Elitler Sınıfı - Cilt 4.5 - Kısım 3 - Part 5
13.kattan zemin kata merdivenleri kullanarak inmek epey vaktimizi aldı. Lobide öğrencilerin ya da görevlilerin olmasını beklerdim, malum su kesintisinden dolayı. Ama kimsecikler yoktu.
“Hemen gidelim buradan.”
“Tamam.”
Girişe doğru yol alırken Horikita gölgemde saklanıyordu ya. Ama—merdivenlerde birkaç erkek ve kız öğrenci vardı.D sınıfı öğrencilerine benzemiyorlardı zaten detaylı inceleyecek vaktimiz yok.
“Ama bizi fark edecekler…..”.
Yaklaştıkça belirginleşiyordu herşey. Belki de geri dönmek mantıklı bir seçenektir.
ama hızlıca çıkış kapısını yöneldik. Buraya kadar gelmişiz, zaten şansımızın olmadığı bir gündeyiz, daha ne olabilir ki? Bir erkek öğrencinin sesi duyuluyordu.
Çok yüksekte kalmayan öğrencilerin asansörü kullanmaması doğal karşılanıyor burada. Hatta itfaiye merdivenlerini bile kullanıyorlar sık sık. Daha fazla merdiven inemedik ve lobiye geçtik.
“Asansöre binmekten başka çaremiz yok…..!”.
“Olur mu ki? Kameralar seni çekecektir.”
“Senin arkana saklanacağım artık. Kameraların nerede olduğunu biliyoruz zaten.”
Garip görünürüz kesin ama başarma olasılığımız düşük değil. Böyle bir durumdan kaçınmayı tercih ederdim ama malum başka çaremiz yok, Horikita’nın dediği gibi yapacağız.
Birinci katın solunda olan asansöre bindik hemen. Ben asansöre adımımı atar atmaz, horikita arkama geçerek kameradan elini gizledi.
Horikita sadece kolunu gizlediği için, fark edilse bile şüphelenecek bir durum olmayacaktır. Ama yine de her ihtimale karşı birinci katı hemen terk etmeliyiz. Tam butona basmak üzereydim ki..
“Şimdilik güvendeyiz… ama uzun sürmeyebilir.”
“Pes ediyorum ben. Bu halde etrafta dolaşamam. Buraya kadar gelmek için bile epey uğraştık. Su kesintisi giderilene kadar beklerim odamda daha iyi.”
Horikita kararını vermiş gibiydi. Ben de hemen 13.kat yazan butona bastım.
Daha fazla sorun çıkmasa gerek.Horikita ile aynı anda oh çektik ya.
ama tam o sırada, her zamanki hızında giden asansör yavaşlamaya başladı.
Bu sıralar ne zaman asansöre binsem başıma bir şey geliyor, ha. Ya yanlış bir düğmeye bastım ya da asansör arızalandı galiba. Bunun başk—
Asansör 5.katta durdu. Birisi bastı galiba. Kim binecekse artık, bu işin kaçışı yok. Belki kalabalık bir grup binerse anca bir şansı olur horikita’nın.
Ama kapı açıldığında sadece bir erkek öğrenci kapının önünde bekliyordu. Nasıl denk geldik biz ona ya…..
Bu çocuk, bizi fark etti mi bilmiyorum ama hiç tavrını bozmadan asansöre bindi. İçerde biri varmış yokmuş umursamadı bile. Ardından da aynaya saçında bir gariplik var mı diye baktı.
“………”.
Horikita’nın kesin tansiyonu çıkmıştır şimdi. Çocuksa, her zamanki gibi yanında taşıdığı tarağını çıkarıp saçını düzeltmeye başladı.
“Asansörcü çocuk, en üst kata bas.”
Aynadaki yansımasına bakarken bana emir verdi…. Kouenji Rokusuke idi, bizim sınıftan.
Şimdi bir şey derdim de en iyisi çenemi kapatıp dediğini yapmak. Sessizce en üst katın butonuna bastım. Ardından kapı kapandı asansör çıkmaya başladı.
Belki Kouenji asansörde kim var diye merak etmedi ama en azından bi bakması gerekirdi. Zaten sınıf arkadaşıyız ya.Yine de bakmaması işimize yaramadı değil yani.
Şuan yapabileceğimiz tek şey,dikkatini çekmeyecek hareketler yapmak. Bu kadar.
Horikita kendisini arkamda gizlediği için dikkatli bakmadığı sürece bir şey fark ettircektir. Hem kameradan hem de Kouenji’nin bakış açısından kendisini epey gizlemişti.
En üst kata neden gittiğini merak etmiyor değildim ama soramazdım. İneceğimiz kata gelince Horikita ile kapıdan kendimizi dışarı attık, arkamı dönüp Kouenji’ye baktım, dikkati aynasındaydı hep. Hızlıca horikita’nın odasına doğru yürüdük.
” Artık daha fazla bu halde gezinemem ortalıkta.”
Bu sözlerden sonra odasına girdi,ben de arkasından takip ettim. Tam içeri girdik telefonum titredi.
” Geç cevap yazıyorum, kusura bakma. İşim vardı ona dalmışım, fark etmedim mesajlarını.”
Sakura idi.
“Sakura-san mı?”
“Evet.”
“Su için dimi? Bir küçük su şişesi yeter dimi?”
“Yeter de artar bile, sağ ol. Hemen gelip alabilir miyim?”
“Tabii, gel bekliyorum.”
Sakura ile ne zaman yüz yüze konuşsam, sohbeti devam ettirmek deveye hendek atlatmaktan daha zor oluyor. Ama ne zaman telefondan yazışsak muhabbet edebiliyoruz ya.
“Neşelen, Horikita. Sakura su verecekmiş. Gelip alabilirsin dedi, şimdi çıkıyorum.”
“Sağ ol. Sakura-san’a benden bahsetme olur mu.”
“Tamam. Birazdan bu yükten kurtulacaksın. Hatıra olarak fotoğrafını çekebilir miyim?’’ Diye sordum.
Elinden çıkmayan su şişesi ile üzerime doğru gelmeye başlayınca hemen koridora doğru panikle koştum.
“Hiç korkusu yok bu kızın ya.Biraz güç uygulasa beni öldürecek, ha.”