Elitler Sınıfı - Cilt 11 - Bölüm 3 - Etkinlik Seçim Sınavı
Cilt 11 – Bölüm 3 – Etkinlik Seçim Sınavı
Martın 8’i.
C sınıfında, Chabashira sensei birazdan bu yılın son sınavını açıklayacak.
Bu arada, sınıfta 39 sıra kaldı. Birkaç gün önce tam 40 sıra vardı. Haftasonu bir sırayı eksiltmişler…
Bir nevi, Yamauchi Haruki’nin okuldan atılmasını, gözümüze gözümüze sokuyorlardı.
C sınıfından Yamauchi, D sınıfından Manabe ve A sınıfından Yahiko, okuldan ayrılan isimlerdi.
Bu okuldan atılmaların, tüm 9’lara mental olarak ciddi bir etkisi olacağına eminim. Dahası, şaka vs diye düşünenler, hala umutlananlar varsa şayet, tamamen yıkılmışlardır.
Şoku ve üzüntüyü atlatamadan, yeni bir sınava girmemiz de cabası.
Zilin çalmasıyla, Chabashira sensei sınıfa girdi. Sınıftan ise çıt sesi dahi çıkmıyordu. Derin bir sessizlik hakimdi.
“…Size son özel sınavınızın detaylarını açıklayacağım şimdi.”
Chabashira hemen son final sınavının detaylarını açıklamaya başladı. Tam tahmin ettiğim gibi, kimse Yamauchi’den bahsetmedi.
Ike ve Sudō gibi yakın arkadaşları da, bu gerçeği kabullenmeye çalışıyorlardır.
“Bu yılın son özel sınavında, sizden şimdiye kadar öğrendiğiniz her şeyi tek bir sınavda göstermeniz bekleniyor. Bilgi, fiziksel yetenekler, iş birliği hatta şans bile sınavın bir parçası.
Özetle, tüm potansiyelinizi ortaya koymanızın şart olduğu bir sınav.”
Normalde, Chabashira Ike’dan gelen direkt saçma sapan sorularla boğuşurdu ama bu sefer kimseden çıt yoktu. Herkes sus pus olmuş onu dinliyordu. Ike da dahil.
Belki de sıradaki hedefin kendisi olabileceğini düşünerek ihtiyatlı davranıyordur?
“Bu özel sınavın adı, ‘Etkinlik Seçim Sınavı’ bu sınavda, her sınıf kendi bilgileri doğrultusunda yarışa tabii tutulacak. Karşılaşacağınız sınıf, kurallara göre belirlenecek. Kağıt karıştırma sınavındaki gibi kurallar ile.”
Etkinlik Seçim Sınavı.
Bu okulun son sınav olarak nasıl bir şey ayarladığını merak etmeden duramadım.
“Daha iyi anlamanız için size bu kartları kullanacağım. Her sınıfın öğrenci sayısına göre düzenlenen elimde 10 beyaz ve sarı kartlar var.”
Ardından elindeki kartları, kara tahtaya sırayla astı.
İskambil kağıtları gibi hepsi aynı boyutta kartlardı. Beyaz kartların üzerinde yazı yoktu ama sarı kartların üzerinde öğrenci adları yazıyordu.
Toplamda 48 kart tahtaya astı.
Sınıfımızdaki bir öğrenciden eksik sarı kart vardı. Galiba bunun bir anlamı var?
“Önce, 10 beyaz kartı açıklayacağım. Aranızda konuşup 10 etkinliği nasıl seçeceğinize karar vereceksiniz. Seçince de kartın üzerine yazacaksınız.”
Bu açıklamasından sonra Ike, derin bir of çekti. Tam anlayamadı herhalde.
Anlamadığını fark edince Chabashira, hafif laçka bir şekilde ona seslendi.
“Aklında bir şey kalmasın, soru sormak istiyorsan sor, Ike?”
“Ş-şey… şey yani, sormak istediğimizde… seni böldüğümüz için kızmıyor musun sensei?”
Ike onu böldüğü için üzülüyor herhalde.
“Size tam anlatamayınca da içim rahat etmiyor.”
Eskiden Chabashira özellikle açıklamalardan sonra sorularınızı sorun derdi ama bu sefer soru sorulmasına razı geliyor.
Çoğu öğrenci İke’a dönerek ne diyeceğini merak etti. Chabashira’nın tavrına takılıp kekeleyerek de olsa sorusunu sordu.
“Peki, uhm… uhh… Etkinlik derken hocam?”
“Yazı yazma, Shogi, kağıt oyunları, beyzbol vb… Kazanabileceğinize inandığınız her şeyi yazabilirsiniz. Hatta oyunun kurallarını belirlemekte sizin göreviniz.”
“Eh? İstediğimiz her şeyi seçebilir miyiz?”
Net bir şekilde açıklamasına rağmen, Ike ve bazı öğrenciler duyduklarına inanamıyordu.
“Tabii, istediğinizi seçebileceksiniz ama kısıtlamalar dahilinde. Mesela, insanların pek bilmediği bir oyun ya da zor spor dallarından birini seçerseniz, sadece sizin kazanma şansınız olur. Dahası, etkinliklerin kuralları basit ve adil olmak zorunda. Siz etkinliklere karar verdikten sonra, okul değerlendirecek uygun bulursa kabul edilecek.”
Kuralları kafamıza göre koyabilseydik, kuralları bilen kişiler kazanırdı haliyle. Bilinmedik etkinlikler de keza öyle.
Fakat aklıma şu takıldı: bu etkinliklerin seçiminde başka kurallar var mı?
“Tabii, kurallar berabere kalmayı da mümkün kılmamalı. Mesela go oyununda, arazi ve taşlarınızla eşit konumdaysanız, oyun berabere biter. Böyle bir durumda ek kurallar ekleyip kazananı belirleyebilirsiniz. Örneğin, beyaz taşın sahibi, ikinci oyuncuya yarım puan verip oyunun kazananı seçilebilir gibi. Shogo oyununda oyun berabere bitmesi mümkün gibi görünmese de, iki oyuncunun da kralları kendi mevkilerinde kaldığı sürece, beraberlik söz konusu olabiliyor. Çok nadir bir durum ama var. Böyle bir durumda oyun şah-mat deyip en çok taşı olan oyuncu birinci olarak seçilecek gibi. Zamanınız varken bu tarz detaylı kuralları düşünmeniz iyi olur. Bu tarz beraberlik durumlarını engelleyip doğru etkinlikler seçmezseniz, seçimleriniz kabul edilmeyecektir.”
Seçeceğimiz etkinlikler hem bizim doğrudan birinci olmamızı sağlamayacak hem de beraberliğe zorlayarak oyunu çıkmaza sokmayacak demek.
Seçebileceğim bir sürü oyun olsa da, öğrenci olunca seçebileceğimiz alanlar kısıtlı…
“İsterseniz kolayca bir canlandırma yapalım. Mesela, Ike. Ne tarz oyunlarda başarılısın? Örnek ver bakalım.”
“Uh… hangi oyunu iyi oynarım…hmm…?”
Ike hemen bir cevap veremeyip düşünmeye başladı.
“G-galiba, taş-kağıt-makasta epey iyiyim?”
Bu kadar saçma bir cevabı duyunca, sınıftaki herkes bir anda kahkaha patlattı.
Fakat, Chabashira sensei sakin ve ciddi bir şekilde tahtadaki beyaz kartlardan birine ‘taş-kağıt-makas’ yazdı.
“Tamam, taş-kağıt-makası etkinlik olarak seçtik diyelim.”
Kimse onun ciddiye alacağını düşünmüyordu, Ike bile. Herkes afallayıp bakakaldı.
“Peki, ya kurallar? Ne düşünüyorsun?”
“Uhm… 5’te 3 yapmak…?”
Chabashira, Ike’n kuralını kartın altına yazdı.
“Bu etkinlik çok bilindik olduğu için okul reddetmeyecektir. Kuralları da basit ve net.”
“K-kabul et-ti…”
Basit ve üzerine düşünülmeden söylenmesine rağmen, okulun sorun olmayacağını özellikle belirtti, sensei.
“Şimdi kalan 9 kart için etkinlikler düşünebilirsiniz. ”
Chabashira eline bir tebeşir alıp tahtaya yazı yazmaya başladı.
“Bu okulun sınav için programı. Aklınızda tutun. 3 aşamaya ayrılacak.”
Özel sınav
8 Mart ・ Özel sınavın açıklanması ve sınıflar arası karşılaşmanın belirlenmesi
15 Mart ・ Etkinlik seçiminin tamamlanması ve kurallarla beraber 10 etkinliğin açıklanması
22 Mart ・ Etkinlik seçim sınavı.
“A-ama sensei, 20 etkinlikte yarışmayacak mıyız? Uzun sürmez mi?”
“Sınav günü, her sınıf 10 etkinlik seçimini 5’e indirip bildirecek. Kısaca, 20 değil 10 etkinlik olacak diyebiliriz.”
Horikita lafa girdi.
“Yani, 5 etkinlik blöf yapmak için mi?”
“Böyle düşünebilirsiniz, evet. Fakat, 10 etkinlikten 7’sini okul kendisi otomatik bir sistemle seçecek. Seçim böyle yani.”
Böylece Chabashira, Horikita’nın düşüncesini onaylamış oldu.
Önceki sınavlara göre, bu sınav daha uzun sürecek gibi. Kesin bir kazanan olsun diye 7 etkinlik belirlemişler.
Beraberlik durumu da söz konusu olmadığına göre, bu 7 etkinlikten en az dördünü istediği oyunları getirtebilen sınıf, bu sınavın kazananı mı olur acaba diye düşünmeden edemedim.
“Tüm etkinlikler tamamlanmadan sonuçlar belli olsa da, tüm etkinlikler gerçekleştirilecek. Her etkinliklerin, sınıf puanınızı etkileyeceğini özellikle belirtiyorum. Kazananlar ve kaybedenler belli olsa dahi, etkinlikler tamamlanmak zorunda. 10 etkinlik için son teslim süreniz, ayın 14’ü pazar günü. İyice düşünüp karar verin.”
“O güne kadar karar veremezsek peki?”
“Okul, önceden hazırlanan etkinlikleri devreye sokacak. Fakat işinize yarar etkinlikler olmayacağından emin olabilirsiniz. Size faydadan çok zararı olur desem yeridir.”
Sınav için eğri oturup doğru düşünmenin vakti geldi demektir.
“Bu arada, aynı etkinliği 2 kez listenize ekleyemezsiniz. Futbolu 2 farklı kuralla listenize aldınız diyelim, ret yiyeceksiniz.”
“Size bildirdiğimiz herhangi bir etkinliği iptal edebilir miyiz?”
“Hayır.”
“Peki, etkinliklere katılım konusunda bir kısıtlama söz konusu mu?”
“Kuralların bazılarını sözlü olarak anlamanız zor olabilir diye okul size detayları bir broşürle iletmemizi istedi. Bu kopyayı aranızda çoğaltabilirsiniz. Aradığınız soruların cevaplarını burada bulabilirsiniz, Horikita.”
Galiba okul özellikle 40 kopya vermiyor. Tek bir detaylı broşürle, tüm sınıf bir arata gelip konuşmak zorunda.
Böylece, herkes bir aradayken fikirlerini belirtebilir.
“Size bunu tahtaya yazarak da söyledim ama tekrar uyarıyorum. Ayın 15’inde, seçtiğiniz 10 etkinlik diğer sınıflara bildirilecek. Bunun sebebi de, adil bir yarışma sağlamak için.”
Yani, saksıyı çalıştırıp plan ve pratik yapmak için yaklaşık 1 haftamız var.
Tabii, bu bir haftalık sürede diğer sınıfların etkinliklerini öğrenmek için de ayrıca bir mücadele olacaktır.
“Ayrıca, 22’sinde sınav bitiyor ve 23’ünde izinlisiniz. 24’ündeki mezuniyet töreni ile 25’inde dönem kapanış töreninden sonra da bahar tatilinizin tadını çıkartabilirsiniz.”
Kazanma ve kaybetme şansımıza göre ilerleyebileceğimizi düşünüyorum. Genel olarak bu etkinlik sınavını da anladım.
Fakat–
Chabashira’nın tavırlarından henüz bahsetmediği bir konu olduğunu da anlıyorum.
“Etkinlik seçimi dışında bir karar daha vermeniz gerekiyor. Büyük bir gruba liderlik edecek birisini, yani kumandan seçimini yapmanız şart. Kumandan rolünü üstlenecek kişi doğrudan etkinliklere katılmayacak. Bunu da özellikle belirtiyorum.”
“Kumandan mı…?”
Neden 38 kart olduğu da ortaya çıkmış oldu.
“Bu kumandan rolü, etkinlikler için epey önemli birisi. Her oyuna dahil olabilecek joker ya da can simidi olarak kullanabileceğiniz birisi olacak. Mesela, yedek oyuncu olarak başkasının yerini doldurabileceği gibi, bir sorun yaşadığınızda çözüm de bulabilir. Sadece spor için geçerli değil. Shogi ile Go gibi oyunlara da dahil olabilir. Her etkinlikte söz sahibi olacak kişi, kumandanınız olacak.”
Öğrencilerin değil aynı zamanda kumandanın da katkıları epey önemliymiş.
“Kumandanın oyunlara ne kadar dahil olacağını karar vermek de size kalmış. Mesela, taş-kağıt-makastan gidelim… ‘Kumandan istediği zaman bir kerelik oyuna dahil olabilir’ gibi bir kural ile kumandanı oyuna dahil edebilirsiniz.”
Kısacası, kumandanın müdahalesi de adil olmak zorunda.
Beyzbol ya da futbolda ‘kaptan’ rolünü alan kişi gibi?
Bu 7 etkinlikte, kumandanın etkisi tüm sınavda belirleyici rol olacak diyebiliriz.
“Kumandanlar, sınıf kazandığında kişisel puan ile ödüllendirilecekler. Fakat kaybettiklerinde ise, kumandan sorumlu kişi olarak okuldan atılacak.”
Kaybedince de okuldan atılıyormuş, ne güzel.
“Bu özel sınavda, kumandana sahip olmak zorundasınız. Eğer aranızda bu rol için kimi seçeceğinize karar veremezseniz, benimle konuşabilirsiniz. Ben uygun birisini seçerim.”
Yine birini ateşe atmamız gerekiyor yani.
Ek sınavdan aldığım koruma puanım işe yarayabilir.
Bu açıklamalardan sonra herkesin bakışlarının benim üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Koruma puanı sahibi olduğum için, bu sınavdan kimseye veda etmeden paçayı sıyırabiliriz.
Sınıfın kumandanı olarak, bu sınavı kaybetsek dahi sınıftan kimse gitmeyecek. Gayet iyi bir seçeneğim.
Fakat…
Benim kumandan olmama razı gelecekler mi acaba?
Yoksa, kazanma şanslarını arttırmak için Horikita gibi birini mi seçmek isterler? Gerçi, herkese göre hava hoş. Seçilen kişi okuldan atılacak sonuçta.
Benim yerime başka birisi gönüllü oldu diyelim, ses çıkartan olmayacaktır. Kalan herkesin tuzu kuru sonuçta.
Gönüllü çıkmazsa, herkesin bana dik dik ‘sahne senin’ bakışlarına maruz kalacağımı hissediyorum.
Horikita : “Ya rakibimiz nasıl belirlenecek?”
“Her sınıf kendi kumandanını seçtikten sonra, bugün okuldan sonra bir odada toplanacaklar. Kumandanlardan arasında kura yapılacak. Kyrayı kazanırsanız, rakibinizi seçebilirsiniz.”
Kısacası, kurayı kazanan kişi istediği sınıfı seçecek. Kalan 2 sınıf da otomatik olarak rakip sayılacak.
“Biz D sınıfını seçelim, demi? Onları yenmemiz daha kolay olacaktırr!”
“Şuanki durumlarına bakarak onları seçmeniz sizin için iyi olabilir fakat avantajlı olmayabilir.”
Chabashira kolay lokma olarak o sınıfı diğer sınıflar da seçebilir demek istedi. D sınıfı Ryuuen lider olmadığı için herkes için daha kolay bir hedef haline geliyordu.
“Bu sınavda, size en uygun rakibi seçmelisiniz. Tüm sınıfların güçlü ve zayıf yönlerini öğrenip doğru hamleler yapmak, mantıklı kararlar almak zorundasınız.”
A ile B’ye savaş açmanın bizi tam anlamıyla zora sokmayacağını dile getirdi. Kendi avantajımıza etkinlikler seçersek kazanma şansımız hala vardı.
Bizden iyi sınıfları seçersek rakip olarak daha iyi olacaktır hatta.
Chabashira’nın tavsiyesine sınıftan bir kişi bile gülümsemedi. Mantıklı bulmuyorlardır.
Horikita bile şuanki halimizle A ya da B’ye kafa tutabilir miyiz diye düşünüyordur.
“Demek sözlerim sizi rahatlamadı. O zaman size biraz gerçeklerden bahsedeyim. Sizin bu sınavı kaybettiğinizi ve D sınıfının kazandığını düşünelim. Tekrar D sınıfına düşersiniz.”
Chabashira eline tebeşiri alıp kara tahtaya sınıf puanlarını yazmaya başladı.
Martın 1’i – Sınıf puanları:
A Sınıfı – 1001 puan
B Sınıfı – 640 puan
C Sınıfı – 377 puan
D Sınıfı – 318 puan
C ile D sınıfı arka arkaya idi. Kaybedersek tekrar D sınıfına düşeceğiz.
Önceliğimiz şuanki pozisyonumuzu korumak olmalı.
“Sınıf puanı konusuna gelirsek… Her etkinlik sizin sınıf puanınızı 30 puan etkileyecek. 7 etkinliği de kazanırsanız 210 puan kazanmış olacaksınız. Fakat 5 etkinliği kazandınız ve ikisini kaybettiniz diyelim. Kazanacağınız puan 90 olacak. Ayrıca bu kazandığınız puanlar, direkt rakip sınıfınızdan alınacak. Birinci olan sınıfa da okul ödül olarak 100 puan verecek.”
Yani en fazla 310 sınıf puanı kazanma şansımız var ki— tüm okulun dengeleri değişebilir anlamına geliyor bu.
Dahası, puanları direkt rakip sınıfımızdan alacağımızı düşünürsek, çok çetin bir savaş olacak demektir. Üst sınıflarla aramızdaki farkı kapatmak için büyük fırsatlar çıkmamıştı karşımıza. Ama bu sınavdaki rakiplere ve sonuçlara bağlı olarak, B’ye de yükselebiliriz D’ye de düşebiliriz.
“Eğer rakibinizin yeterli sınıf puanı olmazsa, okul aradaki farkı size verecek. Eksiye düşen sınıfların puanı 0 olarak yazılacak fakat okul sonra o puanları onlardan tahsil edecek. Borçlu çıkabilirsiniz yani. Iyi düşünüp çalışın.”
0 puan altına düşen sınıflar olursa, sınıf puanı 0 olarak gözükecek demek.
Her sınıfın 210 puandan fazla puanı olduğunu düşünürsek, şimdilik bu konuya takılmaya gerek yok demektir.