Sıradanlığın Kıyısında - Bölüm-1
Lise servisine binmek için beklerken içimdeki çelişkiyle boğuşuyordum.
Bir tarafım sıradan akranlarım arasında kaybolmayı umuyor, belki de bir iki tane arkadaş edinebileceğim umuduyla doluyordu.
Diğer yanımda ise soğuk ve rasyonel zihnimin düşünceleri vardı.
Kafamı karıştıran düşüncelerle beraber otobüse adımımı attım.
Diğer öğrencilerin enerjik ses tonu kulaklarımda yankılanırken etrafımı süzdüm.
Hangi rolü oynayacaktım?
Yüzeydeki sıcaklığı mı, içimdeki buz gibi gerçeği mi?
Yanımdaki boş koltuğa bakarken iç sesim ‘En mantıklısı en yakındaki koltuğa oturmak. ‘ diyordu.
Ama ne kadar mantıklı olursa olsun bu başlangıç benim için bir seçenek değil bir sorumluluktu.Gözlerimi yanımdaki öğrenciye çevirdim.
“Günaydın” dedim sessizce, gereksiz konuşmamaya dikkat ederek.
Siyah saçlarının örttüğü gözlerini kitaptan kaldırmadı bile.
Ama yine de karşılığında ben de sessiz bir “Günaydın” aldım.
Rahat bir nefes aldım.
Hayatımda yaptığım hiçbir başlangıçta bu kadar kararsız ve çaresiz hissetmemiştim.
Belki de ilgisiz kalmak bu süreci daha kolay bir hale getirebilirdi.
Akranlarımın, ergenlerin, düşünce yapısını anlayamıyordum.
Onların gözünde ufacık davranışlar bile çok önemliydi.
Bugüne kadar insanları gram umursamayan ben şimdi duygusal bir labirentte bir sağa bir sola koşuyordum…
Huzurlu bir hayat…
Evet, bu nedenle liseye girme kararı almıştım.
Hatta bencilce bir istek gibi gelebilir ama bir iki arkadaş bile edinebilirdim.
Yaşadığım onca şeye rağmen hayatımda hiç bu kadar korktuğumu anımsayordum.
Huzur, huzur, huzur…
Kendi kendime bunu tekrar ettiğimi fark edince ‘İnsanın canı hiç yemediği bir yemeği çekebilirmiş demek.’ diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım.