Türkçe Light Novel
  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
Sign in Sign up
  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
  • Isekai
  • Aksiyon
  • Fantastik
  • Seinen
  • Macera
  • Yaşamdan Kesitler
  • Harem
  • Romantik
  • Psikolojik
  • Okul Hayatı
  • Komedi
Sign in Sign up
SON EKLENEN BÖLÜMLER

Emperor Of Solo Play

23 Mart 2023
Bölüm 132 - Arife (3) Bölüm 131 - Arife (2)

Elitler Sınıfı

16 Mart 2023
   Cilt 17 - Bölüm 4 - Konsey Odası    Cilt 17 - Bölüm 3 - Spor Festivali (2)

Our Second Master

19 Eylül 2022
Bölüm 7: Final Bölüm 6: #####

En Çok Senden Nefret Ediyorum!

21 Ağustos 2022
Bölüm -5- Final Bölüm -4- #####

Alçakgönüllü Hizmetkârınız Kabahatli

30 Temmuz 2022
Bölüm 7: Final Bölüm 6: #####

Elitler Sınıfı -    Cilt 16 - Bölüm 20 -  Geçmişe Veda

  1. Home
  2. Elitler Sınıfı
  3.    Cilt 16 - Bölüm 20 -  Geçmişe Veda
Prev
Next

Cilt 16 – Bölüm 20 – Geçmişe Veda (final)

 

 

Beş saatlik özel sınav sona erdi. Çok geçmeden dört sınıftan sadece bizim, okuldan birini attırarak sınavı tamamladığımızı öğrendim. Birkaç kişi çoktan pişman olmuştur.

 

Bu özel sınavda bizim 150 puan alırken, diğer sınıfların 50 puan alması, ilerde çok işimize yarayacak.

 

Eylül ayını böyle tamamlarsak, B sınıfına yükselmemiz an meselesi.

 

Okul bittikten sonra, çatı katına giden merdivenlerde sözleştiğim kişiyi beklemeye koyuldum. Yaklaşık 10 dakika gecikmeyle, yanıma geldi.

 

“Beklettim. Tahmin ettiğimden uzun sürdü işleri halletmem.”

 

“Önemli değil, istediğin gibi gitti mi? Yoksa?”

 

“Zor sorular sormasan. Sınavın net cevapları yoktu. Birisi bizi burda görebilir, yer değiştirelim mi?”

 

“Olur.”

 

Chabashira-sensei çatı katına çıkan merdivenlere çıktı. Cebinden mavi renkli bir anahtarlık çıkartıp kapıyı açtı.

 

“Her yıl, okul çatı katına çıkmayı zorlaştırıyor. Belki ilerde girmek daha zor olacak.”

 

…çatı katı biraz dezavantaj sağlıyordu. Ryūen’in daha önce yaptığı gibi, zorbalık yapılabilecek bir yerdi. Chabashira-sensei sessizce çatı katına çıkıp, demir korkuluklara yaslanıp derin bir of çekti.

 

“Çok uzun bir gün oldu…. çok.”

 

Chabashira-sensei kendi kendine konuşarak, özel sınavın stresini taşıdığını belirtti.

 

“Snavda da söylediğim gibi… lise sonda ben de bu sınava girmiştim.”

 

“Demek öyle.”

 

Nereye bakıyor tam bilmiyorum ama Chabashira-sensei, gözlerini güneşin battığı yöne doğru dikmişti.

 

“Biraz günah çıkartmak istiyorum, dinlersen..”

 

“Pek dindar biri değilim ama dinlerim.”

 

Öğrenci yıllarındayken girdiği bu aynı sınavda aynı soruyla karşı karşıya geldiğinden bahsetmişti. Ancak sınıfının durumu, bizimkinden farklıymış.

 

“O günü dün gibi hatırlıyorum. 11.sınıf öğrencileri olarak B sınıfından, A sınıfına mezuniyetten önce ulaşma peşindeydik. İki sınıf arasındaki puan farkı 73 idi. Onları korkutacak kadar vakit kalmamış olsa da, önümüze büyük bir fırsat gelmişti. A sınıfının bile, o az farkla önde olduklarını düşünemeyecekleri bir sınavdı… Özel sınav başladı. Sizinki gibi, beş soru önümüze geldi. Dördüncü soruya kadar, fikir ayrılıklarına rağmen, bir şekilde geldik. ”

 

“Son soru aynıydı demiştin.”

 

“Eh… öyleydi. Bugünkü sınavdan sonra, anılarım biraz depreşti.”

 

Kafası mı karıştı yoksa dikkatimi dağıldı anlayamadım.

 

“İlk oylama sonrası, birkaç kişi kabul etmiş, çoğunluk ret etmişti. Ama tartışma süreci başlayınca, bu düşünce tamamen değişti. A sınıfı  başarılı bitirirse, aramızdaki fark 173 olacaktı. ”

 

“Mezuniyet sınavının böyle olacağını tahmin etmemiştin herhalde?”

 

“Evet. B sınıfı sınavı birincilikle tamamlasa dahi, A sınıfının durumu değişmeyebilirdi. Aramızda çok fark yoktu. Ödül arasındaki fark 100 ya da 150 idi. En fazla 200 olabilirdi, o da kesin değildi. Zaman aktıkça tartışmalar alevlendi;  A sınıfı birini atma imkanı yok, ret oyu verirler, bizse bu sınavdan başarıyla geçip A sınıfı oluruz gibi düşünceler hakim olmaya başladı. A sınıfını yenme hayalleriyle bir sürü senaryolar kuruldu.”

 

Aynı soru olmasına rağmen, sınıfların durumu farklı olduğu için, tartışma süreçleri buna binaen farklı geçmiş. Sadece iki seçenek olmasına rağmen, pek çok ihtimallerle boğuşmuşlar.

 

“Tartışmaya devam ettikçe, net bir sonuca ulaşamıyorduk. Birimizi feda edip A sınıfına ulaşma hayaliyle, arkadaşlarımızı korumayı seçip zorlu bir mücadeleye girmek arasında gidip geldik.…”

 

Chabashira-sensei hala uzaklara bakıyordu.

 

“….Bir süre sonra, arkadaşlarım A sınıfının kurban verip 100 sınıf puanını alacakları fikrine kapıldı. Artık bu ihtimal üzerine senaryolar üretilir oldu. Ret oyları da yavaşça kabul oylarına kaydı….”

 

“…..Birisini potaya koymak zorunda olunca, sonuca ulaşmak zorlaşıyor, değil mi? Yetenekleri az ve iletişim becerisi düşük öğrenci her sınıfta vardır. Ve ilk onlar okuldan atılma adayı olur. ”

 

“Evet. Özellikle de kabul oyunda birlik sağlandığında, geri dönüşü yok. Ve herkese kabul oyu verdirtmek çok zor. Bizim sınıfta, bu durumu değiştirecek bir şey olunca, o kişiyi attırma sözüyle kabul oyu verdirtebildim.”

 

“Sınıfımda bir çocuk vardı… eh, onu en iyi sana Hirata ve Ike karışımı birisi diyerek anlatabilirim sanırım.”

 

“Yōsuke ve Ike mı?”

 

“Hayal etmesi zor farkındayım ama hem sınıfın neşe kaynağı hem de lideriydi.”

 

Yani, Yōsuke’nin iyi yanları ile  Ike’n kötü yanlarını barındıran birisiymiş.

 

“Son soru için tartışıp dururken, o fikrini söylemek için harekete geçti. Liderimiz olarak, kendisini feda edeceğini söyledi.”

 

Kendisiyle 3 yıl boyunca omuz omuza mücadele veren arkadaşlarını bırakmak istemedi herhalde.

 

“Mezuniyet sınavından önceki son özel sınav. Lidersiz zor olurdu. Ve tek bir seçeneğimiz vardı….”

 

Zekice bir seçim yapıldığını söylemek zor. Ancak tüm öğrenciler eşit derecede iyiyse, birisini seçmek zordur. Tabii, rastgele bir seçim de olabilirdi. Ancak öğrenciler ikna olmamıştır buna.

 

“Ama bunda da oy birliğini sağlayamadık.”

 

“Neden? Liderin okuldan atılmasına karar vermemiş miydiniz?”

 

“Hayır. Birisi hep ret oyu verdi, sonuna kadar. Birisin oyunu hiç kabul oyuna dönmedi. Zamandan kaybettik. O ret oyu vermekte inat eden kişi bendim.”

 

Hikayenin akışından ben de öyle düşündüm. Demek oluyor ki…

 

 

“Chabashira-sensei, lider olan kişi, basit bir lider değildi senin için?”

 

Gözlerini kapatan Chabashira-sensei, of çektikten sonra açtı. Gözlerini gökyüzüne dikip onayladı.

 

 

“Ne diyeceğimi bilemedim. O, benim için… lider, arkadaş…. hatta herkesten önemli olan sevdiğim kişiydi.”

 

İkisi uzun süre boyunca onca zorluklara göğüs gerip nerdeyse son aşamaya kadar gelmişlerdi. Kalan zamanlarında mutluluklarını paylaşıp A sınıfına ulaşmak için çabalayacaklarını hayal ediyorlarken… Chabashira-sensei için zorlu bir seçim yapma sırası gelmişti.

 

“Ret oyu vermekte ısrar edince, bazı arkadaşlarım doğal olarak sinirlenip öfkelendi. Bana karşı tavır aldılar.. eh, doğal olan da buydu.”

 

“Chabashira-sensei okuldan atılmadığına göre, o zaman…”

 

 “Evet. Ben onu korudum, o da beni. Bu süreç devam edip durdu. Zamanında sınavı bitiremedik. Sınıfımız 300 puan geriye düştü. A sınıfıysa, aralarından birini attırıp 450 puan kazanmıştı. Fark 523 oldu. Birkaç saat öncesine kadar aradaki fark çok azken, birden büyüdü.”

 

Mezuniyet sınavında çok büyük bir fark yaratacak sınav karşılarına çıkmadıkça, aşılamayacak bir farkmış.

 

“Teselli olur mu bilmem ama sevgilin okuldan atılmamış…?”

 

“Onu neden koruduğumu bile anlayamadım. Özel sınavın bitmesiyle, ilişkimiz de bitti. Zaten bir günlük bir şeydi… hatta 24 saatten bile az sürmüştü. Son sınavı da kaybettikten sonra, üç yıllık çabamız boşa gitmişti. Sınıf arkadaşlarımızın itirazlarına ve şikayetlerine maruz kalmıştık. Ve üstüne, bir de bu başarısızlığın acısı  içimize işlemişti.”

 

“Peki ona ne oldu?”

 

“Bir daha onu hiç görmedim. Şuan nerde olduğunu bile bilmiyorum. Lisedeyken, benim her şeyimdi. Şuan düşünüyorum da ne kadar aptalmışım. Geriye bakıp düşününce, üç yıllık lise hayatı; insan ömründe kısa bir zaman diliminden ibaret. A sınıfına ulaşamasak bile, elimizden geleni yapıp pişman olmamalıydık. ”

 

Yani, 11 yıldır kararından pişmanlık mı duyuyor? O zaman, gençlik yıllarından yaptığı bir hatadan ziyade, verdiği kararın doğru olup olmadığına yanıyordur..

 

“A sınıfından mezun olamamıştım. Ne yapmam gerektiğini bilemedim? Onu okuldan attırmak için oy vermeli miydim? Yoksa farklı bir yol mu seçmeliydim..?”

 

“Böyle bir sınavda net cevap yoktur. Tüm sınıfı, birisini attırmak için ikna etmek nerdeyse imkansız. Tabii, aralarında işe yaramaz birisi varsa……”

 

Yine bir yolu bulunurdu.

“Açıkçası, sen onun stratejisini fark edememişsin. Söylediklerine göre, Chabashira-sensei’nin sınıfının A sınıfına yükselmesi için tek bir şansı vardı.”

“Herkesi ikna edip kabul oyunda birlik sağladıktan sonra, düşünmeyi hedeflemiştir. Öncelikli amacı A sınıfına yükselme şansınızı arttırmak olmuş.”

chabashira-sensei başını sallayarak onayladı.

“Onu gözden çıkarabilseydim şayet…”

“Bir sonraki sınavı lidersiz kazanabilir miydiniz? Sınıfınızdan kimse ayrılmadı sonuçta?”

 

“Evet. Tüm gücümüzle birlik olup savaşsaydık, başa baş bir mücadele verebilirdik.”

 

“Lidersiz ilerlemek zor. Bu durumda yapılabilecek en iyi şey, ret oyunda ısrarcı olmakmış.“

“Öne çıkıp ikna etmeye çalışsam bile olmazdı. Ayanokoji senin de dediğin gibiydi durum.”

“İknaya gerek yokmuş aslında. Sınıfınız iki fikir arasında gidip gelmiş. Ancak aynı fikirde olamadığınız için zamandan kaybetmişsiniz. İlk oylamada ret için mücadele etseydin, o zaman kimse okuldan atılmaz, sınıfınız sınavı başarıyla tamamlardı. Tartışma süreleri 10 dakika, oylama süreleri 60 saniye. Ancak oylama süresini biraz uzatarak zamanı ayarlayabilir, son oylamaya kadar direnip herkese gecikmemek adına ret oyu verdirtebilirdin. “

Kabul etmeyi seçer ve başarısız olursanız 300 sınıf puanından oluyordunuz ama reddeder ve tamamlarsanız 50 puan kazanıyordunuz.

“O süreçte sağlıklı düşünemiyorduk. Zamandan kaybetmek 300 sınıf puanına mal oluyordu, başarılı olmak 100 sınıf puanına. Herkesin aklında A sınıfından mezun olmak vardı. Zaten 173 sınıf puanını halledebilir miydik bilmiyorum.“

Öğrenciler 100 puan uğruna karar veremiyorlarmış. Bu takıntıdan yararlanan lider ise, kabul oyu sağlamak için çabalamış… ancak bu strateji yanlış. Chabashira-sensei’ninaklından geçenleri de, sevgilisinin düşündüklerini de anlayamadım.

“Ben… keşke senin gibi birisi olsaydı sınıfımızda…… Neyse, şuan bir anlamı yok zaten. Geçmişe gidemeyiz. Ayanokojakura arkadaş grubundan birisi değil miydi. Hatta sana özel ilgi duyan bir kızdı.“

“Eh, fark etmişsin.”

“Sizin sınıf öğretmeniniz olarak, gözlerinize bakınca neler döndüğünü anlayabiliyorum.”

Bu yeteneğinden pek hoşlandığım söylenemez.

“Sakura’yı kurtarıp başkasını attıramaz mıydın?”

“Bilemiyorum. Horikita sert bir tavır sergiledi. Düşünecek pek vakit kalmamıştı.”

“Üzülmedin mi…?”

“Airi okuldan atılmasaydı daha iyiydi, tabii. Ret oyunda oy birliği sağlamak için elimden geleni yapmama rağmen, Kushida durmadı. Onu okuldan attırmak için çabaladım. Horikita, Kushida’nın gitmesini istemedi ve Kushida buna ses çıkartmadı. Bu beklentilerimin arasında değildi.  Böyle bir durumda, tek yapabileceğim öğrencileri başarı sırasıyla yargılamaktı. Akademik başarı, sportif yetenekler, iletişim becerileri, gözlem yeteneği vs dikkate almak için ÖYD’ye bakmak zorundaydık. “

Okulun hazırladığı verilere bakınca, her şey ortadaydı.

“Sınıfta, yetenekleri Airi’den farksız olan öğrenciler de var, yok değil. Fakat onlara sıra gelseydi, arkadaşları onları savunmaya geçecekti. Bizde sadece en büyük engel Haruka idi. Yaklaşık 10 dakikamızın boşa gideceği tek bir kişi. “

“Yani, özellikle arkadaşını hedef seçtin…”

“Kişiliği de karar verme faktörlerinden biriydi. Airi’nin, yardım isteme eğilimi yok. En yakın arkadaşı Haruka ise onun için asla oy kullanmazdı,  Airi’nin ricası haricinde. Airi ise, sınıfına 300 puan kaybettirip bu okulda kalmaya devam edemezdi.”

“Sakura’nın nasıl davranacağını biliyordun.”

“Genel bakış açısına aşinalık, karakteri ve mizacı… Son vuruş ise, Airi’ye burda kalamayacağını sevdiği birinden söylemekti. Benim ağzımdan duyarsa, muhakkak anlardı.”

“Ayanokoji, sen …”

“İnsanlar bana şeytan diyebilir. Kimse bu rolü üstlenmek istemez.  Bu rolün gerekliliği, zalim olup görevi tamamlamaktı. Böyle bir okulda ilerlemenin tek yolu bu. “

“Bu okulda, okuldan ayrılmalar sık yaşanıyor, her şeye hazırlıklıyım ama senin kadar kesin kararlar asla veremem herhalde.“

Chabashira-sensei, zayıflığını dile getirdi.

 

“Seni pek tanımıyorum ama kaç kişiyle yolları ayırdınız? Ya da boş ver. Ben de seni anlayamayacağım.”

“Kaç kişiyi okuldan attığımızı ben de bilmiyorum. Yürürken yol kenarında gördüğün taşların şeklini ve sayısını bilmemek gibi bir şey. Bugün bana zaman ayırdığın için sağ ol, Ayanokoji-kun. Geçmişteki seçimlerimden dolayı pişman oldum ve takılı kalıp durdum.  Ancak böyle yapmamam gerekiyormuş. Öğrencilerime yön veren bir öğretmen olacağım ve pişman olmadan savaşacağım.“

“Geçmişinden bu sınav sayesinde kurtuldun galiba, sensei.”

Chabashira-sensei , eskisine nazaran daha iyiydi.

“A sınıfını hayal etmiyor değilim. Düşünmemeye çalışsam da, hala içimde ukte kalıyor, umut ediyorum. Geçmişte gerçekleştiremediğim hayalimi gerçekleştirmek istedikçe, aklıma anılarım geliyor; yine yıkılıp üzülüyordum. Hep böyle devam etti bu süreç.”

Chabashira-sensei bana dönüp şimdiye kadar hiç görmediğim kadar güzel bir şekilde gülümsedi.

“Kararımı verdim, Ayanokoji-kun. Sınıfın A sınıfından mezun olsun diye elimden geleni ardıma koymayacağım.”

“Heyecanlanman güzel de sensei, öğretmen olduğunu unutma.”

“Mmm … tabii ki. Benim de elimden gelenler kısıtlı. Sense bir öğrenci gibi konuşmuyorsun hiç.“

“Öğrenci gibi değil miyim? Peki, nasıl cevap vermem gerekirdi?”

“Bana sormanın bir faydası yok ki, ben de öğrenci değilim.”

“Peki… Sohbetimiz bittiyse, ben gideyim.”

“Evet. Zamanını aldım.”

”Önemli değil, görüşürüz, Chabashira-sensei.”

Bir süredir ona sensei diye sesleniyorum. Bu sefer biraz empati kurarak seslenmeye çalıştım ama pek hoş olmadı sanırım.

Chabashira-sensei ise hafifçe başını sallayıp gülümsedi.

Şuan iyi durumda. Bu özel sınavdan sonra, o da öğrencileri kadar gelişmiş oldu. Aklı lise sonda kalan birisi değildi artık, şuanki yaşına ve hayatına ayak uydurmaya çalışıyordu.

————-FİNAL————

 

BİR SONRAKİ CİLT ÇEVİRİSİ HAKKINDA:

 

Arkadaşlar, çeviriye henüz başlamadım. Çünkü son 3-4 cildi sürekli makine çevirilerden defalarca kontrol ederek çevirmek zorunda kaldım/kaldık. Normalde 2-3 saatte çevireceğim 10 sayfalık çevirinin daha başında takılıp anlayamamak, kimin ne söylediğinden emin olamamak tahmin edebileceğinizden çok daha yorucu. Detaylar, hikayenin akışını etkiliyor, okuyucu olarak siz benden daha iyi biliyorsunuzdur.

 

Yeni cilt için maalesef tarih veremiyorum bu yüzden, arada bir kontrol etmeniz gerekecek.

 

İngilizcesini okumak isteyenler de, lütfen link vs istemesin. Bu site google değil.

 

Keyifli okumalar!

Prev
Next

Comments for chapter "   Cilt 16 - Bölüm 20 -  Geçmişe Veda"

MANGA DISCUSSION

YOU MAY ALSO LIKE

emperor of solo play
Emperor Of Solo Play
23 Mart 2023
promotion poster- our second master
Our Second Master
19 Eylül 2022
ORV_Volume_1_cover_(Korean_ver)
Bilge Okuyucu
19 Mayıs 2021
classroom of the elite
Elitler Sınıfı – Kısa Hikayeler
26 Temmuz 2022
Tags:
clasroom of the elite oku, elitler sınıfı oku, light novel türkçe, youkoso jitsuryoku oku, Youkoso Jitsuryoku türkçe oku
  • Ana sayfa

TurkceLightNovels

Sign in

Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Sign Up

Register For This Site.

Log in | Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Lost your password?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Back to Türkçe Light Novel

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası