Elitler Sınıfı - Cilt 11.5 - Bölüm 4 - Gizli Görüşme
Cilt 11.5 – Bölüm 4 – Gizli Görüşme
Dün başkan Sakayanagi ile görüşmemin sonucu böyleydi.
Ayarladığımız resepsiyon odasına doğru ilerlemeye başladım.
Kapıya geldiğimde, ilk gelen ben miyim diye düşündüm bir an.
“Pardon.”
Kapıya hafifçe tıkladıktan sonra içeri girdim ve Chabashira-sensei ile selamlaştım.
Pencerenin önünde beni karşıladı.
“Erkencisin, Ayanokouji. 10 dakika erken geldin.”
“Siz daha erken gelmişsiniz.”
Chabashira gözlerimin içine bakarak ne cevap vereceğini düşündü.
Başkan Sakayanagi’yle olan görüşmesinden dolayı az çok ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum.
Koltuk boştu ama ikimizde oturmadık.
“Mashima-sensei gelmemiş?”
“Onunla görüştüm ama ayrı gelmeye karar verdik. Ayanokouji, öne çıkmak için adım atıyorsun. Bu okulda sıradan bir hayat istemiyor muydun?”
Mashima-sensei gelene kadar, Chabashira-sensei ile biraz uğraşayım bakalım.
“Bana bunu diyen siz, huzurumu ilk bozan kişi oldunuz ama.”
“Bir öğretmenle böyle konuşmaman gerektiğini öğrenmelisin artık.”
“Bir öğrenciye, öğretmeninin yapmaması gereken bir tavır takındığınızı düşünürsek, aynı şekilde karşılık veriyorum.”
D sınıfının A’ya yükselmesini isteyen Chabashira-sensei, öğrencisini tehdit ederek hayallerini gerçekleştirmek istedi. Ona hiç güvenemedim… hatta güvenden öte ona bir öfke besliyorum.
Chabashira-sensei hafif utanarak kafasını çevirdi.
“Eh, doğru.”
A sınıfına yükselme isteği, çok güçlüydü.
Başkan Sakayanagi ona güvendiği için, beni istediği gibi kullanamıyor, olaylara biraz daha uzak kalmaya çalışıyordu.
Daha doğrusu, ne yaparsa yapsın sonuç değişmezdi.
Chabashira beni ikna etmeye çalışsa dahi; ona karşı tavrım, duruşum değişmezdi.
Bu arada, böyle diyorum ama durumum değişti, malumunuz.
“Benden nefret ediyorken buraya gelmene şaşırıyorum, Ayanokouji?”
Görüşme ayarlanmasından dolayı şaşırmış olmalı. Amaç, Mashima-sensei’yi olaya dahil etmek olsa da, onu bu konudan uzak tutmayı da düşünmedim değil.
Sebebi az çok belli neden yapmadığımın.
“Sizden hoşlanmadığımın farkındasınız.”
“Evet.”
Duygularım ne olursa olsun, kar etmeli; onu işime yarar şekilde kullanmalıyım.
İşin ucunda benim zafer ile yenilgim söz konusuyken, duygularımı dahil edemem.
Chabashira sensei’nin yanımda olmasının sebebi, Mashima-sensei’yi yanımıza çekmekte yararlı olacağını düşündüğüm için burada.
Bu yüzden onu dahil ettim.
“Size ne kadarını anlattı?”
“Başkan, Mashima-sensei ile ortak görüşme ayarlamamı, önemli bir konuda konuşacağını ve sana yardım etmemi söyledi ama…”
Tsukishiro ile olan durumumdan haberdar mı acaba?
Galiba, Başkan sohbetteki tüm güç bende olsun diye bu konuya değinmemiş.
“Bizi çağırma sebebin ne peki?”
“Mashima-sensei gelsin söylerim. 2.kez kendimi ifade etmek istemiyorum.”
“Amacın ne bilmiyorum ama yardımımı istiyorsan, en azından ses tonunu değiştirerek çaba harcayabilirsin?”
Sert tavırlarıyla bana meydan okusa da, savunmaya da geçiyordu hep.
“Öğretmen olarak Başkan Sakayanagi’nin talimatlarına uyarım ama son kararı o vermiyor. Ne demek istediğimi anladın değil mi?”
“Tavırlarımdan çok mu rahatsız oluyorsunuz?”
“Heh, evet. Ne kadar iyi olduğunu da gördük. Hem de daha 9.sınıf öğrencisisin. Sınıflar arası bir yarışmada, Sakayanagi’ye de yenildin. Senden beklediğim performansı göremedim.”
Demek beklentilerini karşılayamadım.
“Gereken yeteneklere sahip olsaydın, şuan her dediğini görmezden gelebilirdim. Ama yeteneğinin bir sınırı varmış. Durum değişti.”
A sınıfından Sakayanagi’yi yenemediğim için, Chabashira’nın hayalleri gerçekleşmeyecekti.
Avantajlı olduğumu düşünmediği için, içinden geçeni söylüyor, kinini kusuyordu.
Chabashira bir öğretmenin görevlerinden fazlasını yerine getirmişti.
Şuanki konuşmamıza bağlı olarak da, yardımcı olmayı reddediyordu.
Hatta Tsukishiro’nun tarafını bile tutabilir…?
Onun kontrol edemeyeceği birisi olduğumu söylemeye diretirsem, ateşe körükle gitmiş olacağım.
Derin bir of çekip az çok durumu anladığımı belli ettim.
“Peki, tavırlarımı değiştireceğim, Chabashira-sensei.”
“Ne?”
Chabashira beklenmedik onayıma şaşırdı. Kışkırtmalarına boyun eğmeyeceğimi düşünüyordu galiba.
Konuyu değiştirmek istiyorum’a döndü ama tek amacım, ona ayak uydurabileceğim izlenimini vermekti.
Tabii, Chabashira bana hemencecik inanmayacaktır. İçten içe güldüğümü bile düşünüyor olabilir.
D sınıfı için, ‘ihtiyaç duyulan’ bir varlık olduğumu gösterme niyetindeyim.
“Düşünce tarzım değişti, sensei. Nisan ayından itibaren A sınıfını hedefleyeceğim.”
“Bu nasıl eşek şakası? Bir de görüşme ayarlıyorsun? Neyin peşindesin?”
“Ciddiyim, hocam. Ne D ne de C sınıfı olma niyetinde değilim. Sınıflar arası puan farklarından dolayı, direkt A sınıfına ulaşamayabiliriz ama 10.sınıfın sonunda B olacağımıza eminim.”
Chabashira için arayıpta bulamadığı fırsat geldi.
D sınıfından A’ya yükselmek…
Bu okulda şimdiye kadar hiç yaşanmamış bir olaydı.
“Sonunda bir şeylerin farkına varmışsın…… ama ağzından çıkan sözleri yerine getirmediğin sürece, bir anlamı olmadığını da biliyorsundur. ”
“Haklısınız. Yoksa A sınıfına yükselmeyi istemiyor muydunuz?”
Yemi atalım bakalım. Gerçek veya değil, mühim olan oltaya gelip gelmeyeceğiydi.
“Az önce dediğimi duymadın herhalde? A sınıfına karşı yenildin. 4-3 fena olmasa da, yenilgin bir gerçek. Şansım yaver gitmedi gibi şeylerden da bahsetme lütfen..”
Az önce dedikleri üzerine biraz daha ekleme yaptı:
“Her şartta, her rakibe karşı yenersin sanıyordum. Yanılmışım.”
Demek hakkımda garip fantezileri varmış.
“Birazdan gerçeği öğrenirsiniz.”
“Gerçek derken.?”
“Beni sonuna kadar dinleyin, sonra kararınızı verin.”
“Bu da ne demek oluy-”
Tık tık.
Chabashira cevap ararken, birisi kapıya hafifçe tıklattı.
“…Girin.”
Chabashira’nın cevabına karşılık Mashima-sensei, resepsiyon odasına girdi.
“İçerdeymişsiniz.”
Ardından hemen-
“Merhabalar.”
A sınıfından, Sayakanagi Arisu girdi odaya. Öğretmenle beraber davetsiz gelmiş..
Onu çağırmamıştım. Mashima-sensei’nin yanında gelmesini de beklemiyordum tabii.
“A sınıfı öğrencisi olduğum için, Mashima-sensei ile görünmem de bir sakınca yoktur.”
Sakayanagi’nin, Mashima-sensei’yi takip ettiğine şüphe yok.
“Chabashira-sensei’den haber aldım ama Sakayanagi de bu olaya dahil olduğunu söyleyince, beraber geldik…”
Başkan Sakayanagi, telefon görüşmemizden dolayı kızıyla iletişime geçmiş olmalı.
Fakat Sakayanagi’nin buraya gelme sebebi bu muydu? Babasının sözüne itimat edip beni kontrole mi geldi… yoksa meraklanıp mı geldi?
Büyük ihtimalle meraktan gelmiştir..
“Önemli değil, bekliyordum zaten sizi.”
Misafirleri selamlayınca, Sakayanagi hafifçe başını sallayarak gülümsedi.
Chabashira’ya odaklanarak Mashima-sensei, odanın kapısını kapattı.
Chabashira sensei de Sakayanagi’nin neden geldiğini anlayamamış.
Mashima-sensei de farksız değildi.
Neyse, ihtiyacım olan herkes burada diyelim ve işimize koyulalım. Zaman da az.
“Buyur, Ayanokouji. Başkan Sakayanagi ile görüşerek kapanış törenini ekip gizlice toplantı ayarlamışsın….. umarım buna değer bir konu vardır, anlat sorun nedir?”
“Şimdi açıklayacağım.”
Öncelikle oturmalarını rica ettim. Fakat, Mashima-sensei önce Sakayanagi’nin oturmasını talep etti.
“Ah, sağ olun hocam.”
Mashima-sensei, rahatsız olduğu için Sakayanagi’yi oturttu. Kendisi kollarını birbirine dolayarak dikelmeye başladı.
Galiba konunun içeriğine göre oturup oturmama konusuna karar verecek. Chabashira da aynıydı.
Birden üçü de gözlerini bana dikti.
20-30 dakika kadar törenden kaytarabilirlerdi. O yüzden acele etmeliyim.
Hemen sadede gelmek isterdim ama ne kadarını anlayabilirler bilemiyorum.
Şuanki durumumu, birkaç basit söz ile aktarmam pek mümkün değil.
Zaman kısıtlı ve önemli olduğu için söze müdür vekili ile gireceğim.
“Yoğun olduğunuz bir zamanda görüşme ayarlama sebebimi merak ediyorsunuzdur. Sebebi aslında müdür vekili Tsukishiro hakkında.”
“Müdür vekili Tsukishiro mu? Ne alaka?”
Mashima-sensei’nin yüz ifadesi değişti, böyle bir konuya girmemi beklemiyordu herhalde.
Chabashira bu beklenmedik konuya dikkat kesildi. Konudan haberdar olan Sakayanagi ise, masum bir tavır takındı.
Durumdan haberdar olan bir tavırla dikkatini bana verdi.
Bu masum ama çok bilmiş tavırları, Sakayanagi’nin her zamanki haliydi.
“Şuanki durum okulun işleyişini etkiliyor ve görmezden gelemeyeceğimiz bir noktaya ulaşmış durumda. Bu konuyu güzelce halledebilmek için, siz iki değerli öğretmenlerimizden bilgi sızdırmamanızı rica ediyorum.”
“Hani konu önemliydi….? Şaka mı yapıyorsun, Chabashira-sensei.”
Konuyu idrak etmekte zorlanan Mashima-sensei, Chabashira sensei’den açıklama istedi. Dalga geçiyoruz falan sandı herhalde.
Chabashira : “Seni oyalamak ya da kandırmak istemem asla, Hoshinomiya-sensei gibi saçma şeyler yapar mıyım ben?”
“Söylediklerinle içinde bulunduğumuz durum pek uyuşmuyor ama. Şuan kapanış töreninde olmam gerekirdi.”
Mezunlar ile iletişim kurmak için önemli bir andı. Çocukların hayal gücüyle uğraşmak istemiyorlardı haliyle.
“Ayanokouji’nin derdin ne?”
“Bilemiyorum. Dün dediğim gibi Başkan Sakayangi’nin isteği üzerine görüşme ayarlandı. Benim de bir açıklamaya ihtiyacım var.”
Öğretmenlerin şüpheci bakışları altında, açıklamama devam ettim.
“Tsukishiro’nun Başkan Sakayanagi’yi ev hapsine atarak yerine gelmesinin sebebi benim desem… Mashima-sensei?”
“Ne?”
Direkt konuya girsem de, ilerlemek zor olacaktı.
Mashima-sensei’nin şüpheleri de artıyor zaten.
“Saçmalama. Seninle ne alakası var?”
Doğal bir tepki.. okulun sistemiyle oynayacak bir öğrenci olduğu kimin aklına gelir ki.
Şimdi, sene sonu final sınavından bahsetme zamanı geldi.
“Şöyle açıklayayım—”
Sene sonu sınavından bahsetmeyi düşünürken, Sakayanagi elini kaldırarak söz istedi.
“Ben açıklasam olur mu?”
Sakayanagi böyle olacağını tahmin etmiş olacak ki, konuyu kendi açıklığa kavuşturmak istedi.
“Sakayanagi, bu konuyu biliyor muydun? ”
“Eh, şöyle söyleyeyim; Sizden daha iyi biliyorum diyelim, hocam.”
Sakayanagi bendense olaya dahil olmuş biri olarak konuyu daha iyi açıklayacağını düşünüyor olmalı. Hafifçe başımı sallayarak ona onay verdim.
Sakayanagi de bakışlarını Mashima-sensei’ye çevirdi.
“Başkandan mı duydun bunu?”
“Hayır, edindiğim bilgiler böyle. Ayanokouji-kun ile ben–– nasıl desem…. çocukluk arkadaşı sayılırız.”
Sakayangi gülümseyerek dile getirdi. Diğer insanlar duysa nasıl tepki verirler bilmiyorum ama bu iki öğretmen şaşırdı.
“Siz ikinizin…. çocukluk arkadaşı olmasını beklemiyordum…”
Sakayangi, Chabashira’ya ne kast etmek istediğini açıkladı.
“Arkadaş sayılırız, hocam.. neyse, konuyu ben anlatacağım. Ayanokouji-kun ile final sınavında kumandan olarak yarışmamızdan bahsedeyim biraz. Son maçımız olan satrançta, maçın kazananı olmam sınavın sonucuna bağlı olarak belirlendi.”
Okulun bildiği kadarıyla olan gerçek buydu.
“Ne oldu peki?”
Mashima-sensei ile Chabashira, ne olduğuna dair fikirleri yok tabii.
“Maçımız sırasında birisinin müdahale edip sonuçları değiştirdiğini söylesem…ciddi bir sorun olur değil mi?”
“Sınavlar ciddiyetle ve özenle gerçekleştiriliyor. Şimdiye kadar böyle hiçbir şey yaşanmadı.”
“Hangi ciddiyet ve özenden bahsediyorsunuz? İkinizde bizim sınavımızda gözetmen değildiniz.”
Kendi sınıflarına gözetmen olamadıkları için B ile D’nin savaşında gözetmenlerdi. Bizim sınavımızı görmediler kısacası.
“Satrançta ben kaybettim. Ayanokouji-kun gerçek kazanandı.”
“Ayanokouji mu kazandı? Sonuçları gördüm hatta videoyu da izledim.”
Bu bilgiye karşı çıkan kişi Mashima-sensei değil Chabashira idi.
Satrancı kaybetmemiz C’den D’ye düşmemize sebep olduğu için, önemseyip incelemiştir yarışmaları.
“Hala anlamadınız mı?”
Sakayanagi vurgulayarak, öğretmenlere seslendi.
“Ne yani? Müdür vekili Tsukishiro sonuçları mı değiştirdi? Sakagami-sensei ile Hoshinomiya-sensei ile sınavdan sonra görüştük. Bize sıradışı bir durumdan bahsetmediler.”
“Sonuçtan ziyade, süreç değiştirildi. Gerçekten yaşananları fark etmek için çok dikkat kesilmek gerekiyordu. Kumandanın gönderdiği mesajlar direkt olarak öğrenciye iletilmedi, okulun gözetiminden geçtikten sonra değiştirilip öğrencinin kulağına ses olarak yansıtıldı.”
Anladılar mı acaba? Sakayanagi elinden geleni yapıp yavaşça açıkladı onlara.
Sonunda Mashima-sensei’nin aklını müdür vekili müsvettesi ile karıştırdık.
“Bu kadar büyük çaplı ekipmanların kullanıldığı sınavlar nadiren gerçekleşiyor ve bunu öğretmenler de biliyor. Müdür vekilinin ise sırf bu sınava müdahale etmek için böyle bir hazırlık yaptığı açık.”
Sakayanagi yalan, gizem ve gerçeği birbirine katarak allayıp pullayıp öğretmenlere sundu. Tsukishiro’nun ne kadar çok plan yaptığını, ancak kendisi biliyordur.
Gerçek tahminlerini dile getirmektense, ortaya çıkabilecek sonuçları baz alarak gerçekmiş gibi dile getirdi.
Bu sözlere inanacaklardır.
Mashima-sensei ile Chabashira, bir süre bu kadar çok bilgi yüklenmesinden dolayı anlamakta zorlanacaklardır. Sakayanagi ise açıklamalarına devam ederek, zihinlerini manipüle etmeyi sürdürdü.
“Yani, Ayanokouji-kun’un yazdığı bilgi ile Horikita-san’ın duydukları– nasıl desem, makinanın okuduğu içerik farklıydı. Ayanokouji-kun’un talimatlarını yerine getirseydi, kaybeden ben olacaktım. Şimdi daha anlaşılır oldu mu hocam?”
Sakayanagi gülümseyerek cevap bekledi.
Anladılar mı acaba?
Bu konuşmalarıyla, karşı tarafın cevabını da kısıtlıyordu.
“Yani müdür vekili Tsukishiro, arka planda sonuçları mı değiştirdi?”
“Ayanokouji-kun’un koruma puanı var diye, onu okuldan attırmak adına, sınavın sonucuyla oynadı..”
Öğretmenlere sessizlik çöktü.
Kısa bir süre sonra, Mashima-sensei;
“Sakayanagi’nin söyledikleri doğru mu, Ayanokouji?”
“Evet, doğru.”
“Söyledikleriniz kulağa mantıklı geliyor. Sakayanagi’nin bir yıldır öğretmeni olarak, onun kişiliği ve düşünce tarzına hakimim. Ayanokouji’ye yenilmek isteseydi, farklı bir etkinlik seçer, istediği şekilde etkinliğe yön verirdi. Satranç da buna dahil. Ayanokouji’yi üste çıkartmaya çalışmak için kendinden ödün vermezdi…...”
A sınıfıın lideri olarak Sakayanagi’nin yalan söylemesi ya da yenilgisini itiraf etmesi, ona fayda sağlamazdı.
Mashima-sensei’nin dediği gibi, kişisel sebeplerden dolayı benim yenmemi isteseydi, farklı etkinlikler seçer, farklı yöntemlere başvururdu.
Şüphe veren bilgilerden ziyade, kesin çözümlü işlerle uğraşırdı.
“Tüm süreci gördünüz diyelim, sizin söylediklerinize şahit var mı peki?”
Chabashira, Sakayanagi’nin kanıtsız konuşmasına dem vurdu.
“Başından beri söylediklerinize inanmak zor…….. sen ne dersin, mashima sensei?”
Chabashira, Mashima-sensei’nın düşüncelerini sordu.
“Düşüncemi boş ver de, söylediklerine inanması güç olduğu gerçek.”
Mashima-sensei net cevap vermek istemediği zaman, Chabashira devreye girdi.
“Şahsi düşünceme göre, bu ikilinin söylediklerinde gerçeklik payı olduğundan yanayım. Tsukishiro geldiğinden beri, okulda garip şeyler dönüyor. ”
“Kişisel düşüncelerinse, bir kanıtın yoksa, söylediğini mantıklı bulmuyorum. Hatta, sizin sınıfın yendiğini düşünmekle aynı kapıya çıkıyor.”
Mashima-sensei, Chabashira’ya sert sözler söyledi. Ardından bize döndüler.
“Kanıtınız var mı?”
“Vekil bey Tsukishiro’dan bizzat duyduk desek inanır mıydınız?”
“…hayır.”
Gizlice iş çeviren kimse ‘ben yaptım’ diye avaz avaz bağırmaz tabii.
Konu açılınca, salağa yatıp bilmiyormuş gibi yapabilir ki— beklenen davranış da bu.
“Tsukishiro’nun istediğinin aynısını istiyorsun. O senden kurtulmak istiyor, sen de ondan.”
“Gerçek bu.”
“Sizden şüphe etmek istemem ama şuan aptalca bir yalan söylüyorsanız, sonu hiç iyi bitmeyecek. Hem konuşmalarınızın bir temeli yok hem de kanıtınız.”
İnanmak istese de, kanıt olmadığı için Mashima-sensei tereddüt ediyordu.
“Nasıl birisin, Ayanokouji? Anlat bakalım.”
Mashima-sensei’nin bu soruyu sorması an meselesi diyordum ki…
Başkan Sakayanagi ev hapsine mahkum edildi, yerine Tsukishiro adında birisi gönderildi.
Tsukishiro, beni okuldan attırmak istiyor. Özel sınava dahi müdahale ederek, görevini yerine getiriyordu.
Bu sebeple, bu soru herkesin akında soru işareti olarak kalıyordur.
Kendim mi açıklasam acaba? Yoksa…
Benden cevap gelmeyince Mashima-sensei, Chabashira’ya döndü.
“Sen ne biliyorsun, Ayanokouji hakkında?”
Mashima-sensei, konudan az da olsa bilgisi olduğunu düşündüğü kişiye, Chabashira’ya sordu.
“Açıkçası…. benim bilgimde az.”
Bakışlarını bana çevirip ters ters bakınca, ben de ona dik dik baktım. Chabashira-sensei’nin efsanevi hayal gücünü kullanmasında sakınca görmüyorum.
“Ayanokouji’nin giriş sınavına baktım, tüm derslerden 50 almış. Bu çok tuhafıma gitmiş, dikkatimi çekmişti.”
“Her sınavdan 50 almış demek….. özellikle mi yaptı diyorsun?”
“Biraz araştırınca, öyle olduğu ortaya çıkıyor evet.”
“Hou? Çok ilginç..”
“Tabii, bu bir şey kanıtlamaz. Genelde giriş sınavında başarılarını gizlemiyor öğrenciler. Yüksek başarısı olan öğrenciler için bu sonuçları almak zor değil. Giriş sınavlarındaki puanlama da epey basitti zaten.”
“Bir de, Ayanokouji okula girince, Başkan Sakayanagi onun özel bir öğrenci olduğunu söylemişti.”
“Başkan Sakayanagi mi? Bu yüzden mi buradasın, Chabashira-sensei?”
Chabashira-sensei hafifçe başını sallayıp konuşmasına devam etti..
“Sınıf öğretmeni olarak başına kötü bir şey gelmemesi adına göz kulak olmamı tembihledi. Bildiğim kadarıyla, Ayanokouji’nin babası otoriter birisi ve oğlunun bu okula girmesini istememiş. Başkan Sakayanagi de bu okulda kalması için epey çaba harcamış.”
“Ailenin izni olmadan mı bu okula girdin yani? Başkan da istediğini elde etmek için zor kullanmış demek.”
Zorunlu eğitimler dışında, liseye veli izniyle girmek zorundaydınız. Bu dünyada çocuklara istediklerini yapma yetkisi vermiyorlar.
“Ayanokouji-kun ile babamın ilişkilerinden dolayı, onun bu zorlu gününde yanında olup destek olmak istedim. Fakat bu son sınavdaki olaydan sonra, işler karıştı. Tsukishiro Bey, babamı zor duruma düşürüp ev hapsine mahkum etti ve Ayanokouji’yi okuldan attırmaya çalışıyor.”
Mashima-sensei için karar anı yaklaşıyor.
“Babası okulda okumasına izin vermiyor ve Tsukishiro devreye giriyor…”
Sıradan insanların başaramayacağı güce sahip bir otorite…
“Bu kadar ileri gitmesine gerek yoktu ki… okula şikayet dilekçesi yazmalıydı.”
“Babası ile başkan ve Ayanokouji okulda görüştüler.”
“Yani velisi olarak okulla görüşmesine rağmen, Ayanokouji’yi okuldan alamadı mı?”
“Evet. Chabashira-sensei’nin dediği gibi, Başkan Sakayanagi ve babamla özel olarak görüştüm. Doğruluğunu kameralardan bakarak kontrol edebilirsiniz.”
“Hala burda olduğuna göre, Başkan okuldan alınmana izin vermedi?”
“Evet.”
Mashima-sensei, duyduğu bilgiyi kontrol etmek için sordu, Chabashira ise başını salladı.
“Başkan Sakayanagi, öğrencilerin iradesine saygı duyuyordu. Geçici de olsa…. Tsukishiro’nun sırf Ayanokouji’yi okuldan atmak için buraya gönderilmiş..”
Sakayanagi hemen araya girdi.
“İlginç. Chabashira-sensei pek bu konuyu bilmiyor gibi.”
“Sen çok bilgilisin herhalde.”
“Evet. Ayanokouji-kun’u senden daha çok tanıyorum, Chabashira-sensei.”
Sakayanagi de hep şu ben bilmişim havası var ha.
“Davetsiz olarak gelmemden anlamanız gerekirdi?”
Varlığını ve bilgisinin altını çizdi, Sakayanagi gülümseyerek.
“Eh, genel manada anladım. En azından ortada bir baba var ve çocuğunu okuldan almak istiyor.”
Mashima-sensei anlasa da tam olarak idrak edemiyordu.
“… Ayanokoji’nin babasının eli ne kadar uzun bilemiyorum ama neden böyle onu okuldan attırmaya çalışıyor bunu anlayamadım.”
“Ayanokouji-kun, sıradan insanlardan çok farklı yeteneklere sahip.”
“Ayanokouji’nin sene sonu sınavındaki başarısını izledim. Hız ve matematik konusunda, satrançta… ilk 5’e girer. Fakat onun gibi başarılı bir sürü öğrenci varken, onu ‘sıradışı’ yapan ne anlayamadım.”
“Mashima-sensei, bu durumu kabullenmekte zorlanmanıza karşı değilim ama her açıdan düşünmenizi istiyorum. Bu okula geldiğinden beri babamın gözü onun üzerinde. Yen gelen müdür vekili Tsukishiro onu okuldan attırmak için hileye hurdaya başvuruyor. Bu gerçeği görmezden gelmeyin. ”
Mashima kollarını birbirine dolayıp gözlerini kapattı.
“Mashima-sensei bir karar verir. Siz kanıt varsa, onu düşünün.”
Sessiz kaldıktan sonra, gözlerini açıp önce bana, sonra Sakayanagi’ye en sonda Chabashira’ya baktı.
“Peki… bir velinin oğlunu okutmak istemeyip okuldan attırmaya çalışmasına inandım, tamam. Fakat size yardımcı olmayacağım. Nedenini de gayet iyi biliyorsunuzdur.”
Mashima-sensei konuyu az çok anlamış.
“Bana her şeyi anlatmayacak mısınız?”
Mashima-sensei konuşmalarımızdan bazı şeylerin saklandığını anlamış olmalı.
Olayı çözemezse,…. olan bana olacak.
“Evet, size söylesem bile, bir şey değişmez… hatta anlamsız bir konu. ”
Beyaz odadan bahsetmemin, anlaşılır olacağını sanmıyorum. Yani, yetişkinler için, garip gelebilir.
Babamın şüpheli işler peşinde olduğu ortaya çıkar.
Dahası, beyaz odadan bahsetmem ile, gerçeğe ulaşmamız yine zor olacaktı.
Beyaz odaya ait bilgileri çoktan silmişler, bu konuyu çoktan kapatmışlardır…
Bu yüzden anlamsız konulara girmeye gerek yok.
“Yardımcı olmayı reddedersem peki?”
“Redderseniz, Tsukisiro ile uğraşmam zorlaşacak. Okulun etkinlikleri, özel sınavlar falan onun illegal yoldan müdahalesini kolaylaştırıyor. Etkinlik sınavında gördüğünüz üzere, çoktan müdahale etti.”
Öğrenciler tek başına bazı şeylere engel olamazlar.
Mashima-sensei’ye o adamın nasıl biri olduğunu idrak ettirebilirsek, iyi olacak.
“Beni kandırmaya mı çalışıyorsun, Ayanokouji? …Peki. Önümüzdeki sınavlarda daha dikkatli olur, Tsukishiro’nun müdahalelerine engel olmaya çalışırım.”
Mashima-sensei yanımızda olduğunu söyledi, sonunda.
“Mashima-sensei, basit bir konu olmadığının farkındasın değil mi?”
Henüz yardımcı olacağını dile getirmemiş olan Chabashira, Mashima-sensei’yı uyardı.
“Kuralları çiğnemiş olabilir ama bizim de başımız belaya girerse, okuldan atılırız.”
Chabashira’nin endişesini anlayabiliyorum. Tsukishiro’ya kafa tutarak, kariyerlerini bir kenara bırakmak zorunda kalabilirler.
Rakibimizi, adalet duygumuzla yenmemiz mümkün değil.
“Hala tam inanmamış olsam da, söyledikleri gerçekse şayet, ciddi bir durum var ortada. Okul hiçbir şekilde sınavlara dahil olmamalı ve adaleti sağlamalı. Yapacaksa da, dikkatli olmalıydı.”
Chabashira : “Görmezden gelmemiz daha iyi olmaz mı? Daha bu sabah etkinlik seçimi sınavında kural ihlali yaptığın için, maaşından kesinti oldu.”
Sakayanagi konuyu ilginç bularak hemen fırsatı değerlendirdi.
“Kural ihlalinden dolayı maaşınızda kesinti mi oldu? Ne yaptınız, sensei?”
“Seni ilgilendirmiyor, Sakanayagi.”
“D ile B arasında bir şey mi yaşandı? Er ya da geç duyarız, hocam. Tsukishiro Bey ile ilgili bir konuysa, söyler misiniz? İlerde sorun yaşayalım istemem. .”
“Şuanki konumuzla alakası yok.”
Mashima-sensei açıklama yapmak istemeyince, Chabashira-sensei cevapladı.
“Ben söyleyeyim. B ile D sınıflarının etkinliklerinden birisi, D sınıfının seçtiği Judo idi. Albert Yamada adında birini çıkarttılar. B sınıfının kumandanı Ichinose ise, ne yapacağını bilemedi ve seçim süresi doldu. ”
“Rakipleri Yamada-kun olunca, doğal bir tepki.. 9’larda o çocuğa karşı koyacak kimse yoktur herhalde.”
“Ichinose çoktan birini seçmiştir etkinlik için ama rastgele seçilmek zorunda kalınca, beklenmedik olaylar yaşanabilir diye…. Az çok gerisini siz de tahmin ediyorsunuzdur.”
Zaman dolunca otomatik olarak rastgele bir öğrenci seçilecekti. Kız ya da erkek fark etmeksizin…
“Kaybetseler de, B sınıfı için pek bir şey değişmezdi. Hepsi Ichinose için elinden geleni yapacak kişiler.”
Rakibine bakmaksızın, Albert saldırırdı. Kötü bir durum olasılığına karşı, önlem alınmış demek.
Mashima-sensei, B sınıfını yarıştırmadan direkt yenildi ilan edince, Tsukishiro bu durumdan rahatsız olmuştur.
Mashima-sensei bu yüzden maaşından kesinti aldı sanırım? Kural ihlaline de giriyor evet.
“Bu ikisi birbirine bağlı. Öğrenciler için tehlikeli bir durum varsa, müdahale ederim. Uygunsuz bir durum söz konusuysa, düzeltirim. Onlara öğretmen olarak örnek olmamız gerekiyor, biz uygulamazsak onlar nasıl öğrenebilir ki?”
Bu sebepten dahi işten atılsa, pişman olmazdı.
Chabashira : “Sana engel olamayacağım herhalde.”
“Öğretmen olarak görevimi yerine getirmeyi hep bir borç bildim.”
Söylemesi kolay olsa da, uyguladığı için çok iyi bir örnekti, Mashima-sensei.
“Senin….. Mashima-sensei’nin kararı kesinse, bana laf düşmüyor.”
“Geçici bir anlaşma mı yaptık peki?”
Sakayanagi’nin sorusuna başımı salladım.
Chabashira ise geri çekildi, Mashima-sensei’yi ikna edemeyeceğini fark etti.
Chabashira: “Mashima-sensei tamam dediği için, ben de yardımcı olmaya razıyım.. olur mu, Ayanokouji?”
“Yardımınız dokunacaktır, hocam.”
“Bu sohbeti burada bitirelim. Bu konuyu gizli tutacağım?”
“Tabii.”
Mashima-sensei ile Chabashira, bizzat Tsukishiro’nun hatasına şahit olmamışlardı.
Ne kadar fazla kişi bilgi sahibi olursa, bilgi sızdırmamız da o kadar çok olurdu.
Tsukishiro da gözleri üzerinde hissederse, dikkatli olacaktır.
“Ayanokouji’nin tarafını bir süre tutacağım.”
“Sakayanagi, Ayanokouji’nin durumunu bilsen de, ona özel muamele yapma. İnsanların dikkatini çekecektir.”
“Anlayamadım? Ona özel muamele yapmak benim hakkım?”
Sakayanagi, Mashima’nın sözlerine karşı çıktı.
“…hak derken?”
“Eh, okulun sistemi öğrencileri sınıflara ayırıp yarıştırmak olabilir fakat, öğrenciler olarak herkesin durumu farklı. Burada farklı sınıflardan arkadaş, sevgili edinip sınıflarımıza ihanet edebiliriz. Kimimiz sırf puan kazanmak adına diğer sınıflarla ortak işler yapıyor, kimimiz farklı şartlarda farklı sınıflardan arkadaşlarla aynı masada oturma zorunda kalıyoruz, aramızda bazen çıkar ilişkileri dahi kuruluyor. Bu okulun sosyal sistemi böyle değil mi zaten? Hatta, toplum içinde de benzer şeyler yaşanıyor yani?”
Başkan Sakayanagi’nin birisini korumak istemesi önemli değildi, bunu gerçekleştirecek gücü yoktu.
“Ayanokouji-kun’u kurtarmak adına tüm sınıfımı arkada bırakmam gerekirse, öğretmenlerimizin beni yargılama hakkı yoktur. Bana kırılacak, kinlenecek kişiler, sadece sınıf arkadaşlarım olur.”
Mashima-sensei, Sakayanagi’nin söylediğinden hoşlanmasa da, karşı çıkmadı.
“A-ama senin bu tavrını hoş karşılamayabilir.”
“Neden hoş karşılamasın ki?”
“Müdür gidene kadar bekler, onay ardım ederim .Sonra işler değişecektir. A sınıfı yenilirse şayet, acımadan üzerlerine gidip onları yenerim.”
“Yapar mısın? Güzel.”
Mashima-sensei, Sakayanagi’nin sözünden etkilendi.
“Kısa bir özet geçelim. Tsukishiro’nun yaptığı hileye dair kanıtınız yoktu değil mi?”
“Kanıtları silmiştir çoktan. Boşa aramayalım.”
Özellikle arkasında kanıt bırakacak kadar aptal değildi.
“O zaman yeni hamlesini bekleyeceğiz demektir.”
10.sınıf olarak bizim karşılaşacağımız sınavları bizden daha iyi biliyorlardı. Tsukishiro’yu da Mashima-sensei’ye devretmiş oldum.
“30 dakikayı geçti, daha fazla oyalanmayalım. Siz çıkın çocuklar. Biz de sonra çıkacağız.”
“Tamamdır.”
Sakayanagi ile beraber koridora çıktık, yan yana yürümeye başladık.
“Zoraki olsa da, Mashima-sensei’yi yanımıza çektik. 9’lardan sorumlu öğretmen olarak, müdür vekiline en yakın kişi o.”
“Evet. Tsukishiro’yu durduramasa da, kısıtlayacaktır.”
“Adaletten yana olması biraz endişelendirdi. Mashima-sensei’nin zayıf noktası denebilir.”
“Evet. Çok yardımı dokunacaktır ama her şartta ona güvenemeyiz.”
“Bu olaya çok dahil olursa da onu okuldan atarlar.. gerçi, bu tavırlarıyla er ya da geç atılır ya neyse.”
Sakayanagi’nin bu sözlerini duyunca, yüzüne baktım ve gülüyordu.
“Mutlusun.”
“Evet. Sen değil misin?”
“Bilemiyorum. Içine düştüğüm durum biraz can sıkıcı. Mesela buradasın ve-”
“Evet, buraya eğlenceli olacağı için geldim. Rahatsız mı oldun?”
Sakayanagi hemen cevap verdi.
“Yok. Sayende Mashima-sensei’yi ikna etmem kolaylaştı. Aksine teşekkür etmeliyim sana.”
“Eh, evet.”
Sakayanagi bana bakıp gülümsedi.
“Bizim mücadelemize okulun sürekli burnunu sokmasına izin vermeyeceğim.”
Sakayanagi, Tsukishiro’nun hilesine karşı hala sinirliydi.
Bir nevi, Tsukishiro ile kafa kafaya vereceğini, ona savaş açacağını dile getirdi.
“Düşmanımız dişli. Olabildiğince hızlı defterini dürmeliyiz.”
Tsukishiro’nun gözünde, lise öğrencilerinden farklı değiliz. Ne kadar çabalarsak çabalayalım, onu etkileyecek, yerinden edecek güçlü bir fırtına çıkartamayız.
Ancak böyle düşündüğü sürece, onu oyuna getirebiliriz.
“Ayanokouji-kun, Tsukishiro ile mücadelende beni de destekten say lütfen.”
“Teşekkürler.”
Ona güvenip güvenemeyeceğim şuan için dikkat kesilmem gereken bir konu değil.
Zaten onunla olan şimdiye kadarki iletişimimden, Sakayanagi’nin kişiliğini az çok biliyorum.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩