Elitler Sınıfı - Cilt 10 - Bölüm 1 - Fırtına Öncesi Sessizlik
Cilt 10 – Bölüm 1 – Fırtına Öncesi Sessizlik
Sene sonu sınavları bittikten sonra, Martın 1’i geldi. Pazartesi günü, herkes sonuçların açıklanmasını heyecan ve endişeyle bekliyordu. Baraj altında bir not almak demek, okuldan atılmak demekti.. Gerginliğin sebebi buydu.
“Sensei, sonuçları hemen açıklayacak mısınız!?”
Yerinde oturmakta zorlanan Ike’n gergin bekleyişi, sınıf öğretmenimiz Chabashira’yı sıkıştırmaya yetti.
“Sakin ol. Birazdan açıklayacağım.”
Chabashira sensei, eline büyük bir kağıdı aldı.
Okul normalde sonuçlarımızı dijital olarak internet üzerinden yayınlıyor ama böyle okuldan atılma riski olan sınavlarda net görebilelim diye tahtaya asarak görmemizi sağlıyorlardı.
“Kendine güveniyor musun, Ike?”
“O-oh eh, evet. Çok çalıştım..…”
“Çok çalıştığın halde mi huzursuzsun?”
Chabashira cevabını komik bulmuş olacak ki hafiften alay etti.
Normalde de düşük puanlar alan Ike için, çalışsa da gerilmesi normaldir.
“Sudō, ya sen? Genelde sonuncu olmak için yarışıyorsun, bu seferde aynı iddianda mısın?”
Evet, geldik sınıfın en gergin çocuğu Sudō’ya. Eski sınav notlarını insanlar görse, Sudō’nun her dersten kalmak için özel bir çaba harcadığını sanar.
Bu sebepten ötürü, Chabashira sensei de Ike’ınki gibi bir cevap bekliyordur.
“…Ben kendime güveniyorum, sonuncu olmayacağım.”
“Öyle mi?”
Sudō’nun kayda değer tek yeteneğinin sportif başarısı olmasına rağmen, ses tonu ve bakışlarıyla kendine güvenen bir öğrenci izlenimi çizdi.
Elbette, içten içe Ike gibi kendisini yiyip bitirdiğine eminim.
Şimdiye kadarki çalışmaları ve deneyimleri, gerginliğine ket vuruyor. Kendisine güveni artıyordu.
Horikita’nın sürekli ders vermesi, onu hem motive ediyor hem çalıştırıyordu. Eskiden sınava bir gün kala yaptığı gece kitabı yalayıp yutma taktiklerinden eser kalmadığı gibi, yavaşça bilgileri pekişiyor, akademik başarısı düzeliyordu.
Sudō’nun başarısında önemli rol oynayan öğretmeni Horikita’nın yüzünde hiçbir hoşnutluk ifadesi yoktu. Hatta Sudō’nun kendisini kaptırmasından, kendisine gereksiz güvenip savsakmasından yana, endişelendiğini düşünüyorum.
“Hmm… Sizin olgunlaştığınızı görmek garip hissettiriyor. İlerde neleri başarırsınız bilemem ama beklentimi fazlasıyla karşıladınız. Şimdi sene sonu sınav sonuçlarını açıklıyorum.”
Chabashira tahtaya sonuçları astı. Ardından bir kırmızı kalem aldı eline.
Bir kırmızı çizgi çizecek ve o kırmızı çizginin altına düşen kişi, mecburen okuldan atılacaktı.
“Bu sefer sonuçlar--”
Elinde kalemle kağıda bir yatay çizgi çizdi, Chabashira.
Kırmızı kader çizgimiz..
O çizginin altına düşen öğrenci sayısı ise…. sıfırdı.
Yani—
“Herkes sınavdan başarıyla geçti. Güzel bir sınavdı, sonuçlarınız bu.”
Chabashira, C sınıfından kimsenin barajın altına düşmediğini açıkladı.
“Oooooooo—–oleyyyyyyy!”
Ike sevinç çığlığı atan ilk kişi oldu. Demek sonuçlardan epey endişeliymiş. Gerçi sonuncu olmuştu en son.
“Eh, çok iyi! Çok iyiii. Hahahaha… Ucuz yırttık hadi bakalım!”
Ike sonucuna bakarak adının hemen altında kırmızı çizgi olduğunu gördü.
“Sınavdan önce çok az çalışmıştım ama geçmeyi başarmışım.”
Yamauchi’nin adı ise, Ike’n hemen üstündeydi.
“Yalan atma, Haruki. Yusuf yusuf olmuştun. Her gün ders çalışıyordun lan?”
“Eee, ne olmuş? Geçtim işte kardeşiiiiim! Wahahaha!”
Ike ile Yamauchi geçmeyi başardığına göre, kimsenin şikayeti olmaz artık.
Chabashira bu ikilinin atışmalarını gülerek izledi.
Sonuçlar şaşırtıcıydı bu arada.
Ike sonuncu olmuştu, Yamauchi sondan bir üstteydi. Ardından : Hondō, Satō, ve Inogashira üst sıralardaydı. Sudō, Inogashira’yı geçmişti falan.
Sudou’nun bu sonucuna bakarak, ilerleme kaydettiğini söylemek mümkündü.
“Sudō. Bu yıl, herkesten daha çok gelişme kaydettin. Kendine hem güvendin hem de geçmeyi başardın. İlerde daha başarılı olmanı diliyorum. Gözüm üstünde olacak.”
Chabashira ile aynı duyguları paylaşıyormuşuz..
“Heh, çok iyi sayılmam ama teşekkür ederim.”
Mütevazı tavırlarına rağmen, içten içe sevindiği belli oluyordu.
Bu arada, sınıfın en iyi öğrencileri genel manada aynıydı. Değişiklik yoktu.
Birinci Keisei, ikinci Kōenji olmuş.
Keisei, okulun başından beri çok ciddi ders çalışıyordu. Onun birinci olması doğaldı, sınıftaki herkes kaytarıyor, kaçamak yapıyorken o ders çalışıyordu.
Kōenji ise hala bir gizem… Ne ders çalıştığını gördüm ne de arkadaş edindiğini falan. Hep bir tek tabanca takılma sevdasında. Tüm potansiyelini kullanıp sınavlara asıldığını da düşünmüyorum. Vitesi 5’e atsa, Keisei’yi ezip geçer kesin. Kōenji’nin test sonuçlarındaki ufak farklılıklara bakınca, bazı sınavlarda zamanını boşa harcamamak adına çaba sarf etmediği belli oluyor.
Horikita 3. olmuş. İngilizceden dolayı geriye düşmüş. Ama öncekinden daha yüksek puan almış. Sudō’ya ders anlatırken kendisi de nasiplenmiş belli.
“Sensei, diğer sınıflarda durum nasıl?”
“Sizin gibi başarılı oldular. Sınıflar arası sıralamada C sınıfı 3. geldi.”
Açıkçası, sıralamayı sormaya bile gerek yoktu.
“Üst sınıflara yükselmek için, daha başarılı olmaktan başka çaremiz yok.”
Horikita rehavete kapılmadan herkesin sonuçlarını not etmeye başladı.
Üst sıralarda yer alan öğrencilerin üç beş puanı eksikti, onların kendilerini geliştirmesine pek gerek yoktu. En mantıklısı, altta kalan öğrencilerin puanlarını yükseltmekti.
“Çok iyi iş çıkartmış, Sudō.”
“Kendi çabasının meyvesini yiyor. Ben sadece zayıf noktalarının üzerine giderek başarılı olmasını sağladım.”
Horikita gibi, Sudō’nun da zayıf noktası ingilizceydi. Yine de elinden geleni yapıyordu. Bu başarıdan da, ikisinin İngilizceye ağırlık verdiği anlaşılıyordu.
“Umarım böyle notlarını yükseltmeye devam eder. Konsantre olmayı başardıkça ilerlemesi mümkün.”
Hm… biraz saçma bir cümle oldu. Horikita yanında olduğu sürece, Sudō’nun her şeye dört nala koşacağını nerdeyse tüm sınıf biliyor..
Ders çalışmaya da alışmıştır artık. Hatta biraz çabayla sınıfın yarısını geçebilir de.
“Ike-kun ile Yamauchi-kun’un kırmızı çizgi ile aralarında çok fark yok. Ders vermeye devam etmekle en doğru kararı vermişiz. Bir de benim yanımdaki malum şahıs da sınavlarda biraz daha çabalasa, sınıfın ortalaması da yükselir.. haksız mıyım?”
“Elimden geleni yapıyorum.”
Her zamanki gibi ne iyiydim ne kötü. 18. olmuşum.
“Bu tavrını kabul etmiyorum. Bir gün okulu, ciddiye almanı sağlayacağım.”
“Beklentilerini karşılayabilirim umarım.”
Herkesin bu sınavı atlatmış olması güzeldi. Öyle ya da böyle geçtikleri için seviniyordu herkes. Hatta Ike ve Yamauchi, çoktan sonuçları unutmuş günün tadını çıkartmaya başlamışlardı.
Chabashira sensei, onları gülümseyerek izledi.
“Yiğidi öldür hakkını yeme demişler. Başarınızı tebrik ediyorum, arkadaşlar.”
Chabashira sensei’nin sınıfı övdüğü nadir görülürdü. Ama son günlerde birden fazla oldu bu. Belki geçeceğimizden emin olduğu için, bizi cesaretlendirmeye çalışmıştır.
“Başardık!”
“Fakat Ike, çok fazla sevinmeyin. Özel sınavları geçiyorum akademik başarınızı ölçen sınavları geçmeniz normal. Hele ki böylesini. Diğer sınavlar gibi zor değildi.”
Şimdiye kadarki yazılı sınavlar içinde bu zorluğu arttırılan, en fazla olandı.
Fakat gerçek şu ki, okul… öğrencilerin şuanki yeteneklerine dayanarak zorluğu arttırıyordu. Sanki özellikle düşük not alınmasın diye uğraşılıyor mu denir..?
“Eh, artık iyi haber bitti. Sıra geldi kötü habere. ”
Chabashira sınıftaki sevinç nidalarını kesmeleri için, olaya müdahale etti.
“Çoğunuz haberdarsınız ama ben tekrar hatırlatıyorum. Sene sonu sınavlarının bitmiş olması, özel sınavların bittiği anlamına gelmiyor. Önceden olduğu gibi, önemli bir özel sınav sizi bekliyor. Hem de martın 8’inde başlamasına karar verildi.”
Chabashira gelecekte neyle karşılaşacağımız ile ilgili bilgi verdi.. Bu arada, martın 8’iyse, önümüzdeki pazartesi?
Sene sonu sınavları biter bitmez, son özel sınav başlıyordu. 11.sınıfların daha 2 sınavı olduğuna göre, bu kadar hızlı başlaması normal herhalde.
“Arkadaşlar, sıradaki özel sınav bu yılın son sınavı olacak. Elimizden geleni yapıp sınıfımızı daha yükseklere taşıyalım. Herkes elini taşın altına koyup çaba harcarsa, A sınıfına eksiksiz yükselebiliriz.”
Hirata’nın cesaret verici sözlerinden hoşnut olduğunu göstermeye başladı, herkes. Ya yüzleri gülüyor, ya başlarını sallayarak onu onaylıyorlardı.
Chabashira, sahneyi yüzünde hoş bir gülümsemeyle izledi.
“Şuanki ilerleyişinize bakarak, iki yıl sonra okuldan tam takım olarak mezun olabileceğinizi düşünmeye başladım, size iyi dersler.”
Veda konuşmasından sonra, Chabashira sensei dersi erken bitirdi. Evraklarını toplayıp sınıftan çıkmaya hazırlandı.
“Sensei bizi övünce garipsiyorum yahu. Ama güzel hissettiriyor.”
Ike ile Yamauchi, sevinçle gülmeye başladılar.
“Uyarıyorum, bakın. Son sınavınıza bir hafta kaldı ve sınav hiç kolay olmayacak.”
Chabashira sensei, kapının önüne geçip önce son kez uyarıda bulunup çıktı.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩