Elitler Sınıfı - Cilt 15 - Bölüm 15 - Kaçış
Cilt 15 – Bölüm 15 – Kaçış
Belirlenen alanım C3 sabah 7:00’de açıklandığında, olağan dışı bir şey fark ettim.
Son birkaç gündür yaygın olarak kullanılan GPS araması, öncelikli olarak belirlenen bölgeye varış için potansiyel rakipleri görmekte kullanılıyordu.
Ama şuan dikkatimi çekenler; 9.sınıflardan “Utomiya”, “Tsubaki” ve “Yagami”nin yakınlarda olması. Utomiya ve Yagami aynı grupta oldukları için, şaşırtıcı gelmedi ama Tsubaki’nin olması bir tuzak olduğuna delaletti. Ayrıca, ana grubun diğer üyelerini göremiyorum.
Geçen gün Nanase’den duyduklarım aklıma geldi. Bugün 9’ların günü demek ki.
- sınıflar adada dağınık halde hareket ediyorlardı. Ama dün geceden bu yana bazı pozisyonlar önemli ölçüde değişmiş: D4 ve E6’da beni çevreleyen birkaç grup var.
“Harekete geçtiler demek.”
Düşmanınınız, böyle büyük bir ıssız adada bile GPS aramasını kullanarak sizin yolunuzu kesebilirdi. Birkaç gün Nanase ile birlikte adada gezdiğim düşünülürse, hangi tabloya ait olduğumu da öğrenmek zor olmazdı.
Bu durumda, C3’e gitmekten kaçınmak gerekiyor. Ama böyle yaparak da risk almış olacağım. Dünden beri, üst üste iki kez belirlenen alanlarıma gidemedim.
Son iki günde kalan yedi belirlenen alana adım atamadım diyelim, sıralamam ne kadar düşer acaba ..?
Tesadüf mü? Değil mi bilemiyorum ama bu tuzak için mükemmel bir zamanlama seçilmiş.
“En azından ne zaman harekete geçmeleri gerektiğini bilen birileri var karşımda.”
Görüş mesafesinin zayıf olduğu gece yarısı peşime düşerlerse, ben de GPS araması yaparak karşılık vereceğim için, beni yakalamaları imkansız olurdu. Öte yandan, sabah daha sınav başlamadan erken saatlerde hareket ederlerse, strateji kurup ilerletmek zor olacaktı. Malum, kimse 7.00’deki belirlenen alanları bilmiyor. Bu yüzden önceden hazırlık yaparak doğru bir zamanlama seçmişler.
Büyük bir grup peşimde.
Aklımda Housen gibi az sayıda yetenekli birkaç öğrencinin beni takip edip köşeye sıkıştırmaya çalışma ihtimali vardı. Bu durum, beklentilerimin ötesinde oldu.
Housen’n yeri dün geceden beri aynı: D4’te. Belirlenen alana gidersek, karşılaşabiliriz ama.
Eğer 9.sınıflar tarafından saldırıya uğrarsam, okul büyük ihtimalle benim tarafımı tutar. Ve.. varlığım okulda belirgin hale gelir. Normal bir okul hayatına sahip olma hedefim yok olup ellerimden kayıp gider.
Hakkımda hiçbir şey bilmeyen birçok öğretmen bile özel birisi olduğum algısına kapılacaktır.
Görev noktalarında yetkili bir öğretmen bulunduğu için, güvenliğim garantide. Ancak birçok kişi tarafından takip edilmek, beni zora sokacak. Diğer öğrencilerle ortaklaşa çalışabilirim ama sadece 9.sınıflar değil, aynı zamanda Nagumo’nun kontrolü altındaki 11.sınıfları da düşmanım olarak görmem lazım.
Şimdilik elimdeki tek seçenek; 9.sınıfların enerjisi bitene kadar kedi-fare oyununu oynamak. 10 dakika içinde kamp alanımı temizleyip hazırlığımı bitirdim. Gps aramasını tekrar yapınca, 9’ların hızlı bir şekilde çevremi kuşatmaya başladığını gördüm.
Nanase’nin dediği “Seni bulurlarsa şiddet kurbanı olursun” sözü gerçekleşecek galiba.
Bu stratejiyi kim kurduysa sınavda geri kalmaktan korkmuyor demektir. Belki de o kişi, grupların beyni olarak hareket edip çıkabilecek sorunları da üstlenmeye hazırdır. Gereksiz eylemlerden kaçınıp doğruca sonuç odaklı ilerleyebilirler.
Dünküler de dahil olmak üzere toplam altı belirlenen alana gitmemek pahasına olsa bile elimden geleni yapıp kaçmalıyım.
Nehir ve dağlarla çevrili bir yerde, dağları aşarak kaçmak cazipti. Ancak arazi nedeniyle akıllıca bir seçenek değil. Biraz tehlikeli olsa da, güney tarafına gitmek en mantıklısıydı.
Eğer belirlenen bölgeden uzaklaşmaya karar verirsem, düşmanlarım muhtemelen
beni takip etmekte zorlanacaktır. Sırt çantamdan bir şeyi elime alıp yürümeye başladım.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩
“Tsubaki-san, nasılsın?”
Saat 8.00 idi. Her şey yolunda giderse, bir grup 9.sınıf öğrencisinin Ayanokouji ile temasa geçmesi an meselesiydi.
Henüz telsizden bir haber gelmemesinden yana endişelenen Yagami sordu:
“‘Korkma, şu an her şey plana göre tıkır tıkır ilerliyor. Sorun yok.”
“Güzel.”
Ayanokouji, mesafeyi kapatan 9.sınıflara yakalanmamak adına düzenli olarak güzergahını değiştiriyordu. Bu durumun ne kadar sürer bilmeyen Tsubaki, GPS aramalarını düzenli olarak yapıyordu. Şiddete başvurma niyetinde olan Tsubaki, şiddete gerek kalmadan halletmeyi istiyordu.
Hedefinizin hareketlerine ayak uydurabilirseniz, direkt temas olmadan kazanmanın bir yolunu bulursunuz.
Eğer dayanamayıp zorla onu alt etmeye kalkarlarsa, onu rahatlıkla ezebilirler de.
Tsubaki tereddüt etmeden biriktirdiği puanları harcayıp 10 dakikada bir GPS araması yapmaya başladı. Dün itibariyle son 12 gündür biriktirdiği puanları tereddüt etmeden harcamaya başlamıştı.
Saatin 9.00 olmasıyla, Ayanokouji’nin yeni hareketi belli oldu.
Tablet sayesinde, Ayanokouji’nin hedefinin D2 olduğu ortaya çıktı. O sırada C6’ya doğru kaçan Ayanokouji’nin, belirlenen bölgeye zamanında adım atması zordu. İki grup Kiyotaka Ayanokouji’yi avlamak için hareket halindeydi. Her dakika onlara güncelleme vermese de, net bir şekilde hareketlerini inceliyordu, Tsubaki.
Ayanoukoji böyle devam ederse, kuzeydeki B4 ve C5 alanlarına gidebilirdi.
Tsubaki, bu ihtimali düşünerek kalan üç grubun C4’te buluşmasını emretti. Bir süre bekleyip neler olacağına sonra karar vermek isteyen Tsubaki, Gps aramalarına bir saatliğine ara verdi.
Saat 10.00’dan sonra, durumu görmek için herkesin pozisyonunu kontrol etti. Ayanokouji, Tsubaki’nin düşündüğü gibi B4 ve C5 yönünde hareket ediyordu.. Onu kovalayan iki grup da B5’e girmek üzereydi.
“Kaçmasına izin vermeyin.”
C4’teki gruba dağdan aşağı inen Ayanokouji’yi hedef almalarını emretti. Amaçları, onun önüne geçmek ve onu B4 ve B3’e yönlendirmekti. Tsubaki herkesin genel pozisyonlarını kontrol etmek için her on dakikada bir Gps araması yapıyordu. Tahmin ettiği gibi, Ayanokouji önündeki 9’lardan kaçmak adına B4’ün kuzeyine doğru ilerliyordu. Bu durumu gören Tsubaki, C4’ün kuzeyindeki üç grubu ona engel olsunlar diye gönderdi.
“Seninle konuşabilir miyim, Tsubaki-san?”
“Ne?“
Biraz uzakta elinde tabletle ona seslenen kişi Yagami idi.
“‘Ayakoji-senpai’yi daha detaylı talimatlarla köşeye sıkıştırmak gerekmiyor mu senceı? Biraz uygulamada sorun var gibi. “
“Bu çocuk beni bunaltıyor.” Tsubaki, Yagami’nin duyamayacağı bir sesle, mırıldanarak söylendi.
Yaklaşık 30 dakika sonra, sorunlar baş gösterdi. C4’ten kuzeye ilerleme emri verilen üç grupta hareket belirtisi yoktu.
Tsubaki, yürümekte zorlansalar neden üç grup birden dursun ki? diye düşündü.
Artık GPS aramalarının süresini daha da kısaltarak 5 dakikada bir güncelledi.
“İşe yaramayacağını biliyordum.”
Ayanokouji B3’den çıkmakla meşgulken, 3 grup C4’den çıkamıyordu. El atılmazsa, C3’e kaçma riski vardı.
“Neler oluyor? Sorun mu var?”
Telsiziyle iletişime geçti ama cevap alamadı.
“Ne kadar garip.”
Tsubaki, grupla alakalı basit bir sorun olmadığını düşündü.
“Sorun ne, Tsubaki-san?
Yüz ifadesinde bir gariplik sezen Yagami, refleksle tablete baktı.
“Ne oldu?”
“Gönderdiğimiz beş gruptan üçü hareket etmeyi bıraktı. Hareket etmeyi bırakan üç grup, 10.sınıflarla yollarının kesiştiği noktadalar. “
400’den fazla kişinin olduğu ıssız bir adadaki sınavda, birkaç grubun aynı yerden geçmesini umursamadığı için, Tsubaki bu duruma takılmamıştı.
“Cevap verin.”
Tsubaki telsiziyle tekrar iletişime geçmeye çalıştı ama nafile. Ne kadar beklerse beklesin, cevap alamadı.
“Tesadüfen bir sorun oluşmuştur? Adada, birçok grup belirlenen alanlara ve görevlere gitmek için hareket halinde. Aksini düşünmek gereksiz değil mi? “
“Evet. Ama—”
5 dakika daha bekleyip öfkesini bastıran Tsubaki, GPS’i tekrar güncelledi.
“Hareket etmeye başladılar, ama oldukça yavaş ilerliyorlar.”
Aynı yerde kalan 10.sınıf öğrencilerinden oluşan bir grup var.”
Bu arada Ayanokouji, B4’den çıktıktan sonra B3’e geçip C3’e gitmek üzereydi. Bu durumda, Tsubaki onun peşinde olan diğer iki gruba güvenmek zorunda kalıyordu.
Ama Ayanokoji’nin peşinde koşan diğer iki grup da hareketsiz kalmıştı. Etraflarında 10.sınıflardan gruplar vardı yine.
“10.sınıflar bizimkileri sabote ediyor ama kim …… kim yapabilir bunu…”
Yagami tablete dokunup detayları kontrol etmeye kalktı.
“Hey, ne yaptığını sanıyorsun?”
“Ne?”
“Bizden biri olduğun için burada kalmana izin veriyorum. İzinsiz eşyalarıma dokunamazsın.”
Yagami, Tsubaki’nin sert bakışlarına maruz kalınca bir adım geri attı.
“Peki. Ama en azından fikrimi söylemek isterim. 10‘lardan bizi kimin sabote ettiğine bakmamız gerekmez mi? “
“Ben de farkındayım, ne yapmam gerektiğini biliyorum.”
Söylenmeden harekete geçen Tsubaki, olaylara dahil olan 10.sınıf öğrencilerine göz attı.
Ancak, bu beş grupta ilgi çekici bir öğrenci yoktu.
“Bu gurupları yöneten kişi aralarında yok gibi.”
“Ve A sınıfından D sınıfına kadar öğrenciler var, belirgin bir elebaşı gözükmüyor.”
“Yani bu hareketlenmenin sadece belirli bir sınıf değil, tüm 10‘lar tarafından mı gerçekleştiğini söylüyorsun?”
Yagami’nin dediği gibiydi. Tsubaki kendisini kapana sıkışmış hissetti. Neden 10.sınıf öğrencilerinin, Ayanokouji’yi korumak için birleşeceğini düşünememişti?
“Tabiri caizse, evet.”
Duruma uyan tek cevap buydu.
“Bu beş grup, neden bizi durdurmaları gerektiğini bilmiyor.”
“Yani, bilgilendirilmeden işbirliği mi yapıyorlar diyorsun?”
“Herhangi bir neden sunulmuş olabilir, bilemiyorum. Belki de bu 10.sınıfları 9‘lardan korumak için verilmiş basit bir emirdir?”
“Bugünün GPS arama kayıtlarına bir göz atalım. 10‘ların nerede olduğunu görelim. Her kimse, çok başarılı. Hatta, bugün ona saldıracağımızı başından beri bildiğini varsayabiliriz.“
“Sınavın bitmesine sadece iki gün kaldı. Karşı tarafın dikkatli olması tuhaf değil. Başına ödül konulan herkes hazırlıklı hareket eder.”
Yagami durumun şaşırtıcı olmadığını, sınavın bitimine doğru herkesin tetikte olacağını vurguladı.
“Şimdi saldırmak için zaman harcamamız gerekiyor, değil mi? Yani, 10‘lar Ayanokouji-senpai’yi her zaman koruyamaz? Sınavın ortasındayız.”
Sınava iki gün kaldığı için, mümkün olduğunca çok puan toplama zamanıydı.
“Evet.”
“Beni endişelendiren bir diğer şey de bu grupların dağınık hareket ediyor olması. Ayrı hareket ettikleri için, beş grubu yakalamak kolay değil.”
Yagami ne diyeceğini bilemediği için, elini çenesine dayayıp düşüncelere daldı.
“Nedenini anlamıyor musun? Bu grupları yöneten gizli bir komutan olduğunu gösteriyor.”
“Tsubaki gibi yetkili birinin tüm bunların arkasına olduğunu mu söylüyorsun?”
Tsubaki başını sallayıp adanın haritasını açtı.
Bu haritanın bir yerinde, savaş alanını olduğu gibi gören bir kişi vardı.
Gerekli talimatları veriyor ve 9’ları saf dışı bırakan birisi.
“Bence operasyonu askıya alabiliriz.”
“Neden?”
“Kendini mi zorlayacaksın? Çok tehlikeli.”
“Hayır, zorlamıyorum. Şu anda elimizdeki beş öğrenci grubunun gücü buna yetmeyecektir sadece.”
“O zaman neden? Aynı kapıya çıkıyor söylediklerin.”
“Aynı mı…?”
Bu durum, Tsubaki’nin başından beri öngördüğü bir durumdu. Hatta bu müdahaleden yana içi rahattı.
“Bu kimin başının altından çıktı bilmiyorum, ama görsel bilginin her şey olmadığını kanıtlayacağım şimdi.”
“Ne yapacaksın anlayamadım!?”
“Belki de dün geceki hareketimizi fark etmiştir, o komutan dediğimiz kişi.”
“Anlıyorum. Yani gece gps araması da yaptım diyorsun. “
“Az önce de söylediğim gibi, 10.sınıfların da sınav mücadelesi sürüyor. Beş grubumuz olduğu için, onlar da beş grupla saldırıyor. Altı veya yedi grup olursa, sınavı ihmal etmeyi göze alamayacaklardır. “
“Ya her ihtimale karşı bir ya da iki grup yedekleri daha varsa, olamaz mı?”
“Olabilir. Ama gördüğüm kadarıyla, düzensiz hareket eden beş 10.sınıf grubu var. Belki de dişe diş diye düşünerek bizi alt edebileceklerini sanıyorlardır. Biz de onları buradan vuracağız.”
Tsubaki telsizi eline alıp yeni talimatlar gönderdi.
“Şimdi müdahale edebilecek kimse kalmadı. Artık ne istersen yapabilirsin.”
“Ne hinlik düşünüyorsun? Çevrede boş grup yok ki.”
“Sana söylemiştim. Gördüğün bilgi, elimizde olan tüm bilgi değildi. “
Talimatlarını verdikten sonra, Tsubaki bu savaşta kimin rol aldığını düşünmeye koyuldu.
“Ayanokouji kaçıyor..? Hayır, mümkün değil. Diğer sınıfları manipüle edip yönetecek gücü yok. Olmaz, olamaz. ”
Bu mırıldanmasını yanı başında oturan Yagami bile duymadı.
Tsubaki düşünürken, az da olsa sesli düşünerek daha rahat ediyordu.
Ses ne kadar düşük olursa olsun, yüksek sesle düşünmek zihni temizlerdi. Kafasındaki düşünceleri dile getirerek, doğru bir dizilime koyuyor; düşüncelerini toparlıyordu.
“Muhtemelen, Ayanokouji bu işin başındaki kişiyle iletişime geçip yardım istemiştir. Hatta bunu, en başında düşünmüştür.”
” …anlayamadım, bir şey mi diyorsun?”
“Önemli bir şey değil, boş ver.”
Bu seferki mırıldanası, Yagami’nin duyabileceği kadar yüksek sesle söylenmişti.. Tsubaki biraz üzülerek tablete odaklandı.
✩ ✩ ✩ ✩