Elitler Sınıfı - Kısa Hikayeler - Ichinose : Hayal ve Gerçek Arasındaki Çatlaklar
Ichinose : Hayal ve Gerçek Arasındaki Çatlaklar
Önümde bir tabak dorayaki ile stromboli vardı. (Ç.N: Dorayaki: Japon Pankek’i) (Stromboli: Görünüş olarak Çiğ böreğe, konsept olarak Karadeniz pidesine benzeyen Amero-İtalyan mutfağı ürünü yiyecek.)
“İkisini de mideme indirmek istiyorum!”
Açlıktan karnım zil çalarken, ikisini de gözüme kestirip hızla saldırdım.
Ancak ikisi de.. hızlıca kaçtı.
“Muu, etkileyici. O zaman ben de kendimi tutmayacağım!”
Tekrardan daha da hızlı saldırdım. Sonra doğrudan kolumu uzattım…
Ama yiyecek bir kez daha ellerimden kaydı ve aradaki mesafe açıldı.
“… Peki şöyle deneyelim… o zaman.”
Stromboli’den vazgeçtim ve sadece kolumu dorayaki’ye doğru uzattım. Bu sefer kaçmasına izin vermedim ve kolayca yakaladım. Tam sakince stromboliyi de yemeyi düşünürken, üçüncü kez ıskaladım ve tekrar aradaki mesafe açıldı.
…az önce elimdeki dorayaki tabağı da… ben farkına bile varmadan elimden kayıp gitmişti.
“Bu demek oluyor ki—”
Yiyeceklerin neyi temsil ettiğini anladığımda ortadan kayboldular, bulunduğum yer, yiyecekler… her şey bir anda yok oldu. Sonra alarm sesini duydum.
“Umm.. ~”
Ağrıyan başıma rağmen durumu kavramaya çalıştım. Evet, bugün özel sınavın son günüydü.
Odaya herkesten önce gelip bu savaşın sonucuna nasıl yönlendirebileceğime dair beyin fırtınası yaparken uyuyakalmışım.
Yattığım yerden doğrulduktan sonra, D sınıfı öğrencisi olan Ayanokouji-kun’un varlığının fark ettim.
“Gü~nay~dın Ayanokouji-kun. Özür, alarmım seni korkutmuş olmalı. “
“Hayır, hiç korkutmadı. İyi bir şekerleme oldu herhalde. “
“Ahahaha, özür. Dalmışım. Çok erkencisin, daha 20 dakika var? “
‘Sen de epey erkencisin, ne zaman geldi ki?‘’
“Yaklaşık bir saattir buradayım. Sessiz sakin bir yerde kalmak istedim. Yurtlar çok gürültülü, arkadaşların odaya girip çıkması falan. ‘’
Uyumayı planlamıyordum ama biraz utandım ve sonunda bunu söyledim.
Ancak buraya gelmem işe yaradı. Savaşla nasıl başa çıkacağıma karar verdim.
“Ve çözmek istediğim birçok mesele vardı.”
‘Çözebildin demek?’’
“Az çok.”
Aynı anda 2 tavşanı kovalarsam, sonuç elde edemeyeceğim. Tavşan grubuyla mücadelem için, birkaç plan geliştirebildim.
Ayanokouji-kun ile baş başa çok az denk geliyordum. Bu fırsatı değerlendirmeliyim.
Yukimura-kun ve Sotomura-kun’un ne düşündüklerini anlamak çok kolaydı. Ancak Ayanokouji-kun sanki bulutların arasında bir yerde. Onun ne düşündüğünü anlayamıyorum.
Ayağa kalktım, uykudan dağılmış saçlarımı düzelttim ve Ayanokouji-kun’un yanına oturdum.
“Sınavın başlamasına hala zaman var. Biraz konuşalım, olur mu?”
‘’Benim için sorun yok. Senin içinde yoksa konuşabiliriz, Ichinose. “
Ricamı kabul etti.
‘’Tamamdır, o zaman. Ayanokouji-kun, sana sormak istediğim bir soru var. Kanzaki-kun gibi, tüm B Sınıfının erkek öğrencilerine sordum, ancak diğer sınıflardaki öğrencilere sormadım. Ayanokouji-kun, A Sınıfına yükselmek gibi bir arzun var mı? “
Her şeyden önce, içinden ne geçtiğini öğrenmek istiyorum: Ne düşündüğünü, hangi amaç için harekete geçtiğini vs.
Bu özel sınavın grup dağılımı hakkında kendimi sorguluyorum… Bir gruba seçilmiş olmanın bir anlamı olmalı.
.
Örneğin, Kanzaki-kun Ejderha grubunda ve Ejderha grubunda her sınıfın temsilcisi yer alıyor. Benim de normalde Ejderha grubuna olmam gerekmez miydi?….
…böyle olmadı.
Başta cesaretim kırıldı ama… hemen başka bir anlamı olabileceğini düşündüm.
Ejderha grubunda yer almamın bir sebebi olmalı dedim kendime.
Önümde duran Ayanokouji-kun da bu olasılıklardan biri olabilir–di.
Çeviren: Saberchan
Düzenleyen: fatoshisme