor olmazdı zaten. Bunun için birden fazla tablet var. GPS aramalarını tekrar tekrar yapabilelim diye. “
“Yardım etmek için yapabileceğim ne var diye uzun süre kafa patlattım. Peki, 12 alan arasında Ayanokouji-senpai alana gidecek biliyor musunuz?“
İlgisiz görünen Tsubaki bir süredir saçıyla oynuyordu. Ama bu sözleri duyduktan sonra, dikkat kesiliverdi. Uyomiya da bir anda donup aldı.
“Yani sen biliyorsun, bunu mu demek istiyorsun?”
“Evet. Teknik olarak ben değil, bu ‘tablet’ biliyor.”
Bu sözlerinin ardından Yagami, bir tablet uzattı onlara.
“Bu ne şimdi?”
“9/B sınıfından bir arkadaşımdan ödünç aldım. Bu tabletin sahibi, Ayanokouji-senpai ile aynı tabloya sahip. “
“Başka bir deyişle, bu tabletle, Ayanokouji-senpai’nin hareketlerini bugün tahmin edebileceksiniz.”
Yagami yavaşça başını salladı. Ayanokouji’nin gideceği bölgeler aynı anda ekranlarında belirirse, onun önüne geçmek daha kolay olacaktı.
“Bu tabletin Ayanokouji ile aynı tabloya sahip olduğundan nasıl emin oldun?”
Yagami, Tsubaki ile konuşmasına devam ederken Utomiya araya girdi.
“Tablodan emin olmak için üst üste GPS araması kullanmışlardır.”
Hiç düşünmeden, Tsubaki olayı çözdü.
“… ve gereksiz bir hamle olmuş.”
Tsubaki’yi şaşırtabileceğini düşünen Yagami, ters köşe oldu.
“Bana o tableti ödünç verirsen çok iyi olur. Harcayacağım puanları düşünürsek, israf etmemiş olurum?”
“Hepimiz aynı geminin yolcusuyuz, tabii. Tsubaki’nin başarısı, benim de başarıma vesile olacak. Utomiya ile ben, 9.sınıflar adına savaşıyoruz, ama ilk üçe girmek bizim için zor. Çalışıp çabalamaktan başka seçeneğimiz yok. “
Bugün burada olmasının sebebi artık topladığı puaların pek anlam ifade etmemesiydi.
Birinciliğe oynuyorsanız, görüşmeler ayarlayıp boşa zaman harcamazdınız.
Yagami ekledi:
“Ayrıca teklifimi kabul etmezsen, sana bu tableti veremem.“
“Ha? Bu ne demek oluyor?”
“‘Birinci önceliğimiz Tsubaki’nin stratejisini kullanarak Ayanokouji-senpai’yi köşeye sıkıştırıp okuldan attırmak değil mi? Ve başarısızlıkla sonuçlanabilir. Örneğin, Ayanokouji-senpai tüm gün, başka birileriyle birlikte hareket etti diyelim, ona saldırma fırsatı olmayacak demektir. “
“O konuyu kafana takma. 8.günden beri yalnız takılıyor.”
Utomiya yaptığı araştırmaları öne sürdü.
“Ama bu onun 13. günde de yalnız takılacağı anlamına gelmez.”
“Evet, doğru. Yani?”
“Bir şey ters giderse, belirlenen alanlara giderek puan toplamasına izin vermeyeceğiz. Ve yarın, 14’ünde, üç hareket kuralımız kalıyor. Final yapmak zorundayız.”
“Yani, 5 kez bile olsa ceza yemekten mi bahsediyorsun?”
“7 kez diye düşünebiliriz. Ayanokouji-senpai, dün 2 alanı atladı. Dünkü rastgele alanı D4 olarak geldi ve ardından 4.alanı olan D2‘ye gitmedi. Bu bilgilerden eminiz. “
“Diyelim ki yedi kez oldu, 28 puandan az olsa da, abartılı bir puan.”
Sınavın bitmesine sadece iki günü kalmıştı. Bu sürede 28 puan kaybetmek büyük bir darbe yemeye eş değerdi. Utomiya, Yagami’nin öne sürdüğü < aynı tablodan tablet> stratejisinin önemini fark etti.
“Ayanokouji-senpai şu anda yalnız. Kaç puanı olduğunu bilmiyoruz, ancak yalnız olduğu için çok fazla yoktur. Ayrıca, GPS arama özelliğini kullanabileceğiz. Eğer önüne geçip onun görevlere katılmasını engellersek son beş gruba girme ihtimali fazlasıyla yüksek olacaktır. “
“Eh, şansımız yüksek.”
“Ayanokouji-senpai’yi bu tabletle alt etmeyi başarırsanız, ben 5 milyon puan almak istiyorum. Tsubaki-san, siz kendi payınızı 10 milyon puan olarak ayarlarsınız? Kalan 5 milyon puanı da başarısız olan gruplarla paylaşmayı kabul edeceğinize de eminim. “
“Fena fikir değil, demi Tsubaki?”
Yagami’nin teklifine şaşıran Utomiya’nın aksine, Tsubaki sessiz kaldı.
“Tsubaki, bence bu tableti kabul edelim.”
Tsubaki’ye tekrar Yagami’nin teklifini kabul etmesini tavsiye etti, Utomiya.
“Eğer aynı tablodan bir tablet varsa, kabul etmememiz mümkün değil.”
Yinelenen sözlere karşılık Tsubaki, çantasından başka bir tablet çıkardı. Tsubaki yedek tabletini, üçüncü tabletini, de göstererek kaşlarını havaya kaldırdı.
“Bu tablet de ne?”
“Ayanokouji-senpai’nin tablosundan olan tablet.”
” Ne? Ne zaman-—-”
Yagami tableti incelemeye fırsat dahi bulamadan, Tsubaki’nin ihtiyacı olan her şeyi hazırladığını anladı.
“Tsubaki-san, hayal gücümün sınırlarını zorluyorsun. Bu stratejiyi bile düşünmüşsün. “
“Peki, niye bir şey söylemedin?”
“Bu fikir beni rahatsız etti. Yagami-kun, belirlenen bölgeleri tespit edecek bir plan geliştirmiş. Neler olduğunu bilmiyormuş gibi yapacaktım ama neyse dedim. “
Yagami ve Utomiya birbirlerine bakakaldılar.
“O zaman, ödülü kabul edemem. 5 milyon puanı reddediyorum. Gözlemde olacağım uzaktan. “
“Teşekkürler, güven sorunumuz varken, bu işi halledebiliriz umarım. Çok sağ ol.”
Yagami, durumu sorgusuz sualsiz kabullendi. Yagami biraz geri çekilerek mesafesini koruduktan sonra Utomiya onunla konuştu.
“Tsubaki. Ayanokouji’yi fiziksel yollarla yenersek, bizi okuldan atarlar mı dersin?”
“Gücün devrede olduğu zaman, sorunlar mutlaka patlak verir. En kötü ihtimalle, tuzak kuran 9.sınıflar okuldan atılır. “
“Yardım eden grupları da katarsak, çok kişi okuldan atılabilir.”
Utomiya’nın yüzü, sadece 9.sınıfların okuldan atılma ihtimalini duyunca sertleşti.
“Ama bunun olma ihtimali neredeyse sıfır. En büyük cezayı alacak kişi elebaşı olarak ben olurum. Okul 10-20 öğrenciyi birden okuldan atamaz. “
“Asıl sorun da bu. Gerçekten suçu üstlenecek misin? “
“Özel sınav açıklandığında, öneride bulunan bendim. Ayanokouji-senpai‘yi attıralım ben dedim. Sen de bana ayak uydurdun, değil mi Utomiya–kun?”
“Evet, ama–”
Utomiya, okulun başında 10. sınıf öğrencileriyle eşleştikleri özel sınavı hatırladı. Bu özel sınav, Ayanokouji Kiyotaka okuldan atılırsa 20 milyon puan kazanmak için tasarlanmıştı.
İlk başta, Utomiya bu özel sınavdan hoşlanmamış ve geri çekilmişti. Tsubaki, Utomiya’yı defalarca C sınıfının gelecekte üst sınıfları hedeflemesini kolaylaştıracak bu 20 milyon puana ihtiyacı olduğunu dile getirmiş, ikna ederek bu işin içine çekmişti.
Utomiya onu okuldan attırmak için ne tür bir planı olduğunu sorduğunda, Tsubaki hemen cevap olarak ona: Testte Ayanokouji ile eşleşerek, kasıtlı olarak sınavdan düşük not alıp kendisini sınıfı için feda edeceğini ve 20 milyon puanın ödülünün işbirlikçisi Utomiya’ya verileceğini söylemişti. Hatta ona bu puanları, C sınıfının geleceği için kullanmasını dahi tembihlemişti.
“Bu planı bana ilk anlattığında, detayların çok üstüne düşmediğini söylemiştin, hatırlıyor musun.”
“Merak mı ediyorsun? Neden okuldan atılmayı umursamadığımı? “
“Umurumda değil desem yalan söylemiş olurum. Okulu bırakmak istemen doğal değil. Hem de daha okula yeni girmişken. “
“C sınıfının düşündüğümden daha rahat olduğunu kabul ediyorum. Ben de bir karar verdim. Eğer okuldan ayrılacaksam, en azından sınıfım için bir şeyler yaparak ayrılayım. “
Tsubaki bu açıklamalarına rağmen, detaylı bilgi vermiyordu. Utomiya da daha fazla soru sormanın kurallara aykırı olduğunu düşünerek tavrını değiştirip bakışlarını ormanın derinliklerine çevirdi.
“Yakınlardaydı, değil mi? Ayanokouji ile teke tek bir mücadelede kazanacağıma eminim.”
“Olmaz. Utomiya-kun, 9/C sınıfının vazgeçilmez bir üyesisin. Ayrıca, sorumluluk alırken yargılanma olasılığım var. Ayanokouji-senpai’yi bırak onlar ilgilensin.”
“Sıradan bir rakip değil ki. Ayanokouji 20 milyon puanlık bir rakip, asla küçümseme. Housen ilk hamleyi yapıp avantaj sağlamalı ve üstelemeli.”
” Evet. Housen-kun’un sınıfına bırakalım onu.”
Tsubaki, bir nevi Utomiya’ya burada kalmasını söyledi.
” Peki. Yakından izlemede olacağım. ”
“Hey Utomiya-kun.”
Tsubaki, müdahale etmemek için arka tarafa doğru ilerlerken Utomiya’ya seslendi.
“Efendim?”
“Çok güçlü görünüyorsun, dövüşmeyi nereden öğrendin? Suçlu falan değilsin, demi? Hapisten kaçmadın yani?“
“Çok komiksin. Birbirimizin hayatına müdahale etmeyelim. “
“Peki. Ama benden sakladığın bir sırrın yok değil mi?”
“Ne saklayabilirim senden? Ben sadece tek işi dövüşmek olan bir çocuğum. “
“Peki.”
Saat 7.00 olunca, 13.gün başlamış oldu. Bir elinde telsiz diğer elinde tablet tutan Tsubaki, Ayanokouji’nin tablette ilk hedefi olan bölgeyi gördü: C3.
“Tüm grupların dikkatine, düşmanın belirlenen alanı C3. D4’teki gruplar olduğu yerde kalacak ve E6’daki gruplar kuzeye doğru ilerleyip ortak bir noktada toplanacak. Hedef bulununca, onay vermeden hareket geçmek yok.”
Tsubaki talimatları verdikten sonra sakince telsizi bir kenara koydu.
“Ayanokouji-senpai’nin işini bitirdikten sonra, tek kişilik birkaç senpai avlayayım.”
Tsubaki kimi hedef alıp alamayacağına dair bir sıralama aşamasına girdi.
✩ ✩ ✩ ✩