Elitler Sınıfı - Cilt 11 - Bölüm 19 - A Sınıfının Etkinlikleri
Cilt 11 – Bölüm 19 – A sınıfının Etkinlikleri
Sınıf öğretmenimizin sınıfa gelmesiyle, A sınıfının seçtiği 10 etkinlik bir kağıtta bize teslim edildi.
Horikita bize bırakılan tüm kağıtları toplayıp dikkatlice okudu.
Bense genel manada her şeyi ezberledim, etkinlikler için kaç kişi gerekiyor vs.
『Satranç』 Oyuncu sayısı: 1 ・ Kişi başına ayrılan süre: 1 saat (Zaman aşımı, yenilgiyle sonuçlanır.)
Kurallar: Standart satranç kuralları geçerlidir. 40.hamleden sonra süre sınırı kalkar.
Kumandanın Müdahale Yetkisi: Kendi belirlediği zamanda kumandan oyuncuya max 30 dakika kadar bilgi ya da talimat verebilir. Fakat bu zaman, oyuncuya ayrılan 1 saatlik süreye dahil edilecektir.
『Hızlı Mental Aritmetik』 Katılımcı sayısı: 2 ・ Süre: 30 Dakika
Kurallar: metal aritmetik abaküs stilini kullanarak hızlı ve doğru cevapları bilen öğrenci kazanan olacaktır.
Kumandanın Müdahale Yetkisi: Kumandanlar bir cevabı istedikleri gibi değiştirebilirler.
『Go Oyunu』 Oyuncu sayısı: 3 ・ Süre: 1 Saat (Zaman aşımı, yenilgiyle sonuçlanır.)
Kurallar: 3 kişi yan yana aynı anda oyun oynayacak. Standart go oyunu kuralları geçerlidir.
Kumandanın Müdahale Yetkisi: Kumandan istediği zaman bir hamle değiştirebilir.
『Modern Edebiyat Testi』 Katılımcı sayısı: 4 ・ Süre: 50 Dakika
Kurallar: Sınav, lise 9’ların müfredatı dahilinde soruları içerecektir. En yüksek puanı toplayan sınıf, kazanan taraf sayılacak.
Kumandanın Müdahale Yetkisi: Katılımcılardan biri yerine bir sorunun cevabını verebilir.
『Sosyal Bilimler Testi』 Katılımcı sayısı: 5 ・ Süre: 50 Dakika
Kurallar: Bu test sınavı, lise 9’ların genel coğrafya, tarih ve toplum bilimi konuların içermektedir. En yüksek puanı alan sınıf, kazanan taraf sayılacak.
Kumandanın Müdahale Yetkisi: Katılımcılardan biri yerine bir sorunun cevabını verebilir.
『Voleybol』 Katılımcı sayısı: 6 ・ Süre Kısıtlaması: İlk 10 puana kadar, en iyi 3 set
Kurallar: Standart voleybol kuralları geçerlidir.
Kumandanın Müdahale Yetkisi: Kumadan istediği zaman, 3 oyuncu değişikliği yapabilir.
『Matematik Test』 Katılımcı sayısı: 7 ・ Süre: 50 Dakika
Kurallar: Bu test sınavı, lise 9’ların genel matematik konularını içermektedir. En yüksek puanı alan sınıf, kazanan taraf sayılacak.
Kumandanın Müdahale Yetkisi: Katılımcılardan biri yerine bir sorunun cevabını verebilir.
『İngilizce Test』 Katılımcı sayısı: 8 ・ Süre: 50 Dakika
Kurallar: Bu test sınavı, lise 9’ların genel İngilizce konularını içermektedir. En yüksek puanı alan kişinin sınıfı kazanan taraf sayılacak.
Kumandanın Müdahale Yetkisi: Katılımcılardan biri yerine bir sorunun cevabını verebilir.
『Uzun İp Atlama』 Oyuncu sayısı: 20 ・ Süre: 30 Dakika
Kurallar: En başarılı olan sınıf kazanacak.
Kumandanın Müdahale Yetkisi: Bir kereye mahsus, karşı takımın sıralamasını değiştirebilir.
『Yakar Top』 Oyuncu sayısı: 18 ・ Süre Kısıtlaması: İki Set üzeri, Set Başı 10 Dakika
Kurallar: Standart yakar top kuralları geçerlidir. Beraberlik durumunda, ani bir ölüm turu başlayacak.
Kumandanın Müdahale Yetkisi: İstediği zaman, diskalifiye olan bir oyuncuyu, oyuna dahil edebilir.
“Spor oyunlarından seçmeleri şaşırtıcı oldu. Daha çok kafa kullanmamızı gerektiren, yazılı sınavlara odaklanırlar sanmıştım. Tabii, dikkatimizi dağıtmak için de eklemiş olabilirler.”
Horikita’nın ilk tepkisi bu oldu. Keisei ise ondan sonra fikrini dile getirerek hemfikir olduğunu belli etti.
“Satranç ile go oyunları büyük ve bilindik oyunlar ama oynayanı çok az. Spor oyunlarından da, takım oyunlarına odaklanmışlar.”
Go ile satrancı bilmeyen yoktur ama oynayan var mı derseniz, sınıfın çoğu taşlarına bile dokunmamıştır.
“Genel olarak kumandanın müdahale yetkisini bu kadar aza çekmelerini beklemiyordum. Özellikle testlerde, bir soruya cevap vermeleriyle hiçbir şey değişmez ki.”
“Galiba, sınıf arkadaşlarına epey güveniyorlar. A sınıfı, akademik alanda epey başarılı. 4 yazılı sınav seçmekle kalmamışlar, katılımcı sayıları da fazla seçilmiş. Ne kadar çok kendilerine güvendikleri belli. Bizi zora sokuyorlar.”
Şimdiye kadarki tüm sınavlarda, A sınıfı en yüksek puanları almıştı. Büyük ihtimalle buna güvenerek, test sınavlarındaki katılımcı sayılarını arttırmışlardır.
Bu sınavlar, bizi akademik alanda başarılı olmaya zorluyordu ki– kumandanın çok fazla etkisi yok.
Çok fazla yazılı sınav seçmemeleri de iyi olmuş.
7-8 yazılı sınav ekleselerdi, tüm çabamızı derslere çalışarak geçirirdik. Elimizdeki seçenekleri düşünmemize imkan vermeden, başka konulara odaklanmamızı sağlıyorlar denebilir.
“Voleybol normalde 6 kişi oynanıyor, yedekleri sayarsak 9. yakar top için 18 kişi lazım. Uzun ip atlamada 20. O kadar çok katılımcı sayısı yüksek ki, bazılarımız 2-3 kez oyunlara dahil olacak.”
Sınav günü hangi sınavların seçileceği de belli olmadığı için, kısıtlama ya da çıkarım da bulunamıyorduk.
Bir de spor oyunlarında çoklu takımlar kurmak gerektiği için, uzun zaman ve çaba harcayarak katılımcıları belirleyip antrenman yapmalıyız.
Öyle bir yer seçmeliyiz ki A sınıfı fark edemesin. Jimnastik salonuna gitsek fark ederler, kimler iyi – değil vs hepsi ortaya çıkar. Katılımcıları gizleyip görünmeden antrenman yapmamız şart.
Diğer bir sıkıntı ise, her etkinliğe eşit zaman ayırmamız gerektiği. Birine takılıp ona yoğunlaştık diyelim ve sınav günü seçilen etkinlik olmadı.. emekler boşa gider.
Öylesine konduğunu düşünüp antrenman da yapmadık diyelim ve o oyun seçildi.. al başına belayı. Hazırlıksız yakalanmamız bariz belli olur, oyunu kaybederiz.
Önümüzdeki hafta, A sınıfına göz kulak olmak gerekiyor. Tabii, söylemesi kolay, yapması zor..
Akşam geç saatlerde ya da sabahın erken saatlerinde antrenman yapabilirler. Küçük gruplara ayrılarak da antrenman yapabilirler. Ihtimaller çok.
Hiçbir etkinliği küçümseme, görmezden gelme, lüksümüz yok. Hangisi seçilirse seçilsin, hepsi dikkat ve çaba gerektiriyor.
“Satranç ya da go oyunlarını bilen var mı?”
Horikita sınıfa yüksek sesle sorunca, Miyamoto cevapladı.
“Birkaç kez ailemle Go oynadım ama kurallara aşina olacak kadar bilmiyorum.”
Bu iki etkinliğin, işleri karıştırdığına şüphe yok. Biraz geçte olsa, elimi ben de kaldırdım.
“Satranç oynayabiliyorum ama go taşlarına hiç dokunmadım bile.”
Kumandan olmama rağmen, oyunu oynayabildiğimi bilsinler istedim. Böylece onlara öğretebilirim.
“İyi en azından oyunları bilen varmış. Fakat bu sınav bizi çok zorlayacak. Kimse etkinlikleri hafife almasın.”
Bir haftadan kısa bir sürede birisi ne kadar satranç ya da go öğrenebilir ya da geliştirebilir diye düşünüyorum. En kötü ihtimalle, bizim 2 etkinliğimiz seçildi, 5i de A’dan seçildi diyelim…
..Bu sınav için, sınıfın potansiyeline güvenmekten başka çaremiz kalmıyor.
Fakat… neden..?
“Ne oldu, Ayanokōji-kun?”
Horikita merakla sordu.
“…Yok, yok bir şey.”
Satranç oyununda, kumandanın rolü çok büyüktü. Hatta kumandanlar arası savaş bile denebilir.
Galiba Sakayanagi, bizzat benimle yarışmak istiyor.
“Hey, Horikita. Biz de bilgi toplamaya başlayalım artık?”
Durumun aciliyetinin farkında olan Keisei, Horikita’dan ciddi bir cevap bekliyor.
“A sınıfının hangi etkinlikleri seçeceğini mi öğrenelim diyorsun…?”
“Evet. Kısa sürede bu kadar çok etkinliğe hazırlanmamız çok zor olacak. Bilgi toplamazsak, kazanma şansımız daha çok azalacak diye düşünüyorum.”
“A sınıfının kolay kolay bilgi vereceğini sanmıyorum.”
Sınıftan bir erkek bilinen bir durumu dile getirdi.
“Yine de denemeliyiz.”
“Endişenizi anlıyorum ama şuan bu kararı veremiyorum. Tüm etkinliklerde ne kadar bilgi sahibiyiz, ne kadar başarılıyız önce bunu bir anlayayım, sonra konuşalım, olur mu?”
Horikita, A sınıfının etkinliklerdeki başarısını gibi bilgileri bir kenara bırakarak, önce sınıfın onların seçtiği etkinliklerdeki kazanma payını ölçüp tartmak istiyordu kısaca.
✩ ✩ ✩ ✩
“Horikita, zamanın var mı?”
Tenefüste Keisei, Horikita’nın yanında aldı soluğu.
“Buyur, söyle?”
“Burada konuşmayalım… özel sınav hakkında.”
Kimse duymasın diye hemen arkasını dönüp koridora gitmek için işaret etti, Keisei.
Tam olanlara seyirci kalıp kafamı çeviriyordum ki–
“Ayanokōji-kun da gelsin?”
“…peki.”
Gelmemden hoşlanmasa da, bir mazur görmediği için, tamam dedi. Ben de reddetmeyi düşünmediğim için peşlerinden gittim, koridora çıktık.
“Dediğimi düşünebildin mi?”
“Bilgi toplama hakkında mı?”
“Evet.”
“Bence… A sınıfından kolay kolay bilgi alamayız.”
“Ama denemekten ne zarar gelir ki? Hem zamanımızı da iyi kullanabiliriz bilgi edinirsek.”
Keisei zaman kazanmak adına bir an evvel bilgi toplamaktan yana.
Başarı elde edebilmek için harekete geçme isteği, arzusu… bu duyguyu çok iyi biliyorum ben de.
“A sınıfını takip ederek bilgi edinebileceğimizi mi düşünüyorsun?”
“Tabii, A sınıfında herkes seçilecek 5 etkinliği bilmiyor olabilir.”
Sakayanagi bilen tek kişidir? Ya da yakınları biliyordur en fazla.
Karakterini düşünürsek, bilgi akışını engellemeye çalışması normal.
“Sakayanagi karar veren kişi olabilir ama sınıf arkadaşları da az çok neler seçilir biliyorlardır.. haksız mıyım, Kiyotaka?”
“Eh, sınıf arkadaşlarının bir fikri vardır bence de.”
Bir yılı birlikte geçirdiklerini düşünürsek, az çok herkesin neyi yapıp neyi yapamayacağını, hangi konularda başarılı olduklarını biliyorlardır.
Hangi etkinliklerin seçileceğini tahmin ederler yani.
“Aynen öyle. Aklıma bir fikir bile geldi.”
“Nasıl bir fikir?”
“Katsuragi’yi kendi yanımıza çekeceğiz.”
A sınıfının eski lideri, Sakayanagi’ye kafa tutan Katsuragi.
Keisei etrafına bakındıktan sonra, fısıldayarak;
“Son sınavda Katsuragi’nin en büyük destekçisi Totsuka’yı, Sakayanagi okuldan attırdı. Hala ona kin güttüğüne kalıbımı basarım! Son günlerde birkaç kez karşılaştık, hali hal değil. Eski halinden eser yok.”
Sakayanagi’ye öfkelenip kin tutmasına şaşmamalı.
Yahiko’nun okuldan atıldığı kesinleştiği gün, Katsuragi ile Ryūen’in konuşmasını hatırladım.
“Sakayanagi-san’a kinlendi diye A sınıfına ihanet eder mi diyorsun?”
“Tabii, karşılık olarak bir şeyler sunmalıyız.”
Galiba, Keisei bu konuya da bir çözüm bulmuş.
“Bizim kazanmamıza yardım ederse, 130 sınıf puanı alacağız. Sınıfı bir bütün olarak düşünürsek, bir yıl boyunca yaklaşık 6 milyon kişisel puan alabileceğiz. Biraz ayırırsak, 20 milyon kişisel puan biriktirebiliriz.”
Keisei’nin az çok ne demek istediğini anladım.
“A sınıfına çıktıktan sonra, Katsuragi’ye sınıfımıza yükselme şansı tanımış olacağız. Bu tarz bir yem nasıl? Hem Katsuragi ile iyi bir çıkar ilişkisi de kurmuş oluruz.”
“Hiçbir öğrencinin buna evet diyeceğini düşünmüyorum. Ona ne dersek diyelim, biz C sınıfıyız. Bu gerçek değişmiyor, farkındasın değil mi?”
“Fakat şuanki içine düştüğü durumuyla evet demeyeceğini nerden biliyorsun?”
“Katsuragi’nin durumumun iyi olmadığını ben de anlıyorum. Ama sınıfına ihanet ettiği öğrenilirse, kendi ayağına sıkmış olacak. Böyle bir durumda bizim 20 milyon puanımızı beklemeye vakti olacağını hiç sanmam. Hadi sınıfı da ikna ettik diyelim, hadi sınıfımız da sürekli yükselmiş olsun, B olduk, A olduk falan. Bizim 20 milyon puanı toplamamız birkaç yıl alır.”
En iyi senaryoda, 1 yıla anca biriktiririz. Dediği gibi, sınıf sürekli yükseldi diyelim.. puan da bolca aldık falan.. 20 milyon az buz bir puan değil ki.. kolayca biriksin.
“Peki ne diyorsun, Horikita?”
“…Eh, senin dediğin doğru, Yukimura-kun. Bilgi toplamamız şart.”
“O zaman-”
“Fakat fikrini kabul edemem.”
“N-nedenmiş?”
“Katsuragi-kun’un köşeye sıkıştığı doğru ama sınıfına ihanet etmeye razı gelmez. Teklifimiz yeterince iyi de değil. ”
Elimizde puan olsaydı, onu kandırmak daha kolay olurdu. Ama yaklaşık 1 yılı aşacak bir ödeme planıyla… çocukları bile kandırmak zor.
“Elimiz kolumuz bağlı mı kalalım? Böyle bilgi edinemeyiz.”
“Çaba harcasak da, dişe dokunur bilgi edineceğimizi sanmıyorum.”
“Denemeden nerden bilebiliriz ki?”
Keisei’nin inatlı direnişlerine rağmen, Horikita bu fikre onay vermiyor.
“Bilgi toplamaya hayır demiyorum. Fikrine hayır diyorum. Başka bir şey düşünürsen, tekrar konuşalım bu konuyu.”
Horikita konuşmayı burada bitirip sınıfa döndü.
“Kahretsin!!”
Keisei yere tekme attı.
“…Hey Kiyotaka, yardım edeceksin değil mi?”
“Horikita’yı ikna etmeye mi?”
“Hayır… Katsuragi’yi ikna etmeye.”
Bakışlarından ve sözlerinden ne kadar istekli ve kararlı olduğu belli oluyordu.
“Horikita kazanmak istemiyor diyemem ama sanki A sınıfına kafa tutamayacağımıza inanmış gibi. Yoksa neden bu şansı değerlendirmemize izin vermesin ki? Katsuragi ile görüştüğümüz duyuldu diyelim, C sınıfına zarar gelmeyecek ki.”
Keisei’ye hayır demekle ona engel olamam, eminim. En azından onunla gideyim de az çok bir şeyler öğreneyim, en mantıklısı bu.
“Katsuragi ile nasıl iletişime geçeceğiz?”
“O….konuyu düşüneceğim. Zaten zamanımız var.”
“Tamam. Sen kararını verince haber edersin.”
Tek başına hareket etmemesi için, ona cevap bekleyeceğimi söyledim. Bakalım neler olacak.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩