Elitler Sınıfı - Cilt 12 - Bölüm 30 - Sınavlar ve Sonuçlar
Cilt 12 – Bölüm 30 – Sınavlar ve Sonuçlar
Üçümüz ve Nanase, baş başa kaldık.
Olanlardan dolayı konuşmamız gereken konular olsa da, bir tanesi öncelik arz ediyordu : Sol elimde delik açıp hala duran bıçağı gören Horikita’yı sakinleştirmekten bahsediyorum.
“N-ne yapacağız şimdi…? Uhm, bıçağı mı çıkartalım, ne yapalım?”
Genelde sakinliğini koruyan Horikita, böyle bir deneyim yaşamadığı için sakin kalamıyordur.
“Yok. Bakması hoş değil farkındayım ama şuan böyle kalması daha iyi.”
Bıçağı düzgünce çıkartamazsak, ciddi kan kaybı yaşamam olasıydı.
“Asıl siz ikiniz iyi misiniz?”
“Sana kıyasla, taş gibiyiz…”
“Evet.. ben de iyiyim.”
Sudō elimin haline bakmak için yaklaştı.
“Ahbap, elin böyleyken nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun?”
“Hmm, bilmem.”
Her zaman yaptığım gibi davranıyordum, özel bir durum yoktu.
“Ama… bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum…”
“Bıçağı engellemek için elimden geleni yaptım.”
“… Bana hiç öyle görünmedi.”
Hōsen’le olan karşışlaşmam hakkında dürüst izlenimini dile getirdi.
Sudō vakti zamanında kavgaya karışan bir tip olduğu için, onu kandırmam pek kolay olmayacaktır. Keza Horikita da aynı.
Sağ elimle cep telefonumu çıkarıp Chabashira’yı aradım.
“Yardıma ihtiyacım var. 9. sınıfların yurdunun arkasında buluşabilir miyiz? Yalnız gel, sensei. Bir de yanında banyo havlusu getirebilir misin?”
Chabashira bu ani telefondan dolayı kafası karışmış olsa da, durumun aciliyetini fark edip hemen geleceğini söyledi. Burada kalıp gelmesini beklememiz en iyisi
Mekan değiştirirsek, biri elimin bu halini görebilir.
Bu arada, tüm bu olanları gördükten sonra bile, Nanase en ufak bir şaşırma belirtisi göstermedi.
Avucumun içinde bir bıçak saplı olmasına ve etrafa kan saçılmasına rağmen, tamamen sakin ve soğukkanlıydı.
Bu ortamım ağır havası, kan vb. onu hiç etkilemedi.
“Burada neler olduğunu açıklayabilir misin, Nanase?”
“Eğer açıklamazsam, 9/D zor duruma düşecek gibi hissediyorum. O yüzden açıklayacağım.”
“Görüşmelerin bu hale döneceğinin farkındaydın… doğru mu?”
“Doğru. Plan, Hōsen-kun’un Ayanokōji-senpai’yi okuldan attırmak için kendi bacağını bıçaklaması üzerine kuruluydu.”
Her zamanki gibi aynı kibar ses tonund,a planlarını açıklayarak çekinmeden konuştu.
“Bize gösterdiğiniz nezaketin, bu amaç uğruna bir numaradan ibaret olduğunu mu söylüyorsun?”
“Hayır. Yanlış anlıyorsun, Horikita-senpai. Sizinle el ele verip sınıflarımızın birbirine destek olmasını istedim. Sadece… Ayanokōji-senpai öncelikli hedefimizdi, hepsi bu.”
Hem Hōsen hem de Nanase’nin 10/D’ye bu kadar dikkat kesilmesinin nedeni, o sınıftan biri olmamdı.
“Anlayamıyorum? Burada olanlardan dolayı sizi affetmiş değilim. Ayanokōji-kun’un size bir güvence vermiş olabilir ama ben vermedim. Bana doğru düzgün bir açıklama yapmazsan, sizi okula şikayet edeceğim.”
Horikita, Nanase’ye baskı yaptı, neden hedef olduğumu kavrayamadıği için.
“Stratejimizin sorunlu olduğunun farkındayım. Fakat okul, Ayanokōji-senpai’yi okuldan attırma fikrimize göz yumuyor. Şu anda bu konuyu bilen sadece seçilmiş birkaç 9.sınıf öğrencisi var. Okuldan atmaya zorladığımız sürece, bize yüksek puan verileceği söylendi.”
Sonunda, Hōsen’in benimle aşık atmasının nihai sebebi, gün ışığına çıktı.
“10/D’den Ayanokōji Kiyotaka’yı okudaln atmayı başaran öğrenciye 20 milyon kişisel puan verileceği bildirildi. Bize verilen özel sınav da bu.”
“Ne demeye çalıştığını anlamıyorum. Bu hiç mantıklı değil. Kim böyle çirkin, aptal bir özel sınavla size geldi?”
Nanase, cevap vermek istemediği için sessiz kaldı.
“… Şimdilik söylemem gereken her şeyi söyledim. Artık 9. sınıflara karşı dikkatli olman gerektiğini anlamışsındır, değil mi Ayanokōji-senpai?”
Çok derine inmeden minimum bir bilgiyi ortaya çıkarttı. Eğer Hōsen ve Nanase, bu ‘özel sınavdan’ haberdarsa, Amasawa da muhtemelen biliyordur. Bu mantığı genişleterek, 9/B ile 9/C’den de bilen öğrencilerin olduğunu düşünebilirim.
“Gerçekten böyle bir cevabı kabul etmemizi beklemiyorsun, değil mi? Farkındaysan, Ayanokōji-kun ağır bir yara–“
Horikita, Nanase’ye benim iyiliğimi düşünerek sorular sormaya başlayınca, onu durdurdum.
“Sorun yok, Horikita. Durumu az çok kavradık. Yardımın için sağ ol, Nanase.”
“20 milyon puanlık ödülün başka bir sınıfın eline geçmesi, bizim işimizi zorlaştıracaktı. Sınıfımın iyiliği için, Hōsen-kun’un yöntemi kötü olmasına rağmen, onunla işbirliği yapmayı seçtim.”
20 milyon puan, A sınıfına bir bilet demekti.
Fakat özel sınavları göz önüne alırsak, sınıfınız finansal açıdan ne kadar iyiyse, siz de o kadar iyi ve avantajlı olursunuz.
“Ancak, Hōsen-kun ile işbirliği yapmamın tek nedeni bu değil.“
Nanase’nin ses tonu yumuşak ve sakindi. Bana olan bakışlarında bir değişiklik vardı: Keskin ama ince bir parıltı ile bakıyordu.
“Ben*… senin gibi birinin bu okul için uygun olduğuna inanmıyorum, Ayanokōji-senpai.” [1]
Nanase ilk defa bana karşı nefret duygusu beslediğini dile getirdi.
Nedenini anlayamadım.
Kısa bir süre sonra, Nanase başını hafifçe eğdikten sonra, yanımızdan ayrıldı.
*******açıklama ******
[1]
Açıklama: Japonca’nın 10’dan fazla 1.şahıs zamiri var : Farklı amaca, yaşa ve cinsiyete göre kullanımı değişir. Serideki her karakter (şimdiye kadar), kendilerine atıfta bulunmak için bu zamirlerden birini kullandılar. Önceki bölümde hata yaptığı bir zaman dışında, Nanase sadece 私 ‘watashi’ kullandı.
Bu tipik cinsiyet ayrımı olmayan, belki biraz kadınsı denebilecek bir zamir. Saygıda kusur etmeyen Horikita ve Koenji’nin de kullandığı zamir. Bu bölümde işaretli kısımda Nanase şöyle diyor:
“Ben*… senin gibi birinin bu okul için uygun olduğuna inanmıyorum, Ayanokōji-senpai.” [1]
Buraya koyduğum yıldız işareti, burada kullandığı birinci şahıs zamirinin ボク ‘boku’, yani daha çok genç çocukların (delikanlıların) kullandığı birinci şahıs zamiri. Hirata ve Ike, ‘boku’ kullanıyorlar. (Kanji alfabesiyle) Ancak Nanase’nin kullandığı stilize edilmiş katakana formunda (ボク).
Buradaki önemli kısım ise, Nanase’nin artık katakana ile birinci şahıs zamirlini kullanan, serinin 2. karakteri olması. İlk kullanan karakter ise Kiyotaka, boku’dan bile daha erkeksi bir zamir olan オレ’ore’ kullanıyor.
Hosen, Ryuen, Sudo ve serideki erkek karakterlerin çoğu da ‘ore’ kullanıyor. Ancak kanji formunu (俺) kullanıyorlar. Kiyotaka ise, sadece katakana formunu kullanıyor. Nanase’nin katakanada boku yazmasıyla, yazar Kiyotaka ve Nanase arasında bir tür bağlantıyı vurguluyor veya dikkat çekiyor. (İngilizcede geçen açıklama bu)
Çeviriye aktarılması gereken iki önemli nokta daha var: Birincisi, Nanase için nedense farklı, daha erkeksi bir zamir kullanılıyor olması. İkincisi, zamirin kanji formu yerine katakana formunda kullanması. Tıpkı Kiyotaka’nın kendi katakana formuyla ore zamirini kullanarak kendisine atıfta bulunması gibi.
Umarım açıklayıcı olmuştur. (Değilse de sormayın, anlayan bizi de aydınlatsın. Teşekkürler 😀 )
✩ ✩ ✩ ✩ ✩
Pazartesi günü, Nanase ve Horikita bir araya gelerek iki sınıf arasındaki anlaşmanın ayrıntılarını netleştirip bu işi hallettiler. Salı gününe kadar, 157 çift tamamlanmış, herkes odak noktasını yaklaşan yazılı sınavlara çevirmişti.
Kōenji yardım etmeyi reddeden taraf olarak, Nanase’nin isteği üzerine onunla partnerliği kabul etti. Bu durum, hem beni hem de Horikita’yı şaşırttı.
Sol elim ağır bir yara almasına rağmen, sonuçların buna değdiğini söyleyebilirim. Birçok öğrenci elimin bandajla sarıldığını görünce şaşırdı. Neyse ki, Chabashira ve Mashima-sensei sayesinde konu gizli tutuldu. Bu gizlilik sayesinde, özel sınav kimse ne olduğunu öğrenemeden devam etti.
Son iki hafta içinde yeni gelen 9. sınıf öğrencileriyle iletişim kurmak için birçok fırsatım olmasına rağmen, Beyaz Oda öğrencisinin kimliğini hala çözemedim. Özel sınav boyunca harekete geçmediğini düşünerek, böyle bir öğrenci okulda var mı diye şüpheye bile düştüm. Bu arada, yakın temasta bulunduğum 9.sınıflara karşı dikkat kesilmek şart oldu.
Normalde, okuldan birkaç öğrencinin Hōsen’i tanıması nedeniyle, onu şüpheli listemden çıkartabilirdim. Fakat ne Ryūen ne de Akito onunla bizzat görüşmemiş ki. Gerçek Hōsen ile yer değiştirip sahtekar olma ihtimali var?
Nanase’ye gelince, ilk bakışta bana art niyetli birisi gibi gelmese de, biraz dikkatli inceleyince onu da eleyemiyorum : Bana yaklaşmak için kullandığı yöntem, karaoke bardan ayrıldıktan sonraki tutumu ve benimle iletişime geçmesinin nedeni gibi, göz ardı edilemeyecek birkaç faktör vardı.
Bir de Amasawa var. Hōsen’le elele verip beni okuldan attırmaya çalıştı. Kelleme koyulan 20 milyon puanlık ödülün peşinde olması da mümkün, tabii.
Kısacası, yakın temasta bulunduğum öğrencileri, Beyaz Oda’ya bağlayacak somut tek bir kanıtım bile yok.
En ufak bir zayıflık belirtisi bile gösterseydim, beni linç ederlerdi. Bu olay da bir süre devam eder zaten.
Ve işte böyle…
1 Mayıs da geldi çattı. Özel sınav sonuçlarının açıklanacağı günden bahsediyorum…
Günün 6. ve son saatinde, notlarımızı yayınlayacakları için bize zaman tanıdılar.
“Özel sınav sonuçlarının şimdi açıklıyorum. Tahtada gördüğünüz her şey, elinizdeki tabletlerde de görüntülenbilir. İstediğiniz şeye, ayrıntılı olarak bakabilirsiniz.”
Tabletlerimiz sayesinde kontrol etmek istediğimiz puanları tahtaya bile bakmadan yakınlaştırıp bakabiliyorduk.
Horikita’nın bana odaklandığını hissedebiliyordum. Bu özel sınav, şimdiye kadarki en zor sınavdı. Bu sebeple ikimizin de aynı puanı alması olası değil.
Sınav günü Horikita, yarışacağımız ders olarak matematiği seçmişti.
Çok geçmeden, tahtadaki ekran değişti ve test sonuçları tabletlerimizde görüntülendi. Çoğu öğrenci başkalarının puanlarını umuramayıp kendi puanlarına odaklandı.
Bense, sınıfımızın performansını bir bütün olarak kontrol etmeye öncelik verdim.
Okuldan atılma mevzusunda… kimse zarar görmeden, alnımızın akıyla çıkmışız.
Genel puanlar, en düşükten en yükseğe sıralanıyordu: En düşük puan 579. Herkes sınavı sorunsuz atlatmış demek. Şüphesiz herkes elinden gelenin en iyisini yapmış olsa da, okul daha senenin başında bu kadar zor bir özel sınavla bizi vurması garipti. Ike, Satō gibi öğrenciler kolaylıkla 250’den fazla puan almayı başarmışlar. Bu da, Chabashira’nın sınavın başında tahmini alınabilecek puan tablosundan puanların kasıtlı olarak düşürüldüğü anlamına geliyordu.
Herkes puanlarını gördükçe, derin ohlar çekiliyor, neşe dolu çığlıklar duyuluyordu.
Bu arada, Horikita’nın notuna bakma zamanı geldi. Sınav sonuçlarını, yalnızca matematik ve artandan azalana doğru filtreleyerek açtım.
Yarışmamız için seçilen derste Horikita, 87 puan ile iyi bir not almış. Ondan sonraki en yüksek not, 84 ile Keisei olduğunu düşünürsek, çalışmak için ne kadar çaba sarf ettiğini hayal bile edemiyorum. Keisei’den sonraki öğrencilerin hepsi A veya benzeri akademik başarıya sahipti. Bu arada 80 puan ve üzeri, her ders için yüksek bir bariyer gibiydi. Sınavın zorluğunun geçiyorum. Sınavın müfredatında kabaca % 10’luk kısmı, 9.sınıf müfredatının dışındaydı.
Sınıf, bir sınavdan daha başarıyla geçmenin verdiği mutlulukla dolup taşarken, bazı öğrencilerden yavaş yavaş bir tantana kopmaya başladı.
Tabii ki, ne olduğunu dair bir fikrim var. Chabashira sensei de dahil olmak üzere, bazı öğrencile bana bakıyordu. Tepkileri doğaldı. Matematik sınav sonuçlarında Horikita’nın hemen üstünde adım yer aldığı için, şaşkınlardı.
“Tam not mu..!? bu… gerçek mi?”
Sınıfta bir kişi bile diğer derslerden 90’ın üzerinde puan almayı başaramamıştı.
Yani, benim matematikteki sınav notum hariç.
Bu arada, diğer derslerden 70 civarında puanlar aldım.
Çoğu, testlerden sadece birinde nasıl bu kadar iyi puan aldığımı anlam veremiyordur.
Bu yazılı sınavlar, beklediğimden bir tok daha zordu. Tam not almamın getirdiği riskler olsa da, performansımı kısıtlamak istemedim. Sınıf arkadaşlarım ve tüm okulun dikkatini çekeceğim ama Tsukishiro’nun ilerde yapabileceklerinden dolayı, kartlarımı az çok açmanın bana zararı olmaz diye düşünüyorum.
Açıkçası geleceğe odaklanarak, ilk adımı atmamın bana faydası olacağı gibi, zararlardan da koruyacaktır.
Normal şartlarda Sudō, Ike ile birlikte yaygara koparırdı. Şaşırıp kalmasına rağmen, oturduğun yerden sessizce beni izledi.
Şimdiye kadar yaptığım hareketleri ve birkaç gün önce Hōsen ile meydana gelen olayı bildiğini düşünürsek, diğerlerinden daha az şaşırması doğal.
Geçirdiğimiz bu Nisan ayında, çokça değişiklik yaşadık. Neyse…. Bana garip bakan öğrenciler beni birazdan soru yağmuruna tutarlar. Kendimi hazırlasam iyi olacak.
★ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ★