Türkçe Light Novel
  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
Sign in Sign up
  • Seri Listesi
  • Blog
  • Discord
  • Isekai
  • Aksiyon
  • Fantastik
  • Seinen
  • Macera
  • Yaşamdan Kesitler
  • Harem
  • Romantik
  • Psikolojik
  • Okul Hayatı
  • Komedi
Sign in Sign up
SON EKLENEN BÖLÜMLER

Emperor Of Solo Play

23 Mart 2023
Bölüm 132 - Arife (3) Bölüm 131 - Arife (2)

Elitler Sınıfı

16 Mart 2023
   Cilt 17 - Bölüm 4 - Konsey Odası    Cilt 17 - Bölüm 3 - Spor Festivali (2)

Our Second Master

19 Eylül 2022
Bölüm 7: Final Bölüm 6: #####

En Çok Senden Nefret Ediyorum!

21 Ağustos 2022
Bölüm -5- Final Bölüm -4- #####

Alçakgönüllü Hizmetkârınız Kabahatli

30 Temmuz 2022
Bölüm 7: Final Bölüm 6: #####

Elitler Sınıfı - Cilt 10 - Bölüm 11 - Çırpınmak Dediğin

  1. Home
  2. Elitler Sınıfı
  3. Cilt 10 - Bölüm 11 - Çırpınmak Dediğin
Prev
Next

Cilt 10 – Bölüm 11 – Çırpınmak Dediğin

Okuldan sonra görüşmek için uygun yer yok denebilir. Malum sınavın içeriği, insanlara bu imkanı değerlendirmesine izin vermiyordu. Genelde herkes Keyaki AVM’de görüşür, zaman geçirirdi. Bugünse, durum farklıydı.

“Geldiğin için sağ ol.”

“Ne demek, Hirata. Ben de seninle konuşmak istiyordum zaten.”

“Duyduğuma sevindim. Biraz yürüyelim mi?”

Güney girişte buluştuktan sonra, Hirata etrafını kontrol ettikten sonra yürümeye başladı.

“Ayanokōji-kun, bir değişiklik yapsak nasıl olur?”

“Ne gibi?”

“Yürümek yerine, odamda konuşalım?”

“Benim için fark etmez.”

“Anlayışın için teşekkürler.”

Konuşmak istediği konu için, etraftan duyanlar olabilir diye burayı uygun bulmadı herhalde. Ben de tam bunu düşünüyordum zaten. Etrafta her an birisi duyabilir, malum açık alan.

Hirata yurda geçerken genel bir sohbet konusu açtı.

“Bu okulda ilk yılımız bitmek üzere.. nasıl geçti yılın, Ayanokōji-kun?”

Gökyüzüne bakıp derin bir of çekti.

“Issız adadan tut, karma eğitim kampına kadar…yorucu süreçlerden geçtik.”

“Evet. Yorucu ama eğlenceliydi. Buraya geldiğimden beri, etrafımdakilerle güven ilişkisi kurabildiğimi hissediyorum.”

“Evet, ben de.”

İnkar etmedim. Sınıfta birbirinden nefret edenler çok olsa da, ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ felsefesinin uygulanabilir olduğunu düşünüyorum. Zorla iş birliği yapmak zorunda olduğumuz işlere sürüklendiğimiz için, arkadaşlık bağları da kurulmuş oldu.

“Açıkçası….bu sınav bildirilene kadar, sorun yoktu aramızda.”

Hirata’nın gülen yüzünde bir perde belirdi.

“Bu konuda mı konuşmak istiyordun?”

“Evet. Kusura bakma… konuşmak istemediğini biliyorum ama.”

Özel sınavın içeriği ne olursa olsun, bizzat dahil olmam, olmayacağım. Daha önceki sınavlarda Horikita hep düşüncelerimi görmezden gelip benden yardım talep etti.

İlginç olansa, bu sefer tam tersi olduğu. Ben yardım eli uzatıyorum, Horikita reddediyor.

…bu da, Horikita’nın daha çok olgunlaşıp kendi başına iş görebildiği anlamına da geliyor tabii.

Belki de şimdiye kadar sürekli onu reddettiğim için yardım etmeyeceğim kanısına da ulaşmış olabilir?

“Bu sınav için……aklıma bir çözüm yolu gelmiyor. Ne kadar çok düşünürsem düşüneyim, bir hal çaresini bulamıyorum.”

“Ne kadar çok düşünürsem düşüneyim…”

Biraz dikkatli bakınca Hirata’nın gözlerinin altının şiştiğini görebiliyordum. Hatta siyah halkalar vardı. Acaba gece uyuyamadı mı?

“Böyle bir sınavda, arkadaşlarını düşündükçe, işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor.”

“Eh…?”

“Boş ver, öyle kendi kendime konuşuyorum…”

Üzücü bir cümle kurarsam, Hirata daha çok üzülür gibi. En iyisi, onu kendi haline bırakmak.

“Eğer….eğer sınıfı kurtaracak bir yol varsa, lütfen söyle.”

Sessiz tavırlarımdan dolayı, bir çözüm yolu bulduğumu falan sandı herhalde.

“20 milyon kişisel puan toplamak mümkün mü?”

“Çok düşündüm. Ama o kadar toplamak nerdeyse imkansız. Dün futbol kulübünden senpailere de şakayla karışık bahsettim ama hepsi kendi sınavlarıyla meşgul oldukları için, ciddiye bile almadılar.”

“Hiç puan vermeye gönüllü değiller yani?”

“Maalesef…”

Birinin okuldan atılmasına engel olmak için, çok ama çok kısıtlı imkanlar var.

“Kusura bakma ama hiçbir fikrim yok.. Bulursam, söylerim.”

“Peki…. teşekkür ederim.”

Şuan ona verebileceğim en iyi cevap buydu. O da gülümsemeye çalışıp teşekkür etti. Bu sınav teorik olarak çok kolay ama pratikte çok zordu.

Sınavın anlatılandan daha fazla olduğunu anlamak için bakış açınızı değiştirmeniz gerekiyordu. Sonra her şey çorap söküğü gibi geliyor, netleşiyordu.

….Hirata bakış açısını değiştirmediği için, göremiyor.

Bu sınavın amacı, sınıftaki çürük elmayı okuldan atmaktı. Chabashira sensei kuralları açıklar açıklamaz, Kōenji ile beraber bu sınavın sonucunu, bizden ne beklendiğini, tahmin etmiştik.

..kimin atılacağını bilmiyorum. Sadece okuldan atılacak kişi ben olmayayım diye çabalıyorum.

Hirata gibi sınıfını düşünenler için durum tamamen farklı. Birinin eleneceğini bile bile bu konuyu kapatamıyor, bir çare arıyordu. Sınavın amacından uzaklaştığı için de çıkış yolu bulamıyor, sanki bir labirentin içinde bir o yana bir bu yana dolanıp duruyordu.

“Ayanokōji-kun, birinin okuldan atılması iyi olur mu dersin?”

“Bu sınav bittiğinde keşke kimse okuldan atılmış olmasa ama… imkansız bir durum. ”

“…Aynen, bu yüzden de düşünüyorum ki bir çaresi vard-”

“Sorduğun sorunun cevabını bildiğini çin gece uyuyamadın değil mi?”

Konuşmasına mani olarak onu durdurdum.

“Şey..…”

Yurda yaklaşınca sessizlik hakim oldu. Lobide birkaç öğrenci görünce, konuşmamayı tercih etti, Hirata.

Asıl sebebi ise, lobideki koltukta oturan bir öğrenciydi. Göz göze geldik.

“Oooo, kimleri görüyorum. Hirata ile Ayanokōji çocuk. Bu ne büyük tesadüf.”

“Hey, Kōenji-kun. Birini mi bekliyorsun?”

Lobiye geçtik.

“Biriyle görüşmem seni ilgilendiriyor demek?”

Kōenji,  Hirata’nın sorusuna soruyla karşılık verdi.

“Tuhaf olarak değerlendirirdim herhalde.”

“Dürüst olman güzel ama kimseyi beklemiyorum.”

Soruyu cevapladı cevaplamasına da lobide ne yaptığını söylemedi. Genelde, Kōenji böyle yerlerde zaman geçirecek tip değildir. O yüzden burada bekliyor olması bile garipti.

“Hadi gidelim.”

Hirata asansörün önüne gelip butona basarak asansörü çağırdı. Kōenji, arkamızdan bize seslendi.

“Eh, kafanızı çalıştırmanız lazım bu sınavı atlatabilmek için.”

Hirata:  “…Hiç değişmeyeceksin değil mi, Kōenji-kun?”

Kōenji’nin tavrını kafasına takıyordu herhalde.

Hirata elini butondan çekti ve sıktı. Kendini tutuyor gibi?

“Böyle bir sınav için neden değişeyim.”

“Gerçek mi bu düşüncelerin?”

Nasipte Hirata’nin sinirlendiğini görmek de varmış.

Kōenji’ye dönerek ona seslendi ama bakışları onda değildi. Hirata sinirlense de sakinliğini koruyordu.

“Değişmek için sebebin olmadığını söylüyorsun ama sınıfta en çok değişime ihtiyacı olan sensin. Belki sınıf arkadaşlarımız senin adını vererek…. sınıfa ibretlik bir oylama sonucu çıkartırlar.”

Hirata hem endişesini gösteriyor, hem de onu tehdit ediyordu. İş birliği için çırpındığını da gösteriyordu bu sözlerle.

Kōenji’nin az da olsa istekli olmasını, yardım etmek için heveslenmesini istiyordu.

“Çok garip endişelerin var, canım ya. Sınıfın lideri sensin. Beni potaya koyacaklarsa, senin bir çözüm bulup beni kurtarman gerekir. Amacın da herkesi kurtarmak değil mi zaten?”

Kōenji’nin değişmeye niyeti yoktu, her tavrıyla bunu belli ediyor.

“Her şeyi yapacak güçte değilim. Yapamadığım şeyler de var.”

“Oh, yaparsın sen.”

Hirata’nın kendine güveni olmamasına rağmen, Kōenji ona bel bağladığını söylemekten çekinmiyordu.

Samimi miydi değil miydi anlamakta zorlanıyorum.

Oturduğu koltuktan kalkan Kōenji, Hirata’ya yaklaşıp omzuna hafifçe vurdu.

“Çürük elmayı çöpe at ve sınıf arkadaşlarının yarasını sar. Yapman gereken bu kadar basit.”

Kōenji’nin ağzından dökülen bu sözlerden sonra, Hirata parmağına tüm gücünü yüklenerek butona tekrar tekrar bastı.

“…Gidelim, Ayanokōji-kun.”

“Tamam.”

Hirata’nın dostane ses tonunun yerini öfke aldı.

Sınıfında çürük elma var demeye getirmişti. Kōenji’nin vurgulamasından dolayı, kendisini kötü hissetmiş olmalı.

Asansöre bindik, kapı kapandıktan sonra konuştu.

“Haa… Kusura bakma, kendime hakim olamadım.”

“Ne demek. Kōenji fazla garip düşünüyor.”

Hirata zoraki gülümseyip başını öne eğdi.

“Demek seni de etkiledi sözleriyle… İçten içe, okuldan atılmayı engellemenin mümkün olmadığını biliyorum. Hatta vazgeçtim bile bu fikirden.”

Asansör Hirata’nın kaldığı katta durdu. İnip odasına doğru yürüdük.

“İçeri gel.”

“Geliyorum…”

İlk defa Hirata’nın odasına girdim. Girişi basitti, benim odama benziyordu. Hafif ve güzel bir koku geliyordu; galiba oda spreyi kullanıyor.

Basit ama ona yaraşır bir odası var.
Çok düzenli bir odası varmış.

“Otursana. Kahve içer misin?”

“Sana zahmet olacak ama bir bardak alırım.”

“Ne zahmeti. Ben teklif ediyorum zaten.”

Normalde misafirlerle ilgilenmeye alışık olunca, misafirlik garip geldi.

“Az önce konuştuğumuza devam edersek…”

Mutfakta kahveyi hazırlarken konuştu.

“….sınıfı kurtaracak bir plan olabilir mi diye düşünüyorum işte.”

“Bilemiyorum. Ben de bir çözüm bulamadım.”

Az önceki cevabımın aynısını verdim. Cevabımı tekrar duymasına rağmen, bir çözüm arayışı içinde olduğu belliydi. Belki tekrar duyunca fikre kendisini alıştırır dedim ama tam aksi…

“Sen çözüm bulamadıysan, kimse bulamaz...”

“Bana fazla güveniyorsun bence.”

Ne zamandan beridir bana bu kadar çok güvendiğini merak ettim.

“Karuizawa-san ile olanlardan sonra sınıftaki en güvenilir kişinin sen olduğunu düşünüyorum.”

Hirata sanki aklımdan geçenleri okuyor gibi cevapladı.

“Beni ne kadar doğru değerlendirdiğini bilemiyorum.”

Su kaynayınca, kahveyi hazırlayıp bardağı bana uzattı.

“Açıkçası, mütevazı birisi olduğun için, sürekli inkar ettiğini düşünüyorum.”

Yani, şu saatten sonra ne söylersem söyleyeyim, fikri değişmeyecek. Mütevazı olduğumu düşünecekti.

Konuyu değiştirmenin en mantıklısı olduğunu düşünürken, Hirata hemen sohbete devam etti.

“Sınıftan birinin atılması konusunu…..anlamlandıramıyorum. İçim içimi yiyor.”

“Ne demeye getirdiğini anlıyorum ama başka seçeneğimiz yok. Hafta sonuna kadar bir karar vermek zorundayız. ”

“Karar mı…? Ayanokōji-kun… birini seçmemiz gerektiğini mi düşünüyorsun?”

Gözlerimin içine bakarak cevap bekledi. Nazik bakışlarının altında… farklı bir duygu barındırıyordu.

“Yok.”

Nötr bir cevap vererek gerçek düşüncelerimi belirttim. Atılmak için birkaç adayımız olsa da, kimse kimsenin adını kolayca veremezdi. Kurban seçmek için sınıf oylaması, sınıf kararı şarttı.

“Bu konuyu ancak böyle çözebiliriz, birini seçerek.”

“İleri görüşlüsün..benim gibi birinin aksine senin lider olman gerek.”

Hirata’nın sözlerinde, tüm sınıfı bir araya getiren kişi olarak çekingenlik vardı.

Kendisini hazırlamaktan başka çaresi yok artık.

“Peki ne yapmalıyım? Bu sınava nasıl yaklaşmam gerek?”

Ona tavsiye vermek bana düşer mi bilmem ama Hirata etrafındaki herkese yardım ettiği için, bir şeyler söylemek istiyorum…

“Sana tavsiyemi söyleyeceğim ama alınmaca gücenmece yok.”

“Tamam.”

“İdeal düşüncen olan ‘herkesi kurtarıp, birlik olma’ fikrini bir kenara bırakalım. Kimi attırmalı diye de düşünüyorsundur. Ama bir karara varamıyorsundur.”

Sözlerimden rahatsız olsa da Hirata, kafasını sallayarak düşüncelerime katıldığını belli etti.

“Peki ya tam tersi düşünsen nasıl olur? Kimi attırmalı yerine, ‘kimi kurtarmalı’ gibi.”

“Kimi kurtarmalı mı…? Tabii herkesi-”

“Sınıftaki herkese bir öncelik tanı. Mesela kendin de dahil herkesi bir sıraya koy. Sınıf için en faydalıdan en az faydalı olan kişiler diye bir liste yap. Bazı öğrencilerin değeri gözünde aynı olabilir ama sen yine de yap listeyi. Basitçe en çok kimi seviyorsun en az kimi seviyorsun gibi de yapabilirsin. Ya da sınıfa en çok kimin katkısı oldu gibi bir listede olabilir.”

Bir liste çıkartırsa, sonuncu olacak bir öğrenci çıkacaktır.

“İyi de…”

Çözüm odaklı tek sonuç bu. Fakat Hirata yapabilecek birisi değildi. Hala aklı fikri, herkesi kurtarmakta.

Sınıfı sıralamaya koymanın saçmalık olduğunu düşünüyordur.

“Sıralamayı ben yaptım diyelim. Sınıfımdaki arkadaşların sıralaması bir olmayacaktır ki.”

Kaçış yolu arıyor.. bulduğu yola bak yahu.

Böyle giderse, sınav günü çok savunmasız kalır; harcarlar Hirata’yı.

“Onları boş ver. Önce kendin bir karar vermelisin.”

Şuan için verebileceğim en iyi tavsiye buydu. Dahası, çıkaracağı sonuç da kendi çabasına bağlı.

Bana hazırladığı kahveden bir yudum aldım. Içtiğim kahveden hafif farklı bir tadı vardı; daha acımsı bir tat.

“Eh, haklısın… galiba son günlerde bu işten sıyrılmanın, kaçmanın yollarını arıyorum.”

Hirata tavsiyeme uyup bir sonuca ulaşmaya çalışacak gibi. Bir süre debelenip karar veremez; hatta biraz düşünüp tamamen bu liste defterini kapatabilir bile.

En azından şimdilik kabullendiğini, bu fikri düşüneceğini dile getirdi. Buna da şükür.

“Haa… sağ ol.”

Hirata minnettar olduğunu dile getirdi. Bu konu kapandı sanırım.

“Peki, sana kişisel bir soru sorabilir miyim?”

Konuyu değiştirerek merak ettiğim konuyu sormak istiyorum.

“Hm? Sor tabii?”

“Karuizawa ile ayrıldıktan sonra sana açılan oldu mu?”

“Beklenmedik bir soru sordun. Bana böyle bir soru sormanı beklemiyordum hiç,  Ayanokōji-kun.”

Hirata’nın yüzünden şaşırıp garipsediği belli oluyordu.

Mii-chan ile bu konuda görüşünce merak ediverdim. Hirata’nın sevdiği birisi olup olmadığını falan sormuştu. Hamle yaptı mı diye sorayım dedim.

“Kim olduğunu söylemeyeyim ama…evet, birisi açıldı.”

Demek Hirata’ya ilanı aşk edenler var. Mii-chan mı bilmem ama sormayacağım.

Onun gibi çekici erkekler süs mankeni olarak dursalar da, kızlar üstüne atlıyordu.

Gerçi Hirata’nın durumu, kendisini taşımasından dolayıydı. Ne tembellik ediyor, ne laçka birisiydi. İdeal bir sevgili adayı denebilir.

“O kızla çıkıyor musun peki?” 

“Yok, şuan kimseyle çıkmıyorum.”

“Yoksa sevdiğin başka birisi mi var?”

Başkasına aşıksa, neden sevgili olmadığına cevap bulabilirdim. [Ç.Notu: Kei için sormuyor, hayır, sormuyor!!]

 

“Biriyle çıkmak….şuan için pek bana göre değil. Hak etmediğimi düşünüyorum.”

“Sen böyle diyorsan, ben öleyim o zaman, Hirata.”

Aşk söz konusu olduğunda, ‘hak etmemek’ falan hikayedir.

“Aşk bana göre değil ya.”


İnsan ne kadar yetenekliyse, o kadar mütevazı,

Ne kadar boş biriyse, o kadar küstah olur derler.

Sohbetimiz daha fazla derine inmeden bitti.

Prev
Next

Comments for chapter "Cilt 10 - Bölüm 11 - Çırpınmak Dediğin"

MANGA DISCUSSION

YOU MAY ALSO LIKE

emperor of solo play
Emperor Of Solo Play
23 Mart 2023
classroom of the elite
Elitler Sınıfı – Kısa Hikayeler
26 Temmuz 2022
ORV_Volume_1_cover_(Korean_ver)
Bilge Okuyucu
19 Mayıs 2021
promotion poster- our second master
Our Second Master
19 Eylül 2022
Tags:
clasroom of the elite oku, elitler sınıfı oku, light novel türkçe, youkoso jitsuryoku oku, Youkoso Jitsuryoku türkçe oku
  • Ana sayfa

TurkceLightNovels

Sign in

Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Sign Up

Register For This Site.

Log in | Lost your password?

← Back to Türkçe Light Novel

Lost your password?

Please enter your username or email address. You will receive a link to create a new password via email.

← Back to Türkçe Light Novel

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası