Elitler Sınıfı - Cilt 10 - Bölüm 33 - B Sınıfının Planları
Cilt 10 – Bölüm 33 – B Sınıfının Planları
Okulun arkasında kimsecikler yoktu.
“Hani dedin ya ben istesem kimse beni okuldan attıramaz diye. Sen de böyle yapacaktın değil mi, planın buydu?”
“Ichinose’in puan biriktirdiğini biliyordum. Hep de melek rolü kesiyor. Benden hoşlanmadığının da farkındayım ama anlaşabileceğimizi de biliyordum. Fakat, Ibuki’nin onunla görüşüp puan teklif edecek kadar yetenekli olmadığını da bildiğim için, tereddüt etmeden puanları verdim…. senin dahil olmanı beklemiyordum.”
“Ibuki ile Ishizaki benden yardım istediler. Ben de onları istediğin doğrultuda yönlendirdim. İchinose ile bağ kurup, ona güven aşılayan birine dönmek için güzel bir yöntem oldu bana da. Onları direkt sana yönlendirseydim, sen Ibuki’ye asla puanları vermezdin.”
“Gerçekleri söylemeyerek, yani detayları açıklamayarak, en doğru kararı vermişsin.”
Ona her şeyi açıklasaydım, Ryūen şüphelenir; ne yaptığımı anlardı.
“Manabe’yi hedef seçen sen misin?”
Kei’nin yaşadıklarını düşününce, Manabe’yi seçtiğimi sanması normaldi.
“Yok. Tesadüf oldu. Ibuki ile araları kötüymüş, duymuşsundur mutlaka?”
“Anladım. Demek o kararı verdi, he? Manabe, kendi kuyusunu kendi kazdı denebilir.”
Adını duyduğunda nasıl bir tepki verdiğini tahmin edebiliyorum. Şok, şok..
“Ishizaki ile Ibuki mi kurtardı beni? Beni zora sokuyorlar, ha.”
“Olabilir.”
Detaylara girmedim. Ibuki ile Ishizaki, odama gelmeseydi, büyük ihtimalle Hiyori ile iletişime geçecektim.
Ryūen’in puanlarını aldırıp Ibuki’ye yaptırdığımın aynısını yapardım.
Her şeyi, Ichinose bana borçlu hissetsin diye yaptım. Bit de Ryūen’in okuldan atılmasını istemiyordum. Kendimce haklı sebeplerim vardı. Bu garip düşüncelerle, bu sınava odaklandım.
“Sonra benzer bir sınav olursa ne yapacaksın peki?”
“Kuku. Kim bilir?”
Sessiz kalmam ya da elim kolum bağlı oturmam demedi.
Nedendir bilmem ama Ryūen, Ishizaki ve Ibuki’ye minnettar gibi hissediyorum. Okulda kaldığı için mutlu.
Ryūen yakın zamanda geri dönüşünü yaparsa, daha da ilginçleşir. Tabii, bu karar ona bağlı.
Telefonum çalmaya başladı. Bir baktım, arayan Ichinose.
Ryūen arama geldiğini görünce, tek kelime etmeden okula doğru yürüdü. Telefonu açıp konuştum.
“B sınıfı kimseyi kaybetmeden sınavı atlatmış.”
[Evvet. Kanzaki-kun, şikayet oyu için istekli oldu. Adı çıkar çıkmaz da, 20 milyon puanı ödeyip okuldan atılmasına engel oldum. Herkes çok zorlandı ama B sınıfı bu sınavı tam kadro olarak atlatmayı başardı.]
“Ne güzel. Ama ağır bir bedel ödedin.”
Kısa bir süre içinde olsa, B sınıfı D sınıfından daha fakir artık.
Nisan ayında tekrar puanlar dağıtılacak ama o zamana kadar epey zor günler geçirecekleri kesin.
Bir de, 10.sınıf başlayacak ya… belki de kişisel puanlara dayalı sınavlara gireceğiz. Zor günler ciddi anlamda onları bekliyor.
Şuan için düşünmeye gerek yok tabii bunları.
[Kişisel puanlarımızdan olduk ama her zaman tekrar biriktirme şansımız var. Aramızdan biri giderse, onu getirme şansımız yok işte. Mecburduk.]
Ichinose tereddüt etmeden aldıkları kararı savundu. Galiba kabalık ettim.
Tüm sınıfıyla beraber mezun olmayı kafasına koymuş belli.
[Ryūen-kun belki huzursuzdur. Manabe-san, onun yerine okuldan atılacak.]
Ryūen ile az önceki konuşmamızdan bahsedip işi bulandırmak istemedim. Basitçe bir soru sorup konuyu ilerletmeye odaklandım.
“Manabe ile yakın mıydın, Ichinose?”
[Yok. Galiba birkaç kez anca konuşmuşuzdur. A sınıfından Totsuka-kun ile C’den Yamauchi-kun da okuldan atılacakmış. Çok üzüldüm…]
Hala durumu kavrayamamış gibiydi.
[Belki ilerde de böyle sınavlar yaparlar ya da okuldan atılmalar olur..?]
Ichinose üzüntüsünü dile getirdi.
“Olabilir.”
Bağ kurduğunuz insanlar, aranızdan ayrılıyor.. üzücü tabii.
“Sen de karşı koymak için savaşırsın, değil mi?”
[Evet. Tüm arkadaşlarımla A sınıfına çıkıp beraber mezun olacağız.]
Bugüne kadar Ichinose’in abartıp kendisini övdüğünü düşünenler olmuştur. Ama artık bu sınavla her şey netleşti. O, sınıfı için her şeyi göze alabilecek bir lider olduğunu kanıtlamış oldu.
[…Çok sağ ol, Ayanokōji-kun. Sen olmasaydın eğer…]
“ Nagumo ile çıkıyor olurdun?”
[…Evet.]
Ichinose net bir şekilde cevapladı.
[Salakçaydı biliyorum ama… sınıfımı koruduğum müddetçe ödemem gereken küçük bir bedel diye ikna etmeye çalışıyordum kendimi. Fakat, bu bedeli ödememe gerek kalmayınca, o kadar çok rahatladım ve sevindim ki anlatamam.]
Derin bir oh çekti. Telefonun diğer ucundan çok net bir şekilde duyabildim.
[Kesin pişman olurdum. Adım gibi eminim.]
Ardından, Ichinose kahkaha attı.
“Öğrenci konseyi ya da ben olmasaydım, ne yapardın?”
[…Bir de soruyor musun?]
“Merak ettim. Eminim düşünmüşsündür, yani ek bir B planın vardı değil mi?”
[Evet. Birkaç planım vardı. Birisi, okuldan kendi rızamla ayrılmaktı.]
Tam tahmin ettiğim gibi, Ichinose kendisini feda edecekmiş.
[Fakat böyle bir planı uygulamaya koymak istemedim. Bu okulda kalarak sonuna kadar savaş vermek istiyordum.]
…yani, A planını uygulamaya koymaya çoktan razıydım demek istedi.
[Diğer planım…. loto gibi bir şeydi.]
“Evet…”
B planı kolay olmasına kolaydı da… sınıftaki 39 kişiyi buna ikna etmesi gerekiyordu.
“Peki, B sınıfı kura çekmeye hazır mıydı?”
[Evet, konuştuk bile sınıfça. Oylama gününe kadar bir çözüm bulamazsak, kura çekecektik. Övgü puanlarını hiç umursamadık. Şikayet oyu için rastgele seçim yapacaktık.]
Tüm öğrencileri eşit olarak değerlendirip kimsenin güçlü ya da zayıf yönlerini düşünmeden rastgele bir seçim…. demek.
Ichinose seçilseydi, övgü oylarıyla büyük ihtimalle paçayı kurtarırdı. Buna da sınıfı sevinirdi.
“Planınız çok adilmiş ama diğer sınıflardan böyle yapan hiç olmadı.”
Özellikle başarılı öğrencilerin asla kabul etmeyeceği bir plan.
[Kimse okuldan ayrılmak istemiyor, arkadaşlarından biri de gitsin istemiyor. Böyle bir kura yaparsak, adil olacağını düşündüğüm için, kabul etmişlerdi. ]
B sınıfının böyle bir plana ayak uydurmasının, ses çıkartmasının tek sebebi, Ichinose gibi bir liderlere sahip olmasından kaynaklanıyordu.
“Çok etkileyici.”
Telefondan ona olan saygımı göstermem mümkün olmasa da, başımı öne eğerek ona saygımı gösterdim.
Planı ahım şahım bir şey değildi.
Planı basit olduğu kadar uygulaması zor olduğu için, ona saygı duyuyordum. Çünkü bu planı arkadaşlarına kabul ettirebilmesi için, böyle bir ortamın zeminini çok önceden oluşturması gerekiyordu ki– tam olarak liderliğinin getirdiği başarıların meyvesini topluyordu.
[Tekrardan çok teşekkür ederim, Ayanokōji-kun. Görüşürüz.]
“Ne demek. Ben sadece aracı oldum. Asıl Ryūen ve arkadaşlarına teşekkür etmelisin.”