Elitler Sınıfı - Cilt 13 - Bölüm 18 - Çömezlerin Savaşı
Cilt 13 – Bölüm 18 – Çömezlerin Savaşı
Bu okula geleli yaklaşık 3 ay olan 9.sınıflar, okulu ve kurallarını daha iyi anlar hale gelmişlerdi.
Bir sonraki özel sınav için grup oluşturma sürecindeyken grup oluşumu başladıktan kısa bir süre sonra hoş olmayan bir olay yaşandı.
Kazuomi Housen liderliğindeki 9/D öğrencileri, inatla grup kurmayı ve kart takasını redderdeek sınava farklı bir yaklaşımda bulunuyorlardı. Kendi dönemden grupsuz olan öğrencilerle grup kurmak için puan talep ediyorlardı.
Bu durumdan dolayı, 9.sınıflar gönüllerince grup kuramayacak bir duruma düşmüşlerdi.
9.sınıfların temsilcileri, Housen’in Haziran ayında fikrini değiştireceğini ummuş olsalar da, bugün 1 Temmuz olmasına rağmen, bu konudaki tutumu değişmemişti.
Grup oluşturma sürecinde D Sınıfını yok sayalım diyenler olsa da, Takuya Yagami bu özel sınavın asıl amacının üst sınıflarla mücadele etmek olduğunu dile getirmişti. Hosen’in sınıfını görmezden gelmenin kolay olsa da, üst sınıflara karşı verecekleri mücadelenin yüksek önceliği olduğunu, en güçlü grubu kurmak için tüm 9.sınıflardan yetenekli öğrencilerin seçilmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Onunla hemfikir olanlar da ona destek çıkınca, temmuz ayı gelene kadar beklemeyi kabul etmişlerdi. Ancak Housen, tüm bu süreçte ihmalkar bir tutum sergileyerek görüşmelerinin sonuç vermemesine neden olmuştu.
Anlaşılan sürenin dolmasıyla, 4 sınıfın temsilcileri mevcut duruma bir çıkış yolu bulmak adına bir araya geldiler.
Görüşmelere D sınıfı hariç 3 sınıftan, sınıf liderleri veya benzer konumdaki birinin toplantıya katılması kararlaştırılmıştı. Ancak gün bitiminde dahi, D sınıfından cevap gelmemişti.
Yagami boş olan 9.sınıfların koridoruna geçti. Bu teklifi öne süren kişi olarak, erkenden gelme zorunluluğu hissediyordu.
Kısa bir süre sonra, C sınıfından Utomiya Riku geldi.
“Demek bir sen gelmişsin, Yagami.”
“Hey, Utomiya-kun. C sınıfından bu toplantıya senin katılacağını düşünüyordum ben de.”
“Lider olacak biri olmadığımı düşünsem de, sınıftan kimse gelmek istemediği için iş başa düştü. Bizim sınıftakiler genelde çekinmeden fikirlerini dile getirirler ama bu sıkıntılı konulara pek meraklı değiller.”
“Seni güvenilir birisi olduğun için göndermediler mi? ÖYD‘deki son güncellemede toplumsal katkı değerlendirmen B’ye yükseltilmiş.”
Bu sözlerinden sonra, Yagami 32 diş gülümsedi.
Utomiya, aldığı övgüye rağmen kaşlarını çattı.
Yagami’nin Fiziksel becerisi C, Akademik başarısı A idi. Dahası, sınıfına katkılarından dolayı uyum ve toplumsal katkısı A’ya yükseltilmişti. Utomiya’nın genel değerlendirmesi, Yagami’ninkinden düşüktü.
Dahası, C sınıfı sevinecek durumda değildi.
“Yakın zamanda bir yoldaşımızı kaybettik. Dürüst olmak gerekirse, oldukça ağır bir kayıp oldu.”
“Hatano-kun’un okuldan atılacağını ben de düşünmemiştim. Yazık oldu.”
“… Ah.”
Hatano, 9/C’deki akademik başarısı A olan değerli bir öğrenciydi. Ancak, aldığı darbe yüzünden okuldan atılmak zorunda kaldı.
Bu durum, gevşek 9.sınıfların okulun ne kadar acımasız olduğunu anlamasını sağlamıştı.
Hatano’nun okuldan atılmasının üzerinden bir ay geçmişti…
Sınıf arkadaşı olan Utomiya, kaybının yasını tutacak zamanı bile bulamadı.
9/C çok başarılı bir öğrencisini kaybettiği için, bir sonraki sınavda başarılı olmak zorundaydı.
“Anlaşılan, Hatano ile çok iyi anlaşıyordun.”
“Bir keresinde bana öğrenci konseyine birlikte katılmayı teklif edip bu okuldaki herkes için daha canlı bir ortam yaratmak istediğini söylemişti.”
Utomiya hafifçe başını sallayıp 9/D’nin sınıfına baktı.
“Hosen, gelir mi dersin?”
Utomiya, işleri bu raddeye getirip yokuşa süren kişinin gelip gelmeyeceğini Yagami’ye sordu.
“Gelme ihtimali yaklaşık %50?”
“Yüzde elli mi? Housen’a biraz fazla güveniyorsun. Bence gelmeyecek.”
“Eğer bu sefer de gelmezse, o zaman kendi aramızda gruplar oluştururuz. Bize yüksek fiyat çekip dolandırmaya çalışan D Sınıfı, yalnız kalır; kazanma şansları da ortadan kalkar.”
“Kişisel puanlarımızı bu şekilde ona vermeye zorlayacağını düşünüyorsa, çok boş oynuyor demektir. Dört sınıftan gruplar kurarsak daha güzel olur. Sonuçta 10. ve 11.sınıflarla karşı karşıyayız. Housen teklifimizi reddetti ama.”
Herkes 9.sınıf öğrencisi olmasına rağmen, Hosen savaş alanı olmayan bir bölümde savaşa girmek istiyordu.
“Bu durum, Housen-kun’un yüzeysel planının parçası bence. Bu konu burada bitmeyecektir.”
“Onun stratejisinin bir parçası olduğunu anladım ama kazanma şansı yok ki.”
“Bu stratejiyi gerçekleştirmek istiyorsa, bizim işimize geliyor aslında? Housen-kun’un bizim sınıflarımız için büyük bir tehdit olmadığı ortaya çıkıyor.”
“… Evet.”
Yagami, Housen’in gerçekte ne düşündüğünü anlamak için de bu toplantıyı ayarladığını belli etti.
İkili sohbet ede dursun, arkalarından birisi çıka geldi.
“Oi! Riku, Takuya. Sizin geleceğinizi tahmin etmiştim.”
Onları yüksek bir sesle bağırarak selamlayan 9/A’dan Takahashi Osamu idi. Elini de sallayarak hızla yanlarına yaklaştı.
Akademik başarısı C+ olan, alçak gönüllü birisiydi. İnsanlarla iyi anlaşmasından dolayı, sık sık gerçekleşen toplantılara katılması talep ediliyordu. Diğer sınıflardan ve senpailerden arkadaşları vardı.
“Osamu-kun, yine bu sıkıntılı görev sana verildiği için mi geldin?”
“Sınıfımızın lideri, bu uğraştırıcı konulardan pek hoşlanmıyor. Ben geldim onun yerine.”
“Eh, madem gelen sensin o zaman sohbet sorunsuz ilerleyecektir, Osamu.”
Utomiya gibi, bu görüşmeye gelen öğrencinin sınıf lideri olmaması sorun değildi.
Aslında, iletişim becerileri iyi öğrencilerin gelmesi, sohbetin akışını da olumlu etkileyecekti.
“Yani sadece Kazuomi gelmedi?”
Sözleşilen toplantı saatinin gelmesine daha üç dakika vardı. Eğer gelmezse, toplantıyı başlatıp tartışma gerçekleştireceklerdi.
“Peki, biz el ele versek nasıl olur? Demek istediğim şey, D sınıfı dışlayalım ve onların başını bir an önce ezelim.”
“Bize bu ıssız ada sınavının akademik başarıyla sınırlı olmayacağı söylendi. D Sınıfı akademik başarı açısından son sırada yer alırken, fiziksel beceri konusunda 9.sınıflarda çok küçük bir farkla 1.liği kaçırıp 2.sırada yer alıyor. Başarılı grupların oluşumunda önemli rol oynayabilirler. “
“Riku’nun ne demeye getirdiğini anladım. Sınıfım da mevcut durumdan rahatsız. Fakat onları ezmek için erken değil mi? Yani, ilerde bu tarz sınavların olup olmayacağını bilemeyiz.. haksız mıyım?”
Riku’nun D Sınıfını dışlama önerisine yanıt olarak Yagami, onların tarafında durdu. Takahashi ise bu konuda tarafsızdı.
“Gelecekte bu tür sınavlar olursa, sadece üç sınıf işbirliği yapabilir. D sınıfında başarılı öğrenciler olduğunu kabul ediyorum, ancak Housen’un taleplerini karşılamak için başımızı öne eğdiğimize değmez. Görüşme zamanımız da gelmiş sayılır. Üç sınıfı içeren ortak çalışmayı konuşmakla başlayabiliriz bence?”
“Başlayabileceğimizi sanmıyorum, Riku.”
Bir çocuk yavaşça geri adım atarak sanki bu konuşmanın nasıl sonuçlanacağını öngörmüş gibi konuştu.
“Demek geldin, Housen-kun.”
Housen, Yagami’nin gülümsemesi gördükten sonra, her zamanki korkunç beyaz dişlerini çıkartıp sırıttı. Utomiya ona yandan bir bakış attıktan sonra, bakışlarını pencereden dışarı çevirdi.
“Harika bir zamanlama, Kazuomi.”
Takahashi, Housen’dan çekinmeden dostane bir tavırla onu selamladı.
Tek istediği, herkesin iyi geçinmesiydi.
“Yakınmışız gibi adımla seslenme yoksa seni öldürürüm.”
Takahashi’ye gözdağı verdikten sonra Housen, Yagami ve Utomiya’ya dönüp onlara bir kez daha baktı.
“Ee, ödeme için geldiniz herhalde?”
“Aman ne komik. Sana benden 5 kuruş bile çıkmaz.”
“Arkadaşlar, önce sakin olalım. Sert çıkarak tartışamayız.”
“Eh, herkes burada olduğuna göre, konuşmaya başlayalım. Gruplar—”
“Bu sohbet böyle başlayamaz.”
Housen birden Takahashi’nin omzuna dokunup onu ittirerek poposunun üstüne düşmesine neden oldu.
Böyle bir harekete karşı öfkelenen Utomiya, Housen’e çok sert bakışlar attı.
“Housen, şiddet merakının bu sohbette işi yok.”
“Oh? Sen de mi karışmak istiyorsun yoksa?”
“Gerekirse, evet.”
“Oooo! İlginçmiş. Yürek yemişsin. Göster bakalım kendini.”
Sol elini kaldırır kaldırmaz, yere düşen Takahashi panikle ona seslendi.
“Durun, durun! Kendim kayıp düştüm. Sakin ol, Riku.”
“Durum açıklığa kavuştu, duydun mu?”
“Ne yazık ki Takahashi kadar nazik değilim ben.”
“O zaman, hodri meydan!”
Hosen yumruğunu sıkmadan önce, Utomiya onu kolundan tuttu.
“Oooo, vay vay…?”
Housen, onun bu tavrı ve kol gücünden Utomiya’nın rol kesmediğini, gerekirse burada onunla dövüşmeye istekli ve kararlı olduğunu görünce, 32 diş sırıttı.
Housen burada kavgaya tutuşmanın eğlenceli olabileceğini düşünüyordu.
Yaklaşımı farklı olan, diğer öğrencilere göre dövüşe istekli olan birisiydi.
“Anlaşılan sizinle oynamak eğlenceli olacak. Bir dahaki sefere bırakalım ama.”
“Şiddeti bir oyun olarak mı görüyorsun?”
“Ah, evet. Oyundan ibaret.”
“Ne kadar sıkıcısın. Madem istediğin bu, bu işi burada bitirelim. Sınıf arkadaşlarıma daha fazla saldırmayacağına dair söz ver, dövüşü benimle yap. “
Her an ciddi bir kavganın patlak verebileceği bu anda, ikisi de birbirlerinin gözlerinin içine baktılar.
“Hey, hey, bu da ne demek?”
“Hatano’yu okuldan attıranın sen olduğunu düşünüyor, senden şüpheleniyorum. Okul kurallarını kolayca çiğneyecek bir öğrenci değildi.”
“Okuldan atılma korkusuyla patlayan küçük yavrucuktan mı bahsediyorsun?”
“Okuldan atıldığı söylendiğinde yüzündeki ifadeyi net bir şekilde hatırlıyorum. Onu birisi kandırmıştı, yüz ifadesinden belliydi.”
“Sen de o kandıran kişinin ben olduğumu mu söylüyorsun?”
“Başka kim olabilir ki?”
Housen geri çekilmek üzereyken, gerginlik tekrar alevlendi.
“Sakin olun. Burada kavga ederek Kazuomi’nin ekmeğine yağ mı sürelim?”
“Takahashi-kun haklı. Şu an yapmamız gereken, ıssız ada sınavına odaklanmak.”
“Ah, evet evet! Özel sınavda diğer sınıflarla gruplaşabiliyorduk değil mi.”
Housen sanki az önce fark etmiş gibi dile getirdi.
“Bundan sana ne? Diğer sınıflarla gruplaşmayı reddeden sensin, şimdi neyin peşindesin?”
“Yalvar bana. Sizinle ortaklaşa çalışalım.”
“Saçmalama. Gruplaşabileceğim tek kişi kalsan yine seninle grup olmam.”
“Üzüyorsun ama beni.”
Utomiya, Housen’un kolunu yavaşça bıraktı.
Durumu izleyen Yagami, lafa girmek için doğru an olarak düşünüp atıldı:
“Zaman kaybediyoruz. Başlayalım mı?”
“Başlamak derken? Sohbetinize katılacağımı kim söyledi?”
“O zaman niye geldin? Zaman öldürmek için burda değilsin herhalde?”
“Aksine zaman öldürmek için buradayım desem?”
“Asla inanmam. Bu kadar boş birisi değilsin.”
Housen ile karşı karşıya gelen Yagami, gülümseyerek sönük bir şekilde cevap verdi.
“Issız ada sınavı alışılmışın dışında bizim için. Ama 10. ve 11.sınıflar daha önce böyle sınava girmişler. Aramızda büyük bir deneyim farkı olacak.
“Ama bize de avantaj verildi, değil mi?”
İyimser Takahashi’ye kıyasla, Yagami nazik bir şekilde devam etti:
“Bu, 10. ve 11.sınıfların akademik ve fiziksel başarı açısından bize göre yaş avantajına sahip olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Biz el ele vermezsek, üst sınıflara yem olacağımız kesin diyorum. haksız mıyım?”
Yagami, özellikle dört sınıf arasında işbirliğinin şart olduğunu vurguladı.
“Uysal tavrın beni öfkelendiriyor, Yagami. 10 olsun 11 olsun, ben herkesi ezecek kapasiteye sahibim.”
“Tabii ki, bireysel olarak olağanüstü öğrenciler var. Genel değerlendirmemizin düşük olduğu gerçek. Herkes senin kadar şanslı değil, Housen-kun.”
Yagami nazik tavrıyla Housen’i överek sohbeti devam ettirdi.
“Bu yüzden— güçlerimizi birleştirmemiz ve en az dört kişilik 4 sınıftan oluşan bir grup kurmamız gerek. Tıpkı Housen-kun’un dediği gibi, 10. ve 11.sınıflara yenilmeyecek bir gruba ihtiyacımız var.”
“Yani, bu özel sınavda Sınıf Puanı için birbirimizle yarışmayacağız?”
“Bu sınavın kuralları, aynı dönemden öğrencilerin işbirliğini zorlaştırdığı doğru. Sınıf puanı kazanmak için bu fırsatı çarçur etmeye 10. ve 11.sınıflar pek gönüllü olmayacaktır. Ama biz daha 9.sınıfız. Sınıf puanından vazgeçebiliriz. “
A Sınıfından D’ye kadar sınıf puanları arasındaki fark, en fazla 300 puan kadardı. Paniğe kapılmak için bir neden olmadığını düşünen Yagami’ye kıyasla Utomiya kaşlarını çatıp farklı düşündüğünü belli etti:
“Diğer sınıflarla işbirliği yapmanın faydası yok denecek kadar az.Uğraşmaya değmez. Sınıf puanlarından olacağız.”
“Üst sınıflara yem olursak, sınıf puanı kaybetmekle kalmayacağız. Daha çok dertlerimiz olacak.”
“Bu stratejiye ayak uydurur, buna göre ilerlersek, mevcut sınıf sıralamalarında fark olmayacak.”
Utomiya savaşacaklarsa farkın olmayacağını vurguladı.
“Bir dakika, bir dakika. Takuya‘nın dediği aklıma takıldı şimdi. Neden en azından bir grup kuralım diyorsun? İlk üçe girenler sınıf puanı alacak, değil mi? Sınav resmi olarak başladığında büyük gruplara da katılabileceğimizi düşünürsek, çok daha güçlü takımlar kurmak daha iyi, değil mi?”
Yagami hemen Takahashi’nin sorusuna cevap verdi.
“Tabii ki, haklısın. Baştan çok sayıda güçlü grup oluşturmak için her takımın güç dengesini göz önünde bulundurmamız gerek. Rakiplerimiz bizden büyükler ve onları yenmemiz kolay olmayacak. Bu yüzden birinci olabilecek en güçlü 4 kişilik bir takım kurmaya odaklanmalıyız. Ayrıca, sınav başladığında rahatça büyük gruplar oluşturamayacağımızı düşünüyorum. Üst sınıflarsa, ortaklaşa çalışabilmek için en fazla 3 sınıftan iş birliği yapmak zorundalar.”
Takahashi, Yagami’nin cevabını duyduktan sonra ne demek istediğini anladı.
“Yani, birinci olmak için bu uğurda ne feda ettiğimizin önemi yok diyorsun.”
“Housen-kun’u görmezden gelir, sadece üç sınıfla ortak güçlü bir grup kurarsak üst sınıflarla aynı kulvarda savaşmış olacağız. Bu yüzden dört sınıfın işbirliğinde ısrarcıyım. Sadece sınıflar arasındaki en güçlüleri seçmekten ziyade tüm 9.sınıflar arasında bir ortak savaş mücadelesi olması gerektiğini düşünüyorum. Sadece bize dörder kişilik gruplar kurabilme hakkı verildiğine göre, bu avantajı kullanmalıyız. Bize verilen bu ek avantajı kullanmak istiyorum.”
D Sınıfı dışlanırsa diğer 9.sınıfların bu sınavda birinci olmasına da engel olmak için çabalayacaklardır.
Bu ihtimal gerçekleşirse, 9.sınıfların başarısız olması için ellerinden geleni yapacaklardı.
Yagami, kuralların dört sınıfın ortak çalışmasına müsaade ettiğine inanarak, bu ideali gerçekleştirmek için çabalamaları gerektiğini savunuyordu.
Ardından Yagami bir kez daha Housen’a döndü.
“Üst sınıflarla tek tabanca saldırıp onlarla rekabet edebilecek kapasiten olduğuna inancım tam. Bu yüzden yardımını talep ediyorum.”
Yagami, ne pahasına olursa olsun dört sınıfın da işbirliğinin gerekli olduğunu dile getirirken, Utomiya hala Housen’dan şüpheleniyordu.
2 haftadan uzun bir süredir tüm görüşmeleri reddeden Housen’in bunu kabul edeceğini düşünmüyordu.
“Tamam, size yardım edeceğim.”
Fakat bunca zaman sonra Housen, Yagami’nin teklifini hemencecik kabul etti.
“… Ne yapmaya çalışıyorsun, Housen?”
“Ne yapmaya mı çalışıyorum? Yardımımı istemediniz mi? Sizin sevimli isteklerinize cevap veriyorum işte?”
“O zaman bize şartların söyle.”
Housen’in tavrını ne kadar hızlı değiştirdiğini gören Yagami, daha fazla zaman kaybetmek istemeyip Housen’i konuşturmaya çalıştı.
“En güçlü takımdaki iki kişilik yer D Sınıfı için rezerve edilmeli. Şartım bu.”
“Ne?”
Utomiya, sadece Housen’in sınıfının yararına olan bu öneriden hoşlanmadığını belli etti.
“Peki ya, istediğimiz gibi büyük gruplar kuramazsak ne olacak?”
“Az önce dediğimi anlamadın mı? Şartım, grupta 2 D sınıfı öğrencisi olması.”
“Peki. Sınav başladıktan sonra iki D sınıfı öğrencisiyle gruplaşamazsak, o zaman dört kişi birlikte sınava gireriz.”
“Zaten en güçlü dörtlü küçük grubu kurarsak, büyük gruba katılıp katılmamaları sonucu etkilemez, değil mi?”
“Dalga mı geçiyorsun, Housen?”
“Dalga geçmiyorum. Ciddiyim. Beğenmediysen, defol git.”
“Seni pislik…”
Utomiya mantıksız talepleri yüzünden Housen’a dalmak üzereydi.
Yagami ekmek kuyruğunda sıraya kaynamış gibi yapıp aralarına atladı.
“Sakin ol, Utomiya-kun. Şartları fena değil.”
“D sınıfına imtiyaz mı vereceksin yani?”
“9.sınıflar olarak yapmamız gereken en önemli şey, takım olarak birlikte çalışmak ve üst sınıflara yenilmemek.”
“Ona şimdi imtiyaz verirsek, tekrar yapmak için yüzü olacak.”
“Peki, şöyle sorayım o zaman: Housen-kun‘un sınıfını saf dışı bırakarak sınav sonucunun farklı olacağını düşünüyor musun?”
“Şey…”
“Bu sınavdaki öceliğimiz 9.sınıfların yenmesi. Bu zaferi elde edersek, bir şey kaybetmiş sayılmayız.”
“Anlıyorum. Ne düşündüğünün farkındayım, Riku. Ama bu sınavda ortaklaşa çalışmamız şart.”
Utomiya yüzünü assa da , Yagami ve Takahashi’nin iknası üzerine pes etti.
“Housen, daha fazla şart kabul etmiyoruz. Anlaştık mı?”
Housen, Utomiya’ya cevap vermedi. Sohbetin bittiğini işaret edercesine sırtını döndü.
“Son olarak, söylemek istediğim bir şey daha var.9.sınıfların bir bütün olarak birlikte çalışması şart. Aramızda herhangi bir anlaşmazlık olmaması için, sahip olduğumuz kartların yeniden dağıtılmasını istiyorum. Başarısı düşük olan öğrencilere yarı kapalı kartı verip onları aynı gruba yerleştirmek ayrıca önemli. Housen-kun, sorun yok değil mi?”
“Kafana göre takıl.”
Housen ortamdan hemen ayrıldı.
Üçü onun gidişini izlerken Takahashi, Yagami’ye dönerek:
“Takuya, B sınıfından kimi seçmeyi planlıyorsun?”
“Bu görüşmeye gelen herkesin en güçlü takımda olabileceğini düşünüyorum. Tabii ki, Housen-kun da dahil?”
Yagami, Takahashi ve Utomiya’nın yanı sıra Housen’e doğru bakış attı.
“Güçlü olmasına güçlü ama gruba katılmasına izin vermek mantıklı değil. Bu çocuk–“
“Eh, bunu daha sonra etraflıca düşünüp karar verelim. Şimdilik, aynı fikirde olmamız yeter, değil mi?”
“…Peki.”
“Birlikte birinciliği alabiliriz. Öncelikli hedefimiz zafer olsun.”
Utomiya istekli olmamasına rağmen, Yagami’nin sözlerine başını sallayarak peki dedi. Ardından dağıldılar.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ★ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩