Elitler Sınıfı - Cilt 10 - Bölüm 13 - Değişik Ortam
Cilt 10 – Bölüm 13 – Sınıftaki Değişik Ortam
Ek sınav başladığından beri, 3. sabaha geldik. Cumartesi günkü oylamaya 2 gün kaldı.
Yakın zamanda sınıftan birisi aramıza veda edecek. Koridora çıkan odamın kapısını açar açmaz, tüm soğuk hava iliklerime kadar işledi. Buz gibiymiş.
Lobiye asansörle indikten sonra, Sudō’nun merdiven boşluğundan çıktığını gördüm.
“Merdivenlerden mi indin?”
“Gibi gibi. Biraz antrenman olsun istedim.”
Ders çalışıp kulüp etkinliklerini yerine getirmeye çalışan Sudō, öğrenci hayatına epey alışmış gibiydi. Beraber okula doğru yürümeye başladık.
“Biraz aptalım, tamam. Hatta öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum. Ama çok geliştirdim kendimi ve geliştirmeye de devam ediyorum. Bu okuldan atılmak istememe sebebim de bu. Çaba harcadığım bilinen bir gerçek..”
Benimle konuşmak yerine kendi kendine durumunu anlatıyor gibiydi.
“Kendisini geliştirip çabalayan bir insanın, bu okulda kalmak için ısrarcı olmasının nesi kötü.”
“Haklısın. Bu okulda en çok istekli olanlar kalacaktır zaten.”
“Demi ya.”
Okula geldikten sonra, sınıfta garip bir huzursuzluk sezdim.
Sudō, bu ortamdaki garipliği fark etmeden yerine geçip oturdu.
Ambiyans değişmiş.
Bu konuda hassas değilim, sezgilerimin doğru olduğunu düşünüyorum. Düne nazaran çok farklı bir hava vardı sınıfta.
Bu sınavdan önce, her zamanki sınıf izlenimi vardı. Her şey normal, sınıfta arkadaşlıklar normal. Kimse kimseyi arkadan bıçaklayacak diye korkan yoktu.
…garip bir durumun peydah olduğunun sinyalleriydi bunlar. Daha düne kadar, herkes birbirine ters ters bakıyor, etrafındakilere sataşacak yer arıyordu.
Bugünse, sınıfta bir birlik, bir dostluk havası hakimdi.
Hirata: “Günaydın, Ayanokōji-kun.”
“Günaydın.”
Kısa cevabımdan sonra, Hirata’nın duruma dair bilgisi olup olmadığını anlamak için onu gözlemledim.
“Hm? Bir sorun mu var?”
Sınıftaki ambiyansı fark etmedi mi, yoksa çaktırmıyor mu anlayamadım. Hirata gözlerimin içine her zamanki masum bakışlarıyla baktı.
“Yok.”
“Tamam, bugün de güzel bir gün geçirelim. Pozitif olalım.”
Hirata veda etmek için birkaç iyi dilekte bulunduktan sonra kendisine seslenen kızların yanına gitti.
Öğrenciler sınıfa girdikçe, ortamdaki hava değişmiyor; ambiyans daha belirgin bir hal alıyordu.
…bu ortamdan anladığım kadarıyla, sınav için büyük bir grup kurulmuş; bir hedef çoktan seçilmişti. Hatta kime övgü oyu vereceklerini bile belirlemişlerdir.
Sınıfta Hirata dahil, yaklaşık 10 öğrenci bu ambiyansın farkında olmadığı gibi, bu grubun bir parçası da değillerdir. Kalan 30 kişi şikayet oyunu tek bir öğrenciyi hedeflese, seçilen kişi için tehlike çanları çalıyor demektir.
Bu 10 kişi haricinde, Ike ile Yamauchi falan vardı. Onlarla arada bir konuşan küçük bir kız grubu da vardı.
Sınıftaki herkesin tek bir grup altında birleşmiş olma ihtimali yüksek. Kızların bir kısmı, Kei’nin arkadaşlarıydı.
İşin garip yanı ise, Kei’den bilgi edinmemiş olmam.
“Günaydın.”
Horikita çok geçmeden sınıfa girdi. Her zamanki haliyle etrafa bakındı.
“…Ne olmuş?”
“Sen de fark ettin değil mi?”
“Evet, bir tuhaflık söz konusu. Ama merak ettiysen, sorsaydın birine?”
“Kalsın, karışmak istemiyorum.”
…böyle bir durumda, birine gidip ‘hayırdır’ demek olmazdı. Zaten kimin seçildiği bile belli değil.
[Sabah bir sorun mu oldu?]
Sabah okula erken gelen Keisei’ye mesaj attım.
[Bilmiyorum. Dünden farklı bir şeyler dönüyor ama anlayamadım.]
Keisei tam olarak ne olduğunu anlamamış ama doğru tahminde bulunuyordu.
[Belki büyük bir grup kurmuşlardır, herkes çok sakin baksana.]
Onu doğru yöne yönlendirince, etrafa bir kez daha baktıktan sonra gözlerini bana çevirdi.
[Haklısın galiba. Dünkü kasvetli havadan eser yok. Çok iyi yakalamışsın.]
[Çok arkadaşım olmayınca, etrafta yaşananlara dikkat kesiliyorum.]
[10 ve üzeri grup kurduklarını düşünürsek, kimi kurban seçtiklerine de karar vermişlerdir?]
[Hedef aldıkları kişinin başı dertte.]
[Acaba grubu kim kurdu….ya başımız belaya girerse?]
Keisei’nin endişesini mesajından anlayabiliyordum.
Bir gruptaki öğrenci sayısı arttıkça, kontrol etmek zorlanacaktır. Böyle bir gruba liderlik etmek de zor.
Sınıfa öğrenciler girdikçe, Keisei ile konuşmayı kestim.
Ya öğle molasında ya da okul çıkışı sohbete devam ederiz gibi.