Elitler Sınıfı - Cilt 11 - Bölüm 22 - Boş Umutlar
Cilt 11 – Bölüm 22 – Boş Umutlar
A sınıfı ile kapışmamıza birkaç gün kala Keisei, Katsuragi ile iletişime geçmeyi başardı.
Beni arayıp durumu haber etti. Tenha bir yerde görüşecekmişiz.
Katsuragi şuan sınıfı içinde istenmeyen misafir konumuna düşerek, dışlanmış bir halde daha çok yalnız takılıyordu. Ona ulaşmak zor olmamıştır.
Görüşme yerine geldik.
“…konu nedir, Yukimura?”
Sakayanagi’ye öfkelenip kinlenen Katsuragi, Keisei’ye bakışlarıyla yedi.
“Katsuragi, yardım etmeni istediğimiz bir konu var.”
“Şuanki durumunuza bakılırsa, neden görüşüyoruz az çok tahmin edebiliyorum.”
Galiba Katsuragi, Keisei’nin teklifini çoktan anlamış.
“O zaman işimiz daha kolay demektir. A sınıfının seçeceği etkinliklerle ilgili bilgi istiyoruz. Hatta mümkünse, katıldığın oyunlarda bize destek çıkmanı bekliyoruz.”
Keisei, Horikita’yla bana bahsetmediği son garip teklifini dile getirdi. Demek, bizim safımıza tamamen çekmek istiyormuş onu…
“Peki, bu işten kazancım nedir?”
“Seni sınıfımızda görmek isteriz.”
“Çok garip bir teklif bu. A sınıfına ihanet ederek elde edeceğim mükafat, C sınıfına düşmek mi yani?”
Katsuragi, Keisei’nin teklifine derin bir of çekip kaşlarını çattı.
“A sınıfına elbet bir gün yükseleceğiz. O potansiyele sahibiz.”
Keisei özellikle, A sınıfına yükseldiğimizde bizim sınıfa geçebilirsin demeye getirdi.
Fakat Katsuragi için, Keisei’nin sözleri boş beyhude umutlardan öteye gitmiyordur.
“Demek bir gün A sınıfına çıkacaksınız? Diğer sınıfların eli armut toplayacak herhalde.”
“Ama–”
“Madem A sınıfına yükselecek potansiyel bizde var diyorsun, A sınıfını merdiven altında iş çevirerek alt etmeye çalışmazdınız. Potansiyeliniz olmadığı için, benimle anlaşma yapmaya çalışmıyor musunuz şuan?”
Keisei, Katsuragi’nin bu haklı ve sert çıkışına karşı ağzını açıp tek kelime edemedi.
“Eh, hadi diyelim A sınıfına yükselebildiniz… şuan alacağınız bilgi için bana 20 milyon mu vereceksiniz? Yani imkansız şeyler bunlar.. o kadar puanınız olsaydı, Yamauchi’nin okuldan atılmasına engel olurdunuz.”
Katsuragi de o kadar puanımız olmadığının farkındaydı.
“Şey…”
“Yoksa 20 milyon teklifiniz için de birkaç yıl beklemem mi gerekiyor?”
“…Eh, evet.”
“Bu nasıl büyük hayal gücü, şaştım kaldım vallahi. Hadi A sınıfı oldunuz diyelim, 20 milyon puan biriktireceğinizin ne garantisi var ki? Hadi anlaşmada yaptık, bu işi resmileştirdik diyelim. Siz yine 20 milyon puan biriktiremediğiniz sürece, anlaşmanın geçerliliği olmayacak. Hatta şöyle sorayım. Bu teklifinizden, C sınıfının haberi var mı… o da yoktur şimdi?”
Katsuragi aptal değil tabii. C sınıfını az çok durumunu biliyor.
C sınıfı bu konuya tam destek verseydi, şuan görüştüğü kişi Horikita olurdu, biz değil.
Keisei ile beraber burada olduğumuz için, bu konunun da bizim inisifiyatifimizde olduğunu doğrular nitelikte.
“Çaresizliğinizi anlayabiliyorum ama buraya hazırlıklı bile gelmemişsiniz. Sizinle anlaştım diyelim, sınıfınıza ne zaman söyleyeceksiniz? Ben böyle teklifi niye kabul edeyim ki, benim bir çıkarım bile yok ki ortada?”
Sınıf arkadaşlarına ihanet etmek kolayca verilebilecek bir karar değil. Hele ki Katsuragi gibi, sınıfa yardımcı olmayı görev bilen birisi olarak…
“…Peki, şöyle sorayım o zaman. Sakayanagi’nin seni bastırıp köşeye sıkıştırmasından hoşnut musun?”
“Ne?”
“Totsuka’yı okuldan attıran A sınıfına bu kadar çok bağlı mısın diyorum?”
Katsuragi’yi teklifiyle ikna edemeyeceğini anlayınca, farklı bir konuya giriş yaptı, Keisei.
“Yerinde olsam mezuniyeti beklemezdim bu okulda açıkçası, durumun parlak değil. ”
“Şimdi de duygularıma oynamaya mı karar verdin? Sana 10 üzerinden 0 veriyorum, Yukimura.”
“Kahretsin!”
Yukimura’yı alt edince Katsuragi, bakışlarını bana çevirdi.
“Senin diyeceğin var mı, Ayanokōji?”
“Yok. Söylenecek her şey söylendi. Haklısın.”
Ben beyaz bayrağı hemen kaldırınca, Katsuragi bakışını tekrar Keisei’ye çevirdi.
“Yukimura, seni eleştirmiyorum. Sınıfıma ihanet etmemi istiyorsan, elin dolu olmalı. Boş vaatlerle kimseyi kandıramazsın.”
Sırtını duvara dayayan Katsuragi, aramıza hafif mesafe çekti.
Boşluğa bakmaya başlayıp yanımızdan gitmeye de yeltenmedi.
“Fakat bir konuda haklısın.”
“…Hangi konu?”
Keisei çoktan vazgeçmesine rağmen, Katsuragi’nin sözleriyle tekrar umutlandı.
“Sakayanagi’ye her geçen gün daha çok kinlenip öfkelendiğim doğru. Bana karşılığında hiçbir şey vermeseniz bile, size bilgi sağlamak için bu öfkem, kinim yeter de artar bile.”
Kollarını birbirine dolayan Katsuragi, tüm dikkatini Keisei’ye verdi.
“Tahmin ediyorsunuzdur bunu: Sakayanagi kimseye hangi etkinliklerin seçileceğini söylemedi.”
Sakayanagi planlarını kendisine saklıyordur doğal olarak.
“Bu konuda doğru bir tavır aldığını düşünmüyorum. Özellikle de sınıfça antrenman yapmamız gereken durumda, kimseye tek kelime etmiyor. Normalde herkese bilgi verilir ve kazanmak için bir strateji geliştirilir, değil mi? Bunu yapmıyor.”
Sır gibi saklamasının tek avantajı, bilgi sızdırılmasını önlemek olsa da, etkinlikler için antrenman ya da pratik yapılmayarak kazanma şansını da düşürüyor. 10 etkinliğe birden herkesin hazırlanması demek, insanın kendini 5 etkinlik için boşa yorması demek..
“Bu konuda size net cevap veremem yani.”
“G-gerçekten mi!?”
Keisei tam onu ikna etmekten vazgeçmişti ki Katsuragi dünden razı çıktı. Şansa bakar mısınız ya.
Katsuragi’nin Sakayanagi’ye olan nefreti bayağı büyükmüş demek.
“Bu konuşmalarımızın aramızda kalacağına söz verirseniz şayet…”
“T-tabii. Hatta şu 20 milyon meselesini Horikita’gile de anlatacağım.”
Keisei, Katsuragi ile anlaşma yolunu bulduğunu düşünerek sevinçle hem onu ikna etmeye çalışıyor hem de sürekli başını sallıyordu.
“Ona gerek yok. Size vereceğim bilgiler işe yarar olsa da, 20 milyon etmez.”
“Peki, karşılığında ne istiyorsun?”
“Tek isteğim, Sakayanagi’yi yenmeniz.”
Bu isteğinden sonra, Katsuragi konuşmaya başladı.
“10 etkinlik içinde, 3’ünü seçeceğinden emin olduğum etkinlikler: Satranç, ingilizce ve matematik testleri. Bu ikisi dışında da hızlı mental aritmatik ile modern edebiyat testini seçer diye düşünüyorum. Yakar top ile uzun ip atlama hikaye bence. Sınıfta böyle bir hazırlık görmediğime dayanarak bunlar hikaye diyorum. ”
Tabii, sınav günü gelip çatana kadar Katsuragi’nin tahminlerinin doğru olup olmadığını bilemeyiz..
Ilk 3 hakkında emin olduğunu düşünürsek, bize zarar gelmez diye düşünüyorum.
“Emin misin? Bir şey istemiyor musun karşılık olarak?”
“Az önce dediğim gibi, bana bir şey vermenize gerek yok. Bunları söylemek benim boynumun borcu diye düşünebilirsiniz. ”
Beklenmedik bir durumla bilgi edinen Keisei, az önce umutsuz olarak düşündüğünü bilgileri edinmeyi başardı.
Hatta bu durumdan fazlaca sevinmeye başladı ki dikkat çeker oldu.
“B-başardık, Kiyotaka! Şimdi kazanma şansımız var!”
Keisei heyecanlanıp barış işareti yaptı. Gözlerinin içi gülüyor.
“Bir de, oyunlarda size destek çıkmamı söylemiştin değil mi?”
“Eh? Ah, yok. Gerek yok o kadarına…”
“Hah…anlaşmak için buraya kadar gelip sadece edindiği birkaç bilgiyle yetineceksin yani?”
Katsuragi kaşlarını hafifçe kaldırıp yandan gülüş attı. Galiba Keisei’nin paniklemesi hoşuna gitti.
“Yok, yani öyle değil…”
“Birkaç dişe dokunur bilgi edindiniz diye Sakayanagi’yi yeneceğinizi sanıyorsanız, aldanıyorsunuz. Etkinliklerde havlu atar, sizin yenmenize yardımcı olursam, kesin kazanırım gözüyle bakıyorsanız; ona da aldanıyorsunuz. Benim katılabileceğim tek etkinlik var, o da hızlı mental aritmetik. Hadi oldu ki çoklu katılımcı şartından dolayı uzun ip atlamaya katıldım diyelim. Başka katılabileceğim bir etkinlik yok.”
Katsuragi’nin bu açıklamasından sonra, ona bir soru sormaya karar verdim.
“Sakayanagi’nin gözü üzerindeyken katılabilir misin bu ikisine? Uzun ip atlamaya mecbur kalabilirsin tamam da, hızlı mental aritmetik gibi katılımcı sayısı az olan etkinliğe neden seni seçsin ki?”
“Çünkü hızlı mental aritmetik konusunda bilgi sahibi olan sınıfta 2 kişi var, birisi benim diğeri Tamiya. Ve Tamiya benim kadar bilgili değil. Onu tek yarıştırmak kazanma şansımızı arttırmaz. Yahiko okuldan atılınca, Sakayanagi iplerimin elinde olduğunu sanıyordur. Beni de etkinliklerden birine dahil ederek, parmağında oynatmak isteyecektir diye düşünüyorum.”
Kendisini geçtiğini, rollerin çoktan değiştiğini anlatmak amacıyla Katsuragi’yi piyon misali kullanmak… tam Sakayanagi’ye yaraşır bir davranış.
Ardından Katsuragi, bize yardım planını açıkladı. Hızlı mental aritmetik etkinliğine katılırsa, özellikle yanlış cevaplar vereceğini, uzun ip atlamada da erken eleneceğini belirtti.
“Bu arada, Sakayanagi’ye çaktırmak istemiyorum, yarışmalardan çekildiğimi. Uzun ip atlamada, yanlışlıkla ipe yakalanmış numarası yapabilirim ama mental aritmetikte kolay sorularda yanlış cevap vermem mümkün değil. ”
Eşit şanslarda yarışıyor gibi görüneceğiz ama az bir farkla biz kazanacağız…?
“Bu arada, sınav günü mental aritmetik seçildiği halde ben katılmazzsam, benim elimden hiçbir şey gelmez. Biraz riskli durumdasınız yani. ”
Iyi kötü bilgiler edindik. Bununla yetineceğiz.
Katsuragi bu uyarıdan sonra çekip gitti. Keisei sevinçle konuşmaya başladı.
“Horikita’ya yetiştirelim hemen bu söylediklerini.”
“Hayır… Katsuragi ile iletişime geçtiğimizi henüz söylemeyelim.”
“N-neden?”
“Sevineceğini sanmıyorum. Aksine ona söylemediğimiz için sinirlenebilir.”
“Ama edindiğimiz bilgileri nasıl kullanacağız?”
“Ona uygun bir zamanda ben söylerim. Başımız belaya girmeden hallederiz.”
“…peki.”
Keisei biraz endişelense de, mecbur tamam dedi. Katsuragi ile gizlice buluştuğu için vicdan azabı çekiyor herhalde.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩