Elitler Sınıfı - Cilt 4 - Sonsöz - Part 1
“Ve bir sonraki toplantıda, sınav bitecek. Ayanokouji-kun senin tarafında işler nasıl?”
Horikita ile son buluşmamı yapıyorum. Dışarıda hava çoktan kararmıştı. Sohbetimizin kayıtları mesaj kısmında kalıyor. Bundan kaçınmak için şu anda yüz yüze görüşüyoruz.
“Benim tarafımda bir değişiklik yok. ‘Hedef’ güvenli bir şekilde kaçabilecek gibi. Senden ne haber?” diye ona sordum.
Horikita’dan çok fazla bir şey bekleyemeyeceğimi düşünmüştüm, ama…
“Kazanacağım.” diye kısaca cevapladı.
“‘Hedef’i buldun o halde?” diye sordum.
“Bizi kimin nerede dinlediğini bilmiyorum, bu yüzden sana henüz detayları söyleyemem, ama bana inanırsan sorun olmaz. Her şey yolunda gidecek.” diyerek yanıt verdi Horikita.
Hirata’dan (Ejderha) grubunun ‘hedef’inin Kushida olduğunu duymuştum. Elbette, Ryuuen ve Kanzaki’nin onu bulmak için ellerinden geleni yaptıklarından eminim. Ancak Horikita’nın güvenliğe giden yolu başarıyla yönlendirdiği ve hayatta kaldığı anlaşılıyor.
Eğer kendine bu kadar güveniyorsa, endişelenecek bir şey olmadığına eminim. Yapmamız gereken tek şey 500.000 puanın bize gelmesini beklemek. Bu durum bizim için sağlam bir zafer bile sayılabilir.
“Bir ihtimal bana danışmak ister misin?” diye sordu Horikita.
“Buna gerek yok, istediğin gibi hamleni yap.” dedim ona.
Bana (Ejderha) grubundan bahsetmiş olsa da, yine de ona yardım etmek için fazla bir şey yapamamıştım.
“Öyleyse, benimle bir şey hakkında konuşman gerektiğini söylemiştin, nedir o? Mümkünse gereksiz temastan kaçınmak istiyorum.” dedi Horikita.
Belki de Horikita, kendisini takip eden Ryuuen’e karşı ihtiyatlıdır… belki de. Tutumunda hiçbir nezaket yoktu, ama Horikita aniden bana nazik davranmaya başlasa asıl bu benim için sıkıntı olurdu.
“Sonsuza dek Ryuuen’in bakışlarından korkarak yaşayamazsın.” dedim Horikita’ya.
“Böyle demene bakarsak, bir planın olduğunu varsayabilir miyim?” diye sordu.
Ama benden fazla bir şey beklemiyor gibiydi, çünkü cevap olarak başımı salladığımda bir hayli şaşırdı.
“Hirata’yı tarafımıza çektim. Gelecekte onunla işbirliğine dayalı bir ilişki kurabileceğime inanıyorum.” dedim Horikita’ya.
“Gerçekten böyle bir şey istemiyorum.” diye cevapladı.
“Sorun değil. Senden kişisel olarak Hirata’ya katılmanı istemiyorum. Hirata ile olan konuşmama devam edeceğim, bu yüzden sadece bana ayak uydur yeter.” dedim.
“Bundan hoşlanmadım. Arkamdan böyle iş çevirmenden hoşlanmıyorum.” dedi Horikita bana.
Böyle bir şey söyleyeceğini biliyordum ya.
“O halde bir şeyleri tartıştığımız zamanlarda orada olsan yeter. Kendini bir şeyler söylemeye zorlamasan bile, tartışmaya ayak uydurabilirsin, bunda bir problem yok değil mi?” diye sordum ona.
“Sanırım… yapabilirim.”
“Hala hoşnutsuz gibiydi, ancak Horikita’ya katılıp katılmama seçeneğini verirsem, reddedemez. Ayrıca, Hirata’nın varlığı sınıf için bir nimetti ve ıssız adadaki liderliğini gördükten sonra, Horikita da bunu kesinlikle anlayacaktır.
“Hirata’yla birlikte, sana tanıtmak istediğim biri daha var. Lütfen sınav bitiminden önce biraz vakit ayır.” dedim.
“Bundan hala hoşlanmıyorum. İhtiyaç olandan daha fazla kişi dahil etme.” diye yanıtladı.
“Lütfen bunu ön saflarda durmanın bir sonucu olarak düşün. Ayrıca bu kişi bizim için kesinlikle faydalı olacak.” dedim ona.
“Sanırım neler olduğunu az çok anlayabiliyorum… ama peki. Sınav bittikten hemen sonra burada buluşalım.” diye cevap verdi Horikita.
Sözünü aldıktan sonra, telefonumdaki saate baktım. Son toplantı 30 dakika içinde gerçekleşecekti.
“Bu sınavda, kaç grubun hainlere kurban gideceğini merak ediyorum?” dedi Horikita.
“Ben de merak ediyorum. (İnek) grubunun sınavının aniden sona ermesine şaşırdım, ama bunun gibi bir şeyin tekrarlanacağından şüpheliyim. Bence en yaygın sonuç sınavın bitimiyle ‘hedef’lerin kaçması olur sanırım.” dedim.
“Sanırım öyle. Ben de öyle düşünüyorum.”
Ve sadece bir an için Horikita’nın gözleri seğirdi. Bu, insanların bir şey hakkında endişelendiğinde yaptıkları bilinçdışı bir mimiktir.
“Sorun ne?” diye sordum ona.
“Hiçbir şey. Sadece, sınavın işleyişiyle ilgili yanlış bir şey hissettim. Ama herhangi bir hata olmamalı. Kesinlikle kaybedemem.” dedi bana.
İçinde sakladığı endişelerin bir kısmı dışarı sızmış gibiydi. Teşvik edici bir şeyler söylesem bile, bunu gereksiz ve rahatsız edici bulacağından eminim. Bu yüzden sessiz kalmaya karar verdim.
————————
~~KEYİFLİ OKUMALAR~~