Elitler Sınıfı - Cilt 13 - Bölüm 28 - Özgürlük
Cilt 13 – Bölüm 28 – Özgürlük
İlk dönemin sonu tahmin ettiğimden daha hızlı geldi. Yeni hedefimiz için hızlıca hareket ettik.
Okuldan en son çıkalı 1 yıl olmuştu. Şimdi de limana, ordan da bilmediğimiz bir ıssız adaya gitmek için yola düşeceğiz.
Dinlenmeye zamanımız bile olmadan yarın sabah özel sınava başlayacağız. Sınıfta kısa bir açıklama için beklemesi söylenen öğrenciler, sınıf öğretmenlerini bekliyordu. Ekranda ise küçük bir liste yer alıyordu. Başlığı da:
“ Yanınıza Almanız Gerekenler…
Unuttuğunuz bir şey var mı?”
Hijyeni sağlamak adına bir haftalık iç çamaşırı getirmemiz tembihlenmişti.
Telefonlarımızı yanımızda taşıma şartı olsa da, sınav başlayınca yasaklanır diye düşünüyorum. Zaten adada sinyal çekmeyeceği için, ekstra yük olur. Telefonlar, ceza ödemek ya da gemide ürün satın almak içindir.
Başlama zilinin çalmasını bekleyen Keisei, bir şey unutup unutmadığına tekrar baktıktan sonra yüzünü ekşiterek yanıma geldi.
“Adada hayatta kalmak çok zor. Hastalan deseler daha kolay olurdu.”
“Normalin epey dışında bir sınav olduğu için, doğru düşünüyorsun.”
“Ama kızlar için daha zor, şikayet edemiyorum bu yüzden.”
Erkeklerin aksine kızların bazı özel durumları olduğu için, onlar için şartlar daha zordu.
Tabii okul bunları da dikkate alarak ayarlamalar yapsa da, sınavı kolaylaştırdığı söylenemez.
“Farklı gruplarda yarışıyor olsak da elimden geleni yapmak isterim.”
Rahat olmadığı bir sınav olmasına rağmen, Keisei sınıf arkadaşlarını korumak için elinden geleni yapmaya hazırdı.
“Evet. Yardımlaşabileceğimiz bir yol vardır. Zamanı gelince yardımcı olurum.”
Yapabildiğim kadarıyla yardımcı olacağıma söz verdim.
“Tek başına olacaksın, emin misin? Hastalanırsan bu iş biter.Olur da ceza alırsan, 6 milyon puan ödemek zorunda kalacaksın… hatayı kaldırmaz bu sınav.”
“Kendime has yeteneklerimden biri de bu, kendime güveniyorum.”
“Son zamanlarda kinayeli konuşuyorsun, ha?”
Keisei gülerek sırasına geçti. Çok geçmeden zil çalarak 10/D sınıfı 39 kişiyle yeni savaş için hazırdı.
Chabashira’nın sınıfa girmesiyle her zamanki yüz hali ciddileşti, ortamın havası ağırlaştı.
“Bugün yaz tatilinin başlangıcı ama zorlu bir süreçten geçiyorsunuz. Eh, yapacak bir şey yok. Katlanacaksınız.”
Chabashira tabletinden ekrana bir şeyler yansıttı.
“Son kontrolleri yapalım. Hastaysanız, okula bildirmeniz şart.”
Kişisel eşyalar ve fiziksel kondisyon kontrolü.
Ardından program ve gerekli ürünler ekrana tekrar yansıdı.
10/D sınıfında hasta kimse olmadığı için, ilk kısmı atlattık. Tek başına savaşacağını düşünülen Koeunji de itaatkardı.
“Sorun yokmuş, harika.”
Chabashira gerekli ürünleri kontrol ettikten sonra ekranı kapattı.
Ardından herkesin dikkatini kendisine çekmek için kürsüye birkaç kez tıklattı.
“Bu özel sınava ilk kez girmediğiniz gibi, bir yıldan fazla süredir savaş veriyorsunuz. Çok fazla zorluğun üstesinden geldiniz. Fakat, bu özel sınav kolay olmayacak.”
Chabashira’nın tavsiyesi ya da uyarısı diyebiliriz. Sınıfına dikkatli olması için uyarısını yapıyor denebilir.
“Bu özel sınavın, şimdiye kadar girdiğiniz her sınavdan daha zor olacağını düşünebilirsiniz.”
Chabashira özenle öğrencilerinin gözlerinin içine bakarak sözlerini akıllarında tutmasını istiyor gibiydi.
“Sizden tek bir isteğim var. Sınıftan kimsenin ayrılmasına izin vermeyin, bir bütün olarak okula geri dönün.”
Chabashira bu sınavın bizi okuldan atılmaya götüren bir sınav olmamasını diledi.
“10 dakika sonra bahçede toplanacağız. İhtiyacınız varsa lavaboya gidin.”
Fazla vakit olmadığı için öğrenciler aceleyle dışarı çıktı. Akito’gil girişe yakın olan sıramın önünde toplandı. Ben de valizimi tutarak ayağa kalktım.
Nerdeyse aynı anda, Kouenji de ayağa kalkıp sınıftan birine seslendi.
“Seninle biraz konuşabilir miyim, Horikita kız.”
Sadece benim değil, sınıfta kalan herkesin dikkatini çeken bir sohbet başlıyor gibiydi.
“Kendi isteğinle konuşmak istemene şaşırıyorum.”
Horikita da garipsemiş.
“Başlamak üzere olan sınavla ilgili konuşmak istiyorum.”
“Ooo? Yoksa sınıfa yardım mı edeceksin?”
“Az buçuk doğru tahmin ettin diyelim.”
Horikita, Kouenji’nin beklenmedik sözleri karşısında kaşlarını çattı. Kouenji’nin kolayca insanlara yardım etmeyeceğini biliyorum.
“Amacın ne? Az buçuğun devamı ne?”
“İlk üçe girenlere verilecek olan sınıf puanı. ONU istiyorsun değil mi?”
“Tabii. Ne kadar çok kazanırsak o kadar çok sınıfımızın kaderi değişecek.”
“O zaman ben bir teklifte bulunayım? Ada sınavından iyi bir sonuç alırsam, ÖZGÜRLÜĞÜMÜ garantilemeni istiyorum.”
Kouenji’nin inandırıcı olmayan sözlerinden dolayı bir anda sınıfta sessizlik hakim oldu.
Şartı olsa da sınava ciddiyetle katılacağını belli etti.
“Özgürlüğünü garantilemek… bu beklenmedik bir teklif oldu. Yani, şimdiye kadar yaptığın gibi istediğin her şeyi yapmana izin vermemizden bahsediyorsun, değil mi?”
“Aynen öyle! Sadece izin vermekle kalmayacaksın aynı zamanda önüme çıkan her engeli de kaldıracaksın, böyle bir özgürlükten bahsediyorum.”
Mesela geçen yılki sınıf oylama sınavı gibi bir sınav tekrar yaşanırsa, Kouenji’yi şartsız koşulsuz korumaktan bahsediyordu.
“Sana bu konuda kolayca söz veremem. Eminim sınıftaki herkes de aynı fikirdedir.”
Bu sınıftaysan, sınıfta herkese yardım etmen gerekir..
Seyirci olmak için izin almak kolay olmayacaktır.
“Mezuniyette kadar borçlanmak gibi bir şey.”
Bu özel sınavda bir kereliğine katkıda bulunup sonrasında istediğini yapma hakkını elde etmek istiyordu.
“Kafanda yaşananları ölçüp tartıyorsun anlaşılan. Sınıf arkadaşlarının uzun süre senin bu umursamaz tavırlarına katlanamayacağını da anlamışsın. Sınıf oylaması gibi bir sınav tekrar olursa, potaya gireceğini de fark etmişsin.”
Garip Kouenji bile sınavın içeriğine bağlı olarak her şeyden kaçamazdı.
“Böyle tekliflere gerek yok bence. Herkes gibi sen de elinden geleni yap gitsin?”
Doğal olarak Horikita, Kouenji’nin teklifini reddetti. Fakat şuan reddetmesi, Kouenji’nin ilerde fayda sağlayacağı anlamına gelmiyordu.
Oldu ki elini taşın altına koydu diyelim, kendi çıkarları için harekete geçecek demektir.
Şuanda da böyle bir durum söz konusu olsaydı, bu sınavda tüm potansiyelini ortaya koydurmak bir seçenek olabilirdi ama..
“Kusura bakma, Kouenji-kun. Bu sınavda göstereceğin ‘bu kadarı yeter’ zihniyetinle, mezun olana kadar seyirci koltuğuna geçmene izin veremem. Olmaz.”
Birkaç faktörü kafasında netleştirdikten sonra, Horikita kararını açıkladı.
“Yani, anlaşma falan yok öyle mi?”
“—-Aksine, ben de bir şart eklersem, kabul edilebilir bir teklif haline gelecek.”
Reddetmesine rağmen Horikita’nın farklı fikirleri var gibiydi.
“İyi bir sonuç alacağım gibi genel bir cevabı kabul etmiyorum. Bu okul, birinci olan gruba güzel bir ödül ayarlamış. Tek başına birinci olabilirsen, mezun olana kadar borçlanmayı düşünebiliriz.”
Tek başına takılan Kouenji kazanırsa 300 sınıf puanı alacaktı. Mezun olana kadar ondan beklenen sınıf katkısını sağlamış olur.
Fakat 100’den fazla grup içinde birinci olması Kouenji için bile kolay iş değil.
“Anladım şimdi. Tek başıma birinci olursam için rahat edecek demek? Hahahah!”
Kouenji bu güzel teklife kahkaha atarak güldü.
“Sorun yok. Bu anlaşmayı olmuş bil!”
“Hayır, yetmez bu kadarı.”
Kouenji bu saçma şartı kabul etmek üzereyken, Horikita yeterli olmadığını öne sürdü.
“Şartlarımı henüz bitirmedim. Sen başarılı olursan arkanı toplamak zorunda kalan ben olacağım. Ama oldu da başarısız olursan olan yine bize olacak.”
“Yani?”
“Birinci olamazsan ilerde sınıfa yardım edeceksin. Özel sınavlarda başarı elde edeceksin. En azından bu kadarına söz vermelisin.”
O an yanımda heyecanla olayları izleyen Keisei’nin nefes alış verişlerini duydum. Çok iyi bir şart koyduğu gerçekti. Kouenji birinci oldu diyelim, güzel bir sonuç çıkacaktı. Birinci olamazsa da sınıfa yardımcı olacaktı. Ne olursa olsun, D sınıfı kaybeden taraf olmayacak.
Sıra geldi Kouenji’nin bu ek şartı kabul edip etmeyeceğine..
“Güvenceye dayalı bir talimat veriyorsun, Horikita kız.”
“Şartlarımızı kabul ediyorsan, ben de teklifini kabul ediyorum.”
“O zaman anlaştık, Horikita kız. Benim şartlarımı unutma yeter.”
Ek şartları dahi reddetmediğini belli etti, Kouenji.
“Tek başına kazanmayı planlıyor musun?”
“Benim başaramayacağım tek bir iş bile yok.”
Horikita’nın çılgınca şartına rağmen Kouenji’nin kendisine güvenerek kabul etmesi onu şaşırttı.
“Madem anlaştık, bana müsaade.”
Kouenji, sınıftaki anlaşmadan memnun olarak sınıftan ayrıldı.
Kimse Kouenji’ye tek kelime etmedi, herkes onun sınıftan çıkışını izledi. Bir nevi bakakaldık.
“Kouenji’nin ne kadar ciddileşeceğini bilmiyoruz…”
“Eh, evet.”
“Fakat nadir böyle fırsatlar elimize geçer. Hem geleceğe dair ona söz de verdirtmiş oldum.”
Açıkçası ona güvenebileceğimizi düşünmesem de, beklenmedik bir gelişme olduğu doğruydu.
Kampüste istediği gibi bir yaşam sürebilmesi için Kouenji’nin desteğe ihtiyacı vardı. Kafasına göre takılmaya devam ettiği sürece, sınıfın öncelik verdiği öğrenciler arasından uzaklaşacaktı. Bu sefer tek kelime etmese de, yeri geldiğinde önlemler almak zorunda kalacaktı.
Fakat sınıfın lideri olan Horikita onun bu planını onaylarsa, çark döner, şansı yaver gider.
“Üst sıralarda yer alırsa çok iyi olur. Diğer sınıfları geçebiliriz.”
Horikita dikkatini bana çevirerek konuştu.
“Biz birinci geliriz, Kouenji 2. ya da 3.cü gelir. Bunu başarabilirsek, sınıfımız çok büyük bir avantaj yakalamış olur. Şimdiye kadarki geri plana düşmelerimizin acısını tek seferde çıkartmış oluruz.”
Basit hesaplamalar yaparsanız; 10/D sınıfının 400 ya da 500 sınıf puanı kazanmasıyla, şuanki sınıf puanımız 700-800 olur. Tek seferde B sınıfına yükselmemiz için de kapı aralamış oluruz.
Ayrıca, Kouenji’nin de bu sınavda iz bırakacağını düşünürsek..
“Eh, rahatsız olduğum bir nokta var. Kouenji’nin ne yapacağını kestirmek zor.”
Akademik ya da fiziksel beceri olsun, onun tam potansiyelini görebilmiş değiliz. Tek bildiğimiz alışılmışın dışında yetenekli olduğu.
“Haklısın ama dereceye girmek çok farklı bir konu.”
Sakayanagi, Ichinose ve Ryuuen gibi güçlü rakiplerimiz de aynı hedefte ilerleyecekti.
Tabii, sadece bizim dönemden öğrenciler de yok. Edindiğim bilgilere göre, Housen ve Amasawa’nın olduğu 9.sınıflardan bir grup var. 11.sınıflardan elit öğrenciler – Nagumo, Kiriyama ve Kiryuuin var. Hepsi birinciliği hedefliyor.
Her ne kadar şimdiye kadar yüksek sesle belirtmemiş olsam da, bu sınavda ben de üst sıralarda yer alacağım.
Bakalım 2 haftalık süre içerisinde tahta kim çıkacak?
Ve okuldan kim atılacak?
Uzun yaz ayı böylece başlamış oldu.
✩ ✩ ✩ ✩