Emperor’s Of The Solo Play Bölüm 3: Yalnız Oynanabilecek Bir Sınıf (1)

Başlamadan önce bir bilgilendirme yapmak istiyorum para cinsi belirtilmiyorsa birimi wondur ben eklemeyi unutmuş olabilirim

Önceki bölümde yıl 2039 ben onu 2036 olarak yanlış yazmışım kafa karışıklığı oluşmasın.

213 won = 1 Tl dir rakamlar çok uçuk gözüküyor ama aslında para biriminden dolayı oluşan yanlış bir algı.

Keyifli okumalar

2010 akıllı telefonların dönemiydi. Milyonlarca insanın hayatını değiştirdiler.

Ancak teknoloji ilerlemeye devam etti ve 2030 yılında akıllı telefonların dönemi sona erdi. Şimdi sanal gerçekliğin yeni çağıydı. PeachStore’un sanal gerçeklik bağlantı cihazı V-Gear bu dönemin başlangıcıydı. Sadece 20.000 dolar ödeyerek herhangi bir hane sanal gerçeklik dünyasına dalış yapabilirdi.

Akıllı telefon dönemi, VR dönemine göre hiç bir şey değildi. Sanal gerçeklik, sadece sanal dünya için geliştirilen yeni içerik olarak, sadece gerçek dünyanın teknolojilerini almadı.

Bunlar arasında sanal gerçeklik oyunları en popüler olanlarıydı.

Oyun şirketleri bu yeni teknolojiyi geliştirmek için milyonlarca hatta milyarlarca dolar yatırım yapmakta tereddüt etmediler. Sonuç olarak, dünyadaki diğer tüm şirketlerden daha kaliteli içerik yayınlayabilirlerdi.

Aynı zamanda, bir savaşın başlangıcıydı.

Yatırım miktarları ve aceleyle hazırlanmaları nedeniyle oyunlarının kaliteleri aynıydı ve hiçbiri en iyisi olarak öne çıkamamıştı.

Bu, savaş dolu bir dönemin başlangıcıydı.

Oyun şirketleri Pazar paylarını yükseltmek için yeni yöntemler denediler ve sonuç olarak çoğu iflas etti. Bu savaş dönemine son veren, bir oyun şirketi değil, Tobot Soft adlı bir yapay zeka geliştirme şirketiydi. Savaş simülasyonlarının yaratıldığı yapay zeka programlarıyla yapılmıştı.

WarLord.

Tipik bir fantezi ayarıyla, oyun piyasadaki diğer oyunlardan çok farklı değildi. Aslında, oyuncuların uzayda savaştıkları veya kanatları ile havada uçtukları oyunlara kıyasla daha iyiydi.

Diğerleri tarafından onu rakipsiz kılan, dünyasının ölçeği ve istikrarıydı.

Tobot Soft’un sırrı MI adlı bir yönetim yapay zeka programının arkasında saklıydı.

Basitçe söylemek gerekirse, oyun şirket tarafından kontrol edilemezdi fakat yapay zeka programı tarafından denetleniyordu. İlk geliştirme maliyeti çok büyüktü, ancak yönetim maliyeti çığır açıcı derecede küçüktü. VR oyun programcılarının fiyatlarının göklere yükseldiği bir zamanda, bu yöntem özellikle etkiliydi. Yapay zekaların maaşa ihtiyacı yoktu.

Ayrıca, kopyalamak ve toplu bir yapay zeka üretmek kolaydı. Bin profesyonel programcı ile bir y.z oluşturmak en az altı ay sürer, ancak bir yapay zekanın bin kopyasını elde etmek sadece bir ay sürerdi.

Sayısız y.z, sunucuyu kontrol etmek ve yönetmek için çalıştı ve sonuç olarak, Warlord, var olan diğer herhangi bir oyunu geride bırakan bir oyun haline geldi.

11 Mart 2035, mücadelenin başlamasından bir yıl sonra, oyuncu sayısı bir milyonun üzerine çıktı. Dördüncü yıldönümünde, sayı on milyonun üzerine çıktı ve şimdiye kadarki en büyük VR oyunu olma unvanına layık görüldü.

On milyon küçük bir sayı değildi.

Bir VR oyunu oynamak için, bir VR cihazına ihtiyaç duyuluyordu. PeachStore, VR cihaz pazarının yüzde 70’ini kontrol ediyor ve en ucuz VR cihazı olan Level 1 V-Gear’ı oyunculara 20 bin dolara mal oluyordu.

Ayrıca, yalnızca bir WarLord karakteri yaratmak için 2,599 dolar gerekiyordu. Oluşturulduktan sonra, oyun 3 ay boyunca ücretsiz oynanabilir, ancak daha sonra aylık 799 dolar ücret alınırdı.

Kore standartlarında, oyun aygıtını satın almak için 20 milyon won, karakter oluşturmak için 3 milyon won ve her aylık ücret 800 bin won tutuyordu.

Bu şartları yerine getirebilecek on milyon insan vardı.

Bir finans uzmanı bir keresinde şöyle dedi: “Bir WarLord oyuncusundan gelen ortalama geliri hesaplarsanız, yaklaşık 80 bin dolar olur. 10 milyondan fazla oyuncusu olan ve birinden 80 bin dolar ortalama gelir elde eden bir oyunun. Bir ülkeyle kıyaslanmaya yetecek kadar satın alma gücü olmalı. ”

Şirketler parayı kolayca koparırdı.

Çok sayıda şirket ve işletme ün ve etkisi olan Warlord oyuncularının sponsoru oldu. Ünlü oyuncular, özellikle en iyi 100 oyuncu reklamlar içinde yüzüyordu. Ölüleri bile en az bir milyar won değerindeydi.

En önemlisi, Warlord eğlenceliydi.

İnsanüstü güçlere sahip karakterleri yöneten oyuncular farklı yeteneklere ve sihirlere sahip canavarları öldürüyorlardı, her filmden daha heyecan vericiydi ve bir oyuncunun herhangi bir zamanda ölebileceği gerçeği, oyunu dünyadaki tüm sporlardan daha heyecan verici hale getiriyordu.

Birisi bir keresinde dedi ki:“Sanal gerçeklik oyunlarının çoğalması spor ve sinema endüstrisi üzerinde en büyük etkiye sahip etkendir. Bir spor ne kadar heyecan verici olursa olsun, hiçbir sporcu hayatını ortaya koymaz, ancak oyun dünyasında herkes hayatını pamuk ipliğinde sürdürür. Bir film ne kadar iyi yapılırsa yapılsın, günün sonunda bir film bir filmdir. Belirlenmiş bir senaryo vardır, oyuncular kendi senaryolarını yaratıyorlar. Oyun karakteri birinin ikinci hayatıdır ve bu dünyada bir film asla gerçek bir hayatı geçemez. ”

Bu dönemde, profesyonel bir futbolcunun veya büyük bir lig yıldızının zenginliğini ve prestijini sadece oyun oynayarak kazanabilirdiniz. Sonuç olarak, sayısız insan bu dönemin kahramanı olmaya çalıştı.

Ancak.

“Ünlü bir oyuncu olmak? Bunu her bin kişiden sadece biri yapabilirdi. Şu anda Warlord’da 100 milyon wondan fazla kazanan sadece 3.000 kişi var. WarLord’un oyuncu kitlesi göz önüne alındığında, bu oran yüzde 0.01’den az. Ayrıca, sıralamanızı bu kadar yüksek tutmak için harcayacağınız para miktarını hayal edin. Bu 3000 kişiden herhangi birini alın, muhtemelen kazandıkları miktar kadar WarLorda geri harcamışlardı. ”

Sadece çok küçük bir oyuncu azınlık servet ve şöhret dolu hayattan zevk alabilirdi.

“Yetenek farkından bahsetmiyorum bile, VR oyunları PC oyunlarından tamamen farklıydı. Sadece seviye atlayarak daha iyi olamazdınız. Bu yetenekle ilgiliydi. Bir RPG oyunu olsa da, sadece seviyeleri ve öğeleri ile bir seri başı olunamazdı. Bu zihniyetle oynamaya başlarsanız, bir ay içinde bırakırdınız. Sadece zevk almalıydınız. WarLord dünyanın en adaletsiz oyunuydu. Kendinizi başkalarıyla karşılaştırırsanız, aşağılık kompleksiniz olmazdı. ”

Doğru, sanal gerçeklik oyunları diğer oyunlardan daha adaletsizdi.

PC oyunlarında bile, iyi oyuncular ve kötü oyuncular vardı. Herkesin insanüstü güçlere sahip olduğu bir VR dünyasında, fark daha da açıktı.

Hepsi bu değil.

Warlord’da para kazanmanın en iyi yolu canlı yayınlardı.

Ancak, yalnızca 30 kanala Warlord ile ilgili içerik yayınlama izni verilmişti. Geçmişte, özel yayınlarda kumar oynatmaktan ve hakaret yağdırmaktan kaynaklanan problemler ortaya çıktığından, çoğu ülke belirli içeriklerin yayınlanması için lisans talep etmeye başladı. WarLord’un durumunda, sadece 30 kanala lisans verildi.

İlk 30 Lonca böyle ortaya çıkmıştı. Yayın kanallarını elde eden loncaların küçük bir kârı yoktu.

Ayrıca, bu loncalar, diğer loncaların otoritelerine meydan okumasını önlemek için canlı yayınlar ve canlı biletler yoluyla kazanılan para ve itibarı kullandı. Her ne kadar herkes başlangıçta İlk 30 Loncadan biri olmayı amaçlasa da, İlk 30 lonca ile İlk 30 lonca arasındaki fark bile zaman içinde daha da arttı.

Kendi liglerindeydiler.

Warlord 4. Hizmet yılına girdiğinde, hiçbir lonca bu açığı kapatamazdı.

Birisi hariç.

Hahoe Maskesi Loncası.

Üyelerinin hepsi hahoe maskeleri takarak savaşıyordu. Birçoğu, mevcut seri başı oyuncuların ardından bir yıl sonra başlamış olmasına rağmen, inanılmaz beceriler ve başarılar göstermişti. Zamanında, ilk 30 loncanın pozisyonlarını tehdit etmeye bile başladılar.

Ve bu fırtınanın ortasındaki kişi Hyrkan’dı.

Onun lakabı, Kahraman Katiliydi.

Takma adı kendisine verildi çünkü Warlord’u temsil eden seri başlarını zahmetsizce katletmişti.

Mantığa meydan okuyan bir canavardı.

“Hyrkan? O gerçek bir canavardı, ekosistemi bozan türden. 150 km hızla top atıyor, ardından hemen 250 km hızla top atıyodu. Ayrıca, herkesten daha sert oynuyordu. VR oyunlarının olayı buydu işte. Ne kadar zaman harcarsanız harcayın, yeteneksiz biri yetenekli birini yenemezdi. Yeteneği olan biri zaman harcayarak bir şeyleri başarsa bile, daha büyük yeteneklerin önünde hiçbir şey değildi. Sizi temin ederim ki, Hyrkan hem yetenek hem de çaba bakımından zirvedeydi. Sadece bir yıl önce başlasaydı, kimse onun rakibi olamazdı.”

Ekosistemi bozan bir canavar.

Uygun bir tanımdı.

Ayrıca Hyrkan’ın dışlanmasının nedeni de buydu.

“Neden Hahoe Maskesi Loncası Hyrkan’a ihanet etti? Basit. Aksi takdirde ilk 30 lonca tarafından dışlanacaklardı. İlk başta hepsi Hyrkan’ı işe almak için savaştı, ancak yakında gerçekleştiremeyeceklerini anladılar. Hyrkan başını diğerlerinin önüne eğecek bir tip değildi. Bir kaplan bir köpeğin sütünü içerek büyüyebilirdi, ancak bir kaplan bir kaplandı, bir köpekte bir köpek. ”

İlk 30 lonca zaten kendi ekosistemlerinde muazzam kar elde ediyorlardı.

Hala ayakta durmaları ve Hyrkan gibi bir canavarın bunu mahvetmesini izlemelerinin imkânı yoktu. Buna rağmen, onu dışarı çıkarmaya çalışmalarından daha fazla zarar gördüler.

Hyrkan. Kahraman Katili olarak adlandırılmış olmasına rağmen, hiçbir zaman aktif olarak başkalarını öldürmeye çalışmamıştı. Her zaman ilk önce ona saldıran üç ya da dört oyuncu oldu ve sadece misilleme yaptı. Hyrkan hiçbir zaman “katil” olmak istemedi.

Bu yüzden Fırtına Avcıları loncası Hahoe Maskesi loncasını asimile ederek Hyrkan’a savaş ilan ettiğinde, ilk 30 loncanın geri kalanı bu konuda onlara destek sözü verdi. Beklenmedik bir şey değildi.

“Hahoe Maskesi loncası muhtemelen Hyrkan’a çok müteşekkirdi, ancak aşağılık kompleksleri de eşit derecede büyük olmalıydı ki. Hyrkan’a ihanet etmek ve Fırtına Avcıları Loncasına katılmak ya da ilk 30 loncaya karşı savaşmak? Seçimleri açıktı.”

Hyrkan ne kadar çarpıcı olursa olsun, İlk 30 loncaya karşı kendi başına mücadele edemezdi.

“Sonunda, Hyrkan kendi iyiliğinin gerektirdiğinden daha yetenekliydi. Bu yüzden Warlord tarafından ihanete uğradı. ”

Tüm dünyadan dışlanan Hyrkan’ın, WarLord’u bırakmaktan başka çaresi kalmadı.

Tabi bütün bunlar…

“Bunun benim başıma geldiğine inanamıyorum.”

Henüz yaşanmadı.

“Geçmişe döndüm…”

An Jaehyun, 2036’ya dönmüştü.

Üstelik bütün hatıraları kaybolmadan!

Önceki hatalarıma selam söyle… Onların adı artık tecrübe…

– Mustafa Saylam

/////////NOT/////////

#1 Bugün şehir dışına çıkmam gerektiğinden ayarlamışsam 3 bölüm birden gelecektir.

#2 Unuttuğum notlar olabilir, lütfen aklınıza takılan kısımları yorumlarda belirtin.

#3 Görüş, eleştiri ve fikirlerinizi yorum yapmayı unutmayın, teşekkürler! 😀