Bilge Okuyucu - Bölüm 13 – Anlaşma (3)
Bölüm 13 – Anlaşma (3)
✭ ✮✭ ✮✭ ✮✭ ✮✭ ✮✭ ✮
Dokkaebinin tavrına bakınca, az çok neler olduğunu kaptım.
“N’oldu? Bir sorun mu var?”
[Bu, mümkün değil. Nasıl sistem müdahalesini engelleyen bir yetenek olabilir…?]
Dört Duvar, sadece varisçileri değil, dokkaebilerin müdahalelerine de engel oluyordu demek..
Eğer bu bilgi doğruysa, HKY’da ben de dahil olmak üzere kimse bana dair bilgileri okuyamayacak demektir?!
Şaşırtıcıydı. Aynı zamanda da mükemmel bir dolandırıcıya dönüşmek için harika bir fırsattı.
“Boş ver, tamam.”
[D-dur bekle! Yapabilirim. Yapacağım azıcık bekle?]
“Yapamazsın.”
[Kuaaack!]
Bihyung elektrik şokuna uğramış gibi bir çığlık attı, kafasındaki bir tutam beyaz saçı yanarak siyaha çaldı.
[Nasıı! N’oldu!]
“Tamam, yapamıyorsan boş ver. Başka bir konuda yardım et.”
[Olmaz! Ben, Dokkaebi Bihyung, bu problemi çözemezsem, dokkaebi onurum ayaklar altın―]
Saati kontrol ettim. İhtiyozor beni midesine indirdiğinden bu yana 1 saat geçmişti.. Yani, eğlenecek vaktim yoktu..
“Dokkaebi dükkanı var ya.”
Bihyung havadaki çırpınışlarını, sözlerim durdurdu.
[Anlamadım?]
“Dokkaebi dükkanını aç.”
[…Bunu nerden öğrendin?]
“Açacak mısın!?”
[Sadece sponsorlu varisçiler dokkaebi dükkanını kullanabilir…]
“Dokkaebi dükkanını kullanan tüm varisçilerin sponsoru var doğru diyorsun. Ama sponsorsuz bir varisçi kullanamaz diye bir kural yok.”
[…Bekle biraz.]
Bihyung bir kullanım kılavuzu çıkartıp kontrol etti.
[Dokkaebi olan ben miyim, sen misin? Yoksa, sen de mi dokkaebisin?]
Bihyung gülümseyerek iki elini birden havaya kaldırdı.
[…Tamam, kullanabilirsin. Fakat ddokkaebi dükkanı sadece kanal açıkken kullanılabiliyor, malum yayın canlansın diye. Olur mu?]
“Olur.”
[#BI-7623 kanalı açıldı.]
[Takımyıldızları kanala giriş yaptı.]
Ardından havada bir elektrik akımı gerçekleşti. Transparan bir ekran açıldı.
[ Puanlar Diyarı, ‘Dokkaebi Dükkanına Hoş Geldiniz.’ ]
Dokkaebi Dükkanı.
Bu lanet dünyanın ‘Puan Dükkanının’ açıldığı andı.
* * *
HKY’de puanları harcamanın 2 yolu vardı.
Birincisi, istatistikleri arttırmak için kullanılırdı: güç, dayanıklılık gibi.
İkincisi, dokkaebi dükkanı gibi farklı dükkanlardan alışveriş yapmak için kullanılırdı.
[Şimdi alışveriş zamanı! Varisçiniz için başlangıç paketi 2,500 puan!]
[Bugüne Özel Kampanya! % 300 Gelişim Garantili Paket!]
[Yanlışlıkla Kötü Bir Sponsor mu Seçtin? Endişelenmeye Gerek Yok! ‘Özel Yetenek Rastgele’ kutusunu Seç, Şansın Dönsün!]
Çeşitli nesneler, paketler vardı.
Dokkaebi Dükkanındaki tüm bu çeşitlilik varisçi yetiştiren takımyıldızllarını hedef alıyordu. Yani, alıcılar takımyıldızlarıydı.
Önce açılan reklam pencerelerini kapattım.
Beşinci senaryodan sonra çıkan ‘felaketler’ aklıma geldi. Durum çokta farklı değildi, ihtiyozor daha yeni başlayan birisi için aşması zor bir seviyedeydi.
İhtiyozoru alt etmek için Dokkaebi Dükkanında satılan birkaç nesneye ihtiyacım vardı. Hadi bakalım neler varmış.
Bihyung’a dik dik bakmadan önce kataloğa göz attım.
“Hey, satışta olanlar sadece bunlar mı? Arama motoru gibi bir şey yok mu?”
[Bir saniye. Off.. Özür diliyorum hepinizden. Takımyıldızları lütfen.. Uff.]
Kanal açıldığından beri, Bihyung sırtından terler akarak şikayetleri bastırmaya çalışıyordu.
[Sunucu kaynaklı bir kesinti yaşandı. Bilerek kapatmadım kanalı, özür diliyorum.]
Bihyung’un başının üzerinden 20 kadar yıldız vardı.
Kanaldan ayrılan pek yoktu, bana ne olduğunu merak edenler bayağı varmış.
Tabii ki, tüm takımyıldızlarının ‘dostça’ beklentileri yoktu.
[Bazı takımyıldızları, yayının adil gerçekleşip gerçekleşmediğini sorguluyor!]
[Bazı takımyıldızları, gereğinden fazla ayrıcalıklara sahip olduğunuzu düşünüyor!]
Doğaldı bu tepkiler. Yayın kapalı olduğu sırada, gizli senaryo devreye girmiş, ben de
Dokkaebi Dükkanını açmasını istediğim için kanal açılmıştı.
Takımyıldızlarının şaşırması ve sorgulaması normaldi.
[Ayrıcalık ne demek? Saygıdeğer izleyicilerim, ben bir dokkaebiyim. Sunucu yeminini siz de biliyorsunuz. Çiğnediğim takdirde canımdan olurum. Böyle bir şey yapmam söz konusu değildir.]
“Bana yardım edecek misin?”
[…Sağ alt köşede arama butonu var…. ]
“Sağ ol.”
Bihyung’u kendi haline bıraktım -görmezden geldim- altın renkli arama butonuna bastım.
[Ürün Arama Butonu Aktive Edildi.]
[Ürün Arama Butonu Günde 5 Kez Kullanım İle Sınırlandırılmıştır. Ekstra aramalar da 100 puan hesabınızdan tahsil edilecektir.]
İnsanlar da, dokkaebi de aynıydı..
Ücretsiz arama 5 ile sınırlandırılmıştı.
2 aramayla tamamlayacağımı düşünüyorum. Geriye 3 boş aramam kalır herhalde.
[Takımyıldızı ‘Gizli Entrikacı’ planınızı merak ediyor.]
Güzel. Meraklan. Kanaldan ayrılma hiç.
[Takımyıdızı ‘Abisal Siyah Ateş Ejderhası ’ hareketlerinizden hoşnut değil.]
Beğenmiyorsa, izlemesin.
Arama motorunu aktive etmek için harekete geçtim.
“‘Antik Ejderha’ ürünlerini ara.”
[3 Sonuç.]
Küçük bir pencere açılıverdi.
* Antik Ejderha Kalbi – Stok: 🙁
* Antik Ejderha Kemiği – Stok: 1
* Antik Ejderha Boynuzu – Stok: 1
Antik Ejderha Kalbi’ni seçtim.
[Ürün Hakkında]
Adı: Antik Ejderha Kalbi
Değeri: SS
Açıklama: Antik Ejderha Ignitus’un büyü gücünü sahip kalptir. Kalp nakli başarılı gerçekleştirildiği takdirde, sonsuz büyü gücü ile özel yetenek ‘Cehennem Ateşine’ sahip olacaksınız.
Ücret: 1,500,000 C
Stok Bilgisi: TÜKENDİ.
Satışta olmasını beklemiyordum zaten.
Takımyıdızları ile uzlaşmaya çalışan Bihyung, birden bana baktı.
[Delirdin mi sen? Antik Ejderha’yı nerden öğrendin?]
“Havalı bir ad söyledim gitti.”
[…Ne güzel yalan söylüyorsun.]
Omuz silktim.
HKY’de Antik Ejderha’nın kalbini alan birisi vardı.
Eğer yanlış hatırlamıyorsam, sahibi şuan İtalya’da olması lazım.
Harika bir sponsorun desteğini alan çok şanslı bir insandı..
Başka ürünleri aramaya başladım.
[Benzer Arama Sonuçları: ]
* Dev Şeytani Gözler – Stok: 0
* Saf Ak Yıldız Enerjisi – Stok: 1
Dev Şeytani Gözler de satılmış…. Takımyıdızları ne kadar da hızlılar böyle.
Fiyatına bakınca… zaten alacak durumda olmadığımı da biliyordum ama yine de göz attım.
Şu durumda, sponsora sahip olmak çok avantajlıydı. Dev Şeytani Gözlere sahip olan varisçi, kendisini geliştirip ilk senaryoları rahatlıkla geçebilir.
[Nesin sen? Nasıl bi düzenbazlık sendeki? Sadece arama motoruyla bulunabilecek ürünleri nasıl bulabiliyorsun?]
“Güzel takma adlar buluyorum, o kadar.”
Aradıklarım içinde sadece Saf Ak Yıldız Enenrjisi stoktaydı. Onun da fiyatı epey tuzluydu, 10,000 puan.. Şuan alamazdım, sepete ekledim.
[Neeee?! Alacak mısın?]
“Şimdi almayacağım. Öylesine bakıyorum.”
[Off, boşa heyecanlandım.]
“Birazdan söyleyeceğim ürünleri göstermeni istiyorum, birkaç ürün alacağım.”
Birkaç ürün adını söyleyiverdim, ardından bir liste önümde açıldı.
* Deniz Atı Salgısı – Stok: 124
* Yaban Domuzu Dikeni – Stok: 17
Kafamda hatırladığım listeyi karşılaştırdım. İhtiyozoun beslenmesi… denizatı, yaban domuzu ve diğer deniz ürünleri…
Şüphem kalmadı, bir ihtiyozora saldırmak için bu kombinasyon kusursuzdu.
“4 Salgı, 4 Diken. Toplamda 800 puan değil mi?”
[Evet ama…. bunları nerde kullanacaksın ki?]
“Sana ne.”
[…Başka bir şey almaya ne dersin? Mesela Woryeong Kılıç Tekniği gibi. Normalde 8,000 puan ama sana yarı fiyatına satarım. Ancak böyle bir şey alırsan ihtiyozoru yenebilirsin.]
“Sağ ol ama sadece bunları istiyorum.”
Bihyung memnun olmadı ama yine de puanı aldı.
[800 puan hesabınızdan tahsil edildi.]
Karanlıktan beyaz bir toz bulutuyla beraber 4 salgı paketiyle 4 diken beliriverdi.
[ İade ya da değişim yok. Pişman olursan karışmam bak?]
“Tamam.”
Başımı onaylarcasına sallayıp hemen işe koyuldum.
Üstümü çıkartıp dikenleri belime yerleştirdim, salgıları da pantolonumun kemerine bağlayarak belimde sabit durmasını sağladım.
Dikenler bodur ama keskindi, bir metre kadardı.
[Hrmm…ben gidiyorum. Burası sıktı, başka yerde eğleneceğim.]
“Güle güle.”
[Huhu, dayan biraz. Başarılar.]
Bihyung ile gelen ışık onun gitmesiyle kayboldu.
Telefonun fenerini kullanabilirdim ama şarjını düşünerek vazgeçtim.
Karanlıkta, dikenlerden hafif bir beyaz ışık yansımaya başladı.
Zayıf bir ışıktı ama şimdilik yeterliydi.
Bir diken çekip tuttum. Diken tutmaya alışkın değildim, Silah Eğitimi ya da Askeri Varisçi eğitimi gibi yeteneklerim yoktu ki.. Alışmaya çalışıyordum.
[Bazı Takımyıdızı sıkıldı.]
Sabırsız Takımyıdızları kanaldan ayrıldı.
Bihyung nerde bilmiyorum ama şuan kesin üzülüyordur.
Sağ, sol… aşağı, yukarı.
Bel çevreme yerleştirdiğim dikenlerle alıştırma yapıp daha kolay tutmaya, kavramaya çalıştım. Sert bi yapıdaydılar, elimden kolay kolay düşmüyorlardı.
Böyle bir saat geçti.
Zamanı gelmişti. Tüm gücümü toplayıp ihtiyozora yukardan saldırdım.
Tiing!
Elastik bir lastikle oynuyor gibiydim, dikenler sadece dürtüyor zarar veremiyordu.
Yetenek kullansaydım da aynısı olurdu büyük ihtimalle. İhtiyozoru yenmek kolay değildi.
Ku ku ku ku!
O sırada midedeki küçük delikler açılıverdi, ardından iğrenç bir sıvı yayıldı.
“Kuweek!”
Birkaç zombi sürükleniyor, birisi bağırıyordu.
Chuchuchu.
Zombinin vücudu yanmaya başladı. İhtiyozorun sindirimi başlamıştı.
İhtiyozorun mide asidiyle nehrin suyu birbirine karışıyor, midesindeki yüzen nesneleri eritmeye başlıyordu.
Chu chu chu chu!
Vakit yoktu artık. Acil işe koyulmalıyım.
Yüzen nesnelerden birinin üzerine atlayıp bir şişliğe tutundum. Ardından daha yukarı tırmanmaya başladım.
Şırıl şırıl…
Mide asidinin çıktığı yer tam karşımdaydı.
Dikeni ağzımla tutup belimden bir paket salgı çıkarttım.
Denizatı salgısı…
Elime koyu mavi renkteki sıvı mukusu sürüp dikene yaydım.
Çok dikkatli davranmaya çalışıyordum. Yanlış bir uygulama kötü sonuçlar doğurabilirdi.
Salgı, dikeni mide asidinden koruyacaktı, az gelmemeliydi.
Şimdi.
Asidin geldiği bir noktaya dikeni mükemmel bir açıyla ve tüm gücümle sapladım.
Kwaang!
Mide asidi dikenin kenarlarından akıp koluma kadar geldi.
Kolumda inanılmaz bir acı vardı ama durmam mümkün değildi. Bir anlık duraksamam bile planımı mahvedebilirdi.
[Özel Yetenek ‘Dört Duvar’ Devrede.]
Şırıl şırıl…. Chururuk…
Çok geçmeden, diken akış noktasında sıkıştı.
“Bu, bir.”
Derin bir nefes aldım. Ardından belimden bir diken daha çekip, üzerinde denizatı salgısını bocalayıp başka bir akış noktasına sapladım.
[Bazı Takımyıdızları sakinliğinize hayran kalıyor.]
[200 puan ile ödüllendirildiniz.]
Bu taktiği açık 3 akış noktasına uyguladım.
Birkaç küçük akış noktası daha vardı ama çok büyük etkileri yoktu.
Belimde bir dikenle bir paket salgı kaldı.
Kalan mukusu vücuduma ve kıyafetlerime bocaladım, az bir kısmını da ağzıma döktüm.
“Öğğ.”
Tadı mide bulandırıcıydı fakat ölmekten iyidir.
Ayrıca buna takılacak vaktim de yoktu, facia şimdi başlıyordu.
Midedeki titremenin başlaması yaklaşık 5 dakika sürdü.
…şimdi.
Kieeeeeeek-!
İhtiyozor acıyla bağırdı.
Dikenler, kan damarlarının büyüyüp kıvrılmasına sebep oluyordu.
Dikenler agresif bir şekilde büyümeye devam ederken, bir yandan da salgılar, içerdeki sıvıyı emiyordu.
Gududuk, gududuk.
Salgının, etraftaki sıvıyı emmesiyle dikenlerin dayanıklılığı artıyor, sertleşiyor ve ihtiyozorun vücudunda daha derine nüfuz etmeye başlıyordu.
Dikenler, ihtiyozor ölene kadar ilerlemeyi sürdürecekti.
Keeeeeeh!
Ayağımın altından akan sıvıyı izliyorum. Yapabileceğim her şeyi yaptım.
Bundan sonrası zihinsel bir kavga olacak.
Ya ben öleceğim ya o.
Başka seçenek yoktu.
✭ ✮ ✭ ✮ ✭ ✮ ✭ ✮ ✭ ✮ ✭ ✮