Elitler Sınıfı - Cilt 11.5 - Bölüm 13 - Dost Tavsiyesi
Cilt 11.5 – Bölüm 13 – Dost Tavsiyesi
Ichinose ile Horikita’dan ayrıldıktan sonra ne yapsam diye düşünmeye başladım.
Fakat merdivenlerde Ryuuen’i görünce, onunla beraber Keyaki AVM’de tenha bir köşeye geçtik.
Beraber görünmemek için de birbirimizi uzaktan takip edip aramıza mesafe koyduk.
“Ishizaki’den mi duydun? Burda olduğumu.”
“Evet, seni arıyordum.”
Ishizaki ve Ibuki ile 1 saat mi konuştu… yoksa daha erken mi bitti.?
Cevabı bilmiyorum ama Ryuuen’in gözlerinde bir canlılık sezdim.
“Telefon numaram yok muydu, arasaydın ya?”
“Yüz yüze konuşup ciddi ve duygusuz yüzünü görmek istedim.”
Dinleyelim bakalım ne diyecekmiş.
“Ne demek istedin?”
Hiyori ile ona ilettiğim mesajı kast ediyor herhalde.
Ryuuen’e, ‘ben 5’den fazla etkinlik kazanırdım’ gibi bir şey iletmesini istemiştim. Mesaj yerine ulaşmış demek.
Hiyori’den mesajı duyunca, benimle görüşmek istemiştir herhalde.
“Gayet açık söylediğim. O iş bende olsaydı, daha iyi bir sonuç çıkardı ortaya.”
“İstediğim tekniği kullanmakta özgürüm.”
“Böyle bitsin istemediğim için söylüyorum. Bu tarz dikkatsiz stratejiler kullanırsan, anca kendini okuldan attırırsın. Ben de yalnız kalırım. Olmasın böyle şeyler.”
Öylesine kurduğum cümleler Ryuuen’i etkilemedi bile.
“Ahaha, bu nasıl şaka yahu. Sakayanagi’ye kaybettikten sonra bu kadar sakin kalmana da şaşırıyorum!”
“Sınıfımız Sakayanagi’ye yenildi, evet. Kumandan olarak bu sorumluluk da benim. Fakat, bu yenilgi Sakayanagi’nin benden güçlü olduğunu mu gösteriyor dersin? Sen onunla savaş, anlarsın derim. ”
“Ha- beni küçümsüyor musun yoksa?”
Ryuuen hafifçe bana yaklaştı, yüzü sertleşti.
“Beni yenen senin, Sakayanagi’den güçsüz olmana imkan yok.”
Bu havalı sözleri söyleyerek beni kışkırtmaya çalışıyor galiba.
“Yenilgimden dolayı beni teselli etmene minnettarım ama… ben böyle bir sınavda tembellik yapıp özellikle başarısız olmuşumdur belki, değil mi?”
“Hiç inanmam. Sınavda ciddiydin ama kazanmak kaybetmek önemli değildi… ya da okul, özellikle itibarını korumak adına A sınıfının kazanmasını sağlamıştır. Bunlar bana daha inandırıcı geliyor.”
Doğru cevap değildi ama o kadar yakındı ki..
Bu okulda sadece Ryuuen’in bu kadar saçma bir anlama yeteneği vardır. Benimle kapıştığı için, bu konuda da emin.
“Ee…? Dönüşünden sonraki hedeflerin neler, Ryuuen?”
“Döndüğümü kim demiş? Ben sadece tatilin tadını çıkartmak istiyorum.”
Ryuuen bir süre daha sınıflar arası savaştan uzak kalacağını ima etti.
“Ama… olur da sıkılırsam, Ichinose ile Sakayanagi’yi ısınma turu olarak götürebilirim.”
“Bu nasıl tatil böyle!”
“Kukuku. Ben de kendime şaşırdım. Bu kadar hızlı senden rövanş almayı beklemiyordum. Gaza geliyorum, ha.”
“Demek öyle.”
Kış uykusundan uyanan bir yılan…
Ne A ne de B görmezden gelemez, Ryuuen’i.
Sakayanagi şuan başı çekse de, diğer sınıflar da üste çıkabilir.
“Güzel olur. Ichinose ile Sakayangi’yi ezmenin faydası dokunur. Üst sınıflara çıkma hedefimize yardımcı olmuş olursun.”
Sıralamada yükselmek için, üst sınıflarla savaşmak şarttı.
“Sınıflar arası savaşa ilgili değilsin sanıyordum.”
“Artık durumlar değişti. Sınıfım ben olmasam dahi, gelecek yıl üstte olacak. ”
“Ah?”
“ben olmasam dahi” dediğime Ryuuen şaşırdı.
“Belki hedef seçilmişimdir. Aniden okuldan atılsam garip olmaz yani?”
Tsukishiro’nun amacı buysa, yakında gerçekleşebilir demektir..
Kendimi savunsam da engel olamayabilirim.
Tabii, rakibim bana saldırırken elim armut toplamayacak ama…
“Sakin ol be. Seni okuldan attırabilecek tek kişi benim.”
Ryuuen karakterine uygun bir özgüvenle söyledi.
“Ama-”
Ryuuen tam konuşacak gibi yapıp bir anda görüş açımdan kayboldu.
Arkama geçip hiç tereddüt dahi etmeden yüzüme yumruk salladı. Bir anda yumruğunu gözlerimin önünde görünce, hemen kenara çekildim.
“Aha!!”
Ryuuen bu ani refleksime karşılık sağ ayağıyla tekme attı ama hafif salladığı için ondan da kurtuldum.
Ardından asıl saldırısını sağ ayağıyla değil, sol ayağıyla gönderdi. Daha çok güç uygulayarak tekme savurdu.
Yine saldırısından kaçındım, Ryuuen ile arama mesafe koydum.
“Ha, sürpriz saldırılara da refleksin kuvvetli. Nasıl bir canavarsın anlayamadım ki!”
“Sen de bilerek saldırıya geçiyorsun.”
Etrafta kimse olmasa da kameralar vardı.
Aramızda küçük atışmayı okula bildirmezsek, göz yumacaklardır.
Ryuuen’e bu cesareti veren de buydu.
“İç sesim seni canlı canlı yememi söylüyor.”
Kış uykusunda yatan yılanlar, içgüdüleri gereği uyurken de avlanırlar.
“Sen niye saldırmıyorsun?”
“Seninle burada kavga etmek istemem; hem zamanı da değil.”
“Haha. Yani buna gücün sakinliği falan mı deniyor? Bu konuda epey kendine güveniyorsun. Ben de heyecanlanıyorum.”
Gözleri parıldıyordu. Hem de hiç olmadığı kadar çok.
Birkaç aydır sessiz kalan Ryuuen gibi değildi.
“Şansın varken kendini geliştir, Ryuuen.”
Ona nasihat ediyormuşum gibi algıladı galiba. Duvara yumruk attı.
“Kendini geliştir mi? Nesin sen hocam falan mı?”
“Gerçeği söylüyorum. Kazanmak için elinden geleni ardına koymuyorsun. En kötü ve riskli yöntemlere başvuruyorsun. Bana göre hava hoş ama… bari belli etme.”
“Ah?”
“Ishizaki’den müshil kullandığını duydum. Karaoke barda onları ilaçlaman fena fikir olmamış ama yiyecekleri kanıt olarak saklasalardı, işin bitmişti. Yakalandığın an, okuldan atılırdın. Hadi görmezden geldiler diyelim, bu tarz yöntemlere başvurduğun için okulun sana olan güveni sarsılır. Şuan seni kurtaran tek şey, Ichinose’n şikayetçi olmaması.”
“Ichinose’n bu alttan alan tavırlarını da hesaba kattım.”
“O zaman çok basit düşünüyorsun demektir. Beni böyle asla geçemezsin.”
“…Sonunda söyledin.”
Ryuuen tekrar bana yaklaştı. Bu sefer saldırmak için değil sanki?
Zaten saldırmaya kalksa, üstesinden gelemeyeceğim bir rakip değil.
“Tavsiyemi dinlemek zorunda değilsin ama şuan benimle kavga etmen mümkün değil.”
Ryuuen rakibinden gelen tavsiyeyi kabul eder mi acaba? Bu yeteneği olup olmamasına bağlı biraz da.
Ryuuen sakinleşmiş görünüyordu, elini duvardan çekti.
“Bu saçma tavsiyeni kabul ediyorum. Ama bir gün seni yeneceğim.”
“Kendini motive et, Ryuuen. Beni okuldan atan kişi sen olursan, üzülmem belki.”
Öfkelenmesine rağmen, Ryuuen söylediklerimi dinledi.
Böylece, Ryuuen’in gelecek stratejileri de değişip yaratıcı olacaktır.
- sınıftaki mücadelemizi hayal etmek zor.
Ryuuen, Sakayanagi’yi tahtından edip A sınıfına yükselir mi dersiniz… yoksa Sakayanagi, onu durdurur mu?
Veya Ichinose, güçlü bir geri dönüş yapar mı?
Üç taraflı saldırıya karşı, Horikita savaşın neresinde kalacak?
Bu okuldaki birinci yılımızın aksine, 2. yılımızın daha farklı geçeceğini düşünüyorum. Herkes daha deneyimli olacak, rakiplerini daha iyi tanıyor olacak falan….
Yakında neler olacağını göreceğiz.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩
Lavabodaki görüşmeden önce yaşananlar bunlardı.
Giden Kanzaki’ye yan bakışlar atan Ryuuen:
“Savaş alanına geri dönüyorum. B’yi güzelce ezdim ama eksiklerim var.”
Ryuuen, Ayanojouji’yi yenmek için, eksikleri olduğunu kabullendi.
“Ne kadar güzel! Ben de ne tür hileler kullanırsın diye düşünüyordum. Yoksa Kanzaki’nin istediği gibi adil mi kapışacaksınız?”
“Ha! Kim onun dediği gibi savaşacağımı söylüyor?”
“Huh?”
“Ichinose’in saflığından yararlanmak fena fikir değildi ama mücadelemizde çok açık verdik. Hatta sırf bu açıklar yüzünden, bu çocuk bu cesareti gösteriyor.”
“…Şimdi anladım ne demek istediği.”
Hile kullanma konusunda bir sorunu yoktu. Aksine, dikkatsiz hile kullanmasından yana dertli olduğunu belli etti.
“Bir sonraki sefere, onları kusursuz bir yenilgi yaşatacağım.”
Kanzaki ne derse desin, Ryuuen göz yummazdı asla.
Gizli yetenekleri varsa, Ryuuen bulmak için çabalardı.
“Kendini epey geliştirdin, Ryuuen. Seninle gizlice iş birliği yapmam iyi oldu. Sakayanagi’nin tahtını elinden alma ihtimalin bile var.”
Hashimoto, B sınıfında olanları dikkatlice düşündü. A sınıfından mezun olmak için, elinden geleni yapacaktı.