Elitler Sınıfı - Cilt 12 - Bölüm 11 - Arayış
Cilt 12 – Bölüm 11- Arayış
Özel sınavın 3.günü çarşamba, geldi çattı.
ÖYD uygulaması sabah 08.00’da yenilendi ve yeni partnerler ortaya çıktı.
“34 yeni partner belirlenmiş, ha?”
Salı gününü de sayarsak toplamda 56 partner ortaya çıktı.
Kurulabilecek en fazla partner sayısının 157 olduğunu düşünürsek, öğrencileri 3’te 1’i karar vermiş anlamına geliyor.
10/B dün toplantı düzenleyerek 9’larla açık bir şekilde iletişime geçtiğini düşünürsek, Ichinose’n sınıfından yüksek çoğunluk bu eşleşmeyi oluşturuyor diye düşünebiliriz.
Kısaca, çömezlerin bir kısmının dünkü tanışmadan sonra kararını verdiğini söylemek mümkün.
Diğer bir ayrıntı ise, çömezlerden akademik başarısı düşük olanların çoğu Ichinose’in sınıfı ile eşleşti.
- sınıftan zeki öğrencilerinden birkaçının da 10/C’den partnerler bulduğunu gördüm. Buradan da, uzlaşmalarında başarılı olduğu sonucu ortaya çıkıyor.
Bizim sınıfta ise Kushida’dan başlayarak 5 kişi partner buldu. 9/B’den Yagami Takuya’nın partneri olup olmadığına baktım. Bulmuş birini.
Kushida ile partner olma ihtimali yüksek.
İşin ilginç yanı ise, henüz 9/D sınıfından kimsenin partnerinin olmadığı.
9 ve 10.sınıflara kıyasla, beklenmedik bir durumdu.
Harekete geçmezsem acilen, zaman kalmayacak; olan bana olacaktı.
Uygulamadaki değerlendirmeme bakıp benimle partner olmaya istekli tek kişi çıkmaz. Öğrenciler kendi değerlendirmelerini önemsemeksizin, partnerlerinin zeki ve çalışkan olmasına özen gösterir.
Kendi sınıfını korumak adına harekete geçen, elini taşın altına koyan, 10.sınıfların aksine 9.sınıflar etrafıyla ilgilenmeyecektir. Hatta sınıf arkadaşlarını rakip olarak görmeye meyilli olacaklardır diye düşünüyorum.
Onlar için yük olacak birisiyim. Ta ki tüm akademik başarısı yüksek olan öğrenciler kapılana kadar.
Tam da bu sebepten dolayı Tsukishiro, yardımcısına bu şansı kaçırmamasını tembihlemiştir.
Benimle partner olmak için iletişime geçen ya da kendi rızasıyla partner olacağını dile getiren birisi, kırmızı bayrağı çekmiş demektir.
Partner konusunda karar vermede tereddüt etmeye devam edersem, Tsukishiro’nun yardakçısı ile partner olma ihtimalim artacak.
Seçeceğim partnerin, yardakçı olmamasına dikkat etmem gerek.
Zaten karşımdaki gizli rakibin, elindeki kartlar neler; kendisini nasıl gizliyor bir fikrim yok.
Uygulamadaki herkesin adını, yüzünü ve akademik başarısını ezberledim ezberlemesine de… henüz bir ipucu elde edemedim.
Tüm 9.sınıflar, yani 160 kişi ile karşı karşıyaysam, bana savaş açıyorsa, sonuç belli demektir: Şah-mat.
Fakat bu ihtimalin absürt olduğunu düşünüyorum. Böyle bir şeyi Tsukishiro’nun başarması zor diyorum ama…
Hayır, hayır. Yanlış yoldayım.
Şuan önceliğimi vermem gereken konu: herkes bana karşı olsa bile bu okulda kalabilecek bir plan kurmak olmalı.
Kalan 104 öğrenciden en güvenilirini seçip kendime bir yol çizmeliyim.
Beyaz odada, cinsiyet ayrımcılığı yoktu. Felsefeleri: her çocuğa eşit davranmaktı.
Cinsiyetten de ayrım yapamıyorum kısacası.
Listeyi nasıl daraltabilirim emin değilim.
Belki fiziksel görüntülerinden yana listede bir daraltma uygulayabilirim?
Beyaz odada verilen yiyecekler, en ince ayrıntısına kadar düşünülüp hazırlanıyordu. Öğrencilerin öyle bir ortamda obez olarak yetişme ihtimalleri sıfır.
Küçük ve basit bir plan aklıma geldi..
Kilolu birisini seçersem, beyaz oda öğrencisini seçmemiş olurum?
Tabii, garanti bir plan değil. Beyaz oda öğrencisinin aylar öncesinden beni okuldan attırmak için kolları sıvamış olma ihtimali var. Kilo alması için önceden hazırlık yapmış olabilirler.
Beyaz odadaki acımasız eğitimlerin yanında, kilo almak nedir ki?
Bu arada bu uygulamada boydan fotoğraflar yer almadığı için, net bir çıkarımda bulunmam da zor. Fotoğraflardan sadece 2 öğrencinin kilolu olduğunu fark edebildim.
O iki kişinin bile Tsukishiro tarafından gönderilme riskini kafamdan atamıyorum. Sadece beyaz oda öğrencisinin değil, 9’lardan normal öğrencilerin de onun yardakçısı olarak peşime gönderildiğini düşünüyorum.
Beni okuldan attırırlarsa, iyi bir gelecek, okul ya da üniversite vaatleriyle kandırılmış olabilirler.
Sadece akademik başarıya göre bir değerlendirme yapıp listemi daraltsam mı diye bir düşünüyorum.
Beyaz oda öğrencisi için, giriş sınavında ful çekmek zor olmayacaktır. A ya da A+ bir başarı onlar için çocuk oyuncağı.
Fakat bu başarının diğer getirisi de, kontrol altına alınabilir olması. İstedikleri şekilde notlarını düşürüp yükseltebilirler.
Bu ÖYD uygulamasıyla ilgili önceden bilgi aldığına da eminim.
Akademik başarısını E yapıp, tuzağına düşmemi beklemesi şaşırıcı olmaz.
Sınıflara göre de listede daraltma yapmak mümkün….
Tabii, şüpheliler listemi daraltmamın başından beri zor olacağını biliyordum.
Ne yapmam gerektiğinin de farkındayım .
Her öğrenciyi tek tek gözlemlemek, ne kadar doğal davranıyorlar görmem şart. Karşımdaki kişinin düşmanım olmadığına emin olduğum zaman, onlarla partner olabilirim. Hatta ilerisi için de yardımlarını alabilirim.
Kendime bir kural koydum.
Bugünden itibaren, denk geldiğim her 9.sınıf öğrencisiyle konuşacak, onlarla iş birliği kurmaya çalışacağım.
Tsukishiro’nun basit bir gözlemle su yüzüne çıkacak bir rakip göndermediğine göre, elimdeki azıcık şans ile çıkabilecek sorunlara karşı mücadele vereceğim.
Akademik başarısı yüksek olmayan birisi olarak, bu durumdan kendime pay çıkartamam. Fakat benimle partner olmaya gönüllü birisi çıkacaktır diye düşünüyorum.
Arayan mevlasını da bulur belasını da demişler. Mevlamı bulmaya gidiyorum.
✩ ✩ ✩
Yurttan çıkıp okula doğru yürümeye başladım.
Çok geçmeden önümde 9.sınıflardan 2 kız öğrenci gördüm: 9/A’dan Kurihara Kasuga ile Konishi Tetsuko.
Akademik başarısı yüksek olan, sınavın ilk gününden partner bulan öğrenciler olduğu için, hiç şansım yoktu onlarla.
Çoktan partner bulmuş olmaları da sorun değil.
Hatta iş birliği için, en iyi seçenek onlar. Sadece… nasıl desem, onlara seslenme konusunda zorlanıyorum.
Bu sınavdan dolayı partner bulma zorunluluğumuz olsa da, iki kıza yaklaşan bir senpaiyi nasıl karşılarlar acaba? Bu konuya kafam takıldı.
Onlara seslenip Yōsuke gibi günaydınlar diyecek cesaretim olmadığı için, benimle partner olabilecek birisiyle tanıştırabilir misiniz de diyemem.
Yine de denemem gerekiyor. Şuan pes ederek kendimi geriye çekmiş olurum.
Onlarla konuşmaya karar verdim. Fakat zamanlama konusunda emin olamadım. Neşeyle sohbet ediyorlarken onların arasına girmeyeyim. Biraz bekleyeyim.
“Sana da günaydın, Ayanokōji-senpai.”
Tam önümdekileri izliyorken, birisi arkamdan seslendi.
Bana seslenen kişi birkaç gün önce Hōsen ile bizim sınıfı basan, Nanase Tsubasa çıktı. Yüzünde umursamaz bir gülümsemeyle bana baktı.
“Ah, günaydın.”
Kimsenin bana seslenmesini beklemediğim için, aramızda garip bir sessizlik oluştu.
“Öndeki iki arkadaşlar görüşmek istersen, sana yardımcı olabilirim?”
Nanase’nin teklifi güzel fakat, aynı dönemden öğrenciler olarak üçü arasında bir iletişim döner. Bense, istenmeyen kişi konumuna düşerim.
“Yok, sağ ol.”
“Oh, öyle mi?”
Nanase düşüncesini dile getirip yanımda yürümeye başladı.
Diğer kızlarla konuşayım derken Nanase ile sohbet etmeye başladım. Sohbeti başlatan ben olmadığım için ona minnettarım ama…
Bir 9.sınıf öğrencisi olarak, bana tesadüfen seslenmesi imkansız. Zamanını ayarlayıp benim yurttan çıkmam için beklemesi muhtemeldi.
Sadece Nanase değil, benimle iletişime geçmek isteyip inisiyatif alan her öğrenci için geçerli bu durum. Aynı dün Amasawa gibi. Ona yaklaşan ben değildim, o bana yaklaştı.
“Geçen günkü Hōsen-kun’un kaba tavırlarından dolayı özür dilerim.”
“Direkt etkilenen ben değildim. Benden özür dilemene gerek yok.”
“Size rahatsızlık verdik. Hōsen-kun’a engel olmak için yanında gelmiştim ama şimdi düşününce ne kadar çaresiz kaldığımı fark ettim.”
Hōsen’in sert ve şiddete dayanan yapısına karşın, Nanase sosyal birisi olarak tam tersi nazik ve hoş bir izlenim veriyordu.
Akademik başarısı B olan bir öğrenci olarak, ideal bir partner.
Benim dışımda peşine düşüp partner olmak için çabalayanlar olduğuna eminim. Ama 3.gün olmasına rağmen, hala partneri yok.
Büyük ihtimalle 9/D sınıfının planıdır.
Akademik başarı dışında, diğer değerlendirme kriterleri de: fiziksel yeteneği, uyum, topluluk katlısı gibi değerlendirmeleri C+ ve üzeri idi.
Bu başarılarından dolayı, Nanase Tsubasa’nın neden D sınıfına yerleştirildiğini merak ettim.
D sınıfına yerleştirilen öğrenciler, kendilerince belli başlı sorunları olan kişilerden seçiliyordu. Mesela görüntüde Yōsuke ile Kushida kusursuz insanlar. Fakat ikisiyle de tanışıp kaynaşınca, durumun hiç böyle olmadığı ortaya çıktı.
Nanase’nin de benzer bir problemi olup olmadığından emin değilim. Aynı zamanda, 9/D için de benzer bir yerleştirme yapıldığının garantisi yok.
Açıkçası, insanların kişisel problemlerinin ya da değerleriyle ilgili sorunlarının olmasından kötü değil.
Benimle partner olmasını ya da yardımcı olmasını istemek için, tek ihtiyacım olan Nanase Tsubasa’nın, Tsukishiro’nın tarafında olup olmadığını öğrenmek.
İlk kez karşılaştığımızla Hōsen’in yanındayken, bana bakmıştı ve bu bakışından hafif endişelendim..
Şuan o bakışları da yok; tamamen doğal bir hali var.
“Bu sınav için partnerini belirledin mi?”
Nanase adındaki kişiyi öğrenmek adına sohbeti başlattım.
“Ben mi? Yok, henüz karar vermedim.”
“Seninle iletişime geçenler olmuştur bayağı?”
“Tabii ki. 10/A ile 10/C’den senpailer geldi.”
Akademik başarısı B olan birisine göre, talep görmesi doğal.
“Peki, neden hala karar veremedin?”
Konuyu eşelemeye karar verdim. Akademik başarı ya da puan temelli bir karar verip vermediğini öğrenirim herhalde.
“Özür dilerim ama bu soruya cevap vermemeyi tercih ediyorum.”
Bu sözleriyle beraber Nanase, hafifçe başını eğerek özür diledi.
“İstemiyorsan cevap verme; özür dilemene gerek yoktu ki.”
Şuan kişisel mi yoksa 9/D sınıfına ait bir karar mı öğrenemeyeceğim demektir.
O zaman, başka bir açıdan konuya girelim.
“Eğer isterseniz, iki D sınıfını eşleştirelim? Uygun partnerler olalım sınıflarımıza?”
Kendimi de dahil ederek bir teklif sundum. Horikita, 9/D’yi istiyordu. Hōsen ise, bizim sınıftan beklentiliydi. Fena bir fikir sayılmaz.
“Sınıfları mı eşleştirelim…?”
“Evet. Çoğu öğrenci, akademik başarısı kendisinden yüksek olan kişilerle partner olmak istiyor. Bunun bir sonucu olarak da başarısı düşük olan öğrenciler seçilmeyecek ve boşta kalacak. Akademik başarısı düşük olan öğrenciler eşleşmek zorunda kalırsa da, hem sizin hem de bizim dönemin öğrencileri okuldan atılma ile karşı karşıya kalacak.”
“Evet, anlıyorum. Mümkünse, buna engel olmayı ben de isterim.”
“Tabii. Bunun için bir denge kurmak şart. Birincilik ödüllerinden vazgeçmeyi göze alarak, kimsenin arkada kalmasına izin vermemeli, uygun partnerler oluşturmalıyız.”
Biz D sınıfı öğrencileriyiz. Doğal olarak küçük görülüyoruz.
Bizim gibi D’ye yerleştirildikleri için, teklifimizi kabul ederler diye düşünüyorum.
“Peki ne diyorsun?”
“Haklısın. Ben de sizinle anlaşmak istiyorum, Ayanokōji-senpai. fakat…”
“Fakat ne?”
“Sınıfımın ne kadar istekli olduğunu bilmiyorum. Dahası, akademik başarısı yüksek öğrencilerin bir kısmı gizlice anlaşma yapmakla uğraşıyor. ”
Bu sınavda üstün taraf olan herkes, iyi bir partner bulup üst sıralarda yer almayı hedefliyordu. Önümüzdeki 9/A’dan 2 kız da aynı şekilde idi.
9/D’nin henüz partner seçimine karar vermemesinin sebebi ise, bu konudan bağımsızdı: Kişisel puanlar.
Sınavın en önemli kısmı, ilk 30%’a girenlere verilecek ödüldü. Akademik başarısı düşük öğrencilere yardım etmek demek, bu ödülden vazgeçmek demekti.
“Herkesin iş birliğine ihtiyacımız yok. Yeterli kişi sağlanırsa, bu sınavı atlatabiliriz. ”
Sınıfın bir kısmını elde edersek, gerisini çözeriz.
“Haklısın fakat sorun bununla bitmiyor.”
Nanase telife sıcak baktığını dile getirse de, yüzünde tereddüt vardı.
Neden böyle düşündüğünü anlamamak imkansız.
“Hōsen… değil mi sorun? O çocuk D sınıfında etkili galiba, ha?”
D sınıfının iç meselelerine bile burnumu soktum şuan. Shiratori’gil ile geçenki konuşmamızdan edindiğim azıcık bilgiyi dile getirmiş oldum.
“Evet. Kız erkek demeden çoğu öğrenci, Hōsen-kun’un talimatlarına uyuyor.”
Şüphelerimin yerini güven aldı.
Kısa bir sürede Hōsen, sınıfının kontrolünü eline almayı başarmış demek.
Hatta sınıfının partner seçimini zorlaştıran bir strateji belirlemesinde de parmağı olduğunu düşünüyorum.
Eğer bu işin arkasında Hōsen varsa, sadece fiziksel başarısı olmayan; gözlem, kavrama ve etrafını çözümleme yeteneği olan birisi olduğu da kesinleşmiş olacak.
“Garip bir pozisyondasın değil mi, Nanase? Hōsen’den pek korkuyor gibi değildin.”
“Şiddete boyun eğecek birisi değilim.”
Tipine göre, şaşırtıcı bir cevap verdi, beklemiyordum. Öylesine bir cümle kurup geçiştirmedi. Net cevap verdi. Sözlerini destekleyen saklı bir gücü var gibi?
O özgüveni ya da her ne ise, onu gözlerinin saf renginden dahi anlayabiliyordum.
“Senpai… şiddet konusunda fikrin nedir?”
“Anlayamadım?”
“Karşı mısın yani?”
Hōsen’in işlerini yürütme şeklinden bahsediyorsa, ona verebileceğim tek bir cevap var demektir.
“İki seçeneğim varsa, ‘karşı değilim’i seçerdim.”
Net bir cevap verdim.
Hemen bir tepki vermesini bekledim ama sessiz kalmayı tercih etti. Kafamı ona çevirip baktığımda ise, yüzündeki uysal ifadenin artık olmadığını gördüm.
Geçen gün sınıfın önünden gitmeden önceki o son garip bakışları hakimdi.
Cevap vermesi için birkaç dakika bekledim ve…
“Ben de seçmek zorunda kalırsam, şiddete başvururum.”
Cevabı yalan mı gerçek mi bilmiyorum ama duygusuz bir şekilde cevapladı.
Hōsen acaba şiddete başvurmama eğilimi olduğu için mi bu kızı yanında tutuyor?
Hayır… bu kadar basit olamaz.
Hōsen’e, Nanase ‘o konu’ deyince tepkisi çok farklıydı.
Hōsen’in, Nanase’den daha güçlü bir karaktere sahip olduğuna dair bir kanıt da yok ortada.
Kafamın içinde ölçüp tartıyorum ama ona sorabileceğim şeyler değil gibi.
Söylenmemesi gereken şeyleri söyleyecek birine de benzemiyor.
Gardını aldıracak aptalca şeyleri söylememeliyim.
Şimdilik geri adım mı atsam acaba? Daha sonra, Horikita ile görüşme şansları olacaktır.
“Neyse. Hōsen sınıfınız adına karar veren kişiyse, işlerimiz zorlaşacak demektir.”
Burada pes edip Nanase ile bağı koparmadan, başka sınıflardan birileriyle iletişime geçsem mi..…
“Uhm, istersen, aracı olmaya çalışabilirim?”
Sınıf birliği sağlama fikrimi beğenmiş olacak ki yardım teklifinde bulundu.
“Çok iyi olur.. emin misin?”
“Evet. Fakat bu konuya ne kadar kişi istekli olur bilmiyorum. En kötü ihtimalle, sadece ben bile gönüllü olarak çıkarım?”
Nanase bu konuyu dile getirerek, cevabımı bekledi.
Sınıf arkadaşlarımız için, Horikita ile beraber önümüze çıkan her fırsatı değerlendirip 9/D ile bağ kurmalıyız.
“Tabii. Horikita da sevinecektir.”
“Horikita-senpai, 10/D sınıfının lideri mi?”
“Evet. Sınıfı bir arada tutan kişi o.”
Horikita’ya haber vereyim de 9/D’nin yardımı için Nanase ile iletişime geçelim. Horikita’ya sınıfta haber verirsem, ön plana çıkarım. Bu sebeple ne yapsam diye biraz düşüneceğim.
“Ah…kısa bir sürede dönüş yapamayabilirim. Sorun olmaz değil mi?”
“Tabii. Ben de kendi cepemde bu işi hızlıca halletmeye çalışacağım.”
“Tamamdır!”
Ardından Nanase ile telefon numaralarımızı aldık, iletişim kuracağımıza dair sözleştik.
★ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ★