Elitler Sınıfı - Cilt 13 - Bölüm 24 - Meydan Okuma
Cilt 13 – Bölüm 24 – Meydan Okuma
Ayanokouji gittikten sonra Kiryuuin olduğu yerde kaldı.
Zamanını boşa harcamak onun günlük rutiniydi.
Görüş alanına, görmeye alışkın olduğu rüzgarda dalgalanan sarı saçı bir çocuk girdi.
Yanında, az önce buradan uzaklaşan öğrenci konseyi başkan vekili Kiriyama dikeliyordu.
“Heyt be! Sadık köpek efendisiyle geri dönmüş!“
“Ne…?”
“Sinirlendiysen neyden bahsettiğimi de anlıyorsun demektir. Ama şöyle söyleyeyim; kimin sadık köpek ve kimin efendi olduğunu kimse bilemez. Çünkü kimin hangi rolde olduğunu söylemedim! Olaylara 3.kişinin bakış açısından bakıyorum, bir yabancı olarak değerlendiriyorum. Ama gidip geri dönen sensin Kiriyama, ve bu sadık bir köpek imajına cuk oturuyor.”
Kiryuuin kendisine yaklaşan Kiriyama’ya söylenirken Nagumo’ya bakış attı.
“Bu kız tam bir baş belası…”
“Ağzın ne kadar bozukmuş, Kiriyama. Senin gibi ciddi bir başkan vekiline yakışıyor mu bu sözler? Ayıp.”
“Nagumo, zamanını bu kıza boşa harcıyorsun. Farkındasın, değil mi?”
“Katılıyorum. İkiniz de görüş alanımdan gidin. Değerli zamanımı boşa harcıyorum burada.”
“Sen kim olduğunu sanıyorsun? Sen—-“
“Kiryuuin, lütfen saygıdeğer konsey üyemle alay etme.”
Nagumo, Kiriyama’nın omzuna dokunarak konuşmasına engel oldu. Kiriyama’yı hafifçe ittirerek Kiryuuin’unn önünde durdu.
“Saygıdeğer üyem mi? Hiç içten söylemedin ama.”
“Sen öyle sanıyorsun.”
“Eh, öğrenci konseyi başkanımız benden ne istiyor, peki? Seni bir daha görmem sanıyordum.”
“Mümkünse, ben de burada gerekenden daha uzun süre kalmak istemiyorum.”
Bu sözleriyle beraber, Nagumo zorla Kiryuuin’in yanına oturdu.
“Güzelsin ama çekici değilsin. Çekici olmadığın için pek yanında kalasım yok.”
“Çekiciyim ben. Sadece henüz o çekiciliğimi ortaya çıkartacak çocuğa rastlayamadım.”
“Çekici yanını ortaya çıkarabilecek bir çocuk varsa, onunla tanışmak isterim.”
“Ben de tanışmak isterim. Kişisel zevklerini boş ver şimdi. Sence ben neden popüler değilim?”
“Yeteneği çok olan kadınlarla başa çıkmak zordur. Maalesef, ben de bu tipleri sevmiyorum.”
“Anladım. O zaman senin standartlarını hiç karşılayamam. Mükemmel biri olmak, sevgili edinememe sebebimse, peki diyorum ne diyeyim.”
Kiryuuin’le anlamsız şakalaşmalarından sonra Nagumo sadede geldi.
“Kiriyama’dan ne Horikita-senpai ne de benimle hiç ilgilenmeyen senin, Ayanokouji‘ye dikkat kesildiğini duydum. Duyunca da çok şaşırdım haliyle.”
“Bu yüzden mi beni görmeye geldin? Öğrenci konseyi başkanının ne çok boş zamanı varmış.”
“İdari işlerimi bitirdiğim için boş zaman var.”
“Yanlış anlama var yalnız. Ben insanları umursamayan biri değilim, Nagumo. Merak ettiğim insanlarla konuşurum. Bir zamanlar sen ve Horikita Manabu‘ya da merak salmıştım.”
Bu sözleriyle beraber Kiryuuin, Nagumo’nun kaküllerini hafifçe okşadı.
“Saçın çok bakımlı. Bir kadın olarak saçlarına benden daha iyi baktığını görebiliyorum. Son derece popülersin de. Eee, öğrenci konseyi başkanı. Son 3 yılda aşk hayatın nasıldı?”
“Daha önce hiç sevgilisi olmayan biri, aşk nedir bilir mi ki?”
“Hiç ilişkim olmadığı doğru ama utanılacak bir şey değil ki. Aksine, değerimi yükselttiğini düşünüyorum?”
“Her zamanki gibi, senin düşünce tarzın oldukça garip.”
Aralarında anlamsız bir konuşma tekrar başladı, ancak Nagumo hemen ana konuya geri döndü.
“Eee… Ayanokouji diyorduk? Dikkat kesilmeye değer biri mi?”
“Çok sevimli bir çömez olduğu için onu destekler gibi yaptım; hepsi bu.”
“Bu kadar mı? Yani, daha fazla umursamadığın anlamına mı geliyor?”
“Şimdilik beklemedeyim. Yüz yüze konuştuk ama gerçek niyetini kavrayamadım. Bu haline yetenek diyemem ama en azından merakımı kaybeden öğrenci konseyi başkanından daha ilginç biriydi.”
“11. sınıflar içinde bana böyle saygısızca şeyler söyleyebilecek tek kişi sensin.”
Ardından Nagumo, Kiryuuin’in kulağına eğilerek fısıldadı.
“Madem benden daha iyi olduğunu düşünüyorsun, sana kim daha iyiymiş göstereyim?”
Nagumo ona ıssız ada sınavında meydan okudu.
“Kaybettiğin an değeri ölçülemez bir şey kaybedeceksin, öğrenci konseyi başkanı. Ama ortada birkaç yanlış anlaşılma var. Hemen düzelteyim : Seni hafife aldığım yok. Senin ya da Horikita Manabu’nun sahip olduğu liderlik yeteneğine sahip değilim. Arkadaş edinmede de iyi değilim. Bunu da biliyorsun, değil mi?”
Nagumo, vücudunu hafif geriye çekerek kulağından uzaklaştı.
“Ama söz konusu benim ilgi alanımsa, işte o zaman her şey değişir.”
Her ne kadar, Nagumo vücudunu hafif geriye çekerek kulağından uzaklaştırdıysa da yüzleri arasındaki mesafe 40 cm’den azdı.
Kiryuuin keskin bakışlarla Nagumo’ya baktı.
“Bazı alanlardan senden aşağıda olduğumu mu söylüyorsun?”
“Eh, şöyle sorayım. Benden daha az başarılı olduğun bir alan olmadığını söyleyebilir misin?”
“Kendini kanıtlaman için sana birkaç şans verdim ama şimdiye kadar hiçbir şey yapmadığın için B sınıfına düştün.”
Şimdiye kadar, Nagumo özel sınavlarda Kiriyama’nın sınıfıyla birçok kez yarışmıştı.
Ancak, Kiryuuin hiç yardım etmediği için sınıfı A sınıfından, B sınıfına düşmüştü.
“Sonuçlara bakarsan, dibi boylamış görünüyorum, evet.”
Kiriyama neşeli bir şekilde konuşan Kiryuuin’e baktı, ancak konuşmalarına müdahale etmedi.
“A ya da B sınıfında olmaya takıntılı birisi değilsin, biliyorum.”
Konuşmalarının sonunu işaret eden Nagumo ayağa kalktı.
“Başına bela olduğum için özür, Kiryuuin. Okulda kalan günlerinin tadını çıkar.”
Nagumo vedalaşma sözlerini söyledikten sonra kalkıp gitmek için hazırlandı.
“Beklemedeyim desem de bence ilginç bir öğrenci.”
“Ne…?”
“Ayanokouji hakkında bazı cevaplar aramıyor muydun?”
Nagumo’nun, Kiryuuin’a yaklaşmasının nedenlerinden biri Kiryuuin’un, Ayanokouji hakkında ne düşündüğünü öğrenmekti.
“İlginç mi? Bence kişiliği ilginçten çok uzak.”
Kiryuuin, oltaya geldiğini görünce güldü.
“Hani derler ya; Yırtıcılar dişlerini ortaya çıkarmaz diye? Zor bir sınavda tam puan almış diye duydum.”
“Sahne ışıklarının arasında olmaktan nefret eden ve yeteneklerini gizleyen insanlar var. Hepsini yendim ve pek ilginç değillerdi.”
Bu sözlerinden sonra Nagumo dikkatini, kendisini bekleyen Kiriyama’ya çevirdi.
“İlla ilginç gelen yanını söylemem gerekirse, onun aurası derdim. Senden ve Horikita Manabu’dan farklı bir havası olduğunu hissediyorum.”
“Çok soyut konuşuyorsun.”
“O zaman neden onu test etmiyorsun?”
“Tabii ki, ben de bunu düşünüyordum. Issız ada sınavında onun gerçek gücünü görebilirim belki.”
“Horikita Manabu gittiğinden beri sıkılıyorsun. Bu çömezler senin oyun arkadaşın olacak gibi? Ciddiysen önümüzde sınavda 1.ol, görelim.”
“Tabii ki, 1. olacağım. Belki benimle düello yapmak için can atan Kiriyama kazanır. Ama sahneyi kontrolüm altına almak için daha fazla gruba ihtiyacım var, haksız mıyım? Sana bir rolü vereceğim, Kiryuuin. Gerekirse yoldaş bulmana bile yardım ederim.”
Ve sonunda Kiryuuin’le iletişim kurmasının ana nedenine değindi.
Kiryuuin sanki anlamış gibi güldü.
“Anladım. Sen buraya yardımı istemeye gelmişsin?”
“Çömezlere 3.lüğü vermek fena olmasa da, bu kadar nazik birisi değilim.”
“Satranç tahtanda bir sürü taş varken bana güvenmek zorunda değilsin.”
“Yani ilgilenmiyor musun?”
“İlk %50‘ye girsem yeter. Bunca yolu boşuna geldiğine üzüldüm şimdi.”
Nagumo cevaba şaşırmamış gibi yapıp arkasını döndü.
“Sen böylesin işte. İkimiz de 11.sınıfız ama seninle konuşmaya çalışmak bile zaman kaybı.“
Nagumo geri çekilmek için talimat vererek Kiriyama’ya doğru yaklaştı.
“Madem buraya kadar geldin sana bazı tavsiye vereyim.”
“Sen? Bana mı tavsiye vereceksin? Pardon ama benden aşağı birinin tavsiyesine ihtiyacım yok.”
“Bu mantıkla hareket edersen, kimse sana tavsiye vermez ama neyse.”
Nagumo’nun arkasında kalan Kiryuuin, onunla alay ettikten sonra konuşmaya devam etti.
“O zaman monologmuş gibi dinle. Alt sınıflara kafayı takacağına önünde yaşananlara bak. Arkana dikkat kesildikçe çok sert darbe alıp yaralanman olası.”
“Ne sıkıcı bir monolog.”
Orada daha fazla kalmayı zaman kaybı olarak gören Nagumo çekip gitti.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ★ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩