Elitler Sınıfı - Cilt 11 - Bölüm 5 & 6 - Kumandan Olmak
Cilt 11 – Bölüm 5 – Gönüllü Olmak
Aynı günün öğlen molasında, C sınıfındaki herkesin sınıfta toplanmasına karar verildi.
Öğle yemeğini sınıfta yiyeceğiz galiba. Yanına bento almayanlar kantine falan koştu.
Benim de yanımda yiyecek bir şey yok. Sınıftan çıktım.
Tenha bir köşeye geçip telefonumdan 2 kişiye mesaj attım. Birisi hemen dönüş yaptı. Ona daha önceden mesaj göndermiştim, hemen görmüş.
Diğeri ise….
İşimi bitirip hemen öğle yemeğine bir şeyler alıp sınıfa döndüm.
Sınıfa döndüğümde, 2 kişinin eksik olduğunu gördüm. Birisi, sahipsiz buzağı Kōenji Rokusuke.
Diğeri ise, Hirata Yōsuke.
Bu ikisi dışında, 37 kişi sınıftaydı.
“Hirata-kun katılmayacak galiba.”
“Galiba.”
Bazıları endişesini belli etse de, zamanımız yoktu. Olabildiğince çok kişiyle, etkinlik seçimi için konuşmamız, tartışmamız gerekiyordu.
“‘Hani yeni bir sayfa açacaktı! Koeunji’nin hiçbir şey umrunda değil. Yine bizi kekledi be!?”
Sudō’nun sinirlenmesi… o kadar doğaldı ki.
Bu arada, Kōenji’nin verdiği sözü tutabileceğine inanlar varmış aramızda. Ya da inanmak isteyenler mi demeli?
Gerçekler acıdır derler, doğru.
Daha doğru bir tanım yapacak olursam; insanlar kolay kolay değişmez.
Sınıftakilerin aklını çelmek için birkaç süslü söz söyleyip mantıklı düşündürerek kendisini az çok güven veren birisi olarak göstermesine rağmen, Kōenji: aynı tas aynı hamam…
Fakat bu tavırlarının süreklilik arz ettiğini düşünmüyorum. Sınıf oylaması gibi benzer sınavların ilerde tekrar yapılacağını düşünüyorum.
Öyle bir sınav gelirse şayet, Kōenji bu sefer bedelini ağır ödeyecektir.
“O çocuğun adını ağzınıza anmayın ya! Bırakın gitsin. Başlayalım biz.”
“O çocuğun sizi etkilemesine izin vermeyin. Chabashira-sensei’nin sınıfa bıraktığı broşürü çoğalttım. Herkese dağıtacağım şimdi. Herkes yemek yerken dikkatlice okusun. Okuldan sonra daha detaylı görüşeceğiz.”
Hirata ortalıklarda olmadığı gibi, liderlik almaya da gönüllü değildi. Horikita’nın öne çıkıp liderlik etmekten başka çaresi yoktu.
“Anlamadığınız bir konu varsa, çekinmeden sorun.”
Böyle söylediğine bakılırsa, Horikita broşürü dikkatlice okuyup tüm içeriği anlamış.
✩ ✩ ✩ ✩
Aynı gün, okul çıkışıydı.
Chabashira sınıftan çıkmadan önce koridora kumandan olarak seçilen kişinin gönderilmesini tembihledi.
Hirata sırasından kalkan ilk kişi oldu.
“Erm… Etkinlikleri konuşa-”
Kızlardan biri, Nishimura, ona seslenmeye çalıştı ama duymazdan gelip sınıftan çıktı.
“Hirata-kun…”
Nishimura’nın ağzı açık kaldı. Herkes Hirata’nın tavırlarına şaşırıyordu.
Bu duruma karşı tepkisiz kalan tek kişi vardı: Kōenji. Telefonuna bakıyor, etrafla ilgilenmiyormuş gibi bir hava veriyordu.
“Ben…lavaboya gidiyorum, hemen dönerim!”
Hirata’nın peşinden gitmek için bir yalan uyduran Mei Yu Wang koşarak çıktı.
“Madem işe yaramak istemiyor, inisiyatifi ben alacağım.”
Horikita iş başa düşünce öğretmen kürsüsüne geçti.
“Ben gidiyorum. Kumandan olarak görevimi yerine getireceğim.”
“Tamam. Öğretmenin ne dediğini biliyorsun. Seçme şansın olursa D’yi seç.”
“Tamam, ama beklentin yüksek olmasın.”
Yerimden kalkıp sınıftan çıktım. Kumandan olarak sorumluluğu alıp koridora geçtim.
“Sen mi geldin, Ayanokōji. Kumandan nerde?”
Etrafı tarayan Chabashira, Hirata ile Mii-chan’ın uzaklaşmasını izledi.
“Kumandan benim.”
“Ne…?”
Şaşırmasına rağmen, yolu göstererek ilerledi.
“Rakiplerimizi seçeceğiz, özel bina fazla uzak değil mi?”
“Sınav günüyle ilgili bazı detaylar da verilecek.”
Özel binaya girdiğimizde etrafta çıt sesi bile yoktu. Ayak seslerimiz etrafta yankılanıyor. Yalnızız sanıyordum.
“Koruma puanı almak için epey uğraştın. Şimdi de kumandan olmaya zorlamışlar seni. Bu ne talihsizlik.”
“Zorlamadılar. Ben gönüllü oldum.”
Chahashira bir anlığına duraksadı.
“…Gönüllü mü oldun?”
“Evet, garip olan nedir?”
“Dikkat çekmemek için özel çaba sarf ettiğini sanıyordum?”
Chabashira sorguladı.
“Önemli olan zorlanıp zorlanmadığım.”
“Demek reddedecek pozisyonda değildim diyorsun.”
Koruma puanı alan öğrencilerin kumandan seçileceği… aşikardı.
Teklifi redderlerse, okuldan atılmaktan bir kez olsun kurtulacaklardı. Daha doğrusu önlerinde iki seçenek var dersek: Ya kendilerini sonra ateşe atacaklardı reddederek, ya da kendilerini feda edeceklerdi.
“Neyse. Kumandan olarak büyük sorumluluk alıyorsun. Eğer sorun yaşarsan, C sınıfı bedelini ağır ödeyecek.”
Chabashira sensei etrafta kimse olmayınca sert bir dille uyardı.
“Beni tehdit mi ediyorsunuz?”
Kafamı ona çevirince, sırıttığını fark ettim.
“Nasıl düşünmek istersen öyle düşün. Fakat performansını dört gözle bekliyorum, Ayanokōji. Belki bu sınavda ne kadar yetenekli olduğunu görme şansım olur.”
A sınıfını deli gibi arzulayan Chabashira sensei’nin, beklentileri yüksekti.
“Kazanacağımın garantisi yok ama.”
“Öyle mi diyorsun? Şahsen kaybedeceğini hayal bile edemiyorum.”
Bu cümleden sonra cevap vermedim, bizi bekleyen diğerlerinin yanına odaya girdik.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩
Cilt 11 – Bölüm 6 – Kumandanların Görevleri
Özel binadaki çok amaçlı odalardan birine geldik. Bu sınav için özenle dizayn edilmiş gibiydi.
“Herkes çoktan gelmiş galiba.”
Kapı açıktı, içerde diğer sınıfların öğretmenleriyle, A sınıfından Sakayanagi, B sınıfından Ichinose ve D sınıfından Kaneda vardı.
Hiç şaşırmadım. İçerdeki herkesin koruma puanı var.
Odada karşı karşıya duran 2 bilgisayar vardı. Ikisi de büyük bir ekrana bağlıydı.
“Tüm kumandanlar toplandığına göre, eşleşmeyi yapalım. Bu kutunun içinden bir çubuk seçeceksiniz. Ucunda kırmızı renkli daire olan çubuğu seçen kişi, kendi rakibini seçme hakkına sahip olacak.”
Mashima-sensei, kutuyu Sakayangi’ye uzattı ama o reddetti.
“Güzel şeyler hep sona kalır derler. Ben son çekmeye hazırım. Sen şansını dene, Ichinose-san.”
“Eh, ben çekerim!”
Ichinose’den sonra, C yani ben, sonra D sınıfı çekti. Çubuklar kapalı olmadığı için, hemen sonucu görebildik. D sınıfından Kaneda, kırmızı daireli çubuğu çeken şanslı kişi oldu.
Kısaca, D sınıfı kendi rakibini seçebilen tek taraf olacak.
“Son çubuğu çekmeme gerek kalmadı, değil mi Mashima-sensei?”
Mashima-sensei son çubuğu çekip gösterdi. Kırmızı daire yoktu.
“Bu sefer bahsettiğin güzel şeyler yaşanmadı, Sakayanagi.”
“Bilemiyorum, sensei. Birinci olmak için bu çubuğa ihtiyacımız da yok hani.”
Ichinose: “A sınıfı rakibi kim olursa olsun, ezip geçecek diyorsun yani.”
“Oh, yok canım. Sizin sınıfla kapışmak istemem, Ichinose-san.”
Sakayanagi’nin cevabından dalga mı geçiyor, nezaketen mi cevap veriyor belli değildi. Belki de dürüstçe cevap veriyordur.
“Peki, hangi sınıfı seçeceksin, Kaneda?”
Bu sabah bu konuyu tartışıp karar vermişlerdir diye düşünüyorum. Özellikle de kazanma şansları yüksek olan bir sınıfı seçeceklerdir.
“O zaman direkt söyleyeyim. D sınıfı,… B sınıfıyla eşleşmek istiyor.”
Kaneda, beklenmedik bir sınıfa savaş ilan etti. Vay be.
“B sınıfı seçmek istediğinize emin misiniz?”
“Evet.”
Kaneda’nin kararından emin olan Mashima-sensei, sınıf kapışmalarını belirledi.
D ile B’nin kapışmasıyla, A ile de C sınıfı kafa kafaya mücadele verecek.
“C sınıfı seçeceğinize adım gibi emindim nerdeyse, B nerden çıktı?”
Sakayanagi, Kaneda’den neye dayanarak bu kararı aldıklarını öğrenmek istedi.
“Gidişatımızı değiştirmek için, üst sınıflardan olabildiğince çok puan kapmak istiyoruz. A sınıfıyla şimdilik karşılaşmak da istemiyoruz.”
A sınıfı zorlu bir rakip olduğu için B sınıfını seçmişler demek.
“Demek öyle? B sınıfı gibi güçlü bir rakiple kapışmaktan bizi kurtardınız. D sınıfına başarılar diliyorum.”
Sakayanagi, Kaneda’ye hafifçe boynunu eğerek başarılar diledi.
Arka planda biraz çalıştım ben ya.
Kaneda’nın çubuğu çekmesi şans eseri olsa da, işler bu raddeye gelsin diye çabalayan bendim.
Ichinose ile Ishizaki’ye mesaj atıp C ile A sınıfının kapışmasını istediğimi söyledim.
Ichinose A sınıfı ile kapışmayı çok istese de, bana borçlu hissettiği için, tamam dedi. Ishizaki ise, zaten D sınıfının B ile kapışmak istediğini söyleyerek sorun olmayacağını dile getirdi.
Bu iki kişiyle olan tanışıklı dövüşümün tek sebebi, A ile olan kapışmamızı garantilemek içindi.
Eğer çubuğu ben çekseydim, o zaman kabak başıma patlayacaktı.
Horikita bana özellikle D sınıfını seç dediği için, bir bahane düşünmek zorunda kalacaktım.
Kazanma şansım 1/4 idi. Sakayanagi de, arka planda bu yarışmayı kesinleştirmek için çabaladığımı fark etmiştir.
Kısacası, sınıfların kiminle kapışacağı çoktan belliydi.
“O zaman, sınav günü kullanacağınız sistemi anlatmaya başlıyorum. Bu odada, buradaki iki bilgisayar sistemine benzer bir düzenekte, gerçek zamanlı arkadaşlarınızın etkinliklerini yöneteceksiniz.”
Chabashira soldaki bilgisayara geçerek ekrana bir şeyler yansıtmaya başladı.
Chabashira sensei ayarlamalar yaparken, Mashima-sensei açıklamasına devam etti.
“Örnek olarak, ekranda A sınıfı öğrencilerinin profilleri yer alıyor. Fareyi kullanarak öğrencilerin fotoğraflarını, katılacakları etkinliklere sürükleyerek ekleyip çıkartacaksınız. Hata yaptığınızda ya da fikrinizi değiştirdiğinizde, kutulardan fotoğrafları çıkartıp yeniden seçin. Ekranlar dokunmatik. Fare kullanmak zorunda da değilsiniz.”
“Video oyunu gibi değil mi?”
“Aynen öyle hocam!”
Ichinose ile Hoshinomiya-sensei ekrana bakıp gülüştüler.
“Her etkinlik için, katılımcı seçme süreniz var, ekranın sol tarafında görebilirsiniz. Her öğrenci seçimi için, yaklaşık 30 saniyeniz var.”
Yani, 10 kişilik bir etkinlik için 300 saniye kadar zamanımız var demektir.
“Size verilen sürede seçim yapamadınız diyelim, boş kalan yerler rastgele doldurulacak. Çok fazla öğrenci seçtiyseniz de, fazla öğrenciler rastgele çıkartılacak. Dikkatli olmalısınız kısaca.”
Zaman aşımı yasak yani.
“Etkinlikler başladığında büyük ekrandan görüntüleyebileceksiniz.”
Sadece televizyonda görebileceğimiz tarzda Shogi yarışması yansıtılmıştı ekrana.
“Her etkinlik için kumandanın kuralları ya da ‘yetkileri’ diyelim, ekranın üst köşesinde yansıtılacak.”
Ekrandaki görüntü tekrar değişti ve küçük bir kural belirdi:
『Maçın herhangi bir noktasında kumandan oyuna müdahale edip hamleyi değiştirebilir』
Az önce Mashima-sensei’nin bahsettiği kurallarla alakalı durum bu olsa gerek.
“Kumandan olarak, kurala tıklayarak istediğiniz zaman oyuna müdahale edebilirsiniz. Bu da aklınızda bulunsun.”
Ekrana tekrar shogi yarışması yansıtıldı.
“Arkadaşlarınıza telefonla direktif verme yetkiniz yok. Bu konuyu farklı bir yöntemle halledeceğiz. Siz direktiflerinizi yazacaksınız, onların kulaklıklarına bir sistemle seslendirme yapılacak.”
Demek yazdığımız direktifleri makina aracılığıyla karış tarafa sesli iletecekler. Bunun sebebi, gereğinden fazla bilgi akışını engellemek için sanırım.
Shogi maçını örnek olarak alırsak, kumandanlar sadece bir kez müdahale hakkına sahip. Fakat verdikleri direktifle güzel bir şekilde bilgi aktarımı yapabilirlerse, birkaç hamlelik bilgi vermiş olabilirler. Kelimeleri iyi seçmek lazım.
“Kumandanlar, kurallarda yer almadığı halde herhangi bir etkinliğe müdahale etmeye çalışırlarsa, sınıfları diskalifiye olacak ve etkinliği otomatikman kaybedeceksiniz.”
Sınıftan kimseye bilgi paylaşmayalım diye bekçilik yapılacak demektir.
“Her etkinlik için, katılımcıları temsil eden bir kişiye kulaklık verilecek. Katılımcı sayısı çok olsa dahi, bir kişiye direktif verme hakkına sahipsiniz. Kumandan olarak bu kişiyi seçme hakkı da size ait.”
Çok işim var çok…
Önceden karar vermemiz gereken bir ton konu olduğu gibi, bir de beklenmedik durumlarla başa çıkmaya çalışacağız.
“Kurallara uyduğu sürece, istediğiniz zamana direktif gönderebilirsiniz.”
Ekranın şablonunu değiştirerek, ekranda neleri görmek isteyip istemediğimizi ayarlayabiliyoruz.
Güncel etkinliği gözlemlerken, sonraki etkinlik için ayarlamalar yapabiliyormuşuz.
“Kumandanların görev ve sınavın işleyişi böyle. Sorusu olan var mı?”
Mashima-sensei, odadaki herkese tek tek baktı. Ama kimseden çıt çıkmadı.
“Peki, o zaman bugünlük bu kadar. Sistemle ilgili sorusu olan ya da merak ettiği bir konu olan varsa, öğretmenlerinizin önderliğinde buraya gelip bakabilirsiniz. Tabii, sınava bir hafta kalaya kadar geçerli bir izin bu. Çıkabilirsiniz.”
Bu açıklamayla beraber herkes dağıldı.
✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩