Elitler Sınıfı - Kısa Hikayeler - Nanase Tsubasa SS - Yansıma
Cilt 12 – Nanase Tsubasa SS – Yansıma
Yurttan çıktıktan sonra, etrafta dolaşan öğrenci selini izlemeye koyuldum.
Tüm öğrenciler, okulun sınırları içerisinde yurtlarda kalıyordu.
Etrafta ne yetişkinler ne de çocuklar vardı. Bu okulun ne kadar özel bir yer olduğunu tekrar idrak ediyorum.
Burada sakin ve huzurlu bir yaşam sürdürülebilir mi, emin değilim.
Şimdiye kadar hiç karşılaşmadığım, benim için bilinmezlerle dolu bir çevre olduğuna emindim sadece.
Önümde duran bu imkanı sonsuza denk keyfini çıkartmak isterdim ama niyetim bu değildi.
Ayanokouji-senpai’yi fark ettim.
Bu uzaklıkta beni far edeceğini sanmıyorum. Zaten önünde yürüyen iki 9/A öğrencisine odaklanmış bakıyordu.
O ikilinin partneri olduğu için, yardım isteyip istememekte tereddüt ediyor olmalı.
9/A öğrencilerine yaklaşmasını görmezden gelemedim, aradaki mesafe farkını kapatmak için koştum.
“Günaydın, Ayanokōji-senpai.”
Doğal halimle ona seslendim ve gülümsedim.
“Ah, günaydın.”
Görüş alanına girince şaşırdı. Beklemiyordu galiba.
“Öndeki iki arkadaşlar görüşmek istersen, sana yardımcı olabilirim?”
Teklifimi reddedeceğini bilsem de, sordum.
“Yok, sağ ol.”
“Oh, öyle mi?”
Beklenen cevabı duyduktan sonra, yanında yürümeye başladım.
Nasıl desem… Ayanokouji-senpai’nin varlığı anormal derecede tuhaftı.
Incedense, daha çok keskin ama varlığıyla yokluğu pek belli olmayan bir bıçak gibiydi.
Bıçağa hafifçe dokunmak bile….derin yara açardı. Böyle bir varlıktı.
Belki de bu yüzden özel birisidir.
İyi ya da kötü – Önemli olan, bizim hangi tarafta olduğumuzdu.
“Geçen günkü Hōsen-kun’un kaba tavırlarından dolayı özür dilerim.”
“Direkt etkilenen ben değildim. Benden özür dilemene gerek yok.”
“Size rahatsızlık verdik. Hōsen-kun’a engel olmak için yanında gelmiştim ama şimdi düşününce ne kadar çaresiz kaldığımı fark ettim.”
9/D sınıfıyla alakadar ederek, onun bu sınıfa olan bağını arttıracağım.
İlgisini çekerek, benimle partnerlik kurmak isteyebilir.
Hayır.. şuan için bu ihtimal sıfır.
Benim için hala, o bilinmeyen bir varlık.
Ona dair fikirlerim ve ne kadar doğru oldukları, kendi tahminlerimden öteye gitmiyordu.
Her neyse, anormal davranmamak adına rol kesmeye devam ettim.
O da bana seslenecektir birazdan.
“Bu sınav için partnerini belirledin mi?”
Direkt olarak sormak yerine, dolaylı sordu ve bir adım bana doğru attı.
Gerçekten özel biriyse, ÖYD’den durumumu çoktan biliyordur.
“Ben mi? Yok, henüz karar vermedim.”
“Seninle iletişime geçenler olmuştur bayağı?”
Bu sohbet, formaliteden ibaretti.
“Tabii ki. 10/A ile 10/C’den senpailer geldi.”
“Peki, neden hala karar veremedin?”
Neden mi onlara cevap vermedim?
Çünkü tam olarak hedefim buydu. Ama ona verebileceğim tek cevap…
“Özür dilerim ama bu soruya cevap vermemeyi tercih ediyorum.”
Tabii, ona bu cevabı şuan vermem mümkün değil.
“İstemiyorsan cevap verme; özür dilemene gerek yoktu ki.”
Başından beri ona cevap veremeyeceğimin farkında gibiydi.
“Eğer isterseniz, iki D sınıfını eşleştirelim? Uygun partnerler olalım sınıflarımıza?”
Ardından özel bir teklifte bulundu.
“Sınıfları mı eşleştirelim…?”
Başından beri istediğim buydu.
Eğer o önermeseydi, ben önerecektim.
Onunla ilk iletişimim başarılı geçti diyebilirim.
Düşüncelere dalmışken Ayanokouji-senpai’ye baktım. Silüeti gözlerime yansıdı.
—İnsanları dış görünüşlerine göre yargılayamazsın.
İçimden geçirdiğim baskın düşünce tam olarak buydu.