Elitler Sınıfı - Cilt 17 - Bölüm 20 - Nagumo
Cilt 17 – Bölüm 20 – Nagumo
Spor festivali Ayanokōji-kun olmadan başladı. Elektronik bir tablo yansıtılarak hangi sınıfın ne durumda olduğunu sürekli görebiliyordunuz.
Ryūen-san’ın sınıfı festivale birinciliği alarak başlasa da, çok geçmeden B sınıfı pozisyonu kaptı. Ichinose-san’ın sınıfı olan C ise 3.sırada, Sakaynagi-san’ın sınıfı ise 4.sırada yer alıyor şuan.
Umarım festival sonuna kadar bu tablo değişmeden gider. Bir sonraki yarışıma çok olduğu için, tezahürat için yer değiştirdim.
“Çok iyisin, seni tebrik ediyorum, Horikita-senpai!”
9/B sınıfından Yagami-kun, bana yaklaşarak seslendi.
“Yagami-kun, senin sınıfında iyi mücadele ediyor. Küçük bir farkla 2.sıradasınız, değil mi?”
“Sizin sınıfın birinci olması daha şaşırtıcı. Geçen yıl D sınıfında olmanız kulağa şaka gibi geliyor.”
“Övüyor musun, dövüyor musun belli değil?”
“Ne demek. Sana saygım sonsuz. Tabii, dürüst olmam gerekirse öğrenci konsey başkana olduğu kadar değil.”
Etrafa bakınırken, öğrenci konsey başkanı Nagumo’nun bitiş çizgisini geçtiğini gördüm.
“11.sınıftan senpailer konuşup duruyordu, art arta 5.birinciliğini almış. ”
Kızlar tezahürat ettikçe, öğrenci konsey başkanına misafirlerin bakışları çevriliyordu. Ancak Nagumo yüzünde boş bir ifadeyle, kendisine tezahürat eden kızlara dahi bakmadan tek başına bir kenara doğru ilerledi.
“Onu övmek isterdim ama pek mutlu görünmüyor.”
“Belki de kazanıp kazanmamak onun için önemli değildir. A sınıfından mezun olacağı garanti. Canı sıkılmış olabilir.”
Öğrenci konsey başkanı olarak böyle bir festivalin sonucu onun için önemsiz olabilir. Belki de birinciliği diğer öğrenciler karşısında kötü konuma düşmemek için alıyordur, kim bilir.
“Konsey başkanı ile konuşacağım.”
“Tamam. Benim yarışmam var zaten, senpai.”
Yagami-kun ile vedalaştıktan sonra başkana doğru yaklaşmaya karar verdim. Nagumo-senpai’nin yanına 11.sınıflardan kız öğrenci de yaklaştı.
11/B sınıfından Kiryūin-senpai. Arada bir 11.sınıfların ağzından duyduğum birisi idi. ÖYD’deki bilgilere göre bayağı iyi bir öğrenci.
Aralarına girmemek adına yaklaştığımda sessizce dinleyip bekledim.
“Art arda beş birincilik, ha. Tebrikler, nagumo.”
“Ne istiyorsun benden?”
“Kabalaşma ama. Başarına mutlu değilsin. Sana tezahürat eden de varken hem de.”
“Şaka kaldıraak havamda değilim. Basit bir yarışı kazandım diye, abartmıyor musun?”
“Sıralamayla oynayıp zayıflarla yarışabilirdin. Ama kiminle yarıştığını umursamıyor gibisin. ”
Kiryūin-senpai kolay yola başvurmadığını vurguladı.
“Ayanokōji katılmamış yarışlara. Bu hüzünlü bakışların bu yüzden mi yoksa?”
Ayanokōji-kun. Yine onun adı geçti.
Konsey başkanı, Kiryūin-senpai’ye bakmadan derin bir nefes aldı.
“O çocukla kapışma şansı elde ederim diyordum ama yanılmışım.”
“Ah canımmm. Ben seninle yarışırım. Olur mu, olur demi olur?”
Bu sözleri üzerine Nagumo gözlerini devirdikten sonra ona dik dik baktı. Yüzündeki korkusuz ifadeyi görünce, bakışlarını çevirdi.
“Yalana bak. Istesem dahi, benimle kapışmazsın sen.”
“Off. Yakalandım demek.”
Kiryūin-senpai, Nagumo-senpai’nin omuzlarına denk gelecek şekilde durarak söylendi.
“Son tur! Bu a bitsin zorunlu görevim sona eriyor. Sonra dinlenip eğleneceğim. ”
“Hiç şaşırmadım.”
“Alt sınıftakilerle ilgilenmeyi bırak artık. Kendi dönemindekilere kral oldun, A sınıfındasın. Bir de konsey başkanlığın var. Yeter yani. Sessiz sakin mezun ol gitsin. ”
Kiryuin-senpai sanki tavsiye veriyormuşcasına hafif bir dille ikaz etti.
“Yardımcı olmaya mı çalışıyorsun? İçine ne kaçtı senin? Seninle geçtiğimiz altı ay boyunca Ayanokoji ile konuştuğumuzdan daha fazla konuştum.”
“Sanırım haklısın.”
“Endişelenmene gerek yok. Senin bana Ayanokoji ile oynamayı bırakmamı söylemene ihtiyacım yok. O çocuk beni ekti. Tekrar böyle tuzağa düşürüleceksem onun peşine düşmenin bir anlamı yok.”
“Eğer o çocuk direkt bir karşılaşmada öğrenci konseyi başkanına kaybetse, şu ana kadar olan statüsünü nasıl devam ettirmesini bekliyorsun? Neden kaçtığını anlamaya çalış. ”
“Onun da kendince tatlı ve şirin bir tarafı var.”
Öğrenci konseyi başkanı ile yarışmak? Belkide geçen gün öğrenci konseyi odasına bu yüzden gitti, bunları konuşmak için? Nagumo-senpai’nin benimle gönderdiği mesajla da uyuşuyor.
Kiryuin-senpai hafifçe bana baktı, ama hiçbir şey söylemeden yürüyüp gitti.
“Seni beklettiğim için üzgünüm, Suzune. Ne istemiştin?”
“Ah, aslında, ben de Kiryuin-senpai ile aynı şeyi soracaktım. Birinci olmana rağmen hiç mutlu gözükmüyordun. Dahası.. Ayanokōji-kun ile spor festivalinde rekabet edeceğinize sözleşmiştiniz galiba?”
“Açıkçası, pek işe yaramadı. Gelmemiş. Olan oldu artık.”
Ayanakoji-kun gelmeme nedeninin hastalık değil de, Sakayanagi-san’la alakalı bir stratejiden dolayı olduğunu söylemişti. Görünüşe göre öğrenci konseyi başkanı Nagumo gerçeği bilmiyor… bilmemesini sağlamak daha hayırlı olur gibi.
“Hey, yemek saati geldi? Gel beraber yiyelim.”
Bu isteği geri çeviremezdim çünkü emir büyük yerden geliyor. Ben de kabul ettim.
Kısa bir süre sonra, öğlen arasında, sunulan yemeklere bakıyordum. Bu yemek çeşitlerinden istediğimi seçebilirdim. Sandviçler ve diğer hafif yemekler… Yemekler çeşit çeşitti, bir kase pirincin üstünde servis edilen domuz pirzolasından tut daha çok güç ve dayanıklılık arttıracak yemeklere kadar her şey vardı.
Okulun kusursuzluğu ve detaylara verdiği önemi beni hem şoke etti hem de etkiledi. Dahası, önkoşul olan aldığınız yemeği bitirmek yoktu, birden fazla alabiliyorsunuz. Çoğu öğrenci sadece bir tanesini seçse de gözlemlediğim kadarıyla birden fazla alan erkeklerde vardı. Aldığı üç ya da dört porsiyonu mutlulukla elinde taşıyan iri bir öğrenci gördüm. Eğer bu mentalitedeysen, ya hala bu okulu küçümsüyorsun ya da gerçekten küçüksün.
“Yo, beklediğin için teşekkürler.”
Öğrenci konseyi başkanı Nagumo-senpai bana yaklaştığında hafif bir yemeğe doğru uzanıyordum.“
“Sorun değil Senpai. Ancak bir toplantım var, bu yüzden bunu çabucak halledebilirsek harika olur.”
“Ah. O zaman, Ayanokoji hakkında bir şey sormak istiyorum. Hasta olduğundan dolayı gelmediğini duydum ama nasıl olurda bu kadar çabuk hasta olur?”
Belli etmemiş olsa da, görünüşe göre Nagumo-senpai ondan şüphelenmiş.
“Ben bu sabah gelemeyeceği ve 10 puan kaybedeceği için üzgün olduğuna dair bir mesaj aldım. Malum hastaysa onu gelmesi için zorlayamam.”
Gelmemesinin nedeninin farklı bir şey olduğunu sadece ben biliyorum.
Doğal olarak bunu gizlemem lazım.
“Umarım cidden kendini iyi hissetmiyordur.”
“Pardon senpai?”
Davranışlarımdan bir şey belli ettiğimi düşünmüyorum. Acaba öbür türlü düşünmesi için başka bir nedeni var?
“Kiryuin’in ne dediğini duydun. Belkide aşağılanmak istemedi ve kendisini içeri kapatmaya karar verdi.”
“Sanırım bu da her zaman olabilecek bir olasılık.”
Onu kışkırtmamak için güvenli bir cevap verdim.
“O zaman… Sanırım bu sizin döneminize mal olacak.”
“Ne… demek istedin?”
“Sonuçta, onun yokluğunun karşılamak için tek yol başkasını çıkarmak, değil mi?”
Benim soruma direk bir cevap vermedi ama kendince bir şeyler mırıldandı.
Sonrasında, öğrenci konseyi başkanı gittiğini bana haber verirmişcesine elini kaldırdı ve tepsisini bile kaldırmadan yürüyüp gitti.
“Bizim seneden çıkarmak? Karşılık derken neyi kastediyor…?”
Görünüşe göre Ayanokoji’nin namı her tarafta geziniyor. Ben de bugün spor festivalinde ondan etkilendim. Spor festivaline gelmeyeceğini duyurduğunda birazcık endişelenmiştim ama etkinlikler başlayınca fark ettim ki Sakayanagi-san de ortalıkta yok.
Şüphesiz Ayanokoji, Sakayanagi-san’ı içeren bir şeyler yaptı. Ve sonuçları da, şu anki A sınıfının durumunda kanıtı. Eğer bir anda komutanınız meydana çıkamazsa, koordinasyonunuzun yeterince iyi olmaması şaşırtıcı olmaz.
Onlar için biraz üzüldüm ama bu ciddi bir oyun.
Alabildiğim her yerden galibiyet aldığıma emin olacağım.
Çeviren: Ns & Jj