Elitler Sınıfı - Cilt 20.5 - Bölüm 25
Koridordan geçerken Hiyori hızlıca arkamdan geldi.
Aramızdaki mesafe az olmasına rağmen nefes nefese kalmıştı.
“Burda-”
Hiyori kendine gelince bana bir kese kağıdı gösterdi.
Kese kağıdının şekline bakarsak içinde bir kitap olmalıydı.
Ancak , muhtemelen kütüphaneye ait bir kitap değildi.
Hiyori ince parmaklarıyla kitabı çıkartıp bana uzattı.
“Bu benim en sevdiğim kitabım. Belki okumak için bir şans verirsin?”
Kitabın üstünde cildi vardı buna rağmen ne olduğunu tahmin edebiliyordum.
“Acaba bu bana az önce bahsettiğin yazarın kitabımı?”
“Galiba bunu anlamak kolay olmalı?”
Bilinmeyen bir yazar tarafından yazılmış, aradığım türden olmayan ve ani bir hevesle tanıtılan
bir kitap.
Bu düşünülürse tahmin etmek kolaydı.
“Zaten okumuş olsaydın bu kitabı sana bu kadar kolay hediye edebileceğimi
düşünmüyordum.”
Sonuçta, daha önce okunmuş bir kitabı hediye etmekle daha önce hiç deneyimlenmemiş bir
kitabı hediye etmenin mutluluğu arasında çok fark vardı.
Kurduğu cümle bu durum düşünerek oluşturulmuş olmalı.
“Eğer sadece okumak isteseydin kütüphaneden ödünç alabilirdin. Ama eğer gerçekten
beğendiğim ya da bana dokunan bir yapıt olur ise onun elimde bulunmasını isterim.”
“Bu yüzden gittin ve bunu kendi paranla satın aldın.”
“Ayrıca… Bu kitap kütüphane aracılığı ile erişebileceğin bir eser değil.”
Bu, kitabın ödünç bile alınamayacağı anlamına geliyordu.
Kütüphaneciden kitabın getirtilmesini talep edebilirdim, ama Hiyori’nin durumuna bakılacak
olursa bu kitabın herkesi cezbedecek bir yapıt olmadığı aşikardı.
Belki de kendi içinde beğenmişti ama çevresine tanıtmaya değer olmadığını düşünüyordu.
“Bunu almam konusunda emin misin?”
Sadece bir kitap olsa bile, bu tipte ciltli bir kitap almak bir öğrenci için hesaplı bir harcama
değildi.
“Evet. Aslında bu kitabı 3. Kez alıyorum. İlk kez bu kitapla ortaokulda tanışmıştım ve hala
odamda duruyor. İkinci kez de bu okula geldiğimde aldım”
Ve üçüncüsünü de bana hediye etmek için almıştı.
“Zevklerini kavradığımı düşünüyorum, beğeneceğine eminim.”
“Açıkçası bu kadar para harcamış olmandan biraz huzursuzlandım.”
Onu sonsuza kadar elinde kitapla bekletemezdim bu yüzden kese kağıdını elinden aldım.
Ama sonrasında aklıma küçük bir soru takıldı..
“Bunu benimle tanıştıktan sonra yanında taşımaya başladığını varsayabilir miyim?”
Sonuçta ona bugün buraya gelip gelmeyeceğimi söylememiştim.
“Sadece verecek bir şeyin olduğunu söylesen hemen gelirdim.”
“Şey evet. Ama… Sadece birkaç gün oldu yani pek bir sorun değil.”
“Peki, o zaman sonra görüşürüz.”
Yüzündeki biraz sıkkın ifade acaba sadece benim hayal gücüm müydü diye merak ettim.
Arkadaşlar haberi olmayanlar var discord sunucumuz var sizi de bekliyoruz beraber etkinlikler
yapıyoruz ortam da iyi güzel hepinizi bekleriz.
https://discord.com/invite/nNwnwSxT
[özellikle adı ERDAL ALBAYRAK olan kralları <3]
Çeviri:
*ayanokojiaynıben
*1.5 porsiyon ichi kebap
Edit: horikita senpai