Uzakdoğu Masalları - Üç Yıl Uyuyan Adam
Sannen Netaro (Üç Yıl Uyuyan Adam)
Bir varmış bir yokmuş,evvel zaman içinde kalbur saman içinde, bir yaşlı çift ile oğulları bir evde yaşıyormuş. Evin oğlu, pirinç tarlalarında çalışacak yaşta olmasına rağmen, evde sabahtan akşama kadar uyurmuş. Evde üç yıl kadar uyuyup dışarı çıkmayınca, insanlar ona ‘Uyuyan Çocuk’ anlamına gelen Netaro adını takmış.
Yaşlı annesi oğlu için endişelenir, sürekli söylenirmiş. ‘Hadi, kalk artık!’ dermiş.
‘Tarlaya git çalış. Yoksa seninle kimse evlenmeyecek!’ diye bağırırmış.
Fakat, Netaro yarı uykulu bir halde ‘Tamam.’ dermiş hep.
Yaşlı babası, Netaro’ya sinirlenip bağırmış : “Uyumanın vakti değil! Bu yıl yağmur bile yağmadı. Git nehirden su taşı, yoksa bu kış açlıktan öleceğiz!”
Netaro yine aynı şekilde ‘Tamam.’ diye cevap vermiş.
Bir gün, Netaro aniden yatağından kalkıp : “Ben dağa çıkacağım,” diye haykırmış. Ardından da ailesine dönüp “Çabuk dönerim.” demiş.
O gün çok geçmeden elinde büyük bir kartalla çıka gelmiş. O büyük kuşu, nerede ve nasıl yakaladığını kimse anlamamış, herkes şaşmış kalmış.
“Kartalın kaçmasına izin vermeyin.” Netaro bu uyarısıyla, büyük kuşu bir kafesin içine koymuş.
“Ben kasabaya iniyorum.” diye yine haykırdıktan sonra, ailesine dönerek “Birazdan gelirim.” demiş.
Akşama doğru, elinde bir fenerle eve dönmüş.
“Netaro, bunlar ne için?” diye sormuş ailesi.
Fakat, Netaro her zamanki cevabını vermiş: ‘ Tamam.’ demiş ve gidip odasına yatmış.
Netaro’gilin yanındaki ev, zengin bir aileye aitmiş. Ucu bucağı olmayan pirinç ve meyve tarlaları, iki üç yıl hiç çalışmadan yetecek, yiyecek dolu ambarları varmış.
Bir gece, herkes uykudayken, Netaro yatağından kalkıp yan evin bahçesine gizlice girmiş.
Yanına feneri ile kartalı da almış. Onları dikkatli bir şekilde taşıyarak bahçedeki en büyük çam ağacının tepesine çıkıp bağırmış:
“Hey! Hemen dışarı çıkın!”
Evin sahibi, zengin adam, Netaro’nun bağırışlarına uyanmış…
“Ben tengu’yum!”
Netaro, ağacın tepesinden bağırmaya devam etmiş.
“Ben, dağlarda yaşarım!”
Tengu, Japonların uzun burunlu cini olduğu için, kimse bir tengu’yu rahatsız etmek istemezmiş.
Korkan adam hemen dışarıya koşmuş.
“Tengu mu?!” Adam kendi kendine mırıldanmaya başlamış.
“Amanın!”
“İyi geceler dilerim, Tengu Bey.” Zengin adam, karanlıkta ‘öhhö öhhö’ deyip boynunu ağaca doğru eğmiş.
“Size nasıl yardımcı olabilirim, efendim?” demiş.
“Biricik kızını, yan komşunuzun oğlu Netaro’ya vermeni istiyorum.” demiş.
“Ne?!” zengin adam şaşkınlıktan çığlık atmış.
“Neden biricik kızımı ona verecekmişim?”
“Neden diye sorma. Yarın onları evlendir.” diye karşılık vermiş.
“Güçlü bir tengu olduğunuzun farkındayım….” Zengin adam ağlamaya başlamış.
“Fakat bir kızım var, onu nasıl evlendireyim?”
“Oh, anladım ben, Netaro gibi tembel birine kızını vermek istemiyorsun. Peki, madem. O zaman, onlar kadar fakir konuma düşeceksiniz. ”
“Olamaz!” diye bağırmış, zengin adam.
“Ne yapsak…. ne yapsak? Biraz düşüneyim… Eh…. tamam! Sizin dediğiniz gibi olsun. Kızımı ona vereceğim!”
O sırada, Netaro feneri yakıp kartalın pençelerine bağladıktan sonra kartalı havaya salmış. Kartal büyük kanatlarını çırparak dağa doğru uçmaya başlamış.
Zengin adam korkudan titremeye başlayıp, fenerle uçan kartalın gerçek tengu olduğunu düşünmüş.
Ertesi gün, zengin adamın kızı Netaro’nun kapısını çalmış. O andan itibaren, Netaro artık farklı birisi olmuş: Aylaklığı bırakıp sürekli çalışmış.
Kasabalarına uzakta olan nehirden su taşımak için hendek kazmaya başlamış. Eşi de ona yardım etmiş.
Zengin adamın kızı hayatında bir kez bile çalışmayan birisiyken, eline küreği alıp kazmaya başlamış.
Birkaç yıl sonra, kasabaya nehrin suyu gelmiş. Kasabalılar tarlalarını sulama derdine düşmemişler artık.
Zengin adam o kadar çok sevinmiş ki bütün pirinç tarlalarını, meyve-sebze tarlalarını Netaro’ya vermiş. Tüm kasabalılara, damadım tengunun reenkarnasyonu diye gülerek Netaro’yu anlatır olmuş.
— Japon masalıdır.