Elitler Sınıfı - Cilt 5 - Bölüm 4 – Can Sıkan Tehdit
Ders bittikten sonra herkes gitti, sınıfta yalnız kaldım. Dışarıdan kulüp faaliyetleriyle ilgilenen öğrencilerin sesleri geliyordu. Her ne kadar spor festivali yaklaşıyor olsa da hepsi çok iyi bir ruh hali içindeydi, ekstra çaba harcamadıkları görülüyordu.
Kulaklığımı telefonuma bağlarken az önce mail ile aldığım dosyayı açtım ve kontrol ettim.
“Demek öyle…”
Şimdi durumu az çok kaptım ya.
Gerekli olabilir diye birkaç tuzak planlamıştım, gerek kalmayacak gibiydi.
Olaylar mükemmel bir şekilde ilerlediği için, burada beklemeye gerek kalmamıştı, yurda dönmeye karar verdim.
“Normalde geç çıkmazdın, Ayanokouji.”
Yolda, ana girişte hortumla otları sulayan Chabashira-sensei ile karşılaştım.
“Arada oluyor böyle. Otları sulamak da görev tanımınıza giriyor mu?”
“Öyle denebilir. Bu bölge benim görevim gibi bir şey oldu, evet.”
Bunu söyledi ve sulamaya devam etti.
“Siz gençlerden farklı olarak, yetişkinler çeşitli şeylerle meşgul olup duruyor. Özellikle şimdi de, spor festivali yaklaşıyor. O da ayrı bi iş…Peki, bugün bir şey mi oldu? Seni ilk defa okuldan sonra gezerken görüyorum.”
“Biraz abartmadınız mı, sensei?”
“Spor festivali hazırlıklarını tamamladın mı, peki?”
“Son rehberlik dersinde olayı az çok çözdüm. Gerek var mı sizce?”
Chabashira-sensei, derste herkesin stratejisini ve taktiğini duymuştu. Niye böyle sorular soruyor anlamıyorum.
“Senin ilginç bir taktik veya strateji ile festivale başlayacağını düşünmüştüm, bu yüzden soruyorum.”
“Hiç öyle düşüncelerim olmadı.”
“Olmadı mı? Anladığından eminim ama—“
Chabashira-sensei konuyu bana getirmeye çalışıp duruyordu ama göz göze gelince konuşmasını yarıda bırakıverdi. Çünkü böyle halka açık bir alanda, bu konuları konuşmanın ne ona ne de bana bir faydası vardı, aksine zararı olurdu.
“Bana söylediklerini unutmadım, sensei. Ancak ne yapacağım konusunda kendi kararımı kendim vereceğim.”
“Evet, karar senin tabii. Sana müdahale etmeye çalışıp işine burnumu sokmamalıydım. Ancak şunu bil ki, seni korumak için bana bir sebep vermezsen, ipleri eline almazsan, seni korumam. Bu tarz bir baskıya dayanmak zorunda kalan, sıradan bir öğretmenim ben de. Sana arka çıkmama değer bir şeyler sunmak zorundasın bana.”
Bu bencilce beklentiler umurumda değildi artık.
Her gün böyle rahatsız edilmek beni sinirlendiriyordu. Keşke sensei böyle gereksiz bir konuyu gündeme getirmeseydi, bu can sıkıcı duruma dahil olmadan kurtarırdım kendimi.
Hayır……. bu problem er ya da geç yine karşıma çıkacaktı.
“İzninizle.”
“Tabii, görüşürüz.”
O arkamdan bakarken, bir kaç yüz metre ileri gidip yurda giden yola saptım.