Elitler Sınıfı - Cilt 17 - Başlangıç - Miyake'nin Monologu
Cilt 17 – Başlangıç – Miyake’nin Monologu
Ben, kendimi hiç özel birisi olarak düşünmedim. Özel bir yeteneği ya da kusuru olmayan, sıradan ortalama bir insanım herhalde.
Içimden geldiği gibi yaşadım hayatımı işte, iyi şeyler yaptığım da oldu, kötü şeyler de.
Bu yüzden, ne iyi biriyim diyebiliyorum, ne de kötü biri. Doğduğumdan beri, ortalama, sıradan birisi olarak yaşıyorum hayatımı.
Liseye başladığımda, okçuluğa merak saldım. Televizyonda izliyor, hayran kalıyordum. Boş zamanlarımı okçulukla değerlendireyim dedim. Bunun dışında, sıradan bir yaşam sürmeye devam ediyordum. Hayatı, akışına bırakmıştım. Etrafımda dönen büyük olaylara dikkat kesilmiyor, kişisel rutinime odaklanıyordum sadece.
Sıkıcı olsa da, kendi halimde olduğum için, kolay geliyordu… ya da nasıl desem… bu garip yaşam tarzım yüzünden arkadaş edinmemiştim lisede. Yalnız değildim ama… bir şekilde arkadaş edinebilme şansı elde ettim.
Keisei, Kiyotaka, Haruka ve Airi ile arkadaş oldum.
Ben de dahil olmak üzere beş kişiydik. Bu küçük arkadaş grubumda kendimi garip bir şekilde rahat hissediyordum. Bu beş kişiyle, okulu rahat bir şekilde geçireceğim hissine bile kapılmıştım.
Çevrem değişse de, ben hala aynıydım tabii.
Kendi benliğimin değişmeyeceğini biliyordum…… o sırada, beklentimin dışında bir şey gelişti.
Birine tutuldum.
Karşı cinsi hep güzel ve sevimli bulurdum. Ama birine aşık olmamıştım hiç.
.
Ne zaman başladığını bile bilmiyorum desem…
Haruka’ya farklı bakmamı sağlayan şey neydi acaba?
Haruka’ya olan hislerimden emin olduğum zamanı biliyorum ama… sınavda okuldan ayrılmayı teklif ettiğinde, içimden bir şeyler koptu; onunla ayrılacağımız düşüncesi beni mahvetti. O an mantığımla değil, duygularımla hareket etmek önceliğim oldu.
Airi’yi kaderıne terk etmek uğruna, Haruka’yı korumak istedim. Her ne kadar Airi’yi de arkadaşım olarak sevsem de..
Bu tavrımın doğru olup olmadığını bilmiyorum. Korumak istediğim kişiye öncelik vererek, o anki yaşananları adalet süzgecinden geçirip adil olan şeyi uygulamaya yeltenmedim.
Pişman mıyım? Hayır.
“İntikamım için bana yardımcı olacak mısın?”
Bu mırıldanmalar, düşüncelerimden uzakşatırıp beni kendime getirdi. Bana olan bakışlarında hiç değişiklik yoktu. Güçlü, direkt ve tehlikeli bakışlar.. tereddüt olmayan, sert bakışları vardı.
Sesli cevap vermedim… daha doğrusu, veremiyordum.
Bahsettiği intikam, arkadaşlarımı hatta sınıf arkadaşlarımı da zora sokacaktı. Kafa karışıklığımı görmüş olacak ki, yüzünde alaycı bir gülümseme ile bana bakıp arkasını döndü.
Normal bir durumda olsaydık, onun böyle gitmesine göz yumardım.
Şuanda da böyle yapmak doğru geliyor.. evet, gitmesine izin vermeliyim.
Birini sevmenin bu kadar stresli ve sıkıntılı olduğunu hiç bilmiyordum…
ben…
İlerde ne kadar çok kişi benden nefret ederse etsin…. onun tek başına gitmesine göz yumacak değilim.
Spor festivalinden sonraki gün, imkansız bir karar vermek zorunda kaldım.
Çeviren: fatoshisme