Elitler Sınıfı - Cilt 14 - Bölüm 4 - İlk Hedef
Cilt 14 – Bölüm 4 – İlk Hedef
Çok geçmeden yoğun ağaç çalılıklarıyla dolu bir yol çıktı karşıma.
Ormana girerken geçen yılki sınavdaki adayı anımsadım.
Geçen yıl sınıf arkadaşlarımla hareket ettiğim için fark etmemiştim ama ormanı geçmek pek kolay değildi. Düz bir çizgide ilerlemeye devam etmek zor olduğu gibi, ayağınızı yere tam basmanız bile gittikçe zorlaşıyordu. Böylesine büyük bir limanın varlığı, adanın uzun zamandır ıssız olmadığını göstergesi olsa da, bir süredir boşta olduğu kesindi.
Ara sıra ağaçlar arasında gerilmiş devasa örümcek ağlarına denk geldim. Boyutundan birkaç cm büyüklüğündeki örümceklerin işi olduğu belli oluyordu. Böceklerden korkan öğrenciler için, zorlu bir süreç onları bekliyor. Bana kılavuzlarda yer alan vahşi yaşam hakkındaki uyarıları hatırlattı.
Hedefinize, bir yön belirleyip düz ilerleyerek gitmek imkansızdı. Dolambaçlı yollardan gitmek de yön duygunuzu kaybetmenize sebep olurdu. Yolunuzu bulmanıza yardımcı olacak bir aracınız yoksa, belirlediğiniz bölgeye ulaşmak tahmin edeceğinizden daha zor olacaktır. Yolculuğumu şuan kolaylaştıran tek şey, elimde tuttuğum tablet.
Adadayken, kendi konumunuzun nerede olduğunu görüp doğrulayabilmek hayat kurtarıyordu. GPS’iniz ile hareket ettiğiniz sürece, yolunuz her zaman açık olacaktır.
Tablet olmasa da bu ilk hedef alanda kaybolma olasılığı düşüktü.
Önümde birkaç grubun ileriye doğru yürüdüklerini görebiliyordum.
Arkamdan da sesler duyduğum için, yakınlardaki herkesin ilk hedef olarak aynı yere gittiğini düşünüyorum.
Öndeki öğrencileri takip ederseniz, yaralanma veya bir böcek sürüsüne falan denk gelme riskiniz de düşerdi. Zaten çok az kişi, pervasızca keşfedilmemiş bir ormana dalmaya cesaret ederdi.
İlk bölgenin erkenci bonusundan vazgeçenler, bir saha gezisinin ortasındaymış gibi yavaşça ilerliyordu.
Çok geçmeden tabletlerine bakmak için mola veren Haruka, Airi ve Akito’ya rastladım. Nerde olduklarını ellerindeki tabletle kontrol ederken, sohbete dalmışlardı.
Onlara yaklaştıkça, bir sonraki bölge hakkında sohbet ettiklerini duydum.
“Buradan sonra ne yapacağınızı mı konuşuyorsunuz?”
Onların sohbetlerine dahil olmak için seslenince, üçü de aynı anda başlarını salladı.
“İlk alanımız D8’di. Bizim görevimiz bitti, değil mi?”
D8 bölgesinin en uç kısmı ormana adım attıktan kısa bir süre sonra geçmişti. Puanlarını çoktan toplamışlardı kısacası. Ne kadar puan kazandıklarını sormadım. En azından üç puanlık varış bonusunu kapmışlardır, o garantiydi.
“Aşırı sıcak. Sahilde gölgelik yer bile yok. Bir sonraki alanı konuşalım diye buraya geldik.”
Bir grupsanız, bir sonraki belirlenen alanın nerede olabileceğini hesaba katarak hareket etmeniz gerekirdi.
“Hangi bölge seninki, Kiyotaka?”
“D7; Buradan bir hücre kuzeyde.”
“Öyle mi? Bir grup öğrenci önümüzden geçmişti. Eh, bir puan bir puandır.”
“Aynı tabloya sahip olsaydık, birlikte yolculuk edebilirdik…”
Airi sessizce kendi kendine mırıldandı, hayal kırıklığına uğramış gibi bir hali vardı.
Farklı gruplara ayrılmış olsak da, bu sınavda öğrencilerin birbirleriyle ortak çalışmasını sağlayan şaşırtıcı durumlar vardı.
Hatta bu ortaklaşa çalışmayı kolaylaştıran; erzak paylaşma veya ekipman ödünç verme ve ödünç alma gibi çeşitli kurallar vardı. Ayrıca, iki grubun aynı tabloya sahip olması demek, aynı hedefe birlikte hareket etmelerini kolaylaştırıyor demekti.
Tabii, olumsuz yanları yok değil. Ne kadar çok grup birlikte çalışıyorsa, birbirlerine ayak uydurmaları o kadar zor olur. Ayrıca, her grubun kendi görüşleri ve hedefleri olacağı için, görev katılımında rekabetin artmasına yol açar. Bir görev için sadece bir katılım sağlanabiliyorsa ve buna karşılık bir yedek plan düşünülmezse, gruplar arası bir çatışma çıkması an meselesi olacaktır.
Bu açıdan bakarsak, aynı tabloya sahip olmadığımız için şanslı olduğumuzu söyleyebilirsiniz. Beni geri planda tutacak kişilerle ortaklaşa çalışmamam çok önemliydi. Aynı tabloya sahip olsak mecbur onların beraber ilerleyelim teklifini reddetmek zorunda kalacaktım.
“On iki tablo olduğu için, şansımız pek yüksek değildi. Şuan için, belirlenen bölgeye geç kalmayıp erken ulaşmam gerektiğini düşünüyorum.”
“Evet, evet. Biz de yakında bir sonraki bölgeye geçiş yapacağız. Sen devam et.”
“Kötü oldu ama. Umarım ilerde daha çok boş zamanımız olur da bir yerlerde tekrar buluşabiliriz.”
Haruka, Airi’nin arkasından el sallayarak bana veda etti. Ve böylece, üçüne sırtımı dönüp D7 bölgesine olan yolculuğuma devam ettim.
Yaklaşık 30 dakika daha yürüdükten sonra, sonunda ilk belirlenen bölgeme vardım. Ardından saatimden birkaç kez ses çıktı.
Saatte bana bir puan varış bonusu verildiği yazan bir bildirimi gördüm.
Bildirim ayarlarının yapılabildiğine dair bir seçenek olduğunu fark ettim. Şimdilik ayarlara dokunmayacağım. Sistemin düzgün çalışıp çalışmadığından emin olmak adına, tabletimi çıkartıp puan işlem geçmişindeki kayıtlara göz attım.
Haritadan her alanın çok büyük görünmemesinden dolayı, adada sürekli öğrencilerle karşılaşacağımı düşünüyordum. Ama adaya indikten sonra tamamen farklı bir durum söz konusu oldu.
Etrafta dağılmış öğrenciler vardı, yok değildi. Ama bölge ağaçlık olduğu için, kimin olduğunu seçmek, görmek, zordu.
Şu anda etrafta kimseyi göremesem de, bölgede çok sayıda öğrencinin olduğuna emindim.
Bölgenin derinliklerine inip bir sonraki belirlenen alana giden yollara bakıyorlardır diye düşünüyorum.
Bu varsayımı göz önünde bulundurarak, ormanda açık bir bölge arayışına koyuldum. Çok geçmeden görüş alanım aniden açılıverdi.
Evet, çok sayıda öğrencinin aynı yerde toplandığı bir alan. Bir sonraki belirlenen alana yapılacak yarış, tüm okul öğrencileri arasında bir yarışma olacaktı. Kazanma şanslarını artırmaya çalışmaları, doğaldı. Ayrıca, buraya gelip sizinle aynı tabloya kimlerin sahip olduğunu da rahatça görebilirdiniz.
Bu süreci birkaç kez yaşayarak rakiplerinizin kim olduğuna dair az çok fikir edinebilirdiniz.
Hızlıca bir sayım yaparak, ben de dahil olmak üzere toplam 29 kişi olduğunu gördüm. Etrafa dağılmış daha fazla öğrenci olduğunu da düşünüyorum.
“Günaydın, Ayanokōji-senpai.”
Mevcut herkesin isimlerini ve yüzlerini aklıma not ederken, bir kız öğrenci beni fark edip yanıma yaklaşarak selam verdi: 9/D’den Nanase Tsubasa.
Grup üyeleri Amasawa ve Hōsen etrafta yoktu. Yakınlarda keşif yapıp yapmadıklarını, bir strateji geliştirip geliştirmedikleri ya da bölgeyi terk edip etmediklerini merak ettiriyordu.
“Grup arkadaşlarına ne oldu? Grupların bir arada kalmaları gerekmiyor mu? En azından başta böyle yapmak şart bence.”
Nasıl tepki vereceğini görmek için bir soru sordum.
“Bölgeyi keşfedeceklerini söyleyince, hepimiz farklı yerlere dağıldık. Ben de burada kaç grup olduğunu kontrol etmek için etrafa bakınmaya karar verdim.”
Anlaşılan, o da benim yaptığımı yapıyordu.
Ben malum geç geldiğim için, ortamdaki rekabetten benden daha fazla bilgisi vardır.
Nanase hakkında bilmediğim çok şey var. Burada oyalanmanın bana fayda sağlamayacağını düşünüyorum.
“Ben de gidiyorum. Etrafa bakınayım biraz.”
“Evet! Tek başınasın. Lütfen dikkatli ol, senpai. Görüşürüz.”
Beni hemen salarak 9.sınıfların toplandığı yere doğru yürüdü.
Nanase ile olan kısa sohbetim bitince oradan ayrıldım. Biraz yürüdükten sonra oturacak bir yer buldum, sırt çantamı indirip tabletimi çıkardım. Önce bir enerji israfını önleyeyim.
Belirlenen bölgeye ulaşmam yaklaşık 50 dakikamı aldı.
Mola verileceği için, bir sonraki alan yaklaşık 3 saatten sonra açıklanacak. Görevler de hemen ortaya çıkmayacaktır.
Sabırla saati izledim; 10:00’a gelmesini bekliyorum.
Ardından, haritada ortaya çıkan görevlerin konumlarını, ayrıntılarını ve ödüllerini taramaya koyuldum.
Bir sonraki belirlenen alanı bekleme ve edindiğim bilgilere göre bir göreve gitme arasında bir seçim yapmam gerekiyordu.
Toplamda 14 farklı görev belirdi.
Bunlardan biri, şu anda bulunduğum bölge olan D7 bölgesinin sol üst köşesinde ortaya çıkmıştı. Bu açık ara en yakın olanıydı. Görüş alanımda olan birkaç öğrencinin hemen kuzeybatıya doğru hareket ettiklerini fark ettim. Görevin ayrıntılarını yolda kontrol edecekler herhalde.
Söz konusu görevin adı ‘Ateş Yakma’ idi. Onlara sunulan özel bir aracı kullanarak ateş yakmayı başaran ilk gruba 5 puan verilecekmiş. İkincilik ve üçüncü için ödül yok.
Daha uzakta olan başka bir görevse, E7 bölgesindeki ‘İngilizce Testi’ idi. Grup başına 2 katılımcı şartı vardı. Birinciye 5 puan, ikinciye 3 puan ve üçüncüye 1 puan ödül var.
Ateş yakma görevine gidenlere kıyasla, o tarafa doğru daha fazla öğrenci akın ediyordu.
Daha önce denememiş olanlar için ateş yakmak kolay olmayacaktır. Yeni bir şeyi denemeye çalışmaktansa, zaten aşina oldukları İngilizce’de şanslarını denemek istiyorlardır.
D8 alanında bir ‘Coğrafya Testi’ görevi de belirmişti. Fakat, sadece bir grubun o yöne gittiğini gördüm.
Bu görev ile İngilizce testi arasında böyle bir fark olmasının nedeni, ortaya çıktığı alandan dolayıdır.
D8 bölgesi, farklı bir tablonun öğrencilerine aitti. Güneyde bir hücre ilerde olmasına rağmen, varmak zaman alacaktır. Yakınlarda bekleyen öğrencileri yenme şansları azdı.
60 dakikalık bir kayıt süresi olsa da, muhtemelen bundan çok daha önce maksimum kapasiteye ulaşır.
C6 alanındaki göreve gitmek, şimdiye kadar düşündüğüm en uzak seçenek olsa da, seçenek seçenektir.
‘Güç Kavrama Kabiliyeti Ölçümü’ adı verilen bu görevde, cinsiyete göre ayrım söz konusuydu. Ayrıca, 120 dakikalık uzun bir kayıt süresi vardı.
Son derece makul bir seçenek olsa da Ateş yakma görevine kaydolamayanların, hedef değiştirip oraya gidebileceklerini unutmamam gerekiyor. Dahası, bir sonraki belirlenen alan doğuya doğru ise, C6’dan geri dönmek için önemli bir mesafe kat etmem gerekecek.
Mesafeden bahsetmişken, 14 Görevden en uzakta olanı G3 bölgesindeki, ‘Ivır Zıvır Testi’ adı verilen bir görevdi. Birincinin 10 puanla ödüllendirileceği, her gruptan bir kişinin katılabileceği yüksek değerli bir görevdi. Kayıt süresi 180 dakika olmasına rağmen, oraya varmadan önce kayıt süresi bitebilirdi.
G3’e giderek bir sonraki belirlenen bölgeye ulaşmaktan da vazgeçmek gerekiyordu. Üzerinde düşünüp doğru kararlar vererek hareket etmem şart….
Ama bir de şöyle düşünelim : Her şey sorunsuz gitti ve bir görevden rahatça 10 puan kazandım.
“Ne ilginç bir sınav.”
Bir bakıma, istediğimiz seçeneği seçmekte özgürdük.
Bir sonraki bölgenin açıklanmasına tam üç saat kalmıştı. Oturduğum yerden kalktım, C6 bölgesindeki ‘Güç Kavrama Kabiliyeti Ölçümü’ görevine doğru yola çıktım. Ateş Yakma görevine katılıp katılamayacağını görmek için hareket eden öğrenciler, ister istemez zaman kaybedeceklerdi. Onların önüne geçmek için güzel bir şans yakalayacağım.
Yürürken, ilerde ortaya çıkabilecek görevlerin içeriklerini ve konumlarını ezberlemek adına, katılmayı planlamadığım görevlerin her birine dikkat kesilip inceledim.
✩ ✩ ✩ ✩