Elitler Sınıfı - Cilt 5 - Bölüm 9 – Festivalde Lider Seçimi
Sınıftaki kaba saba yaptığımız güç testinden sonra gerçek bir yetenek belirleme uygulamasına geçildi. Hirata’nın politikası, sınıfı zorunlu yarışmalara katılmaya zorlamadan yarışmalara dahil edip birlik kurmaktı.Bu yaklaşımı sayesinde, katılım oranı %90 civarındaydı, Kouenji ve Sensei’nin reddetmesiyle sona erdi.
“Hau, auu, fuu….”
En son bir kız tüm gücüyle yaklaşıyordu. Bayılmak üzere olduğu her halinden anlaşılıyordu. Var gücüyle yere çökerek ellerini dizlerine koyup derin bi’ nefes aldı.
“Aferin, Sakura. Motivasyonun çok iyiydi.”
“A-Ayanokouji-kun. Merhaba.”
Hiç atletik olmayan Sakura, temkinli olur, bu tür şeylere katılmazdı. Ancak son zamanlar inisiyatif kullanıp bu işi ciddiye alıyor, sınıfın bir parçası olmak için çabalıyordu.
Ama spor yapmadığı belli oluyor, iyi sonuçlar elde edemiyordu.
“Vaay! Hadi bakalım!”
Bu arada, laylaylom takılan Sudou, etrafta dolaşıp duruyordu.
Sınıfta kendini o kadar çok övmüştü ki, eğer aksi bir sonuç olursa yerin dibine girer kesin, ha.
Ancak bu gereksiz bir endişe onun için tabii ki.
Dikkat çekmek için kılıktan kılığa giriyordu ama kimsenin de onun hızına ve gücüne yetişmesine izin vermiyordu. Okulda büyük ihtimalle onun gücüne eş fazla insan yoktur.
“Sudou-kun’dan beklendiği gibi. Her yarışmada birinci geliyorsun, maşallah. Bu inanılmaz.”
Kushida 100 metre koşusunu birincilikle bitiren Sudou’ya olan saygısını, olduğu yerde zıplayarak ifade etti.
“Heh, iyiyimdir. Ama o koşarsa sonuçlar nasıl değişir bilemiyorum.”
Sudou’nun gözüyle işaret ettiği kişi, olan bitenlerle hiç ilgilenmeyen Kouenji’ydi.
“Sen söyleyince aklıma geldi.. Kouenji’nin daha önce koştuğunu görmedim.”
Daha önce yüzme derslerinde Sudou’yla rakip olmuşlardı ve Sudou’dan daha önce bitirmişti yarışı. Bundan dolayı Kouenji’nin yüksek potansiyelli birisi olduğu açıktı.
Fakat Kouenji kendisi istemediği sürece hiçbir şey yaptıramayacağınız türden bir çocuk. Bu spor festivalini, kendi başımıza özgürce düşünmemiz ve hareket etme politikasına dayalı olduğunu düşünürsek, Koenji’yi zorlayabilecek tek bir neden bile olmayacak ve kılını kıpırdatmayacak, kesin…
“Evet ama bu gerçekten inanılmaz. Bu spor festivalinde Sudou-kun lider sensin.”
“Lider mi ? Ben mi?”
Sudou söylenileni duyunca, kendisini işaret etti.
“Ben de aynı fikirdeyim. Spor festivali gerçekten de atletik öğrenciler için uygun bir yarışma sonuçta. Sudou-kun’un bunun için hepimizden daha nitelikli olduğuna inanıyorum. Lider sen olmalısın. Haksız mıyız sence?”
Kushida’nın fikrini onaylayan Hirata, bu sözleri sarf ederken bir yandan da notlar alıyordu.
Spor festivalinde güçlü bir lidere ihtiyaç vardı.
Hirata’da liderlik yeteneği vardı ancak spor açısından Sudou’nun kendisinden daha iyi olacağını düşünüyordu büyük ihtimalle.
“Ama ben.. lider olmak için uygun değilim…”
Hemen hemen tek başına veya birkaç kişiyle şimdiye kadar hareket eden Sudou biraz şaşkın görünüyordu.
Sonra yanında duran Horikita’ya baktı ve onun fikrini istedi.
‘Teori açıklama konusunda çok iyi olduğunu düşünmüyorum. Bir lider olmak için Hirata-kun daha iyi bir seçim olacaktır. Ancak… enerjine ve performansına bakarak diğer yarışmalarda da ne kadar iyi sonuçlar alabileceğini tahmin edebiliyorum. Kalabalıkta parlayacağın kesin. Sınıf olarak ilerlemek için kaba kuvvet gerekiyor diye düşünüyorum. Lider olmana bir itirazım yok.”
Onaylamadı ama reddetmedi de. Diğer bir deyişle, Sudou’nın yeteneklerini kabul etmiş oldu.
Horikita’nın buraya sadece antrenman yapmak için değil aynı zamanda gözlem yapmak için de geldiği anlaşılıyordu sözlerinden.
“… Peki… D Sınıfını bu spor festivalinde galibiyete götüreceğim.”
Belki de aşık olmanın zayıflığı denilebilir ancak… Sudou, Horikita’nın beklentilerine cevap vermek için böyle bir tavır aldı.
“Kendine aşırı güvenme. Bu sefer de hepimizi yüz üstü bırakırsın.”
Sudou’ya son bir uyarıda bulunup antrenmanına devam etmek için yanımızdan ayrıldı.
Sudou’nun yüzü nar gibi kızarırken bir yandan da yumruğunu sıkıyor, güç topluyordu.
Çeviren: Viztorio