Elitler Sınıfı - Cilt 12 - Bölüm 12 - Planlar
Cilt 12 – Bölüm 12 – Planlar
Horikita’nın henüz okul binasına giriş yapmadığından emin olunca, girişte onu beklemeye başladım.
Sınıfta konuşursam, dikkat çekerdik.
Çok geçmeden Horikita girişte beni görünce merakla, onu beklediğimi bilmeden sordu.
“Günaydın. Birini mi bekliyorsun?”
“Beklemek ha? Evet. Şimdi geldi.”
“Kimmiş?”
Hafiften omzunun arkasına dönerek etrafına baktı. Fakat tanıdık bir yüze rastlayamadı.
“Beni mi bekliyordun?”
“Evet. Hızlıca bahsetmek istediğim bir konu var.”
“Beni bekleyecek kadar önemli bir konu demek.”
Birlikte yürümeye başladık.
“Önemli mi dersen…? Evet, önemli olabilir. 9/D’den Nanase Tsubasa ile görüştüm az önce. Sınıflarımız arasında bir ortaklık teklif ettim.”
“Ah, nasıl bir teklif sundun?”
“9/D ile 10/D’nin ortak çalışması gerektiğinden bahsettim.”
“Seni tanımasam, garipsemezdim şuan.”
Horikita da 9/D ile nasıl iletişime geçeceğimizi düşünüp duruyordur.
Ondan izinsiz bir teklifte bulunduğum için, gardımı aldım, cezamı bekliyorum.
“9/D’nin eşleşme durumunu gördün mü?”
“Evet. Tek bir öğrenci bile partner bulamamış. Sakayanagi ile Ryūen, onları manipüle ediyor bence.”
9/D haricinde diğer akademik başarısı yüksek olan öğrencilere odaklanıp onlarla uygun fiyatlara anlaşmaya çalışmaları doğal bir tepki.
“Bu konunun bu kadar basit olmadığına kalıbımı basarım. Hōsen-kun’un agresif stratejisine karşı gelmek için zaman ve çaba gerekiyor. 10.sınıfların ona bu kadar çok zaman harcayıp vakit kaybedeceğini sanmıyorum.”
“Haklı olabilirsin.”
“Neyse. Hōsen-kun’un tavırlarından yana endişemiz varken, Nanase-san’a nasıl bir teklifte bulundun? Yoksa Hōsen-kun’un arkasından mı iş çevireceğiz?”
“Sence?”
Horikita’ya cevap vermeden bir soru yönelttim. Eğer 9/D ile ortak eşleşmeden vazgeçmişse, bu konuyu ben de bırakabilirim.
“Özel sınavı tekrar değerlendirdim. Ne düşündüğümü söyleyeyim mi?”
“Sana mantıklı tavsiyeler vereceğimi sanmıyorum.”
“Beklentim yok zaten.”
Demek düşüncelerini paylaşmak istiyor. Az önceki konumuz, D sınıfı ile iş birliği ile alakalı herhalde.
“Bildiğimiz bir gerçekten başlıyorum. 9.sınıflara bir bütün olarak bakarsak, akademik başarısı yüksek olan öğrenciler, partner seçiminde daha popüler. ”
“Evet. Shiratori’gil, 10/A ve C sınıfından puana dayalı teklifler aldıklarını söylemişlerdi. ”
“Fakat, Shiratori-kun ve arkadaşları henüz partnerlerine karar vermemişler. 10/A ile 10/C’nin ne kadar puan teklifi edeceklerine henüz karar verememişler gibi. Bizden istedikleri 500,000 puan ise, çok ama çok yüksek bir meblağ. ”
200,000 puan istemek bile mantık dışıydı. İlk 5 çifte, 100,000 puan ödül ve 30%’a girenlere de 10.000 puan verileceğini düşünürsek, yani.
“Hashimoto-kun’gilin ne kadar teklif ettiğini merak ediyor insan, değil mi?”
“Kim bilir. Belki de 500,000’a yaklaşmıyordur bile.”
Uzlaşmaya birebir dahil olan birisinin ağzından duymadığımız sürece, emin olamayacağımız tek şey.
“İki sınıfın sunduğu teklifin önemli olmadığı kanısındayım. Hatta, A sınıfının teklifinin daha düşük olduğunu düşünüyorum. ”
Bu sabah uygulamadaki değişikliklerden dolayı böyle bir çıkarımda bulunuyor herhalde.
Iki sınıf arasında 10/C’nin daha çok partneri belirlenmişti.
“A sınıfı üstünlüğüyle, C’den avantajlı. Teklif ettikleri puanlarda kayda değer bir fark olmadığı sürece, öğrencilerin çoğu A sınıfını seçecektir. Fakat, C sınıfı bu avantajı aşabilmek adına daha çok puan teklif ediyordur. ”
Hafifçe kafamı sallayarak onu haklı bulduğumu belli ettim.
“Ryūen-kun’un düşünceleri bir tık garip, değil mi? Bu sınavda, kazanmak için en iyi öğrencileri yanımıza çekmemiz şart. C sınıfı ise, bunu başarmak için A sınıfıyla puan konusunda kafa kafaya bir mücadele veriyor. Puan konusunda ciddi bir yarışta, C’nin A karşısında şansı bile yok. Birinciliğe oynamaları bile mantıksız geliyor.”
Ryūen 9’ları tehditle, göz dağı vererek yanına çekeceğini söylediyse de, kazanma şansı hala çok düşük.
“Standartlarını düşürmeleri gerekse dahi, A sınıfı ile örtüşmeyen öğrencilerin peşine gitmeleri gerekiyor.”
Bu sınavda 2. olmayı seçmeleri onların hayrına olur. B- ya da C+ başarıya sahip öğrencileri seçmeleri bu hedef için yeterli de olacaktır.
“Eh, kafasından ne geçtiğini tahmin etmek manasız… ama buradan ana konuya geçeceğim için bahsettim. 10/B sınıfı ise, 9.sınıfların akademik başarısının düşük olmasına bakmaksızın güven ilişkisi kurmakla uğraşıyor. 9/D hariç, akademik başarısı D veya düşük olan öğrenciler, Ichinose-san tarafından kapıldı.”
Horikita bir an duraksayıp etrafta bizi dinleyen olup olmadığına baktı.
“Bu sebeple, hedefimizin ortalama, sıradan öğrenciler olmasını istiyorum artık. Yani, 9.sınıflarda akademik başarısı C+ ile B- olanlar.”
Bu başarıya sahip olan öğrencilerin, büyük tekliflerle yaklaşılmayacağını ve çoğunun henüz partnersiz olduğuna dikkat çekmek istiyor sanırım.
A ile C, yüksek başarılı öğrencilere odaklanırken, bu gruptan kişilere ulaşmamız bizim için daha zekice bir hamle olur.
“Yani, 9/D ile olan iş birliğinden vaz mı geçtin, doğru mu anlıyorum?”
“Hayır, ona da devam edeceğim. Hatta önceliğimiz bu olmalı diye hissediyorum.”
“Sınıflardaki sıradan öğrencilerden vaz mı geçeceksin?”
Böyle bir karar işleri zorlaştırır. 10/D sınıfı olarak diğer sınıflara nazaran epey geriden geliyoruz. Bir an evvel eşleşmelerimizi arttırıp tamamlamamız gerek.
“Onların görevi farklı. Biraz ilkel gelebilir ama zaman kazanmak için sahte puan teklifinde bulunmak istiyorum. Başarılı öğrenciler dışında, sıradan öğrenciler bu tarz teklifleri beklemiyordur. Onların eksik kalmaması, bu lüksü yaşamaları için, değerli olduklarını hissettirmemiz lazım.”
“Yani amacın, Sakayanagi ile Ryūen’i sadece başarılı öğrenciler için değil, sıradan öğrenciler için de puan harcamaya zorlayacaksın?”
“Ne kadar etkili olur bilemiyorum ama az da olsa dikkatlerini çekeriz diye düşünüyorum. Bu sırada da 9/D ile işleri ilerletmeye çalışırız. Bana verdiğin habere sevinme nedenim de bu. Nanase-san ile kendim iletişime geçmeyi düşünüyordum zaten.”
“Ama Hōsen değil mi asıl bu puan oyununu devreye sokmak isteyen?”
“Evet, asıl o istiyor. Ama tek istediği puan mı dersin? Hani bizim kata gelip söylendi ya : ‘Bizim sınıfa yalvarmadığınız sürece, kendinize asla partner bulamazsınız. Ben de sizin gibi asalaklara yardımcı olayım diye buralara kadar geldim’ diye. Onun hedefi de bizim sınıf. Tek istediği puan olsaydı, böyle bir cümle kurar mıydı?”
Horikita, puanlar dışında da uzlaşmak için kapıların aralı olduğuna vurgu yaptı.
“Hatta giderken de ‘Görüşürüz, Horikita’ diyerek, ipucu vermiş oldu. ”
“Haklısın. Hōsen’in gözünün 10/D’de olduğu kesin.”
Böylece, Horikita üç hedefi için birinciliği terk etmiş oldu: kimsenin okuldan atılmaması, 3. ve üzeri bir başarı elde etme ve puan transferi oyunlarına karışmama.
Kolay olmasa da, 9/D’ye odaklanma sebebimiz bunlardı.
“Neyse, Hōsen-kun ile başa çıkmamız zor olacak. Fakat kendimize bir yedek plan geliştirdim.”
Anlaşılan Horikita, bilmediğim farklı şeyler de düşünmüş.
“9/B ile partnerlik ilişkisi kurmaya çalışıyoruz.”
“9/B derken… hani şu Kushida ile senin aynı okula gittiğin Yagami denen çocuğun sınıfı mı?”
Uygulama sabah güncellendiğinde ikisinin de durumuna bakmıştım ve partnerleri vardı.
“Kushida-san ile Yagami-kun dün partner oldular. Maalesef, o sıralar hiç alt dönemlerimden öğrencilerle ilgilenmediğim için şuan elimden bir şey gelmiyor. Kushida-san’a çok güveniyor gibi. Biz de bu sayede bağ kurmaya çalışıyoruz. Başarılı olabilirsek, partner sayımız artabilir.”
Güzel haber olmasına rağmen, içim içimi yiyor.
“Kushida’yı yönlendiren sen misin?”
Kushida’nın Horikita’ya dair her şeyi reddedip ondan nefret ettiğini düşünürsek, ne kadar istekli ve razı olur böyle bir iş birliğine tartışılırdı.
“Şuanki ilişkimiz ile zor olacağını düşündüğüm için, aracı olarak Hirata-kun ile iletişim halindeyiz.”
“Anladım. O zaman Kushida, köşeye sıkışmıştır.”
Kushida’nın, Yagami’nin sınıfıyla uzlaşması gerçekleşir, yanımıza birkaç çift daha alabilirsek, 10/D’nin partner sorunu çözülür, sınıf artık ders çalışmaya odaklanırdı.
★ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ✩ ★