Elitler Sınıfı - Cilt 4.5 - Kısım 5 - Part 7 & 8
Part 7
Yüzme havuzunda bir tur daha attıktan sonra, çok yoruldum herhalde ki acayip susadığımı fark ettim. Diğerleri de aynı durumda olacak ki, Ichinose’n arkadaşlarından biri çekinerek öneride bulundu.
“Hey Honami-chan, canım dondurma çekiyor. Dondurma yemeye ne dersin?”
“Olur—ben de yerim.”
Havuzda geçirdiğimiz uzun sür sayesinde epey ferahlamıştık ama yine de bunaltıcı sıcak hala kendisini hissettiriyordu.
“Eğer sizin için sorun değilse, etrafta bir tur atalım, öyle dağılalım. Olur mu?”.
Yakınlarda küçük bir market vardı. Böyle öneride bulununca itiraz eden çıkmadı. Kapıdan içeri girer girmez herkes dondurma reyonuna koşuşturdu. Horikita girdiğinde, içecek ile dondurma arasında gidip geldiği belliydi. Ama etraftaki herkes dondurma isteyince o da aynı reyona yöneldi.
“Bunu alacağım! Ekstra çikolatalı monaka!”.
Ike elini dolabın içine attı ve standart dondurmalardan 3 kat daha büyük olan bir dondurmayı çıkartıp gösterdi. Boyutu gibi fiyatı da 3-4 kat fazlaydı tabii. Bence biraz abartı ama eğer yiyecek kişiyi tatmin edecekse tadı, değebilir.
Sudou ve Yamauchi, kakigori almaya karar verirken Ichinose meybuz aldı. Böyle bir ortamda bile, seçtikleri şeylerden hepsinin mizaçları belli oluyordu.
Arkamda da, Sakura bunalmış bir şekilde etrafa bakınıyordu.
“Ne alacaksın?”
“Umm, n-ne yapmalıyım?”
Panik olmaya başladığı için net bir cevap veremedi. Dondurma reyonunun önünü diğerleri kapatıyor, uzaktan ayaklarının ucunda dondurmaları görmeye çalışıyordu. Ike ve arkadaşları esneme hareketleri yapıyorlardı, büyük ihtimalle daha çok panik olmuştur.
“Hadi gidelim.”
“O-olur.”
Tek başına bocalamasını izlemek yerine onu peşime takıp dondurma seçtik. Sakura titriyordu.
“Ne yapsam bilemiyorum……”.
“Dondurma.. sevmez misin?” diye sordum.
“Severim. Hatta buralardaki tüm dondurmaları yemişliğim var.”
konuşurken eliyle dondurma reklam panosunu işaret etti.
Biz seçim yaparken Horikita çoktan dondurmasını seçmiş kasaya gitmişti.
“Acele edin hadi—. Geride kalacaksınız—“.
Ike ödemeyi yapmış bize şakayla karışık uyarıda bulunuyordu. Ama bu, Sakura’yı daha çok strese soktu, panikle hareket etmeye başladı.
“Umm, ummmm…..özür…..zor seçim yapan birisiyim…..”.
“Paniğe gerek yok. Sadece şaka yapıyor. Ben de karar vermedim zaten daha.”
“Ayanokouji-kun, sen hangisini yiyeceksin peki…..?”.
“Ben mi?”
Bir an dikkatimi dondurma reyonuna verip seçeneklerime baktım…. Hepsi birbirine benzemiyor mu şimdi bu dondurmaların? …
“Bunu alırım herhalde.”
Elime aldığım vanilyalı dondurmayı gösterdim ona. Yuvarlak sütlü bir dondurma idi. Bir de çikolata parçacıklı olanlar vardı, ama onları başka bir gün yerim artık.
“O-o zaman, ben de bunlardan alayım. Tadı güzel.” dedi.
Sanki ona zorla aynı dondurmayı aldırıyormuşum gibi hissettim. Ama Sakura memnun ise, söyleyecek bir sözüm yok. Kasaya geçip ödemeyi yaptıktan sonra dışarı çıktık. Marketin boş bir alanında hep birlikte dondurmalarımızı yemeye başladık. Dondurma seçimimden memnundum, içim ferahladı ya.
“Çook…güzel…”.
Dondurmanın insanı bu kadar mutlu edeceğini hiç aklıma gelmezdi…
“Sanki tadı güzel olduğu için değil de—. Hayatında ilk defa yiyormuşsun gibi davranıyorsun.”
“Dondurma bu. Tadının güzel olması doğal değil mi?”
“Doğru da—. Yerken ki halin. Yani.. seni ilk defa böyle görüyorum.”
“Çünkü oyuncak bebek gibi. Tek bir surat ifadesi var.”.
Benim gibi duygularını belli etmeyen birisi, bana böyle bir tepki veriyordu. Saçmalık.
ama fikirleri aynı olacak ki, Horikita ile Ichinose sohbete dalmışlardı. Bir anlığına onların sohbetine konu olmuştum. Ardından hemen konu değişti.
“Hey Ichinose, dondurmanın şekli hemen değişmiş.”
“Off, erimiş ya!”.
Bu sıcak havada erimesi çok normal ya. Paniklenen Ichinose hemen kalan buzu yedi, paketi kafasına dikti.
“Hahiharooshiherekurehe.”
Bu nasıl mırıldanmadır? Ne söylediğini anlamadım.
Meybuzdan, asfalta damlalar döküldü, hatta üzerine de birkaç damla sıçradı.
Part 8
“Bugün güzel geçti. Eğlendik. Siz de eğlendiniz değil mi, arkadaşlar?”
“Evet. Horikita-san ve Sakura-san ile iletişim kurabilmek güzeldi. Tekrar buluşalım.”
B sınıfı öğrencileri bizimle geçirdikleri tatilin bu son gününden mutluydular, teşekkür ettiler. Sakura da gülümsüyordu, bu gün ona da yaradı herhalde.
Ike , Yamauchi, hatta Sudou birkaç vedadan sonra mutsuz bir ifadeyle asansöre bindiler.
“Ayanokouji, odana eğlenmeye geleceğiz, haberin olsun.”
Duymayı dahi istemediğim bir bilgiyi de aldıktan sonra gittiler.
“Ne oldu acaba? Pek de neşeli gözüküyorlardı.”
“Bugün oldukça garip davrandılar zaten. Birkaç kişinin bildiği bir şey biliyorlar sanki.”
Bana yönelen bakışları hissediyordum. Ben de yorum yapmamaya özen gösterdim. Zaten onların meraklarını gidermemek için pek çok sebebim var.
“Okulda görüşürüz, Ayanokouji-kun”.
“Görüşürüz…..”.
Kushida ve Sakura ile vedalaştıktan sonra, Horikita ile beraber lobide ikimiz kaldık. Kushida ile aynı asansöre binmek istemediği için gitmediğini düşünmüştüm ama ardından bir asansör daha geldi ve binmedi.
“Odana dönmüyor musun?”
“Sen de dönmüyorsun galiba? Vaktin varsa, biraz yürüyelim mi?”.
“Olur.”
Horikita ile lobiden ayrıldık, ay ışığının yola vurduğu, etrafı ağaçlarla dolu bir sokaktan yürümeye başladık.
“Bugün eğlendim. Tatilde eğlenmek fena değilmiş.” dedi.
Yavaş yavaş konuşmaya başladı. Saçları hala ıslaktı.
“Yarından itibaren, 2.dönem başlıyor. Birinci dönemden daha zorlu bir yolculuk bizi bekliyor.”
“Dediğin gibi zor olacak galiba.”
Okulun, yeni başlayan öğrencilere daha kolay görevler vermesi gerekirdi. Ama ıssız adada yaşam mücadelesinden tutun, gemideki yalan oyununa kadar hepsi normal bir lise sınavlarından çok uzaktı. İlerde başımıza neler gelir kim bilir.
“Yazın başından beri sürekli bir sürü şey düşündüm. Yaptıklarımı ve yapabildiklerimi falan.”
“Peki, ne gibi bir sonuç çıkardın?” diye sordum.
“Bu kişisel bir bilgi…. Sana söylersem, kesin gülersin bana.”
Belki de utanç duyduğu bir şey vardı, ancak.. kendi sorduğu cevaba kendi cevap verdi.
cilt 4.5 burada bitmiştir.