Elitler Sınıfı - Cilt 9 - Bölüm 4 - Garip söylentiler

Cilt 9 – Bölüm 4 – Garip söylentiler
Ayanokouji grubu, kulüp aktiviteleri için sınıftan ayrılan Akito hariç bir kafede toplandı.
Haruka : “Eee, Yamauchi-kun ile Sakayanagi-san arasında yaşanan “Tiyatro detiyatro için ne diyorsunuz, düşünceleriniz neler?“
mek doğru mu bilemedim?“
Keisei, Haruka’ya tekrar emin olmadığını belirtti.
“Eh, evet diyorum ya. Airi?“
“Bence………bence de….“
Airi’nin yüzü kızarıverdi.
“Bak, duydun mu?“
“Evet, tavırları öyle görünüyordu ama…..Keisei-kun’un dediği gibi C sınıfını araştırıyordur belki.”
“Tuhaf bir giriş yaptı sınıfa. Bunu düşünmemiz normal bence.”
Bir anda belirip basit bir giriş yaparak bize bunun tuzak olmadığını da ima etmişti. Eh, içinde az çok gerçeklik payı da vardı.
“Kiyopon ve Yukimu~Siz ne düşünüyorsunuz? Aralarında bir aşk alevlenmiş olabilir mi?“
Haruka bize tekrar sordu.
“Bu konuda pek bilgim yok, sormasan daha iyi olur.”
İlgi alanı olmadığı için, Keisei hafif sert bir şekilde cevaplamayı reddetti. Doğal olarak şuan hedef kişi ben seçildim.
“Yamauchi ile Sakayanagi’nin şimdiye kadar konuşmuşluğu bile yoktur. Böyle ani bir şeye aşk demek ne kadar doğru bilemiyorum?“
“Mantıklı bir düşünceye sahipsin, Kiyopon. Aşık olmak için, insanların birbirini tanımaya ihtiyacı var kesinlikle. Fakat bazı kişiler için istisnai durumlar söz konusu oluyor. Mesela, Hirata-kun. Yamauchi-kun için bu geçerli değil mesela.”
Elimizde olan bilgilerle bu sohbet ilerlemiyordu. Malum ikili hakkında tek bir bilgi dahi yok. Yamauchi ile Sakayanagi’nin peydah olan aşk vakasından konu, C sınıfının durumuna dönüverdi.
“Ahh, Hirata-kun demişken.... Karuizawa-san ile ayrıldılar değil mi?“
“Şaşırmadım. Hatta ayrılacakları günü bekliyordum denebilir.”
“Ehh, g-gerçekten mi?“
“Hem kızların hem de erkeklerin lideri olarak güzel bir çiftlerdi evet… ama yakışmıyorlardı birbirlerine. Yani nasıl desem… Hirata-kun’a sakin ve güzel bir kız daha çok yakışır.. ben böyle düşünüyorum.”
“Karuizawa-san da güzel….değil mi, Kiyotaka-kun?“
Airi onayımı almak için zor bir soru sordu. Ya da… cevabımı duymak istediği için mi sordu demeliyim?
“Bilmiyorum. Karuizawa’ya hiç alıcı gözüyle bakmadım.”
Airi nasıl bir cevap bekliyordu bilmiyorum ama ona verebileceğim cevap buydu.
“Eh, aman be~. Karuizawa-san’ı boş verelim. Asıl olay, Hirata-kun’un artık boşta olması.”
Haruka kasıtlı olarak konuyu Hirata’ya çekti.
“Bizim sınıfta bile Hirata-kun’a hayran bir sürü kız var. Şimdi ne olacak merak ediyorum ya.”
“Gerçekten mi?”
“Ehh–fark etmedin mi? Mesela, Mii-chan, çocuğu yiyecek gibi bakıyor. Ona aşık olduğu kesin.”
“Ahh…sen deyince hatırladım. Hirata-kun’a arada bir dönüp baktığını görüyordum.”
“Demi, demi?“
Keisei, bu boş aşk dedikodularından sıkılmış olacak ki not defterini çıkarttı.
“Ben ders çalışacağım.”
“Ahh, bu yıl bitti bitecek…üzücü bir gerçeği hatırladım şimdi.”
“Haruka, sizin için de bir şeyler hazırlayacağım.”
Haruka boynunu büküp not defterine baktı.
Chabashira, dönem sonu sınavından detaylı bahsetmedi ama yazılı sınav olacağını düşünüyorum. Barajın altında not alanların okuldan atılacağı bir sınav olur herhalde.
“Ne zaman ders çalışmaya başlarız sence?“
“Bir düşüneyim….ayın 15’indeki test sınavı biter bitmez? Finale 10 gün kalmış oluyor. O süreçte soru kalıplarına falan bakarsak yeterli olacaktır.”
“Harikasın, Yukimu~ mükemmel bir program. Bayıldım.”
Haruka hemen ders çalışmak istemiyordu herhalde. Çok sevindi.
“Bu yılın son özel sınavı, büyük ihtimalle mart ayı sonuna yapılır. “
“Bu yılın son sınavı…. ilk yılımız bitti bitecek bu okulda.”
“Çok şey yaşadık ama… sanki zaman su gibi akıp gidiyor.”
Airi ile Haruka, geriyi düşünüp anılarını hatırladılar.
“Anılara dalmak için daha erken ya. Zaten daha sınav var. Sınavın içeriği de önemli.”
Keisei onları tekrar gerçeklerle yüzleştirdi. Haruka’gilin kafasının karışmasını, dikkatlerinin dağılmasını istemiyordu herhalde.
“Ahh.”
Keisei tekrar ders çalışmaya dönünce, Haruka bir şey fark etti.
Nereye baktığını görmek için kafamı çevirdim ve Ichinose’i gördüm.
B sınıfı öğrencileriyle beraberdi. Onlar da herhalde bizim gibi arada bir toplanıyorlardı. Fakat yüz ifadeleri biraz değişikti. Nasıl desem, sert?
Ichinose’i iftiralardan korumak ister gibi bir halleri vardı. Ichinose herhalde böyle bir duruma düşmeyi hiç istememiştir.
Hr zamanki halindeydi bu arada. Arkadaşlarıyla mutlu görünüyor, onlarla rahatça sohbet ediyordu Bu sahnede endişe verici olan tek bir şey vardı: Kanzaki’nin yokluğu.
Ichinose’in sağ kolu gibi birisiydi. Hep birlikte geziyorlardı.
“Sorun var, değil mi..?“
Haruka, Ichinose’ya sert bakışlar attı.
“..garip dedikodular var.. hatta iftiralar diyeyim, çünkü basit söylentiler değiller……“
“Çok garip değil bence ya? Yani arada bir popüler kızların başına böyle şeyler geliyor? Tabii, bunda fazla ileri gittiler ama?“
“Öyle mi?“
Airi kafası karışmış bir halde baktı, sanki böyle durumlardan hiç bilgisi yok gibiydi.
“Airi.. .Sen de Ichinose gibi çok sosyal birisi olsaydı, seni de kıskanan bir sürü kişi olurdu?“
Çok doğru bir yorumdu. Ama Airi için böyle şeyleri hayal etmek bile imkansızdı. Kız konuşmayı yeni söktü ya.
Kendisi de düşünmeye çalıştı ama kafasını hafif sallayıp irkildi. Haruka ise, İchinose’i gözlemleyerek;
“Eh… belki de böyle şeyleri takmamak daha iyidir?“
Ichinose de bu durumu anlar demeye getirdi.
Haruka ile Airi’nin sohbetine katılmadan dinlemeye devam ettim.
☆ ★ ☆ ★
Yaklaşık 2 saat boyunca, kızlar dedikodu yaparken Keisei ders çalıştı. Airi’gilin sohbetine arada bir katıldım ama daha çok telefonumla ilgilendim.
Masanın üstünde duran Haruka’nın telefonu titredi.
“Ahh, Miyachi arıyor.”
Haruka bir-iki tuşa basıp önce telefonu açtı, sonra hoparlöre verdi.
“Kulüp etkinliklerin bitti mi?”
“Kusura bakmayın. Gecikeceğim biraz daha.”
Akito gergin bir ses tonuyla geç kalacağını söyledi.
“Hmm? Antrenmanı uzattılar mı yoksa?“
“Yok…bir sorun var gibi.”
“Ne sorunu? Anlatsana yahu, ağzından cımbızla laf alıyoruz burda.”
“A ile B sınıfı atışıyor. Ciddileşip kavga ederlerse, araya girmem gerekebilir. “
Akito’nun bu konuşmasından bu olaya dahil olmadığı belliydi… ama neden A ile B..?
B sınıfının temel takımını az önce görmüştük. Ichinose böyle kavgalara falan izin verecek birisi değil ama.
“Bırak onlar ne yaparsa yapsın. Bizim sınıfa bulaşmadıkları sürece, boş ver gitsin.”
“Ya sıra bize de gelirse?“
Bu sözlerinden sonra, Akito telefonu kapattı. Akito genelde pek konuşkan biri değildir. Fakat eğitim kampındayken Ryuuen’i grubuna kabul etmesiyle ani çıkışlar yapabileceğini de kanıtlamış oldu.
Airi : “Kimler kavga ediyor acaba…..?“
“Bu okulda olay çıkartan tek bir sınıf var ama..”
D’ye düşen Ryuuen’in sınıfından bahsediyordu.
“İyi hatırlattın, aynen öyle.”
Olayı başlatan taraf olarak D sınıfını görüyorlar herhalde.
“Hey Kiyopon, Airi. Gidip Miyachi’ye bakalım mı?“
“İ-iyi bir fikir mi sence?“
“Bence öyle. Ya bizim sınıfı da dahil ederlerse~ O zaman n’aparııız?”
Haruka dalga geçiyordu ama Airi korkup irkildi.
“Zaten yumruklar uçuşmaya başlarsa, Miyachi’nin de eli armut toplamaz. Bana daha önce kirli geçmişinden bahsetmişti, he he.”
“K-kirli geçmişi mi?!”
“Öyle dedi bana da.”
Ryuuen gibi biriyle başa çıkmayı göze aldığına göre, kendisine güveniyordu demek.
“Eh, Airi…sana birisi el kaldırırsa, bizim Kiyopon kurtarır seni. Demi?“
“..Elimden geleni yaparım ama umarım kavgaya girmeyiz.”
“Ahahaha. Kavga olmaz bence ya. Bu okulda zor yani.”
Daha önce yaşananlardan herkesin ders çıkaracağını düşünerek, Haruka bu fikrini dile getirdi. Akito’yu görmeye gitmek için yola koyulduk.
çeviren & düzenleyen : fatoshisme