Elitler Sınıfı - Kısa Hikayeler - Karuizawa : Görünmez Varlık
– Karuizawa : Görünmez Varlık
Bu, özel sınavın başlamasının üzerinden çok geçmeden önce gerçekleşmiş bir olay…
**
Tavşan grubunun sınav odasına erken gitmiştim.
“Biraz erken geldim… aman, neyse.”
Aslında bu kadar erken gelmek istememiştim ama 10 dakikacıktan bir şey olmaz ya.
Sadece, Manabe ve diğer kızlarla karşılaşmak istemedim.
Sebebi de “o olay”….
Beklenmedik şartlarda, eski yaralarımın açılması moralimi bozmuştu. Kapının önünde endişeli bir şekilde durmak garip olacağından, içeri giriverdim.
Iyy…
Odaya girdikten sonra, bir sandalyede oturmuş bekleyen Ayanokouji-kun’un ile göz göze geldik. Yüzümdeki iğrenme ifadesini gördü….. ama önemli değil.
Ona yaklaşmak istemedim, biraz mesafe koydum. Ona en uzak yeri seçip oturdum..
Sonrasında zamanımı arkadaşlarımla mesajlaşarak geçirdim.
Rino aradı, konuştuk.
“Alo, Rino. Orası ne durumda? Burası mı? Ah, kötü olsa yine iyi, rezalet. Hirata-kun’dan ayrı düştüm tamam da… en azından birkaç tane düzgün çocuk olsaydı grupta... Gruptakiler hep şer çocuklar.’’
Rino’nun grubunda çok fazla kız öğrenci varmış, kıskandım ya. Yokluğumda keyifleri yerinde olduğunu düşünürken karmaşık duygular içindeydim.
Kızlar, nefret ettikleri insanların arkasından dedikodu yaparlar… Sınav bittikten sonra, ortaya çıkabilecek sorunları engellemek adına, onları kontrol etmek için önlem alsam iyi olacak.
Şu anda yapmam gereken en önemli şey bu.
Konuşmayı bitirdikten sonra, şüpheli bir şeyler var mı diye mesaj geçmişini baştan sona kontrol ettim. Eh, herhangi bir sorun yok. Varlığım onların üzerinde hâlâ işe yarıyor..
Odada soğukkanlılıkla bekleyen Ayanokouji-kun, görüş alanımın içine girdi.
“Ah— Hedef sen misin? Ne Yukimura-kun ne de So…-kun değil gibi.”
Onun hedef olup olmaması önemli bile değildi. Sadece vakit geçirmek için sordum.
Nasıl desem, bu çocuk hakkında hiçbir izlenimim yoktu. Sınıfta önemsiz birisiydi ama yine de aklımın bir kenarında kalmış. Neden acaba…? Hemen biraz düşünerek cevaba ulaştım.
Sadece dış görünüşünden bakılınca bile, Ayanokouji-kun hiç de fena değildi.
Hirata-kun kadar sosyalleşebilseydi, belki de popülerlikte ona kaybetmezdi.
“Değilim.”
Kısaca cevapladı. Yok, imkansız ya. İletişim becerisi 0. Bu yüzden hep Horikita-san ve Sakura-san gibi demode kızlarla takılıyordur…
“Anladım. Sıkıntı yok o zaman.”
“Bana inandın mı hemen?”
Şüpheli olduğumdan mı böyle diyordu..? Ayanokouji-kun bana baktı..
“Ha? Değilsindir herhalde, yani?”
Biraz kızarak cevapladım ve hemen bakışlarını kaçırıp suspus oldu.
Sen bir erkeksin yahu, ne kadar utanç verici bir tavır..
Muhabbete devam etmenin anlamı yoktu. Telefonumu tekrar çıkardım.
… D sınıfında Hirata-kun’dan başka gerçek bir erkek yoktu.
Bu yüzden onun yanından ayrılamazdım..
Şimdi düşünüyorum da… Ayanokouji-kun ile baş başa ilk kez vakit geçiriyordum…
Üç yıllık okul hayatımda, benim için en önemli ve yeri doldurulamaz biri olacaktı… ama şu anda bunun farkında değildim.
***
Çeviren: Third Child
Düzenleyen: fatoshisme