Emperor’s Of The Solo Play Bölüm 1: Kahraman Katili (1)
“An Jaehyun.”
Ve adını söyledi.
Tssk!
An Jaehyun dilini şaklattı.
“Choi Sulyeon.”
O,Choi Sulyeondu.
An Jaehyun’dan tamamen farklı bir dünyada yaşıyordu ve hayal bile edemeyeceği bir hayatı yaşamaya devam edecekti.
Kore’nin önde gelenlerinden chaebol ailesinin mirasçısıydı. Doğumundan beri, zirvede yer almak için yetiştirilmişti. Kore’nin önde gelen modellerinden biri ve aynı zamanda bir iş kadını olarak Kore’nin finans dünyasının lideri olabilme potansiyelindeydi.
WarLord’a ilk başladığında, milyonlarca insan onun gibi yetenekli bir kızın sahip olduğu büyük destekle neler başarabileceğini merak ediyordu.
Beklentilerine cevap veriyormuş gibi, Choi Sulyeon Kore’nin en iyi VR oyuncularından biri oldu. Fırtına Avcıları Loncası’nı oluşturmak için Asya’nın en iyi oyuncularını bir araya getirdi. Fırtına Avcıları Loncasınım Warlord’un ilk 30 Loncasından biri olması onun çabaları sayesinde olmuştu.
Kimse yolunu tıkayabilecek gibi görünmüyordu. En azından Asyanın hiçbir yerinde kimse dengi bile değildi. Bunu kendisi söyleseydi bile, bu kibir değil, açıkça gerçek olarak algılanırdı.
Tâ ki… An Jaehyun ortaya çıkana kadar.
“An Jaehyun.”
“Ben sağır değilim, adımı iki kez söylemene gerek yok. Ayrıca, ne zamandan beri birbirimize gerçek isimlerimizi kullanacak kadar çok yakınlaştık? Boynunu kesmemi ve başınla bir top gibi oynamamı istemiyorsan, çeneni kapat. ”
“An Jaehyun,An Jaehyun,An Jaehyun.”
O kaltak!
An Jaehyun aklındaki kelimeleri bağırmaktan kendini zorlukla alıkoyuyordu. Ona bakarken, Choi Sulyeon büyüleyici bir gülümseme daha ortaya çıkardı.
Dört ay öncesinden, Hahoe Maskesi Loncası ve Fırtına Avcıları Loncası birbirine düşmandı.
“Yani? Bu durum hakkında ne düşünüyorsun? Söylesene harika değil mi?”
Hahoe Maskesi Loncası şaşırtıcı bir oranda büyümüş ve sadece dört yıl içinde ilk 30 Loncayı tehdit edebilecek kadar güçlenmişti. Hahoe Maskesi Loncasının ilk Şampiyona eşleşme maçı Fırtına Avcıları Loncasına karşıydı.
Birkaç küçük mücadelede birbirleriyle karşılaştılar ve sonunda her loncadan birer temsilci birebir düelloda savaştı.
Choi Sulyeon… hayır, Fırtına Kraliçesi Shir, Kahraman Katili Hyrkan olarak bilinen An Jaehyun’a karşı savaştı.
Savaşları altı yüz binin üzerinde canlı bilet sattı. Her biletin fiyatı on bin doları bulmasına rağmen, bir haftada çok fazla satış yapmayı başardı. Bu dünyanın savaşlarıyla ne kadar ilgilendiğini gösterdi.
Sonucu büyük bir tartışma konusuydu.
Bir tarafta Beta günlerinden beri oyunu oynayan ve ilk 50’yi, hiç terketmemiş olan Fırtına Kraliçesi vardı. Öte yanda ki ise, Fırtına Kraliçesi’nden tam bir yıl sonra oynamaya başlamasına rağmen ilk 100’e yükselmeyi başaran Kahraman Katiliydi. O zaten otuz üç seribaşı oyuncuyu katletmişti.
Ancak, gerçek savaş beklentilerinin dışında gelişmişti. Tek taraflı bir katliamdan başka bir şey değildi.
An Jaehyun’un ezici zaferiydi.
Bir köpek yavrusu ile bir kaplan savaşmak için eşleştirilmiş gibiydi. An Jaehyun tamamen Choi Sulyeon’a hükmediyordu.
Bu zaferle, Hahoe Maskesi Loncası artık ilk 30 Lonca için sayısız adaydan biri değildi, ancak şans eseri kolayca ilk 30’a her an girebilecek en kuvvetli aday olmuştu.
Aslında, Hahoe Maskesinin 30 yayın stüdyosundan birini sponsor olarak alacağı ve resmen ilk 30 Loncadan biri olacağı önceden tahmin ediliyordu. Sadece yayın stüdyolarının yıllık WarLord Loncalar Analizini bitirmelerini beklemek zorundaydılar. Birçok sponsor Hahoe Maskesi Loncasına akarken, Fırtına Avcıları Loncası’nın sponsorları desteklerini yavaşça geri çekiyordu.
‘2 ay içinde bir canlı yayın kanalında başrol olacaktı!’
An Jaehyun’un tek yapması gereken beklemekti. Sadece iki ay içinde, uğruna uğraştığı servet ve şöhreti kazanacaktı.
Bu yüzden Kim Dongsoo’yu anlayamamıştı.
Neden ona ihanet ettmişti ki?
Bundan ne kazanacaktı?
An Jaehyun’un kesin olarak bildiği bir şey vardı.
Choi Sulyeon. Bu kaltak tüm bunları An Jaehyun’u mahvetmek için yapmıştı. Nasıl yaptığını bilmiyordu, ama bunu mükemmel yapmıştı. An Jaehyun bir cehenneme sürüklenmeye hazırdı.
“Bize atarlanmayı bırakta, bir şeyler söyle. Mesela nasıl hissediyorsun?”
“Biri başımı kesmiş sonra da onunla voleybol oynamış gibi hissediyorum. Nasıl hissettiğimi tam olarak hayal edebildiğini biliyorum.”
“Hâlâ daha şaka yapabiliyor musun? Etkileyici!”
Choi Sulyeon’un ifadesi değişti. Gülüşü kayboldu ve Fırtına Avcıları Loncası’nın adına yakışan ciddi bir surat ifadesi takındı.
“Sana son bir şans vereceğim. Diz çök ve bana sadakat yemini et. Ben de seni yanıma alayım. ”
Choi Sulyeon onu kölesi yapmak istiyormuş gibi görünüyordu.
An Jaehyun kısa bir süre düşündü.
Choi Sulyeon’a defolup gitmesini söyleseydi, Fırtına Avcıları Loncası onu öldürmek için dünyanın sonuna kadar kovalardı. Hayatı çok daha zor hale gelirdi. En kötüsü, kendi Hahoe Maskesi Loncası, onu öldürmek zorunda kalacaktı.
Mantıklı cevap kabul etmek olurdu.
Aşağılanmak mı?
Küçük düşürülmek, uğruna çalıştığı her şeyi kaybetmekle kıyaslandığında hiçbir şeydi. Eski An Jaehyun olsaydı, o yeteneksiz ve acınası kişi olsaydı, gururunu bir kenara bırakırdı.
Hatta onun gibi bir güzelliğe hizmet edeceği düşüncesiyle sevinçten poposunu bile sallardı. Ona iyi bir izlenim bırakmak için yerlerde sürünürdü.
Hayır, doğrusu şimdide farklı değildi.
Hiçbir şeyi kalmayana dek her şeyini kaybetmişti. Tek kalan şey gururuydu.
Kimsenin umursamadığı , ucuz ve değersiz gururu…
‘Böyle bir şeyle karşılaşabileceğimi asla düşünmezdim.’
Yapamadı.
Jaehyun sokaktaki rastgele bir köpeğe bile gururunu verirdi, ancak Choi Sulyeon’a günahını bile vermezdi.
“Cevabın ne?”
Choi Sulyeon’un sorusunu duyunca, Jaehyun sessiz kaldı.
“Jaehyun!”
Kim Dongsoo ona seslendi, ama An Jaehyun onu görmezden geldi. Bunun yerine elleri hızla saatinin kadranını çevirdi.
“Ah!”
“Kahretsin, deli misin?”
“Herkes hazır olsun!”
Choi Sulyeon, Kim Dongsoo ve geri kalanlar, saatlerinin kadranlarını hareket ettirdi.
Kadran istedikleri numarayı gösterdiğinde bağırdılar.
“Yuvayı aç!”
Bir anda, yapışkan sıvı saatlerinden dökülüp vücutlarını örttü. Sıvı hemen savunma ekipmanlarına dönüştü. Bazıları parlak zırh takımları giyerken , bazıları gevşek ve çırpınan kıyafetler giyiyordu, bazılarının ise kutsal auralar yayan üniformaları vardı.
Öte yandan, An Jaehyun dar siyah deri bir elbise giyinmişti. Ellerini beline getirdi ve asılı olan hahoe maskesini tuttu.
Hızla maskeyi yüzüne kaydırdı ve ağız boşluğundan konuştu.
“Bu gün için hayatınızın geri kalanında pişman olacaksınız!”
Kahraman Katili Hyrkan!
Fırtına Avcıları Loncasına ve kendisine ihanet eden Hahoe Maskesi Loncasına karşı bir savaş ilan etmişti!
“İki şey yıkar insanı: Dostundan gelen ihanet, düşmanından gelen merhamet”
-Mevlana
/////////////NOT//////////////
#1 Karakter isimleri okunuşları hakkında,
An JaeHyun – An Ce Yun
Kim DongSoo – Kim Dong Su
Choi Sulyeon – Che Selyeon
Hyrkan – Hayrkan
Shir – Şer
#2 ^^ bidahaki bölüm yarın karşınızda olacak, yayınlamakta biraz acemiyim. Yayınlamada hatalarım olursa kusuruma bakmayın, teşekkürler
#3 Hikayenin devamı için takip etmeyi yorumlarda görüş ve önerilerinizi belirtmeyi unutmayın 🙂