Bilge Okuyucu - Bölüm 40 – Güneş Balığı (5)
Bölüm 40 – Güneş Balığı (5)
Vücudumu bir soğukluk sardı. Off be… bu çocuğa iyi bir dayak atmak istiyorum.
Ama….bir gariplik vardı.
“…Yoo Jonghyuk?”
Bu serseri arkasını dönüp bakmadı bile?! Gri-beyaz bir aura tüm vücudunu sarmıştı. Auranın yaydığı meşum bir his, tüylerimi diken diken etti.
Refleks olarak bir adım geri attım, dikkatli baktığımda etrafını saran auranın bir kenarda sandalyede oturan yaşlı bir adama bağlı olduğunu gördüm. Yaşlı adamı görünce, neler olduğunu hemen anladım.
[Tiyatro Ustasının, özel yeteneği Simulakrum aktif.] [1]
…Kahretsin! Demek işler bu raddeye kadar gelmiş. Yoo Jonghyuk vücudundan yayılan beyazımsı bir dumanla bana doğru döndü. Şuan en kötü senaryo ile karşı karşıyaydık.
[Tiyatro Ustasının özel yeteneği, Simulakrum, Karakter Yoo Jonghyuk’u kontrol altında tutuyor.]
Tüylerim diken diken oldu. Tüm bilincini kaybedip kendinden geçen bu çocuk, beni parçalayacak gibi bakıyordu. Içinde doğan ‘öldürme isteğini’ engelleyebilecek hiçbir şey yoktu.
[Karakter Yoo Jonghyuk’un Avuç Kuvveti Lv. 4 aktif!]
Zar zor ağzımı açıp birkaç kelime edebildim.
“D-dur,dur bir dakika!”
Kwaaaang!
Karnıma ağır bir darbe almamla beni çatının diğer ucuna uçurması bir oldu, gözlerim karardı, bilincim gidip geldi.
Bu çocuğun aklına gelen saldırganlığı bilinçsiz gerçekleştirdiği gibi, bir anda kafamın içinden sayfalar geçmeye başladı. Alarm halindeydim.
「 …8.seferindeki Yoo Jonghyuk, zayıf olduğu için tiyatro zindanında ölmedi. Şansı yaver gitmediği için öldü.
Tiyatro Zindanının patronu, Yoo Jonghyuk gibi bir regresör için çok çetin bir rakipti çünkü.. 」
Kendime geldim.
“Öhööö…oh.”
[Dış Takviyeli Kostüm zarar gördü.]
[Savunmada azalma görülüyor.]
Karnımı tutarak düştüğüm yerden kalktım. Bu nasıl bir güç yahu? O kadar ampul yuttum, tek darbede yere yığılmak için miydi?! Bu nasıl bir güç…?
[Karakter ‘Jung Heewon’ İblis Avcısı Lv. 2 aktive etti!]
Jung Heewon’un gözlerinin alev alev parladığını görebiliyordum ancak vücudumu hareket ettirmek çok zor olduğu için yanına gidemiyordum.
[Karakter, Yoo Jonghyuk, 100 Adımlık Kutsal Yumruk Lv. 4 aktive etti!]
Şuanki Jung Heewon, YJH’ye rakip olamazdı. Iblis avcısı yeteneği sayesinde birkaç darbesine dayanabilecek kadar güçlüydü sadece. Fakat düşündüğüm bile gerçekleşmedi, Jung Heewon’nun ağzından kan geliyordu. İlk darbede onu da alt edebiliyordu demek.
Yoo Jonghyuk tahmin ettiğimden güçlü çıktı.
[Özel Yetenek , Karakter Listesi aktif.]
[Bu kişiye ait bilgi çok olduğu için, liste kısaltıldı.]
[Kullanıcıya göre, rastgele bilgiler ekrana yansıyacaktır.]
[Karakter Özet Listesi]
Adı: Yoo Jonghyuk.
Özel Yetenekleri: Regresör (3.sefer) (Efsane), Profesyonel oyuncu(Nadir)
Yetenekler: Bilgili Gözler Lv. 8, Yakın Dövüş Lv. 8, Silah Eğitimi Lv. 5, Mental Bariyer Lv. 5, 100 Adımlık Kutsal Yumruk Lv. 2, Kırmızı Anka Kuşu Shunposu Lv. 1………
Mühürler: Regresyon Lv.3, Transmisyon Lv. 1
Genel İstatistikler: Dayanıklılık Lv. 28, Güç Lv. 27, Çeviklik Lv. 26, Büyü Gücü Lv. 25.
* Karakterin şuan bilinci açık değil.
Bu serseri, yeni bir mühür aktive etmiş..
Transmisyon.
Yoo Jonghyuk’un eskiden elde ettiği tüm yetenekleri tekrar aktive edip kullanabilmesini sağlayan bir mühürdü.
Yoo Jonghyuk bu mühür sayesinde, tam teşekküllü canavar olabilecekti.
“Usta!”
Lee Jihye merdivenlerden yukarı çıktı. Jung Heewon’a saldırısına devam ederken dikkatini çeken Lee Jihye’ye yöneldi.
Kwa kwa kwa kwa!
“Kyaaack!”
Ya sponsoru ya da Hayalet yürüyüşü yeteneği sayesinde, Lee Jihye darbeden kaçabildi. Lee Jihye’ye bağırdım.
“Kontrol ediliyor, bilinci yerinde değil! Zindanın patronuna saldır!”
Tabii ki benim bağırışım yeterli değildi. Lee Jihye rahat hareket edemiyordu. Çünkü YJH gibi büyük bir engelimiz vardı.
Tiyatro Ustasına ulaşabilmek için, önce YJH’yi alt etmemiz gerekiyordu.
Jung Heewon ile Lee Jihye göz göze gelip, başlarını sallayarak birbirlerine işaret verdikten sonra aynı anda YJH’ye kılıç çektiler.
Kendo ile kılıç yeteneği karışımı ile güzel bir sonuç bekliyordum ki -malum tiranozora bile zarar verebilmişlerdi- ama YJH’de işe yaramıyordu.
“Kuheok!”
Lee Jihye, 100 Adımlık Kutsal Yumruk yeteneğiyle, yüzüne aldığı tek darbeyle kan kusup yere yığıldı.
[Karakter Jung Heewon, özel yetenek ‘Hesap Zamanını’ atkive etti]
[Mutlak İyilik Yönetimi Takımyıldızları, Jung Heewon’un isteğini reddediyor.]
[Yetenek aktivasyonu iptal edildi.]
Jung Heewon küfür etti.
“N’oluyor be….burda da mı, şaka mı lan bu?”
Bu takımyıldızlarına göre, Yoo Jonghyuk acımasızdı ama özünde ‘doğruluk’ vardı.
Jung Heewon da YJH’den kaçamadı ve önce elindeki kılıcını düşürdü, ardından yere uçup yuvarlanmasına sebep olan bir darbe aldı.
Umudun bittiği noktada, Lee Gilyoung arkamdan gelerek ‘Mjolnir’un Gök Gürültüsü’ yeteneğini kullandı.
Kukukung!
[Karakter, Yoo Jonghyuk, saldırının etkisini, ‘Yıldırım Direnci’ yeteneği ile dengeledi.]
Yoo Jonghyuk bana doğru bakıyordu artık. Işte şimdi hapı yuttuk diye düşünmeden edemedim…
Güçlü olacağını biliyordum ama….bu fazla değil miydi? Tüm kartları ortaya sermem gerekiyordu. Yanıma gelen Lee Gilyoung’un omzuna dokunarak,
“Gilyoung. Hadi. Ne yapman gerektiğini biliyorsun, değil mi?”
Lee Gilyoung hemen fark edip başıyla onayladı.
“Evet, abi.”
“Özür dilerim.”
“Dilemene gerek yok.”
Lee Gilyoung bir şeyler mırıldanmaya başladıktan sonra, göz bebekleri tersine dönüverdi.
Bu kadar ileri gitmeyi düşünmüyordum ama elimdeki tüm kartları oynamaktan başka çarem kalmamıştı artık.
[Dev Tiranozor DNA Ampulünü kullandınız.]
[Tüm istatistikleriniz 30 dakika boyunca yüksek artış gösterecek!]
Evet…mücadele nasıl veriliyormuş, gör bakalım, seni pislik.
[Dayanıklılık Lv. 24 -> Dayanıklılık Lv. 34]
[Güç Lv. 24 -> Güç Lv. 34]
[Çeviklik Lv. 20 -> Çeviklik Lv. 30]
[Büyü Gücü Lv. 15 -> Büyü Gücü Lv. 25]
[Vücudunuzun direnci artıyor!]
[Kaslarınızın potansiyeli arttı!]
[Çok hızlı hareket edebileceksiniz, çok çeviksiniz!]
[Kalbiniz bilinmeyen bir enerjiyle doluyor!]
Yeteneklerimin azlığının açtığı farkı, yükselişe geçen istatistiklerimle doldurdum.
Yoo Jonghyuk’un transmisyon mührü tamamlandıysa, şuan oynadığım kumarı kaybediyordum. Mührün leveli düşük olduğu için, bu riski almaya değer bir kumardı.
Dahası, kısa süreli bir risk alıyordum, yeterli olacağına inanarak.
[Özel Yetenek ‘Saf Ak Yıldız Enerjisi Lv. 1’ aktif.]
[İstatistiklerinizin yoğun artışına bağlı olarak, Saf Ak Yıldız Enerjisi level atlıyor!]
[Saf Ak Yıldız Enerjisi Lv. 1 -> Saf Ak Yıldız Enerjisi Lv. 2.]
Büyü gücünün artışıyla parmak uçlarımda farklı bir his vardı. Bana koştuğu gibi acele etmeme gerek yoktu.
Hareketlerimin yavaşladığını bana doğru kılıcını çektiğinde fark ettim.
[Karakter, Yoo Jonghyuk, ‘Bölünen Gökyüzü Enerjisi Lv. 2’ aktive etti.]
Kakakakak!
Kılıçlarımızdan kıvılcımlar çıkıyor, ne ben ne Yoo Jonghyuk geri adım atıyorduk.
Mavi eter kılıcın etrafını sarıyor, kılıcımı tutarken muazzam bir baskı hissediyordum.
Şuan yaşadığım sansasyon muhteşemdi. HKY’de, yüksek istatistikler, güç dengesinde büyük rol oynuyordu. Şuan benim fiziksel istatistiklerim 3.seviyedeyken, YJH’nunki 2.seviyedeydi. (Ç.N: 2.seviye :20’lerde, 3.seviye :30’larda)
Yine de gücümle onu hareket ettiremiyordum. Dişlerimi sıktım.
[Özel yetenek Bilge Okuyucu sahne 2 aktif!]
Yeteneği aktive etmemle, YJH’nin düşüncelerinin aklımdan geçmesi bir oldu.
「 Canım yanıyor. 」
「 Gelecekte de aynı zorlukları yaşama ihtimalim yüksek. 」
「 …bunu sürekli tekrarlamak zorunda mıyım? 」
Yok artık… bu çocuk…gerçekten mi ya?
“Hadi uyan, hadi!!”
Tüm gücümle kılıcını geriye itip çenesine bir yumruk attım. Düşüncelerini okuyabildiğim için saldırabildim, aksi halde ona karşı koymak çok zordu.
Supak!
Yumruğuma şaşırmış olacak ki tökezledi.
「 Regresyon başladığında, her şey sıfırlanacak. 」
「Tüm arkadaşlarımın hafızası silinecek, benimse geçmişim. 」
“Seni salak!
「Sonra, yine her şey baştan başlayarak tekrarlanacak. 」
Aslında, güneş balıkları dayanıklı canlılardır. Strese katlanamadıkları için ölürlerdi. İşte tam da bu çocuk gibi. Zayıflığından değil, stresi kaldıramadığından pes etmek, hatta hayatından vazgeçmek üzereydi.
Tiyatro Ustası, onu zihinsel zayıflığından dolayı kontrol edebiliyordu zaten. Tiyatro Ustası fiziksel olarak zayıf; mental olarak güçlü yeteneklere sahipti.
Yoo Jonghyuk’un Mental Bariyeri, level 80,000’de olsaydı, bunlar yaşanmazdı. [Ç.N: İmkansızı isterken ben de böyleyim, Dokja-nim]
「 Ben kimim…? 」
Yoo Jonghyuk’un gözleri karardı… düşüncelerini duydukça sinirlerim bozuluyordu.
“Sen..başrol değil misin?”
HKY’nin 3,149 bölümünü okuyan birisi olarak sinirliydim.
“Daha 3.seferinde değil misin?”
Tekrar kafasına tüm gücümle bir kez patlattım. Çenesine vurmamla yavaşladığını fark etmiştim ama … kolayca vurmuş sayılır mıydım?
Elime geçen fırsatı kaçırmadan göğsüne de tekme attım.
“Gerçekten bu mudur yani? ilk günkü motivasyonun, amacına bağlılığın nerde?”
「bu dünyada yaşaya tek canlı benim. 」
Ne kadar da yalnız hissediyor… off.
“Deliriyorum, ha! Düşme şu tuzaklara!!”
Kılıcına engel olarak bağırdım.
“Gözünün önündeki hayatının anlamını göremiyorsun! En büyük hedefin için yaşamaya karar vermemiş miydin sen?”
[Özel Yetenek ‘Dört Duvar’ aktif!]
Kiminle konuştuğum hakkında fikrim yoktu benimde.
Kılıçtan alevler sıçramaya başladı. Gözlerime denk geliyor ve vücudum sıcaktan dolayı rahatsız oluyordu, fazla sıcaktı. Nefessiz kaldığımı hissettim. Belki ben de kendimden geçiyordum.
「 Yalnızım. 」
Sanki Yoo Jonghyuk oluvermiştim, Göğsüm sıkıştı.
“Yalnız mı?”
「 ben… 」
“Sen yalnızım diyorsun da ben niye buraya geldim sanıyorsun?”
「 ben… 」
Bastırdığım kılıcını eliyle çekip aldı, uyguladığı basınçla elinde parçalandı. Derisinin soyulmasıyla beraber elinden kanlar akmaya başladı. Kılıcımı etrafa savurdum, sinirden dişlerimi sıkmadan edemiyordum.
“Sen nasıl yalnızsın, ha? Tiyatro zindanında salak gibi öldüğünde, ölen kız kardeşine için için ağladığında…. kahin seni arkandan bıçakladığında! Sevdiğin kadının çocuğu olduğunda…ben..!”
Konuştukça eski anıları hatırlamaya başladım. HKY’ye dair eski anılarımı..
“Çocuğun öldüğünde delirmiştin!”
Yaşadığı zorluklarla ailesinden kalma karışık anılar kafamın içinden film şeridi gibi geçmeye başladı.
“Geri dönenlerle iblis krallarıyla mücadele edişin.!”
Ordudaki kıdemli subayların kabusları…
“Varisçilere verdiğin savaşlar, insanlara her yardım edişinde…! Takımyıldızlarına karşı ayaklandığnda!”
İş bulmak için çırpındığım zamanlarda, patronların küfürbaz ve aşağılık insanlar olduğunu fark etmiştim.
Her şey, hayatta kalmak içindi. Katlanmam, çırpınışlarım, her şey, her gün tekrarlanan yaşam mücadelem içindi….
“Etrafına bir bak! Hayatta kalmak için gerçekten hiç mi sebebin yok?!”
…Tüm olumsuzluklara rağmen eve döndüğümde tek bir romanı okuyarak rahatlayan ben..
“Ben…”
Kılıcı tutan elim titremeye başladı. Gerilmiştim. Kahretsin ya. Şuan ihtiyacım olan zaman kazanmaktı.
Derin derin nefes alıp ileriye baktım. Ama…garip bir şeyler vardı. Ilüzyon mu görüyorum? Yoo Jonghyuk’un eline doğru loş bir ışığın girdiğini gördüm bir anlığına.
「 ben… 」
Bir insanın düşüncelerini okumakla, kalbindeki düğümü çözebilmek mümkün değildi.
Yoo Jonghyuk’un bakışlarını görünce kalp atışlarım hızlandı.
[Yoğun etkiden dolayı, ‘Dört Duvarın’ etkisi azalıyor.]
Yoo Jonghyuk gözlerini bana sabitlemiş bakıyordu.
「 …sen de kimsin? 」
⚝⚝⚝☆⚝⚝⚝⚝⚝☆⚝⚝⚝⚝⚝⚝☆⚝⚝⚝⚝
ÇEVİRİ VE DÜZENLEMEDE EMEĞİ GEÇEN ARKADAŞLARIMIZA DESTEK OLMAK İÇİN YORUM YAPINIZ 🙂