Elitler Sınıfı - Cilt 10 - Bölüm 34 - Oylamanın Arka Yüzü
Sonrasında telefonuma mail gelmiş, onu gördüm.
“Sakayanagi…?”
Mail adresime kadar bulmuş, maşallah. Görüşmek istiyormuş. Panoya gelir, orda görürüm diyordum ben de.
Gidip bir ifadesini alayım.
Sakayanagi’nin beni beklediğini söylediği özel binaya doğru yola çıktım.
Görüşme zamanını biraz geçmiş, belki yolda karşılaşırız diye adrese doğru ilerledim.
Binaya girince, geçen konuştuğumuz yere geçtim.
“Sonunda geldin.”
“Mail adresimi bile bulduğuna göre, telefon numaram da vardır sende. Arayabilirdin.”
“Bugün görüşmesek, bir sorun olmaz diye düşündüğüm için aramadım.”
“Ne istiyorsun?”
“Sana açıklamam gereken bir konu var.”
Konuşmasına biraz öne eğilerek aramızdaki mesafeyi kapatıp devam etti.
“İşine karıştığım için, rahatsız olmuşsundur diye düşünmüştüm. Yanılmışım galiba.”
Sakayanagi, Yamauchi’yi maşa olarak kullanıp beni neden okuldan attırmaya çalıştığını kast etti.
“Sonra kapışalım dediğinde, sana %90 güveniyordum. Kendimi sağlamak almak için ben de bir şeyler yaptım haliyle. ”
“Biliyorum. Sen de farkındasın değil mi, anlaşmayı bozmadığımın?”
“Beni zora sokacak hiçbir şey yapmadığını düşünürsek, evet bozmadın.”
Sadece bu süreç içerisinde biraz gerilip stres yaptım. Onun dışında sonuç tahminlerin ötesinde iyiydi. 42 övgü oyuyla birinci oldum mesela.
Sonuca bakınca, Sakayanagi’ye karşı tavra almamın bir anlamı yoktu.
“Sağ ol.”
Sakayanagi minnettarlığını göstermek için boynunu hafifçe eğdi.
“Bu arada… Totsuka-kun, 38 şikayet oyuyla okuldan atılması gerekirken 36 oy ile sonuncu oldu. Ona övgü oyu attın değil mi?”
“Ne planladığından emin değildim. Katsuragi’yi attıracağım dediğinde blöf yaptığını düşünüyordum sadece.”
Destekçisi olan Yahiko’yu attırma ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşündüm. Oyumla bir yere varamayacağını bildiğim halde, ona oyumu kullandım.
“Çok iyi. Tam dişime göre bir rakipsin.”
“Eee? Benimle arka planda aşık atmanın tek sebebi bu muydu?”
“Eg… bununla bitmiyor, tabii. Kapışmamızı ertelememin asıl sebebi, sana daha önce bahsettiğim bir konuyla alakalı. Bu ek sınavın amacı, seni okuldan attırmakmış. Hatta birisi, bana mesaj atarak seni okuldan attırmamı rica etti.”
“Mesaj mı?”
“Evet, babamın uzaklaştırma almasına sebep olan kişi diye tahmin ediyorum. Aslında, ek sınavın kuralları daha farklıymış. Diğer sınıflara verilecek oylar övgü değil de, şikayet oyu olarak belirlenmiş. Çok acımasız bir sistem değil mi?”
“Durum böyle olsaydı, seni kurtarmak hayal olurdu.”
Sakayanagi ile Ichinose’in bile, okuldan atılmaya zorlanacağı bir sınav olurdu. Özellikle sınıfça bir kişiye odaklandıklarını düşünürsek,… sonuçlar inanılmaz olurdu.
“Bu sisteme okul yönetimi karşı çıkınca, değiştirmişler. Zaten o kişiyle asla iş birliği yapmazdım. Eğlencesi yok ki böyle bir sınavın. Senin güvenliğini sağlamak için A sınıfının övgü oylarını sana verdirttim. Böylece arka planda birisi kuyunu kazsa da, seni korumak daha kolay olacaktı.”
“Peki neden Yamauchi’yi seçtin? Rastgele miydi yoksa..?”
“Hatırlamıyor musun? Karma kampta bana çarptı bir de suçu üstüme attı. Çok kaba birisiydi, hak etti.”
Evet, böyle bir şey yaşanmıştı. Hatırladım.
“Demek intikam aldın.”
Bu kadar basit bir şey için, onu mu hedef aldı yani? Gerçi, Sakayanagi için yeterli bir sebep olabilir.
“Ben sadece önayak oldum. Sınıfına ayak bağı olup kendisini mahveden o’ydu.”
“Doğrudur.”
Sakayanagi sınava müdahale etmeseydi bile, sonuçlar genel manada böyle olurdu.
“Bu sebeplerden dolayı, seninle sonra kapışalım dedim. Hem de babamın okula dönmesini bekliyordum ama…”
Bu özel ve boş binaya aniden birisi geldi.
“Merhabalar.”
Takım giymiş bir adam yanımızda belirdi.
“Okula yeni geldim de… yönetim bölümü ne tarafta acaba?”
“Yönetim bölümü burada değil… affedersiniz ama kiminle konuştuğumu sorabilir miyim?”
“Adım, Tsukishiro. Bu okulda müdür vekili olarak görev alacağım.”
Elini hafifçe bize doğru çevirerek kendisini tanıtıp gülümsedi. Sakayanagi’nin babası gibi 40 yaşlarında birine benziyordu.
“Fufu, öyle mi? Vekil Bey, nasıl oldu da yolunuz buralara düştü? Burası boş ve ıssız bir bina. Okul ne alaka? Yoksa… . kamerada izlemekten sıkılıp bizzat bizimle mi görüşmek istediniz? Ayanokōji-kun ile geçen günde burada görüşmüştüm. Sürekli gözünüz kameradaysa, fark etmenize şaşırmam tabii.”
Geçen görüşmemizde Sakayanagi’nin kameraya baktığını hatırlıyorum. Evet, garipsemiştim hatta.
Eğer o gün izlediyse bizi, tekrar görüşeceğimizi düşünmüştür.
Sakayanagi’nin düşüncesini doğrular nitelikteydi her şey. Bu adam da hemen sazan gibi atlayıp gelmişti buraya.
Vekil adam, onun dediklerini duymazdan gelip konuştu.
“Çok tuhaf şeyler söylüyorsun. Gerçi bu okul için eğlenceli demişlerdi. Acaba her öğrenci senin gibi mi küçük kız? Rahatsız ettiysem, kusura bakmayın artık.”
Adam ilerlemek istedi ama sanki aramızdan geçip gitmek istiyor gibi bir hali vardı. Sakayanagi ise eliyle ona adres gösterdi.
“Yönetim bölümü burada değil, yanlış binadasınız.”
Gülümsemesini yine takınan Tsukishiro, Sakayanagi’nin dikkatinin dağınıklığından yararlanıp tek eliyle tuttuğu bastonuna tekme attı.
Sakayanagi ani yakalandığı için şaşırıp dengesini kaybederek düşmeye başladı.
Şaşırıp refleks olarak, onu tutmak için bir anda atılıp tuttum ama…. bu seferde, adam dirseğini boğazıma dayayarak bana engel oldu.
Sakayanagi’yi tutarken boğazımdaki dirseğin gücüne dayanmak için direndim. Elimden gelenin fazlasını yapmama rağmen, direncim kırıldı ve Sakayanagi’yi bırakmak zorunda kaldım. Ardından hemen bu açıktan yararlanıp bir eliyle boğazımı tutup diğer eliyle ensemden tutarak beni duvara yapıştırdı.
“Söyledikleri kadar iyi değilmişsin, Ayanokōji Kiyotaka-kun.”
Boğazıma öyle bastırıyordu ki tek kelime edemiyordum. Görüntüsüne göre, fazla güçlüydü. Onun pençesinden kurtulmam imkansızdı.
“…Vekil olarak çok boş hamleler yapıyorsunuz.”
“Onu okuldan attırmak için talimat verdiğini duydum, Sakayanagi.”
“Demek o mesajı sizden birisi gönderdi? Okulun öğrenci attırmada rol oynayamayacağını düşünürsek, işinizin bana düşmesine şaşmamalı.”
Sakayanagi düştüğü yerden yavaşça kalkarak gülümsedi.
“Yardımın için teşekkürler, Ayanokōji-kun.”
Sakayanagi’nin sağlığının kötü olmasından dolayı, o darbeyi basit bir düşüşle atlatamama ihtimali yüksekti. Hafifçe olduğu yere düşmesine izin verdiğim için, şuan ayağa kalkabiliyordu.
“Vekil Bey, bu sorumsuz tavırlarınızın cezası olmayacak mı sanıyorsunuz?”
“Bu bölgedeki kameraların icabına bakalı çok oldu. Herkes kendi derdine yansın.”
Başka bir deyişle, burada ne olursa olsun hiç kimse sorumluluğunu almayacaktı.
“Ayanokōji, babandan sana bir mesaj var: Diyor ki, bu çocuksu oyunlarını bırakıp eve dönsün. Anladıysan, göz kırp bakalım?”
Tek kelime edecek durumda olmadığım gibi, reddetme lüksüm de yoktu. Tam o adamın yapabileceği tarzda bir girişim işte.
“Demek bu işi kısa kesip kendin için kolaylaştırmak istemiyorsun?”
Tepkisiz ve sessiz kalışıma, Vekil bey rahatsız oldu.
“Ee, göstersene kendini? Biraz diren bakalım. Sıradan bir liseli olmadığını kanıtla hadi.”
Boğazımı daha çok sıktı. Normal bir öğrencinin asla karşı çıkamayacağı kadar güçlü ve iyi yetiştirilmiş birisiydi.
“Sadece gözlem yeteneğinin iyi olmadığını hepimiz biliyoruz? Bana bilmediğim bir şey göster, hadi bekliyorum?”
Beni tekrar kışkırtmaya çalıştı ama nafile.
Baktı ben karşı koyma belirtisi bile göstermiyorum, Tsukishiro hemen elini çekip boynunu kütlettikten sonra konuştu.
“Resmi olarak Nisanda göreve başlıyorum. Nisanda görelim bakalım el mi yaman bey mi yaman.”
Ardından adam arkasını dönüp binadan çıkıp gitti.
“Çok doğru bir karar verdin sessiz kalmakla, Ayanokōji-kun.”
Sakayanagi ona karşı gelmeyip sessiz kalmamı taktir etti.
“Müdür vekiliymiş. Karşı koysaydım, ilerde bana karşı kullanabilirdi.”
Kameraların icabına baktığını söylemişti ama ya çalışıyorlarsa? Her şeyin kaydını alıp almadığından emin değildim ki. Karşı koyup kendimi savunsaydım, kendi agresif tavırlarını editleyip bana karşı kullanabilirdi.
“İyi misin?”
“Önemli değil, ben alışığım böyle şeylere… şey, Sakayanagi…”
“Efendim? Buyur?”
“Önümüzdeki sınavda kapışalım.”
Bu sözleri söylememle, Sakayanagi’nin gözleri kocaman açıldı.
“Yüz yüze böyle sözler duymayı beklemiyordum senden.”
“Vekil denen adam nisanda göreve başlayacaksa, seninle kapışmak için çok zamanım olmayabilir. Hem bu kapışma ile, aramızdaki bu yarışmalara da bir son vermiş oluruz.”
“Olur. Zaten ikinci ya da üçüncü bir sefere ihtiyacım olmayacak. Senin rakibin olmayı memnuniyetle kabul ediyorum.”
- sınıfın son özel sınavı ile, Sakayanagi’nin kapışma merakına da son vermiş olacağım.