Elitler Sınıfı - Cilt 8 - Bölüm 13 - Oyuna gelmek
Cilt 8 – Bölüm 13 – Oyuna gelmek
“Yenildim.. hadi 4.ele dönelim?“
Nagumo, yüzünde tek bir üzüntü belirtisi olmadan 4.el için hazırlıklara koyuldu. Kağıtları karıştırıp dağıtmaya başladı.
“Çömezler olarak ilk galibiyetinizi aldınız. Senpaileriniz olarak, bize hizmet etseniz hiç fena olmaz. Tekrar kaybetmeye hazır mısınız?”
Ishikura :“Bu arada,, Sudou… D sınıfındandı değil mi? D sınıfından kim var burda?”
Ishikura, Nagumo kağıtları dağıtırken etrafına dönüp sordu.
“Ahh, Sudou’nun sınıf arkadaşı biziz.”
Keisei gözüyle beni işaret ederek söyledi. Ardından ekledi;
“Bu arada, bu ay itibariyle C sınıfına çıktık.”
Kendi dönemine ait olmadığı için, ilgilenmemesini bekliyordum ama Ishikura şaşırıp etkilendiği yüzünden belli oluyordu.
“Demek D’den C’ye yükseldiniz? Harika vallahi.”
“Aynen. Daha okulun başında tüm sınıf puanını sıfıra çeken sınıf, 7-8 ay içinde C’ye yükseldi.”
“Çok iyi. Peki, B ile aranızda ne kadar fark var?“
Ishikura, bu soruyu sorunca bizim oğlan Keisei cevap vermedi. Çekindi herhalde?
“Pardon, bu konuyu açmamak en iyisiydi. Malum burada herkes karışık, ortamın havasını bozmayalım..”
D sınıfına düşen Ishizaki’gil buradaydı ve B sınıfından olanlar… İki taraf içinde komik veya duymaktan hoşlanacakları bir konu değildi.
Bu arada sohbet daha çok, Nagumo ve 11.sınıflar arasında ilerliyordu. 4.el de başladı
Bir süre sonra, 4 kişinin eli bitti. Geriye 2 kişi kaldığında Nagumo hemen müdahale etti.. Çünkü….
“Kalan 2 kişi de 9’lardan? Devam etmeye gerek kalmadı, sonuç belli.”
Kim kazanırsa kazansın, 9’lar kaybetmiş olacağı için… Yahiko ile Hashimoto ellerindeki kağıtları yere bıraktı.
Az önce Nagumo’nun liderliğindeki 10’ları yenmemize rağmen, 3.kez kaybettik. Bu oyundan önce, 2 kez kahvaltı hazırlayacaktık.. şimdi Papaz kimde oyunu yüzünden, 3 kez oldu.. bakalım daha neler göreceğiz. Belki daha çok kaybederler?..
“Oyuncu değiştirelim mi?“
Hashimoto oturduğu yerden kalkıp değişiklik istedi. Ama kimse bu gidişattan memnun olmadığı gibi, kendini ateşe atmak da istemiyordu. Durum 3-1 giden maçın 89.dakikadan döndürmeye çalışmak gibi bir şeydi.. hem ezici üstünlük vardı hem de şansınız çok azdı.
“Vakit kaybetmeyelim. Sen, gel oyna hadi.”
Nagumo kafasını çevirip beni çağırdı.. eh zaten sabahtan beri oyunları izliyordum. Fark etmiş demek. Reddetmek isterdim ama öyle bir şansım yok tabii.
Özellikle mi beni seçti bilemem ama oyunun başına geçeceğim.
“Kusura bakma, Ayanokouji. Başarılar diliyorum.”
“İnşaallah.”
Bizim gruptan 3 kişi oyuna dahil oldu.. sıranın bana gelmesi doğaldı..
Zaten altı üstü oyun ve eğlencesine oynanıyor. Yahiko, benden kağıtları karıştırıp dağıtmamı istedi. Karıştırıp dağıttım ama alışkın olmadığım için garip oldu ya. Belki de bana garip geliyordur.. bilemiyorum.
“Bu 5.el, hadi kozlarımızı paylaşalım, çömezler!! 11’leri yenelim!”
Nagumo, bize güç verircesine bir iki kelam etti. Elimdeki kartlara bakıp durumu kavramaya çalıştım. Oyuna başlar başlamaz, kendimi papazı çekerken buldum. Şansa bak.. ilk çektiğim kağıt papaz yahu.
Bu papazı, 10 veya 11’lerden birine kitlemediğim sürece, kazanma şansımız yoktu.
İskambil oyunlarına pek aşina değilim ama merak ettiğim bir konu vardı. Papazı en erken çekmeyi avantajıma kullanabilirim diye düşünüyorum.
Oyun ilerlemeye başladı… ilerliyor, kağıtlar çekiliyor ama kimse elimdeki papazı almıyordu.
Bir senpai papazı tam tuttu, sonra nasıl bir aydınlanma yaşadıysa kağıdı bıraktı. Ama çok geçmeden, bir senpai elimdeki papazı çekti… papazı fark eden senpai bir anlığına yüzünü ekşitse de hemen toparlayıp oyuna kendini verdi. İlk Kiriyama ile Nagumo bitirdiler ellerini.
Ardından Yahiko sonra da ben bitirdim elimi..
“Demek 9’lar bizi mağlup etti, ha? Dengeler değişiyor!!”
11’ler ortada kaldı.. ya da Nagumo’nun tam istediği gibi ilerliyor mu demeli? Mümkünse daha fazla kaybetmek istemiyorum.. 3 kez kahvaltı hazırlayacağız zaten.
“İşte son el başlıyor.”
“Ben dağıtırım.”
Ishikura’nın kağıtları dağıtmasıyla, Kouenji’nin Nagumo’ya seslenmesi bir oldu.
“Başkan Nagumo.”
“Ne oldu, Kouenji? Bize katılmak mı istiyorsun yoksa?“
“Biraz meraklanmadım değil, hani. Finalde ne dolaplar dönecek, heyecanla bekliyorum.”
Nagumo, saldırgan sözlerine aldırış etmeden onu dinledi.
“Dolap derken?“
Nagumo, kağıtların dağılımına bir de oyunculara baktı. Şaşırmış gibiydi.
“Bu oyunu basit görüyorsunuz ama senpailere karşı, çömezlerin yenilmesinin gayet kolay olduğu bir oyun.”
Kouenji kahkaha atıp arkasını döndü.
Odadaki çoğu kişi Kouenji’nin bu tavırlarını anlamadı. Sadece senpailer ne demek istediğini gayet iyi biliyordu.
…Bu son oyun için saksıyı çalıştırmak zorundayım. Şansıma güvenirsem, kendimi uçurumdan aşağı atmış olacağım.. bu kesindi. Hamle yaparsam da Nagumo’nun dikkatini çekerim. Kağıtlarımı kontrol ettim.
Içinden papaz çıkarsa, yenileceğim demektir.
“9’lar 3 kez yenildi yeter bence. Tabii, bu yenilgiyi arttırabiliriz de. Bana göre hava hoş..”
Nagumo sanki şakasına söylemiyordu bu sözleri. İşte başlıyoruz.
Birkaç dakika içinde, finalin sonucu belli olacaktı.
****
“Çömezler, kusura bakmayın. Benim elim bitti.”
İlk bitiren kişi, Tsunoda oldu. Ardından da Kiriyama elini bitirdi. Geriye 9’lardan biz ve Nagumo ile Ishikura kaldı. Papaz, oyunun başından beri benim elimde.
Bu arada, oyunu kazanmaktan vazgeçtim. Sessizce oyun oynamaya devam etme kararı aldım.
Yahiko da bitirip derin bir oh çekti. Çok geçmeden Ishikura da elindeki son çifti göstererek oyunu tamamladı. Nagumo ile teke tek kaldım.
“Eğlenmiyorsun sanki, Ayanokouji.”
“Hmm.. kendimi pek ifade edemiyorum.”
“Öyle mi? Oyunu devraldığından beri yüzün solgun. Bir de…Papaz sende değil mi?“
Nagumo’nun bu sözlerine şaşıracak değilim. Zaten 2 kişi kalmışız, elinde değilse, bende olduğu bariz belliydi.
“Olabilir.”
Onunla konuşup beni etkilemesine izin vermeyeceğim. Zaten herkesin çıkarımda bulunabileceği bir durumu anlatarak beni sohbete ısındırmaya çalışıyordu. Kouenji’nin ona cevap verdiği gibi, benim de tuzağına düşmemi bekliyordu. Elimdeki iki kartı ona uzattım, birisi papaz diğeri Nagumo’nun elindeki kartın eşi.
Nagumo, papazı seçmeyecektir.. hmm, yüz ifadesi değişti? Gülümseyip elimden bir kartı seçti—
“Başarılar, Ayanokouji. Şimdi bir çıkış yolun var.”
Nagumo papazı aldı.
Ishikura: “Garip. Diğer kağıdı alacağını sanmıştım.”
“Kağıt oyunlarında şans her zaman rol oynar. Kaybedebilirim her an.”
Elindeki kağıtları karıştırıp bana uzattı.
“Hadi, seç bakalım.”
Oyunun olayına hakim olmayan birisi için kazanma şansım 50/50 idi..Ama bu oyunda işler öyle sandığınız gibi şansa dayanmıyor.
Nagumo yanında getirdiği sıfır iskambil kağıtları kutusunu açtığı anda, papazı işaretlemiş. Yani; işin içinde hile var.
İlk bakışta papazın üzerindeki küçük çizgiyi fark etmeniz mümkün değildi. Hatta normal şartlarda kimse fark etmezdi. Ben bile Nagumo’nun kehanet dolu sözlerinin gerçekleşmesiyle fark ettim.
Şimdiye kadarki beş elde de, Nagumo bazen oyunun ortasında bazen oyunun başında, oyunun sonucuna yönelik nokta atışı tahminlerde bulundu. Tabii, 9’lardan olayı çakan olmadığı için, bunu ispat etmek imkansızdı.
Bu yüzden de çok rahat bir şekilde oyunun sonunu şaka yollu bir şekilde tahmin ediyordu. Bu arada, senpai’ler bu durumun farkına varmışlar— hayır, büyük ihtimalle daha odaya girmeden onlara söylemiştir bu oyunun nasıl işleyeceğini.
…kısacası, oyuna geldik.
Benim görüş açımdan sağda olan işaretli kağıt papazdı. Üzerinde diğer kartlarda olmayan alelacele çizilmiş küçük bir çizik vardı. Diğer kağıdı seçersem ne olur acaba? Gerçi ne diyebilirler ki %50 kazanma şansım var.
“Hangisini seçsem bilemiyorum, birini seçeyim gitsin.”
Bu sözleri söylerken elimi uzattım ama Nagumo elini geri çekti.
“Seçmek için düşün lütfen.”
“Düşününce bir sonuca ulaşacağımı sanmıyorum.”
“Israr ediyorum ama.”
“Peki, düşüneyim.”
Böyle dedim ama kartlarla ilgili daha fazla düşünmenin manası yoktu. Birkaç saniye bekleyip elimi bir kağıda uzatıp çektim.
“Ben şansımı denemek istiyorum, sol aklımda kaldı.”
Güzel bir bahane oldu. Bu sefer Nagumo beni durdurup engel olmaya çalışmadı. Son kağıdı elime aldım.
“Elim bitti.”
Kağıtları yan yana getirip yere koydum.
“Kaybettin, Nagumo.”
“Demek öyle. Neyse, zaten 2 kez kahvaltı hazırlamaya ayarlamıştık kendimizi. Şartlar değişmedi. “
Bu sözlerinden sonra yerdeki iskambil kağıtlarını toplamaya başladı.
“Yine de çok eğlenceli geçti. Ishikura-senpai, seninle çok iyi anlaşıyormuşuz gördün mü.”
“..bilemiyorum.”
Nagumo’nun onay bekleyen sözlerini kestirip atan Ishikura odadan çıkıp gitti.
“İlk kahvaltı sizinkiyle başlasın, sıralamayı bozlamayalım. Olur değil mi?”
“T-tabii. Teşekkürler.”
Keisei, Nagumo’ya teşekkür etti. Diğer senpailer de oturdukları yerden kalkıp odadan çıktılar.
“Sanki onlarla pek iletişim kuramadık.”
Ishizaki’nin mırıldanması… o kadar haklısın ki.. bizi kandırmak için, yanımıza gelmişler yahu. Bir de aramızdaki bağı kuvvetlendirmek falan diye hikaye uydurdular. Üstüne bir de kendi aralarında konuşup durdular..
Olan yine bize oldu. Bu gecenin özeti buydu.