Elitler Sınıfı - Kısa Hikayeler - Cilt 14 - Sakayanagi Arisu SS – Zevkli Bir An
Cilt 14 – Sakayanagi Arisu SS – Zevkli Bir An
Sınavın 5.günü yaklaşıyordu.
Zamanın hızlı aktığını düşünenler güçlü öğrenciler ya da benim gibi başlangıç noktasında tıkılı kalan öğrencilerdir.
Fiziksel ve zihinsel stres, tüm öğrencilerde yoğun hissedilmeye başlanmıştı.
Bu ıssız adada sürekli ordan oraya koştururken, yaralanmaları olasıydı.
Bulunduğum sahilde etrafımı gözlemleyerek olan biteni rahatlıkla anlayabiliyordum.
«Oooo kimleri görüyorum?»
Birinin yaklaştığını görünce, istemsizce gülümseyiverdim.
Herhangi bir yorgunluk belirtisi göstermeden, her zamanki haliyl bana doğru yürüyordu.
“İyi günler, Ayanokōji-kun. Bugün hava çok sıcak, sence de öyle değil mi?”
“Nasılsın, Sakayanagi?”
Her zamanki gibiydi. Bu sakinlik ve dinginliği benimseyen çok insan yoktu.
Bu adadaki birkaç günlük zorlu süreç, onun için bir anlam ifade etmiyordu.
“Oldukça iyiyim diyebilirim. Ichinose-san ve Shibata-kun benim için ellerinden geleni ardına koymuyor. Daha ne isteyeyim bilemiyorum.”
Söylememe gerek yok ama….
Eğer mümkün olsaydı, onlara seve seve eşlik etmek isterdim.
“Grubunun varış bonuslarını almaya uygun olup olmadığını merak ediyordum.” [Ç.N: Cilt 14’de erkenci bonuslarından bahsediliyordu, burada varış diye belirtilmiş.]
Yarı diskalifiye sayılan benim durumumla ilgili bir soru sordu.
Buraya geliş sebebi, sadece bu soru olamazdı.
Ana konuya geçmeden önce havadan sudan bahsetmek istiyordu.
“Okul, grubum için bir istisna yaptı. Malum, rahatsızlığım benim suçum değil.”
Bu sayede, Ichinose-san ile Shibata-kun puan toplayabiliyorlardı.
Diğer gruplardan az da olsa, puan toplayabiliyorduk.
“Soralım bakalım o beklenen soruyu. Seni buraya hangi rüzgar attı?”
“Birkaç nedenim vardı ama kısaca, evdeki hesap çarşıya uymadı diyeyim.”
Bakışlarını sahile, görevin gerçekleştiği alana çevirerek konuştu.
“Ne yazık ki, son katılan Kōenji olmuş.”
Katılsaydı, dürbünümle onun yarışmasını izleyebilirdim.
Kişisel duygularım dışında da, Ayanokouji-kun’un performansını izlemek isterdim, tabii.
“Daha bu sabah dördüncü sıradayken şimdi ikinci sırada değil mi? Sınıf arkadaşın bir dahi galiba?”
“Aynı fikirdeyim.”
Kouenji-kun’un potansiyeli sınırsızdı. Ayanokouji-kun da bu durumu fark ediyordur.
Nanase-san’ın yanında olmaması, kızlar kategorisinde ona yer kalmasından dolayıdır.
“Görev sona erip Nanase-san’ın dönmesi yaklaşık yarım saat sürer. Bana eşlik edebilirsin. Buradaki gölge çok ferahlatıcı, baştan söyleyeyim.”
Misafir ağırlamak için uygun bir yer olmasa da, güneşin altında beklemesinden iyiydi.
“Nanase’yi nereden biliyorsun?”
“Adada olup bitenler hakkında sürekli haberler alıyorum.”
Ana grubun telsiziyle iletişime geçiyorduk.
Bacaklarından rahatsız olduğu için hareket edemeyen birisinin, bilgi toplamak için telsiz kullanması doğal, değil midir?
“Sana eşlik etmemde bir sakınca olmadığına emin misin? Sonuçta rakibiz.”
“Fufu, elbette. Utanmana gerek yok.”
Ayanokouji-kun şuan ilk onda değildi. İlerde başka bir gruba dahil olup zorlu bir rakip olarak karşıma gelebilirdi. Tek başına ilerlemesi zor olduğu gibi, tek başına sınavı göğüsleyerek daha çok kendisini zorluyordu.
Ona bu kadar yakın olmak… güzel hissettiriyordu.
Okulda onunla yalnız kalmak nerdeyse imkansızdı. Şuan başkalarını düşünmeye gerek yoktu. Kafam rahattı.
Sadece onun da benimle aynı duyguları paylaşmaması üzücü.
Onunla birlikte sohbet etmenin heyecanını yaşıyorken ben…
..bu sohbetler bitmesin istiyorum.. ya da en azından daha uzun sürsün.